Kabızlık - Doktor Makaleleri
Bize ile Bağlan
All On Four İmplant Tedavisi

Genel Cerrahi

Kabızlık

Yayınlanan

üzerinde

Kabızlığın farklı tarifleri vardır, tuvalet yaparken zorlanma ve ıkınma ihtiyacı olması, gaitanın çok sert olması, iki üç günde bir tuvalete çıkmak şeklinde tanımlayabiliriz.

Fonksiyonel tıp yaklaşımı açısından normal sağlıklı bir insanın her gün tuvalete çıkması gerekir, çünkü dışkılama vücuttaki toksinleri ve bazı hormonların vücuttan atılmasını sağlar , gaita kalın barsakta bekledikçe gaita içindeki toksinler ve atık maddeler tekrar geri emilip kana geçer. Bu durumda vücudun toksin yükü artar.

Kabızlık belirtileri

  • Haftada 3 seferden az dışkılamak ( Sağlıklı bir yaşam için her gün 1 kez dışkılamanın normal olduğunu vurgulamak isterim)
  • Sert ve parça parça dışkılamak
  • Aşırı ıkınmak zorunda kalmak
  • Dışkılama sırasında barsağın tam boşalmasını engelleyen bir şeyin olduğu hissine kapılmak, düşünmek
  • Barsağın tam boşalmadığını düşünmek
  • Dışkılama sırasında karına elle bastırma veya parmakla dışkılamaya yardımcı olma gibi durumların olması
  • Yukarıdaki belirtilerden 2 veya daha fazlasının en az 3 aydır olması durumuna kronik kabızlık diyoruz

Ne zaman doktora gitmeliyiz

Tuvalet alışkanlığınızda nedenini açıklayamadığınız kalıcı bir değişiklik olduğunda doktora gitmeniz gerekir

Kabızlık nedenleri

Sindirilmiş gıdalar sindirim sisteminde, özellikle kalın barsaklarda yavaş ilerlediğinde,

barsakların tam boşaltılamadığı durumlarda  barsak içindeki gaitadaki kurur ve sertleşir, bu durumda  kabızlık olur.

Kronik kabızlık nedenlerini ayrıntılı olarak belirtmek istersek:

Kalın barsakları tıkayan patolojiler

  • Anüs kenarında “anal fissür “dediğimiz küçük bir yırtığın olması ağrıdan dolayı anüste gevşeme zorluğuna, spazma neden olur
  • Kalın barsak kanserleri
  • Barsağı daraltan iyi huylu , kanser olmayan nedenler
  • Kalın barsaklara bası yapan karın içindeki diğer kanserler
  • “Rektosel” dediğimiz vajen arka duvarının zayıflığından kaynaklanan hastalığın olması

Kalın barsakların kasılmasın sağlayan sinirlerle ilgili nörolojik sorunlardan kaynaklanan nedenler

  • Barsak kasılmalarını sağlayan sinirlerle ilgili “otonom nöropati”
  • Multiple sclerosis
  • Parkinson hastalığı
  • Omurga yaralanmalarına bağlı sinir yaralanmaları
  • Felç 

Dışkılamada yardımcı olan pelvik taban kaslarına ait problemler

  • Dışkılama sırasında anüsü çevreleyen kasların gevşeyememesi , biz bu soruna “anismus” diyoruz
  • Dışkılama sırasında pelvik tabanı oluşturan bazı kasların kasılması, bazılarının da gevşemesi gerekir, bu koordinasyon sağlanamaması (dyssynergic defecation)
  • Diğer bir neden pelvik taban kaslarının zayıf olmasıdır

Vücuttaki hormon balansının bozulmasına ve bazı elementlerin artmış ya da azalmış olmasına bağlı kabızlık nedenleri

  • Şeker hastalığı
  • Hamilelik
  • Tiroid bezinin az çalışması ( hipothyroidism)
  • Paratiroid bezinin fazla çalışması (hyperparathyroidism) 
  • Kan tetkiklerinde artmış kalsiyum, düşük magnesium değerleri.

