Basur Kanamasının Nedenleri - Doktor Makaleleri
Bize ile Bağlan
All On Four İmplant Tedavisi

Genel Cerrahi

Basur Kanamasının Nedenleri

Yayınlanan

üzerinde

Makattan kan gelmesi şikâyeti basur hastalığında kişileri korkutan belirtilerden biridir. Hemoroid (Basur) hastalığının ilerlemesi durumu yanında pek çok şikâyeti getirmektedir. Basur hastalığının en sık karşılaşılan belirtilerinden olan tuvalet ihtiyacının giderilmesi sırasında dışkıdan kan gelmesi belirtisi elbette ki yalnızca hemoroid hastalığında görülmemektedir. Makat hastalıklarının ortak belirtileri arasında yer alan makat kanaması şikâyetinin altında yatan nedeni detaylı bir muayenenin ardından bilebilmek mümkündür. Sadece iç hemoroid, fissür gibi hastalıklar değil birtakım kanser türlerinin de anüste kanama görülmesine neden olabildiği bilinmektedir. Dolayısıyla kesin bir tanı konulabilmesi için şikâyetle karşılaşılmasının ardından en kısa süre içerisinde Proktoloji alanında uzman bir hekime başvurulmalıdır.

Basur Kanaması Hastalığın Hangi Aşamasında Görülür?

Basur kanaması tehlikeli midir? Genellikle kabızlık, tuvalette ıkınma hareketi yapma, ağırlık kaldırma ya da aşırı kilo problemi yaşamak nedeniyle görülen hemoroid hastalığında ihmalkâr davranılır ve tedavi ertelenirse hastalık ilerleme gösterdiğinden makattan kan gelmesi belirtisi de artış gösterecektir. Bu durum bazı hastalarda aşırı kan kaybına bağlı kansızlık riskini de getirebilir. 4 evreden oluşan hemoroid hastalığının 2. Evresinden itibaren meme oluşumu gözlenmektedir. Sürekli dışkı ile temas halinde olan hemoroid memesi sonucunda kanama şikâyeti oluşur. Tahriş olmuş iç hemoroid veya dış hemoroid memesinin içerisinden sızan bu kanama tuvalet sırasında ya da sonrasında peçeteye damlama şeklinde fark edilmektedir.

Makattan kan gelmesi ve karın şişmesi durumu kabızlığa bağlı olarak tuvalet esnasında hemoroid memelerinin sert dışkı ile teması sonucunda zedelenmesi ile görülebilmektedir. Vücudun her bölgesinde olduğu gibi makat bölgesinde meydana gelen bu gibi kanamalar da iyi birer belirti değildir. Hemoroid kanaması dâhil olmak üzere bir yara ya da darbe nedeniyle ortaya çıkan kanama az ya da çok da olsa kişinin kan kaybetmesi anlamına gelmektedir. Hali hazırda kansızlık şikayeti olan birinde görülecek olan bu belirti ileriki süreçte tedavisi sağlanmazsa daha ciddi sonuçlara da neden olabilmektedir. Ayrıca kanama şikayetini görür görmez hemoroid olduğunun düşünülmesi de yanlıştır. Çünkü yukarıda da bahsettiğimiz gibi her kanama hemoroid kanaması değildir. Daha ciddi bir hastalık nedeniyle görülüyorsa vakit kaybetmeden bir uzmana danışılmalıdır. Erken tanı bu noktada büyük önem taşımaktadır.

Basur Kanaması Normal Midir?

Makattan kan gelmesi yani rektal kanama, genelde tuvalet ihtiyacının giderilmesi sırasında dışkıdan kan gelmesi şeklinde oluşmaktadır. Bazı ciddi durumlar sırasında anüs bölgesindeki hemoroid oluşumlarında dışkılamanın dışındaki zamanlarda da kanama durumu gözlenebilmektedir. Bu durum makat hastalıkları yaşayanlar tarafından sıkça görülen bir belirtidir. Neredeyse her sene bin kişiden altı tanesi makatta kanama şikâyetiyle sağlık kurumlarına başvurmaktadır. Başvuru yapanların yüzde 36’sı ise bu belirti nedeniyle hastaneye yatmaktadır.

