Pandemi Süreci Sadece Acı Ve Korku Bırakmamalı - Doktor Makaleleri
Bize ile Bağlan
All On Four İmplant Tedavisi

Tüm Makaleler

Pandemi Süreci Sadece Acı Ve Korku Bırakmamalı

Yayınlanan

üzerinde

Bu yaşadığımız günleri yıllar önce filmlerde izlerdik. Aniden dünyanın alt üst olduğu, distopik bir aleme geçtiğimiz fantastik filmler vardı. İlk etapta o filmlerdeki distopik dünyayı hatırlatan sahneler oldu. Çin’de birkaç kişiye bulaşan virüsle başlayan sürecin kısa sürede tüm dünyaya yayılabileceğini, bu kadar etki altına alabileceğini ve sonrasında etkisinden uzun süre kurtulamayacağımızı insanlar düşünemedi.

“Çağımız bunu düşünemedi”

Çağımız bunu düşünemedi çünkü modern çağ her şeyi halledebilir, atlatabilir düşüncesi hakimdi. İlkel çağlarda böyle sorunlar olabilirdi fakat bir salgın modern çağda sorun yaratamazdı. Modern çağ insanı için bilimin, tıbbın, teknolojinin bu kadar ilerlemiş olduğu çağda bu bir handikap oluşturmaz diye düşünülüyordu. Öncelikle bu durum insanları psikolojik olarak etkiledi: İnsanlığın bu biçimde ilerleşim olduğu bir çağda böyle bir problemle karşılaşmak. ‘’Elden ne gelir ki’’ düşüncesi diğer çağlarda yaşayan insanlar için biraz daha kabul edilebilirdi. Vebayı, kolerayı öyle gördüler. Günümüz insanı bunu alt edememekle beraber şu anda yaşanan bu maske, sosyal mesafe vb. şeylerde “bu ne” şoku yaşadık. Yaşanılan ilk duygunun korkudan ziyade, şaşkınlık olduğu yadsınamaz bir gerçeklik. Hemen akabinde dünya güçlerinin bunu alt edebileceğini normal hayata bir an önce devam edileceği algıları vardı. Fakat maalesef böyle olmadı.

İtalya gibi sağlık altyapısına önem vermeyen bazı ülkelerde pandemi şokuyla beraber büyük bir kaos yaşandı. Türkiye için baktığımızda, virüs Türkiye sınırlarına girdiği ilk andan itibaren öncelikle bir sağduyu oluştu. Sağlık Bakanının olaya hâkim olması ve tedbirlerde İran gibi geç kalınmadığında bir karışıklık yaşamadık. İlaçların stoklarda hazır olması, yeni hastanelerin hemen açılması burada büyük bir etki oldu. Gerekli tedbirler alınırken iletişim, ilişki babında toplumsal özelliğimiz olan sıcak ve iç içe yapımızı o soğuk mesafeye sokmak yıpratıcı bir gerçeklik oldu. Çünkü biz samimiyeti, yüz yüze olmayı seviyoruz. Hali hazırda yaptığımız gelen misafire kolonya tutmak, dışardan geldiğimizde ellerimizi yıkamak, yemekten önce ve sonra ellerimizi yıkamak gibi alışkanlıklarımızı tekrar bir yüksek sesle hatırladık.

“İnsanlar korku ile kontrol altına alınır”

Korku insanı koruyan çok gerekli bir duygu. İnsanın can güvenliğini sağlayan temel duygulardan biri. Korku olmasaydı biz kendimizi korumayı öğrenemezdik. Korku belli bir desibelde öğrenmeyi sağlıyor. Yoksa her şey her seferinde sil baştan olurdu. Bu durumda korkuları fobilerden ayırmak gerekiyor. Korku insanların tedbirler almasında ve bazı durumlarda duruşunu göstermesine sebep olan bir duygudur. Fakat korku genel anlamda bir algı olarak kullanıldığında ve korkutma yöntemi kaygıya dönüşür. Kaygılı ve endişeli bir duruma dönüşür. Korku dünya tarihi boyunca sıklıkla denetim amaçlı kullanılmıştır. İnsanlar korku ile kontrol altına alınır. Günümüzde ise insanlar bilgi ile kendini kontrol edebilir, içselleştirebilir bir yöne doğru yol alıyoruz. Korku üzerinden değil de bunun daha içselleştirilip tedbirlerin bu şekilde alınması isteniyor. Kendi sağlığımızı da karşımızdakinin sağlığını da riske atmayacak bir yaşam biçimini benimsiyorsak artık korkuyu kontrol edebiliyor hale gelmiş oluruz.  Şu an en ufak hapşırmamızda bile acaba diyoruz. Çünkü görünmeyen, havada uçuşan, pek bilinmeyen bir şeyden bahsediyoruz. Doktorların yorumu ile hastalanan kişiler üzerinden bir veri tabanı oluşturuldu. Geçmişi olmayan bir şeyle karşı karşıyayız. İnsan doğası gereği bilmediği bir şeyden korkar.