Soliter rektal ülser, bu hastalıkta kabızlık yoktur fakat rektum içindeki ülser sürekli tuvaleti varmış hissi uyandırdığı için, hasta sık sık tuvalete gider ve ıkınır ama gaita gelmez, hasta da kabız olduğunu, gaita çıkaramadığını söyler. Aslında barsak boştur fakat mevcut ülser hastayı yanıltır. Bu hastalarda barsak sarkmaları ve hemoroid sık görünür.

Kronik kabızlığa yatkınlık oluşturan risk faktörleri

  • Yaşlılık 
  • Kadınlarda kabızlık daha çok görülür
  • Susuz kalmak
  • Süt ve süt ürünleri, badem vs.. gıdalar
  • Lifli gıdalardan fakir bir diyet alışkanlığı olması
  • Fiziksel aktiviteden uzak, sedanter yaşam
  • Bazı ilaçları kullanmak ( sakinleştiriciler, opioid grubu arı kesiciler, antidepresan ilaçlar tansiyon düşürücüler gibi..)
  • Kötü tuvalet alışkanlığı. Bazı insanlar evleri dışında bir tuvaleti mümkün olduğunca kullanmak istemezler, dışkılama refleksi geldiğinde ertelemeye çalışırlar, bu durumda bağırsakta bekleyen gaita kurur ve sertleşir
  • Depresyon , stres, anksiyete gibi ruhsal rahatsızlıkların olması

Kabızlığa bağlı komplikasyonlar

  • Hemoroid oluşması , ileri derece ıkınmaya bağlı anüs çevresindeki hemoroid memeleri büyür
  • Anal fissür ; sert ve büyük gaita çıkarken makat kenarındaki cildi yırtar, küçük bir yırtık oluşur fakat oldukça ağrılıdır
  • Fecal impaction; kronik kabızlıkta kalın bağırsağın son kısmı olan rektumda gaita birikir, sertleşir hasta gaita yapamaz hale gelir, hasta ancak bir müdahale ile  dışkılayabilir.
  • Uzun süreden beri var olan aşırı ıkınmaya bağlı barsak sarkması olur
  • Uzun süreden beri var olan aşırı ıkınma sonucunda pelvik taban kasları zayıflar, bu bölgede var olan sinirlerin de zarar görmesi sonucunda hasta gaz tutamaz duruma gelebilir

Kabızlığı önlemek için neler yapabiliriz

  • Bakliyat, sebzeler, meyveler, kepek, tam tahıl gibi bol lif içeren gıdalar gıdalar ile beslenmek
  • İşlenmiş gıdalar, süt ürünleri ve et ürünleri gibi az lif içeren gıdaları azaltmak
  • Bol sıvı tüketmek
  • Düzenli egzersiz yapmak
  • Stresten uzak durmak
  • Dışkılama hissi geldiğinde ertelememek
  • Tuvalet ihtiyacını günü belli bir saatine gelecek şekilde bir düzene oturtmak, tercihen yemekten sonra

Kronik kabızlık nedenini bulmak için yapılması gereken tetkikler ve testler 

Doktorun genel muayenesinden sonra, kabızlığın nedenini bulmak için bir dizi testten bir kaçı belli bir algoritm dahilinde istenebilir. Fakat bu testlere başlamadan önce hastadan ayrıntılı bilgi alıp, diyetini değerlendirmek sonra  da muayene yapmak gerekir, birçok hasta basit bir diyet değişikliği ile , hiçbir tetkik yapılmadan düzelebilmektedir.

