Genital Siğilden Korunma Yolları - Doktor Makaleleri
Bize ile Bağlan
All On Four İmplant Tedavisi

Genel Cerrahi

Genital Siğilden Korunma Yolları

Yayınlanan

üzerinde

Genital siğil tedavisi, HPV virüsüne bağlı olarak ortaya çıkan siğil oluşumlarının temizlenmesine dayanır. Genital siğiller, genellikle genital bölgede görülse de kimi hastalarda makat bölgesinde de rastlanabilir. Makat siğili olarak adlandırılan bu lezyonlar da HPV virüsünün yan etkileri arasında yer alır. Genital siğillerin virüs tipleri farklı olabileceğinden muayene sırasında dokulardan alınan örnek ile kişide bulunan virüsün tip çeşidi tayin edilmelidir. Her tip için mutlaka genital siğillerden korunma yolları gözetilmelidir çünkü her ne olursa olsun bulaşıcı bir hastalıktır. Tip tayininin belirlenmesindeki en önemli sebep; zararsız HPV çeşitlerinin yanında ne yazık ki kansere yol açabilen HPV tiplerinin de bulunmasıdır. Genital siğil tedavisi, her tip çeşidi için uygulanmalıdır. Oldukça bulaşıcı bir hastalık türü olduğundan tedavi edilmezse yayılım gösterebilir.

HPV den kesin kurtuluş için öncelikle genital siğillerin tedavi edilmesi gerekmektedir. Yüksek risk grubu içerisinde yer alan HPV tipleri çoğunlukla aktif cinsel hayatı olan ve sık eş değiştiren kadın ve erkeklerde görülmektedir. Bu nedenle genital siğilden korunma yolları içerisinde cinsel ilişki sırasında korunma durumu büyük önem taşımaktadır. Fakat bilinmesi gerekir ki cinsel birliktelik yaşanmasa dahi yalnızca tensel temas ile de genital siğillerin bulaşması durumu söz konusudur. Bu yüzden birliktelikte kullanılan genital siğilden korunma yolları tek başına yeterli gelmeyebilir. Aynı zamanda kişinin bağışıklık sistemini de güçlü tutması gerekmektedir.

HPV den kesin kurtuluş konusunda düşük bağışıklık sistemine sahip hastaların şansı daha düşüktür. Çünkü bağışıklığı zayıf olan kişilerde genital siğiller hızla yayılım gösterir. Bağışıklığı kuvvetli hastaların az sayıda çıkan odak noktaları olacaktır. Genital siğil tedavisi her iki hasta için de öncelikli konumdadır. Her iki durumda da hastalar mutlaka tedavi olmalıdır. Genital bölgede ya da makat bölgesinde çıkan genital siğil lezyonlarının tekrarlamaması için belirtilerle karşılaşıldığı anda kısa sürede genital siğil tedavisi olunmalıdır. Kişinin fizyolojik ve psikolojik sağlığı için erken tedavi önem taşımaktadır.

Genital Siğil Neden Oluşur?

Genital siğil hastalığı, genel olarak cinsel yol ile bulaştığı bilinen bir enfeksiyon hastalığıdır. Human Papilloma Virus adı, 60’tan fazla çeşitteki virüslerin ortak adıdır. Genital siğil tedavisi, bu virüsün neden olduğu ve vücudun genital bölge ve makat bölgesinde ortaya çıkan siğil lezyonlarının ortadan kaldırılması adına gerçekleştirilmektedir. Bulaşıcı cinsel hastalık sınıfında olmasının en önemli kanıtı, genital siğilleri olan hastalarda, hastalığın görülme yaşının diğer cinsel yolla bulaşan hastalıklarla aynı olmasıdır. Cinsel ilişki yaşayan bireylerin 3’te 2’sinde HPV virüsüne dayalı ortaya çıkan genital siğillere rastlanmaktadır. Genital siğilden korunma yolları da cinsel ilişkide dikkat edilmesi ile başlamaktadır. Genital siğil tedavisi gören hastaların da özellikle bu süreçte cinsel ilişkiden uzak durması önerilir.

HPV den kesin kurtuluş, deri yolu ile rahatlıkla bulaş gösteren genital siğil hastalığında eşli tedavi ile de mümkün olabilmektedir. Aynı zamanda ortak kullanım alanları yani umumi tuvaletler, yüzme havuzları, ortak havlu kullanımı gibi yollarla da bulaşabilen hastalık için ilk aşama genital siğil tedavisi adımından geçmektedir. Bu tür ortak alanlardan bulaşma riski cinsel yolla bulaşma durumundan daha düşük bir ihtimaldir. Ve bilinmelidir ki genital siğil belirtisi, HPV bulaşmış hastaların yalnızca %30’unda görülmektedir. Kimi hastada virüs vücutta bulunsa dahi virüsler deri altında kaldığından herhangi bir belirti görülmeyebilir.