Kişinin var olan hastalığıyla ilgili yönlendirici olabilecek bazı makat kanaması belirtileri şu şekilde seyretmektedir:

Makattan kan gelmesi ile birlikte makat bölgesinde hissedilen ağrı: Bu belirtilerin sebebi genellikle anal fissür yani makat çatlağı hastalığına bağlı olarak görülmektedir. Anal fissür nedeniyle bölgede oluşan hassasiyet dışkılama esnasında kişide cam kesiği acısına benzer bir ağrıya neden olmaktadır. Bu hastalık nedeniyle görülen kanamalar yoğun değildir.

Dışkıdan kan gelmesi ve aynı zamanda bu sırada yanma hissinin görülmesi: Bu tip belirtilerin sebebi ise yüksek ihtimalle hemoroide dayanmaktadır. İlerlemiş seviyedeki hemoroid hastalığında kişide hemoroid kanaması ile beraber hemoroidal dokuların makat dışına sarkması durumu da görülebilmektedir.

Kanamanın damlama şeklinde gerçekleşmesi: En yaygın görülen hemoroid belirtileri arasında yer alan bu durumda dışkılama ile tetiklenen bir kanama söz konusudur. Bu belirtinin varlığı hastalığın son evrelere yaklaştığını göstermektedir.

Herhangi bir ağrı olmadan makattan kan gelmesi: Bu belirtinin nedeni birden fazla farklı hastalığı işaret edebilmektedir. Yani altta yatan neden hemoroid kanaması olabileceği gibi aynı zamanda polipler ya da rektal kanserler gibi daha ciddi hastalıklar da olabilir. En kısa sürede bir genel cerrahi uzmanına ya da bir proktologa başvurmak erken tanı ve tedavi için önem taşımaktadır.

Dışkıdan kan gelmesi, gaitada (dışkıda) çizgi tarzında kan görülmesi: Bu şekildeki kanama durumu yine hemoroid, rektal kanser ya da polipler gibi anüs bölgesinde ortaya çıkan hastalıkların habercisi olabilir.

Makattan kan gelmesi ve bu durumun temizlik sırasında tuvalet kağıdında görülmesi: Genellikle anal fissürler ve hemoroidler nedeniyle görülen bir kanama belirtisidir.

Pıhtılı şekilde makattan kan gelmesi: Gastrointestinal sistemdeki bir bölgenin divertiküler bir hastalık ya da anjiodisplazi nedeniyle kanaması durumudur. Oldukça ciddi bir kanama belirtisidir. Bu tip vakalarda kesin tanının konulabilmesi için detaylı bir değerlendirmeye ihtiyaç vardır. Ve vakit kaybedilmeden uzman bir proktologdan yardım alınmalıdır.

Uzun süreli devam eden kabızlık sonucunda  makattan kan gelmesi durumu: Bu gibi kanamalarda da muhakkak altta yatan sebebin detaylı bir muayene sonucunda belirlenmesi gerekir. “Basur kanaması tehlikeli midir?” diye düşünen hastaların özellikle bu tip kanama karşısında basurdan çok bağırsak fıtıklaşması, tümör ya da divertiküler bir hastalıktan şüphelenmesi gerekir.

Kanama Evresine Gelmiş Basur Hastalığının Tedavisi Mümkün Müdür?

Makat kanaması çoğu zaman iç hemoroid, makat çatlağı ya da genital siğil gibi daha iyi huylu denilebilecek hastalıklar sonucu görülür. Fakat belirtinin nedeninin kesin olarak anlaşılabilmesi için mutlaka uzman bir doktora başvurulmalıdır.