  • Kan testleri, örneğin tiroid fonksiyon testleri  (tiroidin az çalışması kabızlık yapar) veya kalsiyum düzeyinin yüksek olup olmadığın incelemek gibi .
  • Ayakta direkt batın grafisi, barsakta tıkanıklık olup olmadığını gösterebilir veya kalın barsakta gaitanın birikmiş olup olmadığını görürüz.
  • Colonoscopy tetkikinde tüm kalın barsakları ve ince barsakların son 15-20 cmlik kısmını ucunda kamera ve ışık olan flexible bir cihazla inceleriz.
  • Anorectal manometry  tetkikinde rektum dediğimiz kalın barsağın son kısmı ve özellikle de anüsün (makat) fonksiyonunu ve bu iki kısmın çalışma koordinasyonunu ölçeriz, gaitanın dışarı çıkması için rektum kasıldığında anüsün gevşemesi gerekir. Örneğin anismus dediğimiz rahatsızlıkta bu koordinasyon bozulmuştur.
  • Balon atım testi (Balloon expulsion test): Bu testte rektum (kalın barsağın son kısmı) içine balon kotulur ve su yada hava ile şişirilir. Şişen balon hastada tuvalet ihtiyacı doğurur, hasta bu balonu tuvalette ıkınarak çıkarır, ıkınıp  çıkarma süresi testin sonucudur ve bu sürenin uzunluğuna göre değerlendirme yapılır, ideal süre 1 dakika veya daha azdır. 
  • Colon transit zamanı: yenilen gıdaların ne kadar sürede kolondan geçip gaita ile atılma durumuna geldiğini gösteren bir testtir. Test için X-ray filminde görülebilen (radiopaque) markerlar yutturulur ve bu markerların sindirim sisteminden geçip atılması süreci filmler ile takip edilir. Bu test için kayıt yapabilen kablosuz kapsüller de yutturulabilir.
  • Defecography testi kabızlık tanısında önemli bir testtir, nadiren gerekir. Bu testte rektum içine baryum denilen bir madde verilir ve hastadan bunu dışkılamada olduğu gibi dışarı atması istenir tam bu sırada da film çekilir. Bu tetkik ile kas fonksiyonlarını, prolapsus olup olmadığını ve rektosel denilen bir patolojinin olup olmadığını görürüz.
  • MR defecography: Test mantı normal defecography ile aynıdır, bu testte baryum yerine özel jeller kullanılır ve film MR cihazında çekilir.

Kabızlık tedavisi

Başlangıçta doktor herhangi bir ciddi bir neden düşünmüyorsa tedavi olarak sadece diyet ve yaşam şeklinin düzenlenmesi  planlanır, önemli olan sindirilmiş gıdaların optimum sürede kuruyup sertleşmeden dışarı atılmasıdır. Hastaların büyük bir kısmı bu düzenleme ile iyileşir , tuvalet düzeni oturuncaya kadar basit ilaçlarla geçici süre yardımcı olunur.

Diyet  ve yaşam  tarzının değiştirilip bir düzene oturtulması için yapılması gerekenler

  • Lif alımının arttırılması, yemekte bol lifli gıdaları özellikle tercih etmek gerekir, bunun yanında lifsiz gıdalar da alınabilir fakat ağırlık lifli gıdalardan yana olmalıdır. Böylece barsaktan gıda pasajı hızlanır.  Bu her gün meyve, sebze yiyerek sağlanabilir, kepek ve tam tahıl tercih edilmelidir.  Başlangıçta lifli gıdaların çok fazla alınması şişkinlik ve gaz şikayetleri yapabilir bu nedenle lif miktarı yavaş yavaş arttırılmalıdır. Başlangıçta tercihen her 1000 kalori için önerilen lif miktarı 14 gramdır. Bir kaç haftada lif miktarı arttırılarak istenen düzeye getirilir.  Yulaf, kepek,keten tohumu,  mor kuru erik, armut, kuşkonmaz, enginar,chia ve özellikle de yeşillikler lif artışı sağlayan gıdalardır. Yeşilliklerin lif oranı yüksektir ve herkesin kolay ulaşabileceği gıdalardır.
  • Egzersiz yapmak bağırsak kaslarının aktivitesini de arttırır, haftada 4-5 gün egzersiz  idealdir. Uzun zamandır yapmadıysanız egzersizlere başlamadan önce sağlık durumunuzu  değerlendirmek için bir doktor ile görüşmekte fayda vardır, özellikle ileri yaşlarda.
  • Tuvalete gitme ihtiyacınız olduğunda ertelemeyin, kendinize zaman ayırın, aceleye getirmeyin. Bazı hastalarımız ev dışında bir yerde tuvalete gidemediklerini belirtmektedirler, bu durum kabızlığın önemli sık görülen nedenlerinden biridir ve problem çözülemediği takdirde kabızlığı tedavi etmek çok zorlaşır yada çok planlı bir yaşam şekli oluşturmak gerekir.