‘’Korkusuz korkak’’ diye bir tabirimiz var bilirsiniz. Bu tabiri yaşanılan süreç üzerinden yorumlayalım.

Yadsıma. Yadsıma bir savunma mekanizmasıdır. İçinizde müthiş bir korku duyarsınız, konuyla ilgili sorularınız vardır. Aslında o sizi içinize hapsetmiştir. Bununla baş edebilmek için bir savunma mekanizması ortaya koyarsınız. Nasıl vücudumuz bir virüsle karşı karşıya kaldığı zaman direnç gösterirse, psişe de herhangi bir durum karşısında kendini savunmaya böyle alır. Ama bu savunma mekanizmalarını çok kullanmak veya yaşam kalitesini etkileyecek şekilde kullanmak zarar vericidir. Belli bir miktar endişe gereklidir. Gamsız baykuş gibi dalda oturup etrafa bakmak olmaz. Minik bir endişeden bahsediyorum. O insana bir düşünce kanalı açar. Konu hakkında düşünmeyi sağlar. Hiç önemsemediğin ya da endişelenmediğin şeyi niye düşünesin ki. Ama bu endişe seni hapsettiğin de avucunun içinde olması gerekirken başının üstündeyse, bu durumla ilgili bazı savunmalar gerçekleştirirsin. Sistemini bozacak ya da yadsıyarak “Yok öyle bir şey canım bunlar hep Amerikan oyunu…” diyerek kendini sakinleştirmeye çalışırsın. Bu kendini kandırmak gibi fakat o insanın iç dünyasında endişe insanı o kadar elinin altına almış ki yadsıma yaparak sistemini korumaya çalışıyor. Başka biri de entelektüalizm yapabilir. Konuyla ilgili çok okuma yapar, açık oturumları izler. Bu da bir baş etme durumudur.

“Sadece acı ile kalmasın”

 Son olarak virüse yakalanmış veya yakalanma ihtimali olan kişilere en az hasarla atlatmak için şunlar önerilebilir.

Buradan ne gördüler? İçlerine baktıklarında bu onlara ne gösterdi? Bunu atlattıktan sonra hayatlarını bir tartıya koydular mı? Bundan sonrası için kendilerine bir füzyon açıldı mı? Bir feraset kapısı açıldı mı yoksa bu sadece bir ağıt mı oldu? Sadece geçirdiği bir acı mı oldu? Bazı şeyler yaşanır sadece acı olur. Acı olarak yaşanır kalır. İnsanoğlu yaşadıkları şeyler içerisinde yalnızca acısını alıp çıkmamalı. Acıyla beraber kendine bir kapı açmalı. Negatif olan durum bile o insana bir artı getirmeli. O artı geldi mi,gelmedi mi? Acziyetini gördü mü? Nurallah Genç der ki “Acziyet kudrettir.”

Son olarak kendi sürecimden bahsederek öneride bulunmuş olmak isterim. Martın son günlerinde bir intifa kaybetmeye başladım. Sonra hastanede sürecim başladı. İlk geçirenlerden olduğum için -doktorların bile şaşkın olduğu bir zamanda- evde tedavi durumum pek olmadı.  Hastalandığım dönem için bir İspanya tatili planlamıştım ama İspanya yerine hastanede kendimle kaldım. Oda da yatak vardı, ilaçlar vardı bir de ben vardım. Arada hemşireler ve doktorların bir uzaylı kıyafetleri ile girip çıktığı oluyordu. Hemşirelerin falan tek gözlerini görüyorsunuz. O dönemde acziyetimi şöyle düşündüm: Tatilde özgürce gezecekken şimdi hastane odasında yatıyor ve tuvalete gidebildiği için şükrediyor. Makineye bağlanmadığı için, ayağa kalkıp kendi ihtiyacını kendi görebildiği için şükrediyor. Ben Barcelona’ya kendimle ilgilenebilmek için gidecektim ben o beş gün hastane odasında kendimle ilgilendim.  Belki hayatımda ilgilenmediğim kadar kendi

Okumaya Devam
Reklam
Yorum İçin Tıklayın

Yorum Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Genel Cerrahi

Discover the Best Obesity Clinic in Istanbul: Istanbul Obesity Center

Yayınlanan

üzerinde

Tarafından

When it comes to addressing obesity and its related health challenges, finding the right clinic is crucial. In Istanbul, one name stands out as a leader in obesity treatment: Istanbul Obesity Center.

