Replantasyon - Doktor Makaleleri
Bize ile Bağlan
All On Four İmplant Tedavisi

Ortopedi ve Travmatoloji

Replantasyon

Yayınlanan

üzerinde

Amputasyon bir vücut parçasının vücuttan tamamen ayrılması durumudur. Replantasyon bu kopan parçanın mikrocerrahi yöntemlerle yerine dikilmesidir. Revaskülarizasyon terimi ise tam kopma olmadığı, uzvun hala bir şekilde vücuda bağlı olduğu durumlarda beslenmesi bozuk olan bu parçanın yeniden damarlandırılması ve beslenmesinin devam ettirilmesi durumudur. Gerek replantasyonda gerek revaskülarizasyonda amaç mümkün olduğunca tama yakın fonksiyon elde etmektir. Aynı zamanda yerine dikilen bu parçanın duyusunun da mümkün olduğunca tama yakın olması amaçlanır.

Replantasyonlar kopma seviyesine göre major (el bileğinin üst bölgesinden olan kopmalarda) ve minör (el bileği seviyesinin altında olan kopmalarda) olarak 2’ye ayrılır.

Her kopan parça aslında teknik olarak damarlandırılabilir fakat kopan parçanın dikilmesinin tıbbi endikasyonları (gereklilikleri) ve kontrendikasyonları (yapılmaması gereken durumlar) vardır.

Replantasyon Endikasyonları:

  1. Yaş: Her yaşta replantasyon yapılabilir fakat yaşlılarda, damar hastalığı olanlarda, şeker hastalarında, sigara içenlerde sonuçlar daha kötü olmaktadır. Ameliyatın süresi uzun olduğundan ileri yaştaki hastaların genel durumları göz önünde bulundurulmalıdır. Çocuklarda tüm ampütasyonlarda replantasyon denenmelidir.
  2. Hastanın sistemik durumu: Asıl önemli olan hastanın hayatta kalması olduğuna göre herhangi bir nedenle hasta bu ameliyatı kaldıramayacak ise (ağır travma, kalp hastalığı vs)  replantasyon denenmemelidir. Psikiatrik hastalığı olanlar replantasyona uygun aday değillerdir. Tüm parmakların korunmasının gerekli olduğu bir mesleği olanlarda replantasyon denenmelidir.
  3. Kesi, kopma şekli: Ezilmenin olmadığı giyotin tarzı diye tarif edilen keskin bir cisim ile olan kesilerin sonuçları daha iyidir. Ezilme ve ayrılma tarzı kopmalar, birden fazla seviyede yaralanmanın olduğu kesiler ve kirli yaralarda başarı şansı daha düşüktür. Çok kirli yaralar replantasyona uygun değildir. Enfeksiyon riski bu tür yaralanmalarda çok yüksektir.
  4. Seviye: Genellikle omuz civarı olan kopmalarda sonuçlar kötüdür ve replantasyon önerilmez. Özellikle yaşlılarda ve iskemi süresinin uzun olduğu durumlarda yapılmamalıdır. Omuzun aşağısındaki seviyelerde hastanın ve kesinin durumuna göre karar verilmelidir. Başparmak ampütasyonları ve birden fazla parmak amputasyonu olması durumunda replantasyon denenmelidir.
  5. Zaman: Sıcak iskemi zamanı (normal ısıda kansız kalma) önemlidir. Kopan parçadaki kas miktarı ne kadar fazla ise o kadar çok önem arz eder. Kaslar normal ısıda yaklaşık 6 saat kansız kalırsa ölmeye başlar (nekroz). Uzuv +4 derecede korunabilir ise bu nekroz süresi uzatılabilir. Ama yine de 8 saatin üstü çok risklidir. Bu saatten sonra yani 8 saatten daha kısa süre içinde kopan parçaya kan sağlanamayacaksa replantasyon yapılmamalıdır. Sistemik birtakım problemler ile hastanın hayatı riske atılmış olunur. Parmaklar için istisnai durum vardır. Çok az kas kitlesi olduğundan uygun saklama yapılır ise 24 saat sonra dahi replantasyon denenebilir.

