Alzheimer - Doktor Makaleleri
Bize ile Bağlan
All On Four İmplant Tedavisi

Nörolog

Alzheimer

Yayınlanan

üzerinde

Alzheimer hastalığı aslında çağımızın hastalığıdır.Hastalığın kendisi toplumda en sık görülen bunama nedenlerinden bir tanesidir, diğer sık görülen bunama nedeni ise damar tıkanıklığına bağlı olarak görülen unutkanlık hastalığıdır.Aslında alzheimer bir unutkanlık hastalığıdır.Bunama dediğimiz tablo bizim sıklıkla gördüğümüz unutkanlık ile eşdeğer değerlendirilmektedir.Beynin hafıza dışında birçok farklı fonksiyonu bulunmaktadır.Ancak bunamaya neden olan hastalıklar sıklıkla ve öncelikle hafızayı etkilediğinden dolayı unutkanlık hastalığı olarak  tanımlanmaktadır. Alzheimer hastalığı temel olarak unutkanlık ile birlikte giden bir  bunama nedenidir demiştik.Toplumda sık olarak görülmektedir.Bu hastalığın,  görülme sıklığını etkileyen en önemli parametre ise ilerleyen yaştır, yani alzheimer  hastalığı, ilerleyen yaşla birlikte çok daha sık olarak görülmektedir. Burada peki  unutkanlık dışında diğer beyin fonksiyonları öğrenme, konuşma, yazma gibi diğer  fonksiyonlar etkilenmiyor mu tabi ki diğer bütün beyin fonksiyonları da hafıza ile  birlikte etkileniyor, ama ön planda ve ilk olarak hafızanın etkilenmiş olması  hastalığın ayırt edici özelliğidir.Burada hafızanın da öncelikle kısa süreli, yani  yakın hafıza etkilenmektedir, hasta ve hasta yakınları tarif ederken, eskileri çok iyi  hatırlıyor hocam, bu hasta daha çok kısa dönemde yakın zamanda olan olayları  hatırlamakta zorluk yaşıyor, hatta sorduğu soruları tekrar tekrar soruyor şeklinde  şikayetle karşı karşıya kalmaktayız. 

Alzheimer hastalığı için aslında en önemli durum tanı aşamasında yaşanmaktadır,  hastalığın en önemli aşaması tanı aşamasıdır.En başta şunu söylemiştik  unutkanlık hastalığının yani bunamanın en sık görülen nedenlerinden biri  alzheimer olmakla birlikte diğer bir nedende, beyindeki damar tıkanıklıklarıdır. Bu  açıdan bakıldığında beyindeki damar tıkanıklıklarının engellenebilir bir hastalık  olduğu göz önünde bulundurularak özellikle hastada bu durumun varlığı  sorgulanmalı, buna yönelik tetkikler yapılmalıdır.Çünkü beyinde damar  tıkanıklığının neden olduğu unutkanlık, en azından geri dönüşebilir olmasa bile, en  azından durdurulabilir hastalık olmasına karşı alzheimer hastalığında beyindeki  hücre kaybı özellikle beynin hafıza merkezindeki hücre kaybı geri dönüşsüz  olmakta ve çoğu zaman tedavi ile bile olsa durdurulamaz özellik taşımaktadır. 

Alzheimer tanısı konduktan sonraki süreçte ne yapılabilir?

Öncelikle hastalığın evrelenmesi yapılmalıdır, Buna yönelik olarak hasta ve hasta  yakınları bilgilendirilmelidir.Bu bilgilendirme sağlandıktan sonra hastaya gerekli  öneriler ve yakınlarına gerekli önlemlerde bulunulmalıdır.Alzheimer hastalığı tanısı  konduktan sonraki aşamada uygulanacak tedavi aslında tamamıyla semptomatik  tedavi olmaktadır.Yani semptomatik tedavi hastanın şikayetlerine yönelik olmakta,  hasta yakınlarının hasta bakımının kolaylaştırıcı özellikler taşımaktadır. 