Laksatifler

etki şekli birbirinden farklı olan bir çok laksatif (müshil)  ilaç çeşidi vardır.

  • Lif takviyeleri: Gaita hacmini arttırırlar. Hacmi artmış gaita daha yumuşaktır ve bağırsaktan transiti daha kolay olur.  Bu tür laksatifler  psyllium, calcium polycarbophil veya methylcellulose içerirler.
  • Barsak hareketlerini uyaranlar: Bisacodyl ve sennoside içeren ilaçlar bu gruba girerler
  • Osmotik laksatifler bağırsak sekresyonunu arttırarak ve barsağı uyararak etki ederler. Magnesiumhydroxide, magnesium citrate, lactulose, polyethylene glycol bu gruba giren ilaçlardır.
  • Gaitanın kayganlığını arttıran ilaçlar mineral yağlar gibi
  • Gaita yumuşatıcılar docusate sodium, docusate calcium gibi ilaçlar bağırsaktan su çekerek etki ederler
  • Fitil ve lavmanlar yine kabızlığın tedavisinde kısa süreli kullandığımız ilaçlardır.

Diğer ilaçlar

Yukarıdaki ilaçlardan fayda görülmediğinde ve özellikle de irritabl barsak sendromu varlığında  başka ilaç tedavileri düzenlenebilir bu tedaviler kişiselleştirilmiş yani kişiye özel tedavilerdir.

Pelvis kaslarını çalıştırmak

Biofeedback training dediğimiz pelvis kaslarının doğru zamanda kasılması ve gevşemesini  öğreten tedavi yöntemidir, bir terapist eşliğinde yapılır. Dışkılama esnasında hangi kasların kasılması, hangilerinin gevşetilmesini öğretmek  için uygulanır,çok hasta bu tedaviden fayda görür.

Cerrahi tedavi

Bağırsağın tam ya da kısmi tıkandığı durumlarda, rektosel, soliter rektal ülser varlığında veya diğer tedavilerden fayda görmeyen anal fissürde ameliyat gerekir.

Kabızlık tedavisinde ameliyat genellikle son çaredir o safhaya gelinceye kadar uygulanabilecek bir çok tedavi yöntemi vardır

Alternatif Tıp uygulamaları

Bifidobacterium veya lactobacillus içeren probioticler diğer sindirim sistemi problemleri yanında kabızlıkta da faydalıdır.

Meyvelerde bulunan bir şeker olan fructooligosaccharideler de kabızlık tedavisinde yardımcı olmaktadır.

Doktorunuzun sizden almak isteyeceği bilgiler

Kabızlık rahatsızlığından dolayı bir doktora gittiğinizde doktorunuzun sizden öğrenmek isteyeceği bilgileri önceden hazırlarsanız doktorunuza daha doğru ve net bilgiler vermiş olursunuz.

  • Kabızlık şikayetleriniz ne zaman başladı?
  • Kabızlık şikayetleriniz zaman zaman mı oluyor, yoksa hep var mı?
  • Sıkıntılarınız ne boyutta, çok mu rahatsız ediyor?
  • Yakınmalarınızı azaltan herhangi bir şey var mı?
  • Yakınmalarınızı arttıran bir şey var mı?
  • Karın ağrılarınız oluyor mu?
  • Kusmalarınız oluyor mu?
  • İsteğiniz dışında kilo kaybınız oldu mu?
  • Günde kaç öğün besleniyorsunuz?
  • Günde kaç bardak veya litre sıvı içiyorsunuz?
  • Dışkılama sırasında ya da bitiminde kanama oluyor mu, gaita üzerinde kan görüyor musunuz?
  • Tuvalette çok ıkınmanız gerekiyor mu?
  • Ailenizde sindirim sistemi problemleri veya kolon kanseri olan kimse var mı?
  • Başka bir hastalığınız var mı?
  • Kullanmakta olduğunuz herhangi bir ilaç var mı?