Replantasyon kontrendikasyonları:

  1. Hayatı tehdit eden bir yaralanma var ise,
  2. Replantasyona engel olacak sistemik hastalığı olanlar,
  3. Çok kirli ve ağır ezilme veya sünerek ayrılmanın olduğu yaralanmalar,
  4. Uzamış sıcak ve soğuk iskemi zamanı.

Kopan parçanın usule uygun olarak taşınması ve hastanın yarasının mümkün olduğunca temiz şekilde korunması önemlidir. Öncelik hastanın hayatı olduğu için kanamanın kontrol altına alınması zaruridir. Tansiyon aleti ve benzeri basınçlı bir sistem ile veya en azından basınçlı sargılar ile kanama kontrol altına alınmalıdır. Turnike varsa kullanılabilir. Dikilme şansını zora sokmamak için açıktaki damarlar klemp vs. ile sıkılmamalı veya bağlanmamalıdır.

Kopan parça kirli ise baskı uygulamadan nazikçe temizlenmelidir. İyot veya alkol ile silinmemelidir. Temizlenen parçanın uygun şekilde transferi için serum fizyolojik veya şeker içermeyen bir serum ile nemlendirilmiş bezlere sarılıp bir naylon torbaya konur ve ağzı iyice bağlanarak içine su kaçması önlenir. Parça kesinlikle su veya alkol ile temas etmemelidir. İskemi zamanını uzatmak için kopan parçayı +4 dereceye yakın ısıda bekletmek gerekir. Bu yüzden nemli beze sarılmış ve torba içine koyulmuş olan bu kopan parça içinde buzlu su olan bir kap içine konularak transfer edilir. Bu buzlu suyun ideal olarak 2/3’ü buz olmalıdır.Kopan parçanın buz ile temas etmemesi gereklidir. Bu nedenle buzlu su hazırlanırken buz kalıp halinde değil küçük parçalar halinde torbaya konulmalı, buzlu su torbasının her tarafı aynı soğuklukta olmalıdır.

Replantasyon sonuçları günden güne daha iyi olsa da her zaman istenilen başarı sağlanamayabilir. Sonucu etkileyen birçok faktörün olduğu, benzer yaralanmalarda dahi aynı cerrahın sonuçlarının aynı olmayabileceği unutulmamalıdır.

Okumaya Devam
Reklam
Yorum İçin Tıklayın

Yorum Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Acil Tıp Doktoru

Bronşektazi

Bronşektazi nedir? Bronşun kalıcı genişlemesine bronşektazi denir. Bronşektazilerde genellikle bronş duvarı harabiyeti de vardır …

Yayınlanan

üzerinde

Tarafından

Bronşektazi nedir?

Bronşun kalıcı genişlemesine bronşektazi denir. Bronşektazilerde genellikle bronş duvarı harabiyeti de vardır. Bronşektazinin silindirik, kistik, varikoz gibi tipleri vardır.

Bronşektazinin nedeni nedir?

Bronşektazi daha çok çocukluk çağında geçirilen (ağır) akciğer enfeksiyonları sonrasında ortaya çıkar. Kistik fibrozis denilen akciğerlerde tekrarlayan enfeksiyonlar neticesinde oluşan bronşektazilerle karakterize olan hastalık genetik bir bozukluk sonucu ortaya çıkar. Akciğerlerdeki seyri kistik fibrozis dışı bronşektazileden farklı seyrettiğinden ve kistik fibrozis yalnızca akciğerleri etkilemeyip, karaciğer pankreas, over gibi organları etkileyebildiğinden bronşektazi başlığı altında değil ayrıca değerlendirilmesi gereken bir hastalıktır. Bronşektazi tek başına bir hastalık olmaktan daha çok akciğerlerde ortaya çıkan ağır ya da tekrarlayan enfeksiyonların bir sonucudur. Bu durumun istisnası konjenital bronşektaziler sayılabilir. Konjenital bronşektazilerde bronş duvarında kıkırdak gelişimi sorunları olabilmektedir.