Makatta kanama durumuyla karşılaşan hastaların birçoğu ne yazık ki uzman bir doktora başvurmak yerine evde uygulanan bitkisel kürler gibi tedavilerden yararlanmaya çalışmaktadır. Oysa bu durum sonucunda günümüzde kolaylıkla tedavi edilebilen bu hastalıkların ilerlemesine neden olarak, durumlarının umutsuz olduğu duygusuna kapılarak bunu kabullenmektedirler.

Hemoroid kanaması evresine gelmiş hemoroid hastalığının tek çözümü uzman bir doktor eşliğinde tedavi olmaktır. Artık ne beslenme düzeninde yapılacak değişiklikler ne de tuvalet alışkanlığının değiştirilmesi hemoroidal dokuların iyileşmesine katkı sağlamayacaktır. Her ne kadar hemoroid vakalarında erken tanı ve tedavi önemli olsa da hastalar dışkıdan kan gelmesi gibi belirtiler ile karşılaşmadan doktora gitmeyi ertelemektedir.

Toplumda her 4 kişiden 3’ünde karşılaşılan iç hemoroid, dış hemoroid gibi basur hastalıkları asıl kanama aşamasına geldiğinde yalnızca hemoroidal dokulara müdahale edilerek tedavi edilebilmektedir.

Günümüzde makattan kan gelmesi belirtisi için ameliyatsız hemoroid tedavisinde kullanılan yöntemler şu şekildedir:

  • Ameliyatsız Lazer Tedavisi
  • Elektrocerrahi Tedavisi
  • Radyofrekans Tedavisi
  • Bant Ligasyon Tedavisi
  • Medikal İlaç Tedavisi
  • THD  (Hemoroid arter ligasyonu) Tedavisi
  • Fotokoagülasyon Tedavisi

Yukarıda bahsedilen bu yöntemler kişinin hastalığının durumuna göre değerlendirilir veya tek başına ya da kombine bir şekilde uygulanır.

Basur Kanaması Evde Önlenebilir Mi?

“Basur kanaması tehlikeli midir?” düşüncesiyle doktora gidene kadarki süreçte kimi hastalar kendi kendilerine uygulayabilecekleri tedavi yolları ararlar. İnternet ortamında yer alan bilgilerle bir doktora danışmadan hareket edildiğinde ne yazık ki hastalığın boyutlarının ilerlemesine izin verilmiş olur. Kullanılan birtakım yöntemler kişileri kısa bir süreliğine rahatlattığı için iyileştiklerini düşünüp tedaviyi ertelemeye devam ederler. Oysa hastalığın ana nedeni olan dışkıdan kan gelmesi ile hemoroid memeleri cerrahi bir müdahale gerçekleştirilmeden yok edilemezler. Doğal yollara başvurulması sadece hemoroide bağlı ortaya çıkan (hemoroid kanaması belirtisi dâhil değildir) birtakım belirtilerin maskelenmesini, yani geçici bir süreliğine hafiflemesine neden olurlar.

Bir doktora başvurana kadar hemoroid kanaması için asla bitkisel kürler gibi doğal yöntemlerden yararlanılması önerilmez. Bu tip bölgeyi tahriş edici yöntemler yerine sağlıklı bir beslenme düzeni ve doğru tuvalet alışkanlığı benimsenmelidir.

Sağlıklı bir yaşam biçimini benimsemek makattan kan gelmesi belirtisinin tedavi edilmesinde oldukça önem taşımaktadır. Her ne kadar ameliyatsız tedavi yöntemleriyle hastalıktan kurtulmak mümkünse de iyileşmenin hızlı bir şekilde sağlanabilmesi için beslenmede özellikle lifli gıdalardan, probiyotik içerikli yoğurt gibi yiyeceklerden, kuru meyvelerden, kuru yemişlerden tüketilmesi, aynı zamanda aşırı acılı ve baharatlı yemeklerden uzak durulması gerekir. Kabızlık durumunu önleyecek olan bu gıdalar hemoroid kanaması belirtisinin ameliyatsız tedavinin ardından hızlıca iyileşme sağlamasına destek olacaktır.