Okumaya Devam
Reklam
Yorum İçin Tıklayın

Yorum Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Genel Cerrahi

Discover the Best Obesity Clinic in Istanbul: Istanbul Obesity Center

Yayınlanan

üzerinde

Tarafından

When it comes to addressing obesity and its related health challenges, finding the right clinic is crucial. In Istanbul, one name stands out as a leader in obesity treatment: Istanbul Obesity Center.

With 22 years of experience and over 80,000 patients served, Istanbul Obesity Center has earned a reputation for excellence in the field of obesity treatment. The clinic is dedicated to offering comprehensive care tailored to the unique needs of each patient.

Why Choose Istanbul Obesity Center?

At Istanbul Obesity Center, we believe that successful weight loss is a journey that requires more than just surgery—it demands a holistic approach that includes nutritional guidance, psychological support, and long-term follow-up care. Our team of specialized doctors and medical professionals work closely with each patient to develop a personalized treatment plan, ensuring the best possible outcomes.

Our Services

We offer a wide range of state-of-the-art treatments, each designed to help you achieve your weight loss goals safely and effectively:

  • Gastric Sleeve Surgery: A popular and highly effective procedure that reduces the size of the stomach, helping patients achieve significant weight loss.
  • Gastric Balloon (6-month and 12-month options): A non-surgical option that involves placing a balloon in the stomach to create a feeling of fullness, aiding in weight loss.
  • Swallowable Gastric Balloon: A revolutionary, non-invasive treatment that does not require endoscopy or anesthesia, allowing patients to lose weight without surgery.
  • Gastric Bypass Surgery: A more complex procedure that alters the digestive system to limit food intake and nutrient absorption, leading to substantial weight loss.
  • Stomach Botox: A non-surgical treatment that temporarily reduces stomach contractions, slowing digestion and promoting a feeling of fullness.
  • Dietary and Nutritional Support: Comprehensive nutritional guidance to ensure you maintain a healthy diet before and after your treatment.
  • Psychological Support: Counseling and mental health services to help patients address emotional and psychological factors related to obesity.

Patient-Centered Care

At the heart of our clinic’s success is our patient-centered approach. We understand that every patient’s journey is unique, and we are here to provide support every step of the way. From the initial consultation to post-surgery follow-up, our team is dedicated to helping patients achieve their health and weight loss goals.

Cutting-Edge Treatments

Each treatment is performed using the latest techniques and technologies, ensuring safety and effectiveness. Our clinic’s commitment to innovation and patient care has made us a preferred choice for individuals seeking lasting weight loss solutions.

Comfortable and Secure Environment

Located in the vibrant city of Istanbul, our clinic offers a comfortable and secure environment for all our patients. We understand that undergoing a medical procedure can be daunting, which is why we prioritize creating a welcoming atmosphere where patients feel at ease.

Join Thousands of Satisfied Patients

With a proven track record and a dedication to excellence, Istanbul Obesity Center is the ideal choice for anyone looking to take control of their weight and health. Join the thousands of satisfied patients who have transformed their lives with our help.

For more information about our services and to schedule a consultation, visit our website or contact us today.

Okumaya Devam

Genel Cerrahi

Tip 2 Diyabet Tedavisinde Kullanılan Cerrahi Metotlar

DİYABET (ŞEKER HASTALIĞI) NEDİR Diyabet, yani şeker hastalığı pankreasta üretilen insülin hormonunun yetersiz salgılanması yahut etkisiz olması …