Bronşektazinin semptomları nelerdir?

En sık görülen semptomu balgam ve öksürüktür, bazen kanlı balgam (hemoptizi) da olabilir. Bronşektazisi görece yaygın olan hastalar özellikle kış mevsiminde enfeksiyonlardan dolayı fazla miktarda balgam çıkarabilirler. Bronşektazinin yeri ve yaygınlığı çok önemlidir. Lokalize bronşektaziler karinanın alt tarafındaysalar sekresyonlardan dolayı sık sık enfekte olabilirler. Üst loblarda olan bronşektaziler daha çok akciğer tüberkülozu sekeli olarak değerlendirilebilirler. Genelikle enfekte olmazlar. Pulmoner sekestrasyon denilen anomalilerde de bronşektaziler gözlenebilir. Bu hastalarda masif yani ağır hemoptiziler olabilir ve bu durum bazen ölümle sonuçlanabilir. Yaygın bronşektazi varsa kistik fibrozis, immün yetmezlik, diffüz panbronşiyolit gibi hastalıklar araştırılmalıdır.

Bronşektazi tanısı nasıl konulur?

Bronşektazi ileri düzeyde ya da yaygın değilse genellikle akciğer grafisinde görülmez. Oskültasyonda orta raller duyulabilir. Dinleme bulgusunun olması bronşektaziden kuşkulandırır.

Bronşektazi tanısı eskiden bronkografi ile konulurken günümüzde seçkin tanı yöntemi toraks HRCT’dir (yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı tomografi).

Bronşektazinin tedavisi var mıdır?

Bronşektaziyi düzelten yaninormal bronş haline getiren bir tedavi yoktur. Öksürük, balgam, nefes darlığı gibi belirtileri olan bronşektazili hastalar öncelikle ilaç tedavisi (antibiyotik, mukolitik, ekspektoran, inhaler ilaçlar gibi) ile tedavi edilirler. İlaç tedavisi ile klinik iyileşme sağlanabilir ancak bronşektazi düzelmez. Bir süre sonra bronşektazi tekrar enfekte olabilir ve hastaların belirtileri tekrar ortaya çıkabilir. Bu tür hastalar grip ve zatürre aşılarından fayda görebilirler. Bronşektazi tek taraflıysa ve uygun medikal tedaviye rağmen tekrarlayan hemoptizi ya da bronşektazik alanlar sık sık enfekte oluyorsa operasyon seçeneği göz önünde bulundurulur. Yani bronşektazi olan akciğer alanı rezeke edilebilir (ameliyatla alınabilir). Operasyon dışında, hemopizi için bronşiyal arter embolizasyonu, enfeksiyon için akılcı antibiyotik kullanımı diğer seçenekler olarak düşünülebilir. Bilateral (iki taraflı) bronşektazilerde operasyon seçeneği neredeyse yoktur. Bronşektazili bir hastada bronşektazi nedeni olarak altta yatan bir hastalık saptanırsa, o hastalıkla ilgili önlemler alınır. Örneğin immün globulin yetersizliği saptanırsa, immün globulin replasmanı yapılır, gereken durumlarda antibiyoterapi ve eşlik eden diğer durumların tedavisi yapılır.

Okumaya Devam

Acil Tıp Doktoru

Sosyal Alerji

Sosyal alerji, mevsimsel alerjiler gibi tekrar eden ve kaçınılması zor olan davranışlardır. En sevdiğiniz arkadaşlarınızı, davranışlarından …

Yayınlanan

üzerinde

Tarafından

Sosyal alerji, mevsimsel alerjiler gibi tekrar eden ve kaçınılması zor olan davranışlardır. En sevdiğiniz arkadaşlarınızı, davranışlarından hoşlanmadığınız kişilerle değiş tokuş ettiğinizde oluşan durum tam anlamıyla bu. Peki, bu insanlar nerede? Mesela, teyzenizin sürekli anlamsız şeylerden şikâyet etmesi, kuzeninizin yemek yerken ağzını şapırdatması (gözünüzün önüne getirin) ve yedikten sonra ağzını kol kenarlarına silmesi. Şimdi ne hissediyorsunuz? Rahatsızlık. Bu rahatsızlık, sosyal alerjenlerin ürettiği duygusal ve fiziksel belirtilere maruz kaldıktan birkaç dakika sonra ortaya çıkar. Bir eylem bir defalık yapıldığında belki katlanılabilir, ancak düzenli olarak gerçekleştiğinde kulağınıza gelen bir sinek vızıltısı gibi bizi rahatsız edebilir.

Peki, sosyal alerjenler hakkında ne yapabilirsiniz?

En çok zorlandığımız ve sosyal alerjiyi hissettiğimiz yerler ailemizin ve çalışma arkadaşlarımızın yanı o nedenle bu durumu gözden geçirmeyi unutmamalıyız. Sizler yalnızca yaptıklarınızı ve hissettiklerinizi kontrol edebilirsiniz, karşınızdaki kişiyi değil.

Bazen davranışlar kasıtlı gibi gözükse bile, kasıtlı olarak sizi rahatsız etme amaçlı olmadıklarını ve muhtemelen bunun başka bir nedeni olabileceğini düşünün.

Bu davranışları genellikle en çok zaman geçirdiğimiz insanlarda görürüz ve bu davranışlar devam ettikçe alerjimiz daha da kötüleşebilir.

Sosyal alerjik reaksiyonu önlemenin etkili bir yolu, maruz kalma sürenizi azaltmaktır. Kedilere alerjisi olan bir kişinin, kedilere uzun süre maruz kalmaması gibi sosyal alerjisi olan bir kişinin de sosyal alerjenlerle dolu bir ortamda kalmaktan kaçınması gerekir. Alerjenlerle temasta olduğunuz süreyi en aza indirmek alerji riskinizi azaltır.

Sosyal alerjenlerinizle çevrili bir ortamda harcadığınız zamanı sınırlamak gibi bir strateji belirleyebilirsiniz. Aile toplantılarında veya girdiğiniz sosyal durumlarda stratejik olun. Yemek masasında bir yer bulurken ağzını şapırdatan kuzeninizin tam karşına oturmayın. Birçok sosyal alerjen üzerinde bir miktar kontrol gücümüz vardır. Aslında çevremizdeki sosyal alerjenler bir tür destek ve doğrulama bekler. Örneğin; bir türlü susmak bilmeyen teyzenizin ağzından çıkanları kapatmak isteyebilirsiniz, ancak bu alerjik reaksiyonunuzu sakinleştirmenize yardımcı olmaz. İlk olarak aradığı onaylanmayı sağlamak için biraz zaman harcarsanız, onun istediği tatmini vererek itici bulduğunuz davranışı söndürmeyi sağlayabilirsiniz. Şapırdatarak yemek yiyen kuzeniniz ile yeme alışkanlıkları hakkında konuşmayı deneyebilirsiniz. Ancak, konuşmaların yalnızca bilgi vermekle kalmayacağını aynı zamanda ilişkiniz içinde bir sonucu olduğunu unutmayın. Onu sevdiğiniz için onunla bu konu hakkında açıkça konuştuğunuzu belirtin.