With 22 years of experience and over 80,000 patients served, Istanbul Obesity Center has earned a reputation for excellence in the field of obesity treatment. The clinic is dedicated to offering comprehensive care tailored to the unique needs of each patient.

Why Choose Istanbul Obesity Center?

At Istanbul Obesity Center, we believe that successful weight loss is a journey that requires more than just surgery—it demands a holistic approach that includes nutritional guidance, psychological support, and long-term follow-up care. Our team of specialized doctors and medical professionals work closely with each patient to develop a personalized treatment plan, ensuring the best possible outcomes.

Our Services

We offer a wide range of state-of-the-art treatments, each designed to help you achieve your weight loss goals safely and effectively:

  • Gastric Sleeve Surgery: A popular and highly effective procedure that reduces the size of the stomach, helping patients achieve significant weight loss.
  • Gastric Balloon (6-month and 12-month options): A non-surgical option that involves placing a balloon in the stomach to create a feeling of fullness, aiding in weight loss.
  • Swallowable Gastric Balloon: A revolutionary, non-invasive treatment that does not require endoscopy or anesthesia, allowing patients to lose weight without surgery.
  • Gastric Bypass Surgery: A more complex procedure that alters the digestive system to limit food intake and nutrient absorption, leading to substantial weight loss.
  • Stomach Botox: A non-surgical treatment that temporarily reduces stomach contractions, slowing digestion and promoting a feeling of fullness.
  • Dietary and Nutritional Support: Comprehensive nutritional guidance to ensure you maintain a healthy diet before and after your treatment.
  • Psychological Support: Counseling and mental health services to help patients address emotional and psychological factors related to obesity.

Patient-Centered Care

At the heart of our clinic’s success is our patient-centered approach. We understand that every patient’s journey is unique, and we are here to provide support every step of the way. From the initial consultation to post-surgery follow-up, our team is dedicated to helping patients achieve their health and weight loss goals.

Cutting-Edge Treatments

Each treatment is performed using the latest techniques and technologies, ensuring safety and effectiveness. Our clinic’s commitment to innovation and patient care has made us a preferred choice for individuals seeking lasting weight loss solutions.

Comfortable and Secure Environment

Located in the vibrant city of Istanbul, our clinic offers a comfortable and secure environment for all our patients. We understand that undergoing a medical procedure can be daunting, which is why we prioritize creating a welcoming atmosphere where patients feel at ease.

Join Thousands of Satisfied Patients

With a proven track record and a dedication to excellence, Istanbul Obesity Center is the ideal choice for anyone looking to take control of their weight and health. Join the thousands of satisfied patients who have transformed their lives with our help.

For more information about our services and to schedule a consultation, visit our website or contact us today.

Okumaya Devam

Diyetisyen

L-Karnitin Rehberi: Yağ Yakıcılar Hakkında Tüm Merak Edilenler

Ülkü bir bedene ulaşmak herkesin hayali. Bunun için çoğumuz beslenmemize dikkat ediyoruz, spor salonlarında vakit geçiriyoruz yahut profesyonel …

Yayınlanan

üzerinde

Tarafından

Ülkü bir bedene ulaşmak herkesin hayali. Bunun için çoğumuz beslenmemize dikkat ediyoruz, spor salonlarında vakit geçiriyoruz yahut profesyonel bir sporla uğraşıyoruz. Amacımıza daha süratli ulaşmak için de çeşitli ergojenik dayanaklar bize eşlik ediyor. L-Karnitin ise bu takviyelerden tahminen de en yaygın bilineni. Pekala L-Karnitin nedir, kullanımı nasıl olmalıdır, tesirleri nelerdir? Bu yazımda L-karnitin ile ilgili tüm merak edilenleri sizler için anlattım!

H2: L-Karnitin Nedir?

Karnitin, lizin ve metionin aminoasitlerinden elde edilen doğal bir amonyum bileşenidir. Böbrek ve karaciğerlerimizde bulunur. Temel olarak yağ asitlerinin, mitokondriye taşınmasından, hasebiyle ATP sentezinden sorumludur. L-Karnitin ise, bedenimizde bulunan karnitin formları ortasında etkin olarak kullandığımız aminoasit türevidir.