Genital siğil tedavisi oranları dikkate alındığında hastalığın görülme yaşı 25 ile 35 yaş aralığındadır. Genellikle çok sık karşılaşılan bu enfeksiyon hastalığı için hastalar HPV den kesin kurtuluş yolları üzerine bilgi edinmeye çalışmaktadır. Her 10 kişiden 1’inde karşılaşılan genital siğil rahatsızlığı için en önemli kurtuluş yolu hastalığa yakalanmamaya çalışmak ve bu doğrultuda genital siğilden korunma yolları ile bağışıklık sistemini güçlü tutmaktadır. Genital siğilin görülme nedenleri arasında partnerlerin çok sık eş değiştirmeleri yer alır. Hormonal dengenin bozulmasına neden olan bazı özel durumlar da hastalığa yakalanma riskini artırabilmektedir. Örneğin hamilelik, lösemi ve kanser gibi bağışıklık üzerinde etkili olan hastalıklar, sigara bağımlılığı ve doğum kontrol hapı kullanımı bu özel durumlardandır.

Genital Temizlik Siğil Oluşumunda Önemli Midir?

HPV den kesin kurtuluş konusunda genital bölge temizliğinin önemli bir etkisi yoktur. Virüs bulaşına dayalı viral bir rahatsızlık olduğu için asıl önemli olan bağışıklık sisteminin durumudur. Cinsel temas yolu ile bulaşmanın gerçekleşmesinin ardından kişinin eşinde ya da partnerinde HPV tespit edildiyse genital siğil tedavisi için mutlaka uzman bir doktora başvurulmalıdır.

Genital siğilden korunma yolları arasında genç yaşta yani cinsel birliktelik yaşamadan önceki yaşlarda ve kendisinde HPV virüsü tespit edilmemiş kişilerde etkili olan HPV aşısı yöntemi bulunur. HPV tip 6, 11, 16 ya da 18 kansere yol açma ihtimali olan yüksek risk grubundaki HPV tipleridir. Bu tiplerden herhangi birini taşımayan 9-27 yaş aralığındaki kişilerde aşının koruyuculuğunun yüksek olduğu bilinmektedir.

Özellikle kadınlarda rahim ağzı kanserine yol açan HPV den kesin kurtuluş için her yıl düzenli olarak 1 ya da 2 kez smear testi yaptırılması, düzenli doktor kontrolüne gidilmesi ilk aşamadır. Aynı zamanda anal yol ile cinsel ilişkide bulunan kişilerin her sene anal muayene ve pap-anal smear testi yaptırması gerekmektedir.

Sadece genital bölge ve makat bölgesinde çıkmayan genital siğil tedavisi için kulak burun boğaz doktorunun yapacağı detaylı bir muayene ile de kişiye oral yolla bulaşabilecek olan siğillerin kontrol edilmesi de gerekir. Bu sayede HPV den kesin kurtuluş arayan hastaların öncelikle vücutlarında var olan tüm siğillerin tespit edilmesinin yararlı olacağını bilmesi gerekir.

Genital siğil tedavisi yapılmamış hastalarda siğillerin kansere dönüşme ihtimali kesinlikle daha fazla olarak belirlenmiştir. Bu neden erken müdahalenin önemi unutulmamalı, belirtilerle karşılaşıldığında en kısa sürede bir genel cerrahi uzmanına ya da uzman bir proktologa muayene olunmalı ve vakit kaybetmeden koterizasyon, lazer ya da kriyoterapi gibi hasta için daha avantajlı olan ameliyatsız yöntemlerle genital siğil tedavisi başlatılmalıdır.

Genital Siğil Riskini Arttıran Yiyecekler Nelerdir?

Genital siğil hastalığının herhangi bir yiyecek ile ilişkisi yoktur. Çoğunlukla cinsel temas yoluyla bulaştığı bilinen bu virüs hastalığı için risk oluşturabilecek bir yiyecek maddesi bulunmamaktadır. Aksine genital siğil tedavisi sonrasında kişilerin bağışıklık sistemini yükseltmeleri adına tüketebilecekleri besinler bulunmaktadır.