Yani alzheimer hastalığı günümüz tedavi seçenekleri ile bile olsa tedavi edilebilir  bir hastalık değildir. Ancak alzheimer  hastalığında tanı aşamasından sonra bir diğer önemli aşama ise hastalığın daha  gelişmeden önceki süreçte, buna katkı sağlayabilecek ya da hastalığın seyrini  değiştirebilecek önlemlerin alınabiliyor olmasıdır. Mesela alzheimer hastalığı,  beyin damar tıkanıklığı olan hastalarda daha fazla sıklıkla görüldüğü  saptanmıştır.Ayrıca psikiyatrik hastalığın varlı yani depresyon öyküsünün varlığı  alzheimer hastalığının sıklığını artıran bir durum olarak  

gözlenmiştir.Hipertansiyonu iyi kontrol altında tutulamayan hastalarda alzheimer  hastalığının daha sık gözlendiği görülmüştür.Bu nedenle bu tür risk faktörlerinin  oldukça aza indirilmesi, mümkünse kontrol altına alınması gerekmektedir. 

Hastalığın tanı ve tedavi aşamasındaki yaklaşımlarından sonra vereceğimiz genel  mesaj şu olmalıdır; alzheimer hastalığı bunamanın tek nedeni değildir, en sık  görülen iki nedeninden bir tanesidir.Bir diğeri, özellikle geri dönüşebilir damar  tıkanıklığının neden olduğu bunama tablosudur ki alzheimer hastalığının  varlığında bizler açısından daha büyük önem taşımaktadır, tedavi ile en azından  durdurulabilir bir özellik taşımaktadır.Alzheimer hastalığının tanısı konduktan  sonraki süreçte ise hastaların bilmesi gereken ve yakınlarının özellikle bilmesi  gereken, hastalığın hali hazırda güncel tedavi yöntemleri ile tedavisi mümkün  olmadığıdır. 

Bu nedenle son olarak şunu söyleyebiliriz; alzheimer hastalığı ortalama yaşam  süresinin uzaması ile birlikte daha sık gözleneceği görülen, beklenen bir bunama  nedenidir diyebiliriz.Çağımızın hastalığı olarak adlandırabiliriz.

Okumaya Devam
Reklam
Yorum İçin Tıklayın

Yorum Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Acil Tıp Doktoru

Bronşektazi

Bronşektazi nedir? Bronşun kalıcı genişlemesine bronşektazi denir. Bronşektazilerde genellikle bronş duvarı harabiyeti de vardır …

Yayınlanan

üzerinde

Tarafından

Bronşektazi nedir?

Bronşun kalıcı genişlemesine bronşektazi denir. Bronşektazilerde genellikle bronş duvarı harabiyeti de vardır. Bronşektazinin silindirik, kistik, varikoz gibi tipleri vardır.

Bronşektazinin nedeni nedir?

Bronşektazi daha çok çocukluk çağında geçirilen (ağır) akciğer enfeksiyonları sonrasında ortaya çıkar. Kistik fibrozis denilen akciğerlerde tekrarlayan enfeksiyonlar neticesinde oluşan bronşektazilerle karakterize olan hastalık genetik bir bozukluk sonucu ortaya çıkar. Akciğerlerdeki seyri kistik fibrozis dışı bronşektazileden farklı seyrettiğinden ve kistik fibrozis yalnızca akciğerleri etkilemeyip, karaciğer pankreas, over gibi organları etkileyebildiğinden bronşektazi başlığı altında değil ayrıca değerlendirilmesi gereken bir hastalıktır. Bronşektazi tek başına bir hastalık olmaktan daha çok akciğerlerde ortaya çıkan ağır ya da tekrarlayan enfeksiyonların bir sonucudur. Bu durumun istisnası konjenital bronşektaziler sayılabilir. Konjenital bronşektazilerde bronş duvarında kıkırdak gelişimi sorunları olabilmektedir.

Bronşektazinin semptomları nelerdir?

En sık görülen semptomu balgam ve öksürüktür, bazen kanlı balgam (hemoptizi) da olabilir. Bronşektazisi görece yaygın olan hastalar özellikle kış mevsiminde enfeksiyonlardan dolayı fazla miktarda balgam çıkarabilirler. Bronşektazinin yeri ve yaygınlığı çok önemlidir. Lokalize bronşektaziler karinanın alt tarafındaysalar sekresyonlardan dolayı sık sık enfekte olabilirler. Üst loblarda olan bronşektaziler daha çok akciğer tüberkülozu sekeli olarak değerlendirilebilirler. Genelikle enfekte olmazlar. Pulmoner sekestrasyon denilen anomalilerde de bronşektaziler gözlenebilir. Bu hastalarda masif yani ağır hemoptiziler olabilir ve bu durum bazen ölümle sonuçlanabilir. Yaygın bronşektazi varsa kistik fibrozis, immün yetmezlik, diffüz panbronşiyolit gibi hastalıklar araştırılmalıdır.

Bronşektazi tanısı nasıl konulur?

Bronşektazi ileri düzeyde ya da yaygın değilse genellikle akciğer grafisinde görülmez. Oskültasyonda orta raller duyulabilir. Dinleme bulgusunun olması bronşektaziden kuşkulandırır.

Bronşektazi tanısı eskiden bronkografi ile konulurken günümüzde seçkin tanı yöntemi toraks HRCT’dir (yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı tomografi).

Bronşektazinin tedavisi var mıdır?

Bronşektaziyi düzelten yaninormal bronş haline getiren bir tedavi yoktur. Öksürük, balgam, nefes darlığı gibi belirtileri olan bronşektazili hastalar öncelikle ilaç tedavisi (antibiyotik, mukolitik, ekspektoran, inhaler ilaçlar gibi) ile tedavi edilirler. İlaç tedavisi ile klinik iyileşme sağlanabilir ancak bronşektazi düzelmez. Bir süre sonra bronşektazi tekrar enfekte olabilir ve hastaların belirtileri tekrar ortaya çıkabilir. Bu tür hastalar grip ve zatürre aşılarından fayda görebilirler. Bronşektazi tek taraflıysa ve uygun medikal tedaviye rağmen tekrarlayan hemoptizi ya da bronşektazik alanlar sık sık enfekte oluyorsa operasyon seçeneği göz önünde bulundurulur. Yani bronşektazi olan akciğer alanı rezeke edilebilir (ameliyatla alınabilir). Operasyon dışında, hemopizi için bronşiyal arter embolizasyonu, enfeksiyon için akılcı antibiyotik kullanımı diğer seçenekler olarak düşünülebilir. Bilateral (iki taraflı) bronşektazilerde operasyon seçeneği neredeyse yoktur. Bronşektazili bir hastada bronşektazi nedeni olarak altta yatan bir hastalık saptanırsa, o hastalıkla ilgili önlemler alınır. Örneğin immün globulin yetersizliği saptanırsa, immün globulin replasmanı yapılır, gereken durumlarda antibiyoterapi ve eşlik eden diğer durumların tedavisi yapılır.

Okumaya Devam

Acil Tıp Doktoru

Sosyal Alerji

Sosyal alerji, mevsimsel alerjiler gibi tekrar eden ve kaçınılması zor olan davranışlardır. En sevdiğiniz arkadaşlarınızı, davranışlarından …

Yayınlanan

üzerinde

Tarafından

Sosyal alerji, mevsimsel alerjiler gibi tekrar eden ve kaçınılması zor olan davranışlardır. En sevdiğiniz arkadaşlarınızı, davranışlarından hoşlanmadığınız kişilerle değiş tokuş ettiğinizde oluşan durum tam anlamıyla bu. Peki, bu insanlar nerede? Mesela, teyzenizin sürekli anlamsız şeylerden şikâyet etmesi, kuzeninizin yemek yerken ağzını şapırdatması (gözünüzün önüne getirin) ve yedikten sonra ağzını kol kenarlarına silmesi. Şimdi ne hissediyorsunuz? Rahatsızlık. Bu rahatsızlık, sosyal alerjenlerin ürettiği duygusal ve fiziksel belirtilere maruz kaldıktan birkaç dakika sonra ortaya çıkar. Bir eylem bir defalık yapıldığında belki katlanılabilir, ancak düzenli olarak gerçekleştiğinde kulağınıza gelen bir sinek vızıltısı gibi bizi rahatsız edebilir.

Peki, sosyal alerjenler hakkında ne yapabilirsiniz?

En çok zorlandığımız ve sosyal alerjiyi hissettiğimiz yerler ailemizin ve çalışma arkadaşlarımızın yanı o nedenle bu durumu gözden geçirmeyi unutmamalıyız. Sizler yalnızca yaptıklarınızı ve hissettiklerinizi kontrol edebilirsiniz, karşınızdaki kişiyi değil.

Bazen davranışlar kasıtlı gibi gözükse bile, kasıtlı olarak sizi rahatsız etme amaçlı olmadıklarını ve muhtemelen bunun başka bir nedeni olabileceğini düşünün.

Bu davranışları genellikle en çok zaman geçirdiğimiz insanlarda görürüz ve bu davranışlar devam ettikçe alerjimiz daha da kötüleşebilir.

Sosyal alerjik reaksiyonu önlemenin etkili bir yolu, maruz kalma sürenizi azaltmaktır. Kedilere alerjisi olan bir kişinin, kedilere uzun süre maruz kalmaması gibi sosyal alerjisi olan bir kişinin de sosyal alerjenlerle dolu bir ortamda kalmaktan kaçınması gerekir. Alerjenlerle temasta olduğunuz süreyi en aza indirmek alerji riskinizi azaltır.

Sosyal alerjenlerinizle çevrili bir ortamda harcadığınız zamanı sınırlamak gibi bir strateji belirleyebilirsiniz. Aile toplantılarında veya girdiğiniz sosyal durumlarda stratejik olun. Yemek masasında bir yer bulurken ağzını şapırdatan kuzeninizin tam karşına oturmayın. Birçok sosyal alerjen üzerinde bir miktar kontrol gücümüz vardır. Aslında çevremizdeki sosyal alerjenler bir tür destek ve doğrulama bekler. Örneğin; bir türlü susmak bilmeyen teyzenizin ağzından çıkanları kapatmak isteyebilirsiniz, ancak bu alerjik reaksiyonunuzu sakinleştirmenize yardımcı olmaz. İlk olarak aradığı onaylanmayı sağlamak için biraz zaman harcarsanız, onun istediği tatmini vererek itici bulduğunuz davranışı söndürmeyi sağlayabilirsiniz. Şapırdatarak yemek yiyen kuzeniniz ile yeme alışkanlıkları hakkında konuşmayı deneyebilirsiniz. Ancak, konuşmaların yalnızca bilgi vermekle kalmayacağını aynı zamanda ilişkiniz içinde bir sonucu olduğunu unutmayın. Onu sevdiğiniz için onunla bu konu hakkında açıkça konuştuğunuzu belirtin.

Eğer bunların işe yaramayacağını düşünüyorsanız anda olmayı deneyebilirsiniz. Anda olmak, şimdiki an içerisinde gerçekleşenlere dikkat etmeyi ve onları yargılamaksızın kabul etmeyi içerir. Sosyal alerjenler sizi rahatsız etmeye başladığında bu düşüncelerinizi değerlendirmeden önce kendi iç rahatsızlığınıza dikkat edin. İçinizde neler oluyor bir bakın bakalım. Sadece nereye gittiğini takip edin. Bu durum alerjenin sizi rahatsız etmesini engellemeyecek, ancak sizi ne kadar sinirlendirdiğini fark etmenize ve etkilerinden ne kadar çabuk kurtulacağınızı kontrol etmenize yardımcı olacaktır. Sosyal alerjiler sizi yıpratabilir ve ilişkilerinizi strese dayanıklılık testine dönüştürebilir. Birkaç basit adım sizi ilişkilerinizde sosyal alerjenlerle uğraşmak yerine mutlu, sağlıklı bir ilişki yaşamanızı sağlayacak hale getirebilir.

Okumaya Devam

Nörolog

Uyku Apnesi Sendromu

Yayınlanan

üzerinde

Tarafından

Uyku apne sendromu, uyku sırasında solunumun durmasını takiben gelişen kan oksijen düzeyinde düşme, sonrasında oluşan uyanıklık reaksiyonu ve ardından solunumun tekrar düzelmesi ile karakterize ataklarla seyreden bir hastalıktır.

10 saniye veya daha fazla süreyle ağız ve burunda hava akımının durmasına apne, 10 saniye veya daha fazla süreyle hava akımının azalmasına hipopne denir.

Apnenin başlıca iki tipi vardır:

I.Tip Apne, obstrüktif uyku apnesidir ve uyku sırasında solunum çabasının sürmesine (karın ve göğüs solunumun devam etmesi) karşın ağız ve burun seviyesinde hava akımının durmasıdır.

II.Tip Apne santral uyku apnesidir ve uyku sırasında hem solunum çabası hem de hava akımının durmasıdır.  

Uyku Apnesi risk faktörleri nelerdir? 

  1. Yaş : 65 yaş sonrası sıklık 30-64 yaş arasına göre 2-3 kat fazladır. Çocuklarda genellikle 2-6 yaşlar arasında gözlenir. Bademcik ameliyatı yapılmış çocuklarda daha az görülür. 
  1. Cinsiyet: Erkeklerde kadınlara göre yaklaşık iki kat fazla görülmekle birlikte menapoz sonrasında kadınlarda da erkekler kadar sık görülür. 
  1. Obezite: Obezite ile apne oluşumu arasında kesin bir ilişki vardır. Aşırı kilolu olanlarda yutakta yağ yastıkçığı birikimi fazlalaşmakta ve bu da üst solunum yolunda tıkanma eğilimini artırmaktadır. 
  1. Genetik: Hastaların akrabalarında benzer bulgular daha sık görülmektedir. 
  1. Anatomik Risk Faktörleri: Üst hava yolu genişliğini azaltan tüm faktörler hastalığın oluşumuna ve şiddetinin artmasına katkıda bulunur. Çenenin geride olması veya çenenin küçük olması gibi kafa ve yüz anomalileri ile burun septum deviyasyonu üst hava yolu geçişini daraltarak, uyku apnesine eğilim yaratır. Tıkanmanın bir başka nedeni de, yağ depolanması veya büyük bademciklere  bağlı olarak üst solunum yolunda yumuşak doku kitlesinin artmasıdır.  
  1. Sırtüstü pozisyonda uyumak: Dil kökünün üst solunum yolunu tıkamasına yol açarak uyku apnesinin şiddetini arttirır. 
  1. Alkol ve Sigara: Alkolün yutak kas aktivitesini bozduğu ve apnelere uyanıklık reaksiyonu cevabını azalttığı için uyku apne şiddetini arttırdığı gösterilmiştir . 

Uyku apnesi hastalık bulguları nelerdir?

  1. Horlama: Horlama solunum bozukluklarında en sık görülen bulgusudur. Horlama şikayeti olan hastaların %35’inde obstrüktif uyku apnesi sendromu saptanmaktadır. Uyku apnesi olan hastaların ise %70-95’inde horlama görülmektedir. 
  1. Tanıklı Apne: Hastalar kimi zaman apnelerini fark edemeyebilir, bu durum yakındaki bir kişi çoğunlukla eşleri tarafından fark edilebilir. Hastada hava açlığı veya boğulma hissi ile uyanma, kendi horlama sesine uyanma yakınmaları olabilir. 
  1. Gündüz Aşırı Uyku Hali : Uyku sırasında tekrarlayan apneler sonucunda hastanın sık sık uykusu bölünmekte, hasta gecenin büyük bölümünü yüzeyel uykuda geçirmekte ve derin uykuya dalamamaktadır. Bunların sonucunda da hasta ertesi gün aşırı uyku ihtiyacı hissetmektedir.  Hafif olgular sadece sakin ortamda uyku hali tanımlarken, ileri derecedeki olgularda yemek yeme, konuşma veya araba kullanma sırasında da  uyuklama görülebilir.
  1. Son dönemde kilo alımı artışı ve kilo verememe
  1. Gece göğüs ve ensede aşırı terleme
  1. Gece idrara kalkma, gece altına kaçırma
  1. Seksüel impotans (iktidarsızlık)
  1. Gece kalp ritim bozuklukları
  1. Gastroözefagial reflü
  1. Depresyon, anksiyete
  1. Unutkanlık, dikkat eksikliği, konsantrasyon güçlüğü, öğrenme problemleri
  1. Sabah baş ağrısı
  1. Sabah ağız kuruluğu
  1. Gece diş sıkma, salya akması
  1. Uykusuzluk
  1. Uyurgezerlik

Polisomnografi çekiminde  uyku sırasında neler kaydedilir ?

  1. Beyin aktivitesi için Elektroensefalografi (EEG)
  1. Göz hareketleri için Elektrookülografi (EOG)
  1. Çene ve bacak hareketi için Elektromiyografi (EMG- submentalis ve tibialis)
  1. Ağız burun solunumu için  oronazal hava akımı
  1. Göğüs ve karın solunumu için göğüs ve karın hareketleri
  1. Oksijen ölçümü için oksijen satürasyonu
  1. Kalp ritmi için  Elektrokardiyografi (EKG)
  1. Vücut pozisyonu 
  1. Gece boyu video kaydı  

Bu parametrelerle apnenin varlığı, tipi (obstrüktif/santral), apne süresi değerlendirilir. Bunun saptanmasıyla hastanın apne-hipopne indeksi dolayısıyla hastalığın ciddiyeti

belirlenir. 

Polisomnografik çalışma sonucu uykudaki apne ve hipopnelerin sayılarının toplamının saat olarak uyku süresine bölünmesiyle elde edilen değere apne-hipopne indeksi adı verilir. OSAS’ın derecelendirilmesi PSG sonucunda saptanan Apne Hipopne İndeksi (AHİ) değerine göre yapılmaktadır. Bu derecelendirme tedavi yaklaşımı için oldukça önemlidir. 

Bunun yanında apne ve hipopnelerin hastanın hangi yatış pozisyonunda ve uykunun hangi dönemlerinde arttığı, apne ve hipopnelerin sayısı yanında süresi değerlendirilir. 

Uyku evreleri değerlendirilerek uykunun kalitesi ve yeterli olup olmadığı anlaşılır.

Uyku sırasında horlama, kalp atımları, kan oksijen düzeyleri ve bacak hareketleri de değerlendirilir. 

AHI 5′ den az ise normaldir. 

 5-15 arasındaki değerler klinik bulgularla birlikte  uyku apne sendromu varlığını gösterir.

15 üzerindeki değerler uyku apnesi varlığını gösterir.  

Uyku apnesinin tedavisi nasıl yapılır? 

  1. Zayıflama ile AHİ’de azalma ve uyku kalitesinde düzelme görülür. 
  1. Sırtüstü pozisyonda uyumanın engellenmesiyle pozisyona bağımlı hafif uyku apnesi olan hastalarda uykudaki solunum bozukluklarının düzeldiği görülmüştür. 
  1. Tedavide kabul görmüş bir ilaç tedavisi yoktur. 
  2.  Pozitif hava yolu basıncı uyku apnesinin bir diğer tedavisidir. AHİ 5’in üzerinde olan ve hastalık bulgularını taşıyan tüm uyku apne hastalarına CPAP (Continious Positive Airway Pressure- Sürekli Pozitif Hava Yolu Basıncı) tedavisi uygulanabilir. Bu yöntemle orta ve şiddetli uyku apne hastalarında gün içi uykululuğun hem objektif hem de subjektif ölçütlerinde düzelme sağlanabilir.

Okumaya Devam

Trendler