H2: L-Karnitin Desteklerinin İçeriği Nedir

Karnitin, doğal bir aminoasit türevi olduğu için L-Karnitin destekleri de makro besin öğesi olarak protein içerir. Yok denecek kadar az karbonhidrat ve yağ içeriğine sahip olan L-Karnitin dayanakları, bir ölçek için yaklaşık 5-10 kalori civarında güç sağlar. İçeriğinde çeşitli aromalar bulunabilir. Ek kafein ve vitamin içeren destekler sıklıkla kullanılmaktadır.

H2: L-Karnitin Ne İşe Fayda? Neden Kullanılır?

En kolay tabirle L-Karnitin, göğüslü metabolizmasında güç üretimini sağlar. Mitokondri membranından uzun zincirli yağ asitlerinin taşınmasında misyonlu temel moleküldür. Metabolik tesirlerinden ötürü, yağ oksidasyonunu hızlandırır ve yağ yakımına yardımcı olması sebebiyle sportmenler tarafından kullanılır. Ayrıyeten idman randımanını arttırır, dayanıklılığa dayanak olur, kas hasarlarını azaltmaya yardımcıdır.

H2: L-Karnitin Nasıl Çalışır?

L-Karnitin, hür yağ asidi metabolizmasında, yağ asitlerinin mitokondriye taşınması ile vazifelidir. Birkaç biyokimyasal sürece uğrayarak, sonunda gücün yağlardan elde edilmesine yardımcı olur. Yağlar idman esnasında yakıt olarak kullanıldığı için, glikojen de yönetimli kullanılır ve bu sayede idmanlar daha uzun periyodik ve verimli geçmektedir. Birebir vakitte glikoz oksidasyonunda rol alır. Laktat birikimini azaltır, kas yorgunluğunu geciktirir ve kas kitlesini korur.

H2: Carnitine (Karnitin) çeşitleri nelerdir?

Karnitin, L-Karnitin ve D-Karnitin olmak üzere iki çeşittir.

Dokularda faal olan formu L-Karnitin’dir ve bu sebeple supplement olarak kullanımı uygundur. Besin etiketlerinde L-carnitine, L-carnitine L-tartrate, Propionyl-L-carnitinebiçiminde de yazılabilir. L-karnitin’in başka kimyasal formları ise asetil-L-karnitin ve propionil-L-karnitin’dir

D-Karnitin ise karnitinin inaktif formudur ve suplement olarak kullanılamaz.

H2: L-Karnitin Kullanımı

Karnitin, destek olarak kesinlikle alınması gereken elzem bir besin öğesi değildir zira bedende da biyolojik olarak sentezi mümkündür. Ayrıyeten birçok besin doğal olarak karnitin içerdiği için, bu besinleri tüketerek de karnitin alabilir ve tesirlerinden yararlanabiliriz. Lakin karnitin içeren besinlerin tüketiminin yetersiz olduğu vegan bireyler, karnitinin kâfi ölçüde sentezlenemediği ve emilemediği bireyler, ağır spor yapanlar destek olarak L-Karnitin almalıdır.

L-Karnitin alımına birinci başlandığında toksik tesir yaratmaması ve oluşabilecek yan tesirleri gözlemlemek ismine düşük dozlar tercih edilmelidir. Bu dozların ölçüsü ve kullanma sıklığı yavaş yavaş arttırılabilir. Standart, inançlı L-Karnitin dozu günlük 500-2000 mg’dır.

Hedefe nazaran bu ölçüler değişiklik gösterebilir. Örneğin idman performansını arttırmak isteyen bireyler; 2 gram L-Karnitin desteğini, gün içerisinde iki sefer, yaklaşık 80 gram karbonhidrat ile birlikte almalıdır. Suratını arttırmak isteyen atletler ise günde toplam 3 gram L-Karnitin’i meyve suları ile birlikte almalıdır. Tüm bu tekliflere ek olarak, L-Karnitin kullanılırken kesinlikle bir profesyonele danışmanız gerekmektedir.

H2: İdman performansı üzerine tesiri

L-Karnitin, öbür ergojenik takviyeler üzere antrenman performansını arttırmaktadır. Dayanıklılık idmanları mühletince yağların yakıt olarak kullanılmasına yardımcı olur. Bu sayede yağ yakımını hızlandırır. Antrenman öncesi alınan L-Karnitin, kaslarda bulunan laktik asitin birikimini azaltarak kas yorgunluğunu geciktirir ve mevcut kas kütlesini korur. L-Karnitin, kaslarda depolanmış olan glikojenin boşalmasını geciktirdiği için uzun müddetli sporlarda ve/veya dayanıklılık gerektiren idmanlarda kullanımı önerilmektedir. Antrenmandan yaklaşık 30-40 dakika evvel alımı azamî fayda sağlayacaktır.

H2: L-Karnitin Ziyanlı mı?

L-Karnitin’i ziyanlı bir dayanak olarak tanımlamak gerçek değildir. Lakin beden için kullanılan her şeyde olduğu üzere, karnitinin de ihtiyacımızdan fazlasını almak yan tesir yaratabilir. Fazla alınan ölçü çoklukla idrarla birlikte atılsa da bireye nazaran oluşabilecek yan tesirleri; bulantı, ishal, kusma, mide ekşimesidir. Nefesin, terin ve idrarın keskin bir kokuya bürünmesi de görülen yan etkilerdendir.

Bu sebeple L-Karnitin alınırken kesinlikle dozuna ve kullanım haline dikkat edilmelidir. Bahsedilen yan tesirler görüldüğünde kullanımı azaltılmalı ve bir sıhhat profesyoneline danışılmalıdır.

H2: L-Karnitin Seçerken Nelere Dikkat Etmeli?

Sportmenler için üretilen dayanakların sayısı gün geçtikçe artmakta ve piyasada çok çeşitte L-Karnitin eseri bulunmaktadır. En yanlışsız eseri seçmek, bizlere azamî fayda sağlaması ismine değerlidir. Sağlam L-Karnitin seçmek için birkaç püf noktaya dikkat edilmelidir:

  • ‘İçindekiler’ bilgisi kesinlikle incelenmelidir. İçerisinde hami katkı hususları üzere eklenen ekstra bileşenler ne kadar fazla ise o eserden o kadar uzak durmak gereklidir. Bir öbür deyişle eserin saf ‘karnitin’ içermesi değerlidir.

  • L-Karnitin destekleri ; kapsül formunda, enjekte edilebilir formda vesıvı formlarda piyasada bulunmaktadır. En tanınan seçenek sıvı formu olsa da; bireyler uygulayabileceği en uygun formu seçmelidir.

  • Dozajına kesinlikle dikkat edilmelidir. Bu yazıda bahsettiğim dozlar sizlere örnek olabileceği üzere; kesinlikle kullandığınız eserin etiket ve porsiyon bilgilerine dikkat edin. Örneğin bir eser, tek kapsülde günlük önerilen ölçünün tamamını içeriyor olabilir yahut bir öteki markalı eser, günde 2-3 kez alımı önerebilir. Ayrıyeten yan tesir oluşmaması ismine fazla kullanımından kaçınılmalıdır.

  • Kullanacağımız her eserde olduğu üzere, L-Karnitin satın alırken de muteber olması hayati ehemmiyet taşımaktadır. Satın aldığımız markayı kesinlikle araştırmalı, güvenilirlik sertifikalarını sorgulamalıyız.

H2: Hangi Besinlerde Karnitin Bulunur?

Karnitin, doğal olarak besinlerde bulunur. Bilhassa hayvansal kaynaklı besinler, karnitin açısından zengindir. Kırmızı et, bu besinlerin başında gelmektedir. Örneğin 120 gram pişmiş biftek, yaklaşık 56 ile 162 mg ortasında karnitin içerir. Kırmızı et dışında beyaz et kaynakları (tavuk, balık, hindi vs.), süt ve süt eserleri karnitin zengini besinlerdir.

Bu sebeple hayvansal kaynaklı eserlerden varlıklı beslenen bireylerde karnitin eksikliği pek fazla görülmezken, vegan bireylerde karnitin düşük ölçülerde seyreder. Hayvansal kaynakların dışında, kuşkonmaz, tam tahıllı eserler, soya fasülyesi, avokado karnitin alımı açısından tercih edilebilir.

H2: L-Karnitin Fiyatları

Piyasada satılan L-Karnitin desteklerinin fiyatları boyutları ve formlarına nazaran değişmekle birlikte; en fazla tercih edilen markaların 1000 ml’lik sıvı formları 90-120 tl ortasında değişmektedir. Kapsül formları da yaklaşık bu fiyatlarda satışa sunulmaktadır. Birçok farklı aromaları bulunan desteklerin boyutlarına nazaran fiyatları da değişkenlik gösterebilir.

Okumaya Devam

Tüm Makaleler

Okul Öncesi Dönemde Özel Öğrenme Güçlüğü (Disleksi)

Yayınlanan

üzerinde

Tarafından

Okumaya Devam

Trendler