Siğil Tedavisinde Hangi Besinler Tüketilmelidir?

Genital siğil tedavisi yapılmasının ardından beslenme düzeninin sağlıklı bir duruma getirilmesi gerekmektedir. Düzenli saatlerde, sağlıklı yiyecekler tüketmek ve aynı zamanda bu beslenme düzenini uygun bir spor rutini ile desteklemek kişiler için bağışıklık üzerinde etkili olacaktır.

İmmün sistemin yani bağışıklık sisteminin güçlü olabilmesi ve korunma yolları için kişinin yediği besinlerin dengeli bir biçimde olması ve vücuda yararlı vitamin ve mineralleri içermesi gerekir. Günlük kalori ihtiyacının yaş ve cinsiyet durumuna göre uygun ölçülerde karşılanması gerekir.

Genital siğil tedavisi sonrası kişilerin bağışıklık sistemlerini güçlü tutmak adına yapması gerekenler:

  • Tep tip beslenmeden kaçınılmadır. Beslenme rutinleri çeşitli ve aynı zamanda dengeli olmalıdır.
  • Serbest oksijen radikalleri, iltihaplanmaya yani enfeksiyona (inflamasyon) neden olan ve hücrelere zarar veren moleküllerdir. Bu radikallerin zararlı etkilerini ise; sebze ve meyvelerde bulunan antioksidan molekülleri ortadan kaldırmaktadır. Bu sebeple sebze ve meyve ağırlıklı beslenme rutini oluşturulmalıdır.
  • Taze sebze ve meyvelerdeki yüksek lif oranı da sindirim sisteminin çalışmasını kolaylaştırıp desteklediğinden bağırsaktaki yararlı bakterilere uygun ortam oluşturmaya yarar. Yine bu sayede HPV den kesin kurtuluş için sebze ve meyve tüketimiyle bağırsak iç yüzeyinde bulunan, patojen denilen ve hastalığa neden olabilen mikroorganizmalardan korunma gerçekleşir.
  • Beslenme haricinde ise hem kadınların hem de erkeklerin düzenli olarak yıllık kontrollerini aksatmaması gerekir.
  • Korunma yolları için cinsel birliktelik sırasında koruma seviyesi düşük olsa da prezervatif kullanılmalıdır.
  • Mutlaka küçük de olsa bir belirti ile karşılaşıldığında vakit kaybetmeden bir doktora başvurulmalıdır

Okumaya Devam
Reklam
Yorum İçin Tıklayın

Yorum Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Genel Cerrahi

Discover the Best Obesity Clinic in Istanbul: Istanbul Obesity Center

Yayınlanan

üzerinde

Tarafından

When it comes to addressing obesity and its related health challenges, finding the right clinic is crucial. In Istanbul, one name stands out as a leader in obesity treatment: Istanbul Obesity Center.

With 22 years of experience and over 80,000 patients served, Istanbul Obesity Center has earned a reputation for excellence in the field of obesity treatment. The clinic is dedicated to offering comprehensive care tailored to the unique needs of each patient.

Why Choose Istanbul Obesity Center?

At Istanbul Obesity Center, we believe that successful weight loss is a journey that requires more than just surgery—it demands a holistic approach that includes nutritional guidance, psychological support, and long-term follow-up care. Our team of specialized doctors and medical professionals work closely with each patient to develop a personalized treatment plan, ensuring the best possible outcomes.

Our Services

We offer a wide range of state-of-the-art treatments, each designed to help you achieve your weight loss goals safely and effectively:

  • Gastric Sleeve Surgery: A popular and highly effective procedure that reduces the size of the stomach, helping patients achieve significant weight loss.
  • Gastric Balloon (6-month and 12-month options): A non-surgical option that involves placing a balloon in the stomach to create a feeling of fullness, aiding in weight loss.
  • Swallowable Gastric Balloon: A revolutionary, non-invasive treatment that does not require endoscopy or anesthesia, allowing patients to lose weight without surgery.
  • Gastric Bypass Surgery: A more complex procedure that alters the digestive system to limit food intake and nutrient absorption, leading to substantial weight loss.
  • Stomach Botox: A non-surgical treatment that temporarily reduces stomach contractions, slowing digestion and promoting a feeling of fullness.
  • Dietary and Nutritional Support: Comprehensive nutritional guidance to ensure you maintain a healthy diet before and after your treatment.
  • Psychological Support: Counseling and mental health services to help patients address emotional and psychological factors related to obesity.