Eğer bunların işe yaramayacağını düşünüyorsanız anda olmayı deneyebilirsiniz. Anda olmak, şimdiki an içerisinde gerçekleşenlere dikkat etmeyi ve onları yargılamaksızın kabul etmeyi içerir. Sosyal alerjenler sizi rahatsız etmeye başladığında bu düşüncelerinizi değerlendirmeden önce kendi iç rahatsızlığınıza dikkat edin. İçinizde neler oluyor bir bakın bakalım. Sadece nereye gittiğini takip edin. Bu durum alerjenin sizi rahatsız etmesini engellemeyecek, ancak sizi ne kadar sinirlendirdiğini fark etmenize ve etkilerinden ne kadar çabuk kurtulacağınızı kontrol etmenize yardımcı olacaktır. Sosyal alerjiler sizi yıpratabilir ve ilişkilerinizi strese dayanıklılık testine dönüştürebilir. Birkaç basit adım sizi ilişkilerinizde sosyal alerjenlerle uğraşmak yerine mutlu, sağlıklı bir ilişki yaşamanızı sağlayacak hale getirebilir.

Okumaya Devam

Ortopedi ve Travmatoloji

Kemik Sağlığı İçin Spor ve Egzersiz

Yayınlanan

üzerinde

Tarafından

Op. Dr. Bülent Diri, “Kemiğin kullanımı ve kalitesini arttırabilmek için spor ve egzersizi hayatımızdan çıkarmamalıyız” dedi”

Yaşlılık hekimliği ya da Geriatrinin yaşlılık dönemindeki sağlık sorunları ve bu sorunların tedavileriyle ilgilenen tıp dalı olduğunu ifade eden Medicana Samsun Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümünden Op. Dr. Bülent Diri, “Geriatrik yaş grubu medeniyetin, teknolojinin gelişmesiyle birlikte ilerlemiştir. Eskiden yaşam ömrü 30’lu yaşlardayken yaşam koşullarının daha iyi hale gelmesi , sağlık ve tarım alanındaki devrimlerle birlikte insan ömrü uzamıştır. İnsan ömrünün uzamasının getirisi de götürüsünde vardır. İleriki yaş grubunda geriatri problemleriyle daha çok karşılaşıyoruz. Kemik ve kalitesinin ilerleyen yaşlarda düşmesineyse osteoporoz diyoruz. Kadınlarda daha çok rastlansa da her iki cinsinde ortak hastalığıdır. İlerleyen yaşla birlikte daha çok görülmektedir. Demir ve kalsiyum kemiği besler. Güneşten faydalanmamak risk faktörü oluşturuyor. D vitamini özellikle covit döneminde de oldukça önem arz etmektedir. Kalsiyum kemiğin ana yapıtaşlarındandır. Kalsiyum ihtiyacımızı ise süt ve süt ürünlerinden karşılayabiliriz. Endüstriyel topluma doğru gidiş fabrikalaşmaya yöneliş beslenme alışkanlıklarımızı değiştirdi” ifadelerini kullandı. 

KEMİK KALİTESİ İÇİN D VİTAMİNİ VE KALSİYUM 

Op. Dr. Bülent Diri,  “ Hayvansal gıdaların düzenli tüketilmesi, güneşten alınamayan  D vitaminin takviye olarak alınması önemli bir korunma yöntemidir. Kemik kalitesinin genç yaşta korunması oldukça önemli. Kemiğin kullanımı ve kalitesine dikkat etmeli , spor ve egzersizi hayatımızdan  çıkarmamalıyız.  Beslenme, yaşam tarzı ve spor osteoporoz etkileyen önemli etkenlerdir.  Osteoporoz basit tramvayla kırık oluşumuna  sebep vermektedir. Ev içinde düşme olduğunuz yerde basit hareketle kırılmalar oluşabilir. Süngerimsi kemiğin yoğunlukta olduğu bölgelerde kırık daha fazla görürüz. Kalça, el bilek kırıkları ve omur kırıkları oldukça sık rastladıklarımızdır. Kalça kırıkları oldukça önemlidir ve daha çok cerrahiye başvururuz. Hastayı hızlıca ayağa kaldırmak hedefimizdir. “dedi.

Okumaya Devam

Trendler