Okumaya Devam
Reklam
Yorum İçin Tıklayın

Yorum Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Genel Cerrahi

Discover the Best Obesity Clinic in Istanbul: Istanbul Obesity Center

Yayınlanan

üzerinde

Tarafından

When it comes to addressing obesity and its related health challenges, finding the right clinic is crucial. In Istanbul, one name stands out as a leader in obesity treatment: Istanbul Obesity Center.

With 22 years of experience and over 80,000 patients served, Istanbul Obesity Center has earned a reputation for excellence in the field of obesity treatment. The clinic is dedicated to offering comprehensive care tailored to the unique needs of each patient.

Why Choose Istanbul Obesity Center?

At Istanbul Obesity Center, we believe that successful weight loss is a journey that requires more than just surgery—it demands a holistic approach that includes nutritional guidance, psychological support, and long-term follow-up care. Our team of specialized doctors and medical professionals work closely with each patient to develop a personalized treatment plan, ensuring the best possible outcomes.

Our Services

We offer a wide range of state-of-the-art treatments, each designed to help you achieve your weight loss goals safely and effectively:

  • Gastric Sleeve Surgery: A popular and highly effective procedure that reduces the size of the stomach, helping patients achieve significant weight loss.
  • Gastric Balloon (6-month and 12-month options): A non-surgical option that involves placing a balloon in the stomach to create a feeling of fullness, aiding in weight loss.
  • Swallowable Gastric Balloon: A revolutionary, non-invasive treatment that does not require endoscopy or anesthesia, allowing patients to lose weight without surgery.
  • Gastric Bypass Surgery: A more complex procedure that alters the digestive system to limit food intake and nutrient absorption, leading to substantial weight loss.
  • Stomach Botox: A non-surgical treatment that temporarily reduces stomach contractions, slowing digestion and promoting a feeling of fullness.
  • Dietary and Nutritional Support: Comprehensive nutritional guidance to ensure you maintain a healthy diet before and after your treatment.
  • Psychological Support: Counseling and mental health services to help patients address emotional and psychological factors related to obesity.

Patient-Centered Care

At the heart of our clinic’s success is our patient-centered approach. We understand that every patient’s journey is unique, and we are here to provide support every step of the way. From the initial consultation to post-surgery follow-up, our team is dedicated to helping patients achieve their health and weight loss goals.

Cutting-Edge Treatments

Each treatment is performed using the latest techniques and technologies, ensuring safety and effectiveness. Our clinic’s commitment to innovation and patient care has made us a preferred choice for individuals seeking lasting weight loss solutions.

Comfortable and Secure Environment

Located in the vibrant city of Istanbul, our clinic offers a comfortable and secure environment for all our patients. We understand that undergoing a medical procedure can be daunting, which is why we prioritize creating a welcoming atmosphere where patients feel at ease.

Join Thousands of Satisfied Patients

With a proven track record and a dedication to excellence, Istanbul Obesity Center is the ideal choice for anyone looking to take control of their weight and health. Join the thousands of satisfied patients who have transformed their lives with our help.

For more information about our services and to schedule a consultation, visit our website or contact us today.

Okumaya Devam

Genel Cerrahi

Tip 2 Diyabet Tedavisinde Kullanılan Cerrahi Metotlar

DİYABET (ŞEKER HASTALIĞI) NEDİR Diyabet, yani şeker hastalığı pankreasta üretilen insülin hormonunun yetersiz salgılanması yahut etkisiz olması …