Patient-Centered Care

At the heart of our clinic’s success is our patient-centered approach. We understand that every patient’s journey is unique, and we are here to provide support every step of the way. From the initial consultation to post-surgery follow-up, our team is dedicated to helping patients achieve their health and weight loss goals.

Cutting-Edge Treatments

Each treatment is performed using the latest techniques and technologies, ensuring safety and effectiveness. Our clinic’s commitment to innovation and patient care has made us a preferred choice for individuals seeking lasting weight loss solutions.

Comfortable and Secure Environment

Located in the vibrant city of Istanbul, our clinic offers a comfortable and secure environment for all our patients. We understand that undergoing a medical procedure can be daunting, which is why we prioritize creating a welcoming atmosphere where patients feel at ease.

Join Thousands of Satisfied Patients

With a proven track record and a dedication to excellence, Istanbul Obesity Center is the ideal choice for anyone looking to take control of their weight and health. Join the thousands of satisfied patients who have transformed their lives with our help.

For more information about our services and to schedule a consultation, visit our website or contact us today.

Okumaya Devam

Genel Cerrahi

Tip 2 Diyabet Tedavisinde Kullanılan Cerrahi Metotlar

DİYABET (ŞEKER HASTALIĞI) NEDİR Diyabet, yani şeker hastalığı pankreasta üretilen insülin hormonunun yetersiz salgılanması yahut etkisiz olması …

Yayınlanan

üzerinde

Tarafından

DİYABET (ŞEKER HASTALIĞI) NEDİR

Diyabet, yani şeker hastalığı pankreasta üretilen insülin hormonunun yetersiz salgılanması yahut etkisiz olması nedeniyle barsaklardan kana geçen şeker moleküllerinin hücrelere girememesi ve kanda birikmesine bağlı oluşan bir hastalıktır. Açlık kan şekerinin 126mg/dl üzerinde olması yahut tokluk kan şekerinin 200mg/dl üzerinde olması diyabet tanısı için kafidir. Açlık kan şekeri 100-126mg/dl olan bireylede bozulmuş glikoz toleransı mevcuttur ve bu bireylere Oral Glikoz Tolerans Testi (OGTT) yapılarak diyabet durumuna bakılır. Ana sınırlarıyla Tip I ve Tip II olarak sınıflandırılır. Bu iki tipin birtakım orta formları da vardır. Tip I diyabet ekseriyetle çocukluk yahut gençlik çağında birtakım enfeksiyon hastalıklarının sonrasında otoimmün olarak beden savunmasının pankreas dokusuna saldırması sonrası insülin üreten hücrelerin yok olması sonucunda gelişmektedir. Tedavisinde ömür uzunluğu insülin kullanılmaktadır. Tip II diyabet yetişkin çağında ekseriyetle obez bireylerde meydana gelmektedir. Hücrelerdeki çok yağ nedeniyle insüline karşı hücre seviyesinde direnç mevcuttur ve insülin pankreastan salgılanmasına karşın tesir etmemektedir. Hücrelerin içine gereğince şeker yakıtı girmediği için bunlar güç üretemez ve vazifelerini tam olarak yerine getirmezler. Kanda biriken fazla şeker böbrekle atılmaya çalışılır. Böbrek, göz, sonlar, damarlar ve çeşitli doku ve organlar yüksek kan şekerinden etkilenerek vakitle bozulmaya başlar. Tip II diyabetin tedavisinde diyet ile birlikte çeşitli tabletler ve geç periyotta insülin kullanılmaktadır. Hastalar kilo verdikleri vakit insülin direnci azaldığı için diyabetten de kurtulabilmektedir.

TİP II DİYABET (ŞEKER HASTALIĞI) TEDAVİSİNDE KULLANILAN CERRAHİ TEDAVİLER

Tip II diyabetin (şeker hastalığı) günümüzde dünyada önemli bir salgın halinde süratle artmasının nedenlerinden biri batı tipi beslenme stilidir. Bu beslenme hali ile yüksek kalori rafine besinler kullanılmaktadır. Bu beslenme formu hareketsizlik ile birleştiğinde obezite ve diyabet eğilimini artırmaktadır. İnce barsakların ileum ismi son kısmından GLP-1 ve gibisi kimi hormonlar salgılanmaktadır. Bu hormonların salınımı bu bölgeye besinlerin ulaşması ile ileri derecede artmaktadır, lakin rafine besinler barsakların mideye yakın kısmında çabucak tama yakın emildiği için günümüz beslenme şekli ile insülinin aykırısı üzere davranan bu hormonlar faal hale gelmediği için insülin direnci ortaya çıkmaktadır.

TRANSİT BİPARTİSYON

Transit Bipartisyon ameliyatı hastaya tüp mide ameliyatı yapıldıktan sonra tıpkı anda ileum isimli kalın barsağa yakın kısmın kesilerek alt kısmının mideye ve üst kısmının da bu barsağa mide irtibatının belli uzunluklar sonrasında Y biçiminde bağlanması sürecinin genel ismidir.

SASİ (SİNGLE ANASTOMOSİS SLEEVE İLEAL BY-PASS)

SASİ ameliyatı Transit Bipartisyon sürecinin farklı bir halidir. Mideye tek bir barsak ilişkisi yapılır.

İLEAL İNTERPOZİSYON

İleal interpozisyon ameliyatında ileum isimli ince barsak kesimi bir bütün olarak mideye yaklaştırılarak barsak hormonlarının erken etkin hale gelmesi sağlanır. Diverted ve non-diverted olarak iki farklı tipi mevcuttur. Diverted tipinde ileum mideye bağlanır, nondiverted tipinde ise jejunum isimli mideye yakın barsak kısmının ortasına yerleştirilir. TB’dan farkı emilim bozukluğuna yol açan devredışı bırakılmış bir barsak kısmının olmamasıdır.

JEJUNOİLEAL BY-PASS

Jejunoileal by-pass ameliyatında yeniden mide tüp haline getirilir ve jejunum isimli mideye yakın barsak ile ileum isimli kalın barsağa yakın barsak kısımları ortasında bir kısım barsağı emilim dışı bırakacak halde bir anastomoz, yani orta temas oluşturulur. Bu halde besinlerin emiliminde azalma ve ileum hormonlarının etkin hale gelmesi sağlanır.

Okumaya Devam

Genel Cerrahi

Obezite Cerrahisi

OBEZİTE NEDİR: Obezite bedende çok yağ birikimidir, yani yağ dokusunun başka dokulara oranında artış ile seyreden kronik, psikososyal ve …

Yayınlanan

üzerinde

Tarafından

OBEZİTE NEDİR:

Obezite bedende çok yağ birikimidir, yani yağ dokusunun başka dokulara oranında artış ile seyreden kronik, psikososyal ve fizyolojik sıkıntılara yol açabilen bir güç metabolizma bozukluğudur. Hücrelerde ve dokularda yağ birikimi hücrelerin ve hücre içindeki organellerin işlevlerinin bozulmasına neden olur. Bu halde hücre içinde gücün yakılması bozulur. Bu da ilgili doku ve organların misyonlarını yerine getirmesinde aksaklıklara yol açar. Giderek artan yağ dokusu obezitenin yanı sıra hipertansiyon, insülin direnci, diyabet (tip ıı şeker hastalığı), kan yağları yüksekliği, kalp ve damar hastalıkları, kas ve iskelet sistemi bozuklukları, astım, uyku apnesi, karaciğer yağlanması, cilt hastalıkları, romatizmal sıkıntılar ve ruhsal rahatsızlıklar gelişmesine neden olabilmektedir. Obezitenin ileri kademelerinde birçok doku ve organda bozukluklar meydana geldiği için geri dönüş zorlaşmaktadır. Hastaların yalnızca diyet ve sporla kalıcı kilo verme olasılıkları son derece düşmektedir (<%1). İşte obezite tedavisinde kullanılan endoskopik ve cerrahi prosedürler bu noktada hastaların imdadına yetişmektedir. Hastalara yapılacak tedavi tekniğine hastaların obezitesinin yüküne ve obezite ile bağlı

öbür hastalıklarının varlığına nazaran karar verilir. Obezitenin sınıflandırılmasında en yaygın kullanılan sistem beden kitle endeksi (VKİ) hesaplamasıdır. Bu kolay yolda yük (kg) boyun (m) karesine bölünür. VKİ 30-35 ortasında mide balonu yahut mide botoksu üzere daha çok endoskopik sistemler tercih edilirken VKİ 35 üzerinde ve ek hastalığı olan yahut VKİ 40 üzerinde olan hastalara tüp mide yahut mide baypası üzere laparoskopik cerrahi süreçler uygulanmaktadır.

OBEZİTE CERRAHİSİ NEDİR:

Obezite cerrahisi endoskopik yahut laparoskopik usullerle mide ve ince barsaklara yapılan çeşitli müdahalelerle hastaların kalori almalarının kısıtlanması yahut tüketilen besinlerden