Uyku apne sendromu, uyku sırasında solunumun durmasını takiben gelişen kan oksijen düzeyinde düşme, sonrasında oluşan uyanıklık reaksiyonu ve ardından solunumun tekrar düzelmesi ile karakterize ataklarla seyreden bir hastalıktır.
10 saniye veya daha fazla süreyle ağız ve burunda hava akımının durmasına apne, 10 saniye veya daha fazla süreyle hava akımının azalmasına hipopne denir.
Apnenin başlıca iki tipi vardır:
I.Tip Apne, obstrüktif uyku apnesidir ve uyku sırasında solunum çabasının sürmesine (karın ve göğüs solunumun devam etmesi) karşın ağız ve burun seviyesinde hava akımının durmasıdır.
II.Tip Apne santral uyku apnesidir ve uyku sırasında hem solunum çabası hem de hava akımının durmasıdır.
Uyku Apnesi risk faktörleri nelerdir?
- Yaş : 65 yaş sonrası sıklık 30-64 yaş arasına göre 2-3 kat fazladır. Çocuklarda genellikle 2-6 yaşlar arasında gözlenir. Bademcik ameliyatı yapılmış çocuklarda daha az görülür.
- Cinsiyet: Erkeklerde kadınlara göre yaklaşık iki kat fazla görülmekle birlikte menapoz sonrasında kadınlarda da erkekler kadar sık görülür.
- Obezite: Obezite ile apne oluşumu arasında kesin bir ilişki vardır. Aşırı kilolu olanlarda yutakta yağ yastıkçığı birikimi fazlalaşmakta ve bu da üst solunum yolunda tıkanma eğilimini artırmaktadır.
- Genetik: Hastaların akrabalarında benzer bulgular daha sık görülmektedir.
- Anatomik Risk Faktörleri: Üst hava yolu genişliğini azaltan tüm faktörler hastalığın oluşumuna ve şiddetinin artmasına katkıda bulunur. Çenenin geride olması veya çenenin küçük olması gibi kafa ve yüz anomalileri ile burun septum deviyasyonu üst hava yolu geçişini daraltarak, uyku apnesine eğilim yaratır. Tıkanmanın bir başka nedeni de, yağ depolanması veya büyük bademciklere bağlı olarak üst solunum yolunda yumuşak doku kitlesinin artmasıdır.
- Sırtüstü pozisyonda uyumak: Dil kökünün üst solunum yolunu tıkamasına yol açarak uyku apnesinin şiddetini arttirır.
- Alkol ve Sigara: Alkolün yutak kas aktivitesini bozduğu ve apnelere uyanıklık reaksiyonu cevabını azalttığı için uyku apne şiddetini arttırdığı gösterilmiştir .
Uyku apnesi hastalık bulguları nelerdir?
- Horlama: Horlama solunum bozukluklarında en sık görülen bulgusudur. Horlama şikayeti olan hastaların %35’inde obstrüktif uyku apnesi sendromu saptanmaktadır. Uyku apnesi olan hastaların ise %70-95’inde horlama görülmektedir.
- Tanıklı Apne: Hastalar kimi zaman apnelerini fark edemeyebilir, bu durum yakındaki bir kişi çoğunlukla eşleri tarafından fark edilebilir. Hastada hava açlığı veya boğulma hissi ile uyanma, kendi horlama sesine uyanma yakınmaları olabilir.
- Gündüz Aşırı Uyku Hali : Uyku sırasında tekrarlayan apneler sonucunda hastanın sık sık uykusu bölünmekte, hasta gecenin büyük bölümünü yüzeyel uykuda geçirmekte ve derin uykuya dalamamaktadır. Bunların sonucunda da hasta ertesi gün aşırı uyku ihtiyacı hissetmektedir. Hafif olgular sadece sakin ortamda uyku hali tanımlarken, ileri derecedeki olgularda yemek yeme, konuşma veya araba kullanma sırasında da uyuklama görülebilir.
- Son dönemde kilo alımı artışı ve kilo verememe
- Gece göğüs ve ensede aşırı terleme
- Gece idrara kalkma, gece altına kaçırma
- Seksüel impotans (iktidarsızlık)
- Gece kalp ritim bozuklukları
- Gastroözefagial reflü
- Depresyon, anksiyete
- Unutkanlık, dikkat eksikliği, konsantrasyon güçlüğü, öğrenme problemleri
- Sabah baş ağrısı
- Sabah ağız kuruluğu
- Gece diş sıkma, salya akması
- Uykusuzluk
- Uyurgezerlik
Polisomnografi çekiminde uyku sırasında neler kaydedilir ?
- Beyin aktivitesi için Elektroensefalografi (EEG)
- Göz hareketleri için Elektrookülografi (EOG)
- Çene ve bacak hareketi için Elektromiyografi (EMG- submentalis ve tibialis)
- Ağız burun solunumu için oronazal hava akımı
- Göğüs ve karın solunumu için göğüs ve karın hareketleri
- Oksijen ölçümü için oksijen satürasyonu
- Kalp ritmi için Elektrokardiyografi (EKG)
- Vücut pozisyonu
- Gece boyu video kaydı
Bu parametrelerle apnenin varlığı, tipi (obstrüktif/santral), apne süresi değerlendirilir. Bunun saptanmasıyla hastanın apne-hipopne indeksi dolayısıyla hastalığın ciddiyeti
belirlenir.
Polisomnografik çalışma sonucu uykudaki apne ve hipopnelerin sayılarının toplamının saat olarak uyku süresine bölünmesiyle elde edilen değere apne-hipopne indeksi adı verilir. OSAS’ın derecelendirilmesi PSG sonucunda saptanan Apne Hipopne İndeksi (AHİ) değerine göre yapılmaktadır. Bu derecelendirme tedavi yaklaşımı için oldukça önemlidir.
Bunun yanında apne ve hipopnelerin hastanın hangi yatış pozisyonunda ve uykunun hangi dönemlerinde arttığı, apne ve hipopnelerin sayısı yanında süresi değerlendirilir.
Uyku evreleri değerlendirilerek uykunun kalitesi ve yeterli olup olmadığı anlaşılır.
Uyku sırasında horlama, kalp atımları, kan oksijen düzeyleri ve bacak hareketleri de değerlendirilir.
AHI 5′ den az ise normaldir.
5-15 arasındaki değerler klinik bulgularla birlikte uyku apne sendromu varlığını gösterir.
15 üzerindeki değerler uyku apnesi varlığını gösterir.
Uyku apnesinin tedavisi nasıl yapılır?
- Zayıflama ile AHİ’de azalma ve uyku kalitesinde düzelme görülür.
- Sırtüstü pozisyonda uyumanın engellenmesiyle pozisyona bağımlı hafif uyku apnesi olan hastalarda uykudaki solunum bozukluklarının düzeldiği görülmüştür.
- Tedavide kabul görmüş bir ilaç tedavisi yoktur.
- Pozitif hava yolu basıncı uyku apnesinin bir diğer tedavisidir. AHİ 5’in üzerinde olan ve hastalık bulgularını taşıyan tüm uyku apne hastalarına CPAP (Continious Positive Airway Pressure- Sürekli Pozitif Hava Yolu Basıncı) tedavisi uygulanabilir. Bu yöntemle orta ve şiddetli uyku apne hastalarında gün içi uykululuğun hem objektif hem de subjektif ölçütlerinde düzelme sağlanabilir.