Yayınlanan

üzerinde

Tarafından

DİYABET (ŞEKER HASTALIĞI) NEDİR

Diyabet, yani şeker hastalığı pankreasta üretilen insülin hormonunun yetersiz salgılanması yahut etkisiz olması nedeniyle barsaklardan kana geçen şeker moleküllerinin hücrelere girememesi ve kanda birikmesine bağlı oluşan bir hastalıktır. Açlık kan şekerinin 126mg/dl üzerinde olması yahut tokluk kan şekerinin 200mg/dl üzerinde olması diyabet tanısı için kafidir. Açlık kan şekeri 100-126mg/dl olan bireylede bozulmuş glikoz toleransı mevcuttur ve bu bireylere Oral Glikoz Tolerans Testi (OGTT) yapılarak diyabet durumuna bakılır. Ana sınırlarıyla Tip I ve Tip II olarak sınıflandırılır. Bu iki tipin birtakım orta formları da vardır. Tip I diyabet ekseriyetle çocukluk yahut gençlik çağında birtakım enfeksiyon hastalıklarının sonrasında otoimmün olarak beden savunmasının pankreas dokusuna saldırması sonrası insülin üreten hücrelerin yok olması sonucunda gelişmektedir. Tedavisinde ömür uzunluğu insülin kullanılmaktadır. Tip II diyabet yetişkin çağında ekseriyetle obez bireylerde meydana gelmektedir. Hücrelerdeki çok yağ nedeniyle insüline karşı hücre seviyesinde direnç mevcuttur ve insülin pankreastan salgılanmasına karşın tesir etmemektedir. Hücrelerin içine gereğince şeker yakıtı girmediği için bunlar güç üretemez ve vazifelerini tam olarak yerine getirmezler. Kanda biriken fazla şeker böbrekle atılmaya çalışılır. Böbrek, göz, sonlar, damarlar ve çeşitli doku ve organlar yüksek kan şekerinden etkilenerek vakitle bozulmaya başlar. Tip II diyabetin tedavisinde diyet ile birlikte çeşitli tabletler ve geç periyotta insülin kullanılmaktadır. Hastalar kilo verdikleri vakit insülin direnci azaldığı için diyabetten de kurtulabilmektedir.

TİP II DİYABET (ŞEKER HASTALIĞI) TEDAVİSİNDE KULLANILAN CERRAHİ TEDAVİLER

Tip II diyabetin (şeker hastalığı) günümüzde dünyada önemli bir salgın halinde süratle artmasının nedenlerinden biri batı tipi beslenme stilidir. Bu beslenme hali ile yüksek kalori rafine besinler kullanılmaktadır. Bu beslenme formu hareketsizlik ile birleştiğinde obezite ve diyabet eğilimini artırmaktadır. İnce barsakların ileum ismi son kısmından GLP-1 ve gibisi kimi hormonlar salgılanmaktadır. Bu hormonların salınımı bu bölgeye besinlerin ulaşması ile ileri derecede artmaktadır, lakin rafine besinler barsakların mideye yakın kısmında çabucak tama yakın emildiği için günümüz beslenme şekli ile insülinin aykırısı üzere davranan bu hormonlar faal hale gelmediği için insülin direnci ortaya çıkmaktadır.

TRANSİT BİPARTİSYON

Transit Bipartisyon ameliyatı hastaya tüp mide ameliyatı yapıldıktan sonra tıpkı anda ileum isimli kalın barsağa yakın kısmın kesilerek alt kısmının mideye ve üst kısmının da bu barsağa mide irtibatının belli uzunluklar sonrasında Y biçiminde bağlanması sürecinin genel ismidir.

SASİ (SİNGLE ANASTOMOSİS SLEEVE İLEAL BY-PASS)

SASİ ameliyatı Transit Bipartisyon sürecinin farklı bir halidir. Mideye tek bir barsak ilişkisi yapılır.

İLEAL İNTERPOZİSYON

İleal interpozisyon ameliyatında ileum isimli ince barsak kesimi bir bütün olarak mideye yaklaştırılarak barsak hormonlarının erken etkin hale gelmesi sağlanır. Diverted ve non-diverted olarak iki farklı tipi mevcuttur. Diverted tipinde ileum mideye bağlanır, nondiverted tipinde ise jejunum isimli mideye yakın barsak kısmının ortasına yerleştirilir. TB’dan farkı emilim bozukluğuna yol açan devredışı bırakılmış bir barsak kısmının olmamasıdır.

JEJUNOİLEAL BY-PASS

Jejunoileal by-pass ameliyatında yeniden mide tüp haline getirilir ve jejunum isimli mideye yakın barsak ile ileum isimli kalın barsağa yakın barsak kısımları ortasında bir kısım barsağı emilim dışı bırakacak halde bir anastomoz, yani orta temas oluşturulur. Bu halde besinlerin emiliminde azalma ve ileum hormonlarının etkin hale gelmesi sağlanır.

Okumaya Devam

Genel Cerrahi

Obezite Cerrahisi

OBEZİTE NEDİR: Obezite bedende çok yağ birikimidir, yani yağ dokusunun başka dokulara oranında artış ile seyreden kronik, psikososyal ve …

Yayınlanan

üzerinde

Tarafından

OBEZİTE NEDİR:

Obezite bedende çok yağ birikimidir, yani yağ dokusunun başka dokulara oranında artış ile seyreden kronik, psikososyal ve fizyolojik sıkıntılara yol açabilen bir güç metabolizma bozukluğudur. Hücrelerde ve dokularda yağ birikimi hücrelerin ve hücre içindeki organellerin işlevlerinin bozulmasına neden olur. Bu halde hücre içinde gücün yakılması bozulur. Bu da ilgili doku ve organların misyonlarını yerine getirmesinde aksaklıklara yol açar. Giderek artan yağ dokusu obezitenin yanı sıra hipertansiyon, insülin direnci, diyabet (tip ıı şeker hastalığı), kan yağları yüksekliği, kalp ve damar hastalıkları, kas ve iskelet sistemi bozuklukları, astım, uyku apnesi, karaciğer yağlanması, cilt hastalıkları, romatizmal sıkıntılar ve ruhsal rahatsızlıklar gelişmesine neden olabilmektedir. Obezitenin ileri kademelerinde birçok doku ve organda bozukluklar meydana geldiği için geri dönüş zorlaşmaktadır. Hastaların yalnızca diyet ve sporla kalıcı kilo verme olasılıkları son derece düşmektedir (<%1). İşte obezite tedavisinde kullanılan endoskopik ve cerrahi prosedürler bu noktada hastaların imdadına yetişmektedir. Hastalara yapılacak tedavi tekniğine hastaların obezitesinin yüküne ve obezite ile bağlı

öbür hastalıklarının varlığına nazaran karar verilir. Obezitenin sınıflandırılmasında en yaygın kullanılan sistem beden kitle endeksi (VKİ) hesaplamasıdır. Bu kolay yolda yük (kg) boyun (m) karesine bölünür. VKİ 30-35 ortasında mide balonu yahut mide botoksu üzere daha çok endoskopik sistemler tercih edilirken VKİ 35 üzerinde ve ek hastalığı olan yahut VKİ 40 üzerinde olan hastalara tüp mide yahut mide baypası üzere laparoskopik cerrahi süreçler uygulanmaktadır.

OBEZİTE CERRAHİSİ NEDİR:

Obezite cerrahisi endoskopik yahut laparoskopik usullerle mide ve ince barsaklara yapılan çeşitli müdahalelerle hastaların kalori almalarının kısıtlanması yahut tüketilen besinlerden bedene giren güç ölçüsünün emilim azaltılarak kısıtlanmasıdır. Hastalığın yüküne nazaran mide baypası üzere daha karmaşık usuller de kullanılabilmektedir.

MİDE BALONU

Mide balonu midenin içine yerleştirilerek hava yahut su ile şişirilen silikon bir toptur. Mide balonu mide içerisinde hacim kapladığı için tokluk hissi verir, hasta erken doyar ve çok yediğinde bulantı ve şişkinlik yaratarak hastanın diyete ahengini artırır. Mide balonu hafif bir uyutma ile endoskopi ünitesinde endoskop yardımı ile yerleştirilmektedir. Bu balonlar mide içerisinde 6 ay kalabilmektedir. 1 yıl kalabilen kimi mide balonları tekrar endoskopi yapılarak içlerindeki sıvı ölçüsü hastanın durumuna nazaran ayarlanabilmekedir. Ayrıyeten uyutma ve endoskopi gerektirmeyen, ortalama 4 ay midede kalabilen yutulabilen mide balonu da mevcuttur. Hastanın durumuna ve gereksinimine nazaran diyetisyen ve obezite cerrahı en gerçek formülü tespit ederek hastaya uygular.

MİDE BOTOKSU

Mide botoksu hafif bir uyutma ile mide duvarına endoskop yardımı ile botilinum toksini enjekte edilmesi sürecidir. Bu ilaç kasları felç eden bir toksindir. İlaç uygulaması sonrası midenin kasları ve sonları daha az çalışmaya başlar. Mide daha yavaş çalıştığı için hastada tokluk hissi ve erken doyma olur.

  1. OBEZİTE AMELİYATLARI

AYARLANABİLİR GASTRİK BAND (MİDE BANDI)

Ayarlanabilir mide bandı laparoskopik olarak midenin üst kısmına yerleştirilen ve deri altına bir pompa ile bağlı silikondan imal edilmiş bir aygıttır. Deri altındaki pompa vasıtası ile mide etrafındaki bandın genişliği ayarlanabilmektedir. Bu halde kum saati biçimine getirilen mideden geçen besin ölçüsü ayarlanabilmektedir.

SLEEVE GASTREKTOMİ (TÜP MİDE AMELİYATI- MİDE KÜÇÜLTME AMELİYATI)

Sleeve Gastrektomi yahut başka ismiyle tüp mide ameliyatı laparoskopik yolla midenin sol dış kısmı özgürleştirildikten sonra, mideyi alttan üste yanlışsız dikey planda tüp haline getirecek biçimde diken ve kesen özel aletler yardımıyla kesilme sürecidir. Bu süreçle hastanın midesinin %80’lik kısmı çıkarılmaktadır. Hasta erken doymaktadır ve fazla besin alması önlenmektedir. Ayrıyeten besinler süratlice ince barsağa geçtiği için insülin zıddı kimi hormonların aktivitesi artmaktadır. Bu ameliyatla midenin açlık sinyali üreten kısmı da çıkarıldığı için hastaların acıkma hissi azalmaktadır. Az görülen kanama ve dikiş yetmezliği üzere sorunlar dışında önemli komplikasyonları yoktur.

ROUX-EN-Y GASTRİK BYPASS (MİDE BAYPASI)

Mide baypası süreci laparoskopik olarak mideyi otomatik olarak kesip dikebilen aletler kullanılarak yapılan bir ameliyattır. Yemek borusunun birkaç cm altından mide yarım çay bardağı kapasite bırakılacak formda kesilip dikilir. Bu küçük mide cebine y formunda ince barsak ilişkileri yapılır. Çok küçük bir midesi kaldığı için hasta çok az yiyebilmektedir. Besinler süratle ince barsağa geçtiği için ve y halindeki barsak irtibatı ile barsakların bir kısmı besin emiliminden uzaklaştırıldı için hasta kilo vermektedir. Hastaların birçoğunda çeşitli vitamin ve mineral eksiklikleri gelişebilmektedir.

KÜÇÜK GASTRİK BYPASS

Küçük gastrik bypass mide baypasının biraz değiştirilmiş ve kolaylaştırılmış halidir. Yemekle temas eden mide kısmı biraz daha uzun bırakılır ve bu mide kısmına direkt olarak ince barsak irtibatı yapılmaktadır. Midenin içine birtakım hastalarda safra kaçması ve buna bağlı mide iltihabı dışında mide baypası ile benzeri bir usuldür.

BİLİYOPANKREATİK DİVERSİYON (DUODENAL SWİTCH)

Duodenal switch ameliyatı laparoskopik prosedürle midenin tüp haline getirilmesinden sonra oniki parmak barsağa seviyesinde barsaktan ayrılması ve sonrasında bu mide tüpüne bir kısım ince barsak besin emiliminden devre dışı bırakılacak formda ince barsak bağlanması sürecidir.

Okumaya Devam

Trendler