Yayınlanan

üzerinde

Tarafından

DİYABET (ŞEKER HASTALIĞI) NEDİR

Diyabet, yani şeker hastalığı pankreasta üretilen insülin hormonunun yetersiz salgılanması yahut etkisiz olması nedeniyle barsaklardan kana geçen şeker moleküllerinin hücrelere girememesi ve kanda birikmesine bağlı oluşan bir hastalıktır. Açlık kan şekerinin 126mg/dl üzerinde olması yahut tokluk kan şekerinin 200mg/dl üzerinde olması diyabet tanısı için kafidir. Açlık kan şekeri 100-126mg/dl olan bireylede bozulmuş glikoz toleransı mevcuttur ve bu bireylere Oral Glikoz Tolerans Testi (OGTT) yapılarak diyabet durumuna bakılır. Ana sınırlarıyla Tip I ve Tip II olarak sınıflandırılır. Bu iki tipin birtakım orta formları da vardır. Tip I diyabet ekseriyetle çocukluk yahut gençlik çağında birtakım enfeksiyon hastalıklarının sonrasında otoimmün olarak beden savunmasının pankreas dokusuna saldırması sonrası insülin üreten hücrelerin yok olması sonucunda gelişmektedir. Tedavisinde ömür uzunluğu insülin kullanılmaktadır. Tip II diyabet yetişkin çağında ekseriyetle obez bireylerde meydana gelmektedir. Hücrelerdeki çok yağ nedeniyle insüline karşı hücre seviyesinde direnç mevcuttur ve insülin pankreastan salgılanmasına karşın tesir etmemektedir. Hücrelerin içine gereğince şeker yakıtı girmediği için bunlar güç üretemez ve vazifelerini tam olarak yerine getirmezler. Kanda biriken fazla şeker böbrekle atılmaya çalışılır. Böbrek, göz, sonlar, damarlar ve çeşitli doku ve organlar yüksek kan şekerinden etkilenerek vakitle bozulmaya başlar. Tip II diyabetin tedavisinde diyet ile birlikte çeşitli tabletler ve geç periyotta insülin kullanılmaktadır. Hastalar kilo verdikleri vakit insülin direnci azaldığı için diyabetten de kurtulabilmektedir.

TİP II DİYABET (ŞEKER HASTALIĞI) TEDAVİSİNDE KULLANILAN CERRAHİ TEDAVİLER

Tip II diyabetin (şeker hastalığı) günümüzde dünyada önemli bir salgın halinde süratle artmasının nedenlerinden biri batı tipi beslenme stilidir. Bu beslenme hali ile yüksek kalori rafine besinler kullanılmaktadır. Bu beslenme formu hareketsizlik ile birleştiğinde obezite ve diyabet eğilimini artırmaktadır. İnce barsakların ileum ismi son kısmından GLP-1 ve gibisi kimi hormonlar salgılanmaktadır. Bu hormonların salınımı bu bölgeye besinlerin ulaşması ile ileri derecede artmaktadır, lakin rafine besinler barsakların mideye yakın kısmında çabucak tama yakın emildiği için günümüz beslenme şekli ile insülinin aykırısı üzere davranan bu hormonlar faal hale gelmediği için insülin direnci ortaya çıkmaktadır.

TRANSİT BİPARTİSYON

Transit Bipartisyon ameliyatı hastaya tüp mide ameliyatı yapıldıktan sonra tıpkı anda ileum isimli kalın barsağa yakın kısmın kesilerek alt kısmının mideye ve üst kısmının da bu barsağa mide irtibatının belli uzunluklar sonrasında Y biçiminde bağlanması sürecinin genel ismidir.

SASİ (SİNGLE ANASTOMOSİS SLEEVE İLEAL BY-PASS)

SASİ ameliyatı Transit Bipartisyon sürecinin farklı bir halidir. Mideye tek bir barsak ilişkisi yapılır.

İLEAL İNTERPOZİSYON

İleal interpozisyon ameliyatında ileum isimli ince barsak kesimi bir bütün olarak mideye yaklaştırılarak barsak hormonlarının erken etkin hale gelmesi sağlanır. Diverted ve non-diverted olarak iki farklı tipi mevcuttur. Diverted tipinde ileum mideye bağlanır, nondiverted tipinde ise jejunum isimli mideye yakın barsak kısmının ortasına yerleştirilir. TB’dan farkı emilim bozukluğuna yol açan devredışı bırakılmış bir barsak kısmının olmamasıdır.

JEJUNOİLEAL BY-PASS

Jejunoileal by-pass ameliyatında yeniden mide tüp haline getirilir ve jejunum isimli mideye yakın barsak ile ileum isimli kalın barsağa yakın barsak kısımları ortasında bir kısım barsağı emilim dışı bırakacak halde bir anastomoz, yani orta temas oluşturulur. Bu halde besinlerin emiliminde azalma ve ileum hormonlarının etkin hale gelmesi sağlanır.

Okumaya Devam

Genel Cerrahi

Obezite Cerrahisi

OBEZİTE NEDİR: Obezite bedende çok yağ birikimidir, yani yağ dokusunun başka dokulara oranında artış ile seyreden kronik, psikososyal ve …

Yayınlanan

üzerinde

Tarafından

OBEZİTE NEDİR:

Obezite bedende çok yağ birikimidir, yani yağ dokusunun başka dokulara oranında artış ile seyreden kronik, psikososyal ve fizyolojik sıkıntılara yol açabilen bir güç metabolizma bozukluğudur. Hücrelerde ve dokularda yağ birikimi hücrelerin ve hücre içindeki organellerin işlevlerinin bozulmasına neden olur. Bu halde hücre içinde gücün yakılması bozulur. Bu da ilgili doku ve organların misyonlarını yerine getirmesinde aksaklıklara yol açar. Giderek artan yağ dokusu obezitenin yanı sıra hipertansiyon, insülin direnci, diyabet (tip ıı şeker hastalığı), kan yağları yüksekliği, kalp ve damar hastalıkları, kas ve iskelet sistemi bozuklukları, astım, uyku apnesi, karaciğer yağlanması, cilt hastalıkları, romatizmal sıkıntılar ve ruhsal rahatsızlıklar gelişmesine neden olabilmektedir. Obezitenin ileri kademelerinde birçok doku ve organda bozukluklar meydana geldiği için geri dönüş zorlaşmaktadır. Hastaların yalnızca diyet ve sporla kalıcı kilo verme olasılıkları son derece düşmektedir (<%1). İşte obezite tedavisinde kullanılan endoskopik ve cerrahi prosedürler bu noktada hastaların imdadına yetişmektedir. Hastalara yapılacak tedavi tekniğine hastaların obezitesinin yüküne ve obezite ile bağlı

öbür hastalıklarının varlığına nazaran karar verilir. Obezitenin sınıflandırılmasında en yaygın kullanılan sistem beden kitle endeksi (VKİ) hesaplamasıdır. Bu kolay yolda yük (kg) boyun (m) karesine bölünür. VKİ 30-35 ortasında mide balonu yahut mide botoksu üzere daha çok endoskopik sistemler tercih edilirken VKİ 35 üzerinde ve ek hastalığı olan yahut VKİ 40 üzerinde olan hastalara tüp mide yahut mide baypası üzere laparoskopik cerrahi süreçler uygulanmaktadır.

OBEZİTE CERRAHİSİ NEDİR:

Obezite cerrahisi endoskopik yahut laparoskopik usullerle mide ve ince barsaklara yapılan çeşitli müdahalelerle hastaların kalori almalarının kısıtlanması yahut tüketilen besinlerden bedene giren güç ölçüsünün emilim azaltılarak kısıtlanmasıdır. Hastalığın yüküne nazaran mide baypası üzere daha karmaşık usuller de kullanılabilmektedir.

MİDE BALONU

Mide balonu midenin içine yerleştirilerek hava yahut su ile şişirilen silikon bir toptur. Mide balonu mide içerisinde hacim kapladığı için tokluk hissi verir, hasta erken doyar ve çok yediğinde bulantı ve şişkinlik yaratarak hastanın diyete ahengini artırır. Mide balonu hafif bir uyutma ile endoskopi ünitesinde endoskop yardımı ile yerleştirilmektedir. Bu balonlar mide içerisinde 6 ay kalabilmektedir. 1 yıl kalabilen kimi mide balonları tekrar endoskopi yapılarak içlerindeki sıvı ölçüsü hastanın durumuna nazaran ayarlanabilmekedir. Ayrıyeten uyutma ve endoskopi gerektirmeyen, ortalama 4 ay midede kalabilen yutulabilen mide balonu da mevcuttur. Hastanın durumuna ve gereksinimine nazaran diyetisyen ve obezite cerrahı en gerçek formülü tespit ederek hastaya uygular.

MİDE BOTOKSU

Mide botoksu hafif bir uyutma ile mide duvarına endoskop yardımı ile botilinum toksini enjekte edilmesi sürecidir. Bu ilaç kasları felç eden bir toksindir. İlaç uygulaması sonrası midenin kasları ve sonları daha az çalışmaya başlar. Mide daha yavaş çalıştığı için hastada tokluk hissi ve erken doyma olur.

  1. OBEZİTE AMELİYATLARI

AYARLANABİLİR GASTRİK BAND (MİDE BANDI)

Ayarlanabilir mide bandı laparoskopik olarak midenin üst kısmına yerleştirilen ve deri altına bir pompa ile bağlı silikondan imal edilmiş bir aygıttır. Deri altındaki pompa vasıtası ile mide etrafındaki bandın genişliği ayarlanabilmektedir. Bu halde kum saati biçimine getirilen mideden geçen besin ölçüsü ayarlanabilmektedir.

SLEEVE GASTREKTOMİ (TÜP MİDE AMELİYATI- MİDE KÜÇÜLTME AMELİYATI)

Sleeve Gastrektomi yahut başka ismiyle tüp mide ameliyatı laparoskopik yolla midenin sol dış kısmı özgürleştirildikten sonra, mideyi alttan üste yanlışsız dikey planda tüp haline getirecek biçimde diken ve kesen özel aletler yardımıyla kesilme sürecidir. Bu süreçle hastanın midesinin %80’lik kısmı çıkarılmaktadır. Hasta erken doymaktadır ve fazla besin alması önlenmektedir. Ayrıyeten besinler süratlice ince barsağa geçtiği için insülin zıddı kimi hormonların aktivitesi artmaktadır. Bu ameliyatla midenin açlık sinyali üreten kısmı da çıkarıldığı için hastaların acıkma hissi azalmaktadır. Az görülen kanama ve dikiş yetmezliği üzere sorunlar dışında önemli komplikasyonları yoktur.

ROUX-EN-Y GASTRİK BYPASS (MİDE BAYPASI)

Mide baypası süreci laparoskopik olarak mideyi otomatik olarak kesip dikebilen aletler kullanılarak yapılan bir ameliyattır. Yemek borusunun birkaç cm altından mide yarım çay bardağı kapasite bırakılacak formda kesilip dikilir. Bu küçük mide cebine y formunda ince barsak ilişkileri yapılır. Çok küçük bir midesi kaldığı için hasta çok az yiyebilmektedir. Besinler süratle ince barsağa geçtiği için ve y halindeki barsak irtibatı ile barsakların bir kısmı besin emiliminden uzaklaştırıldı için hasta kilo vermektedir. Hastaların birçoğunda çeşitli vitamin ve mineral eksiklikleri gelişebilmektedir.

KÜÇÜK GASTRİK BYPASS

Küçük gastrik bypass mide baypasının biraz değiştirilmiş ve kolaylaştırılmış halidir. Yemekle temas eden mide kısmı biraz daha uzun bırakılır ve bu mide kısmına direkt olarak ince barsak irtibatı yapılmaktadır. Midenin içine birtakım hastalarda safra kaçması ve buna bağlı mide iltihabı dışında mide baypası ile benzeri bir usuldür.

BİLİYOPANKREATİK DİVERSİYON (DUODENAL SWİTCH)

Duodenal switch ameliyatı laparoskopik prosedürle midenin tüp haline getirilmesinden sonra oniki parmak barsağa seviyesinde barsaktan ayrılması ve sonrasında bu mide tüpüne bir kısım ince barsak besin emiliminden devre dışı bırakılacak formda ince barsak bağlanması sürecidir.

Okumaya Devam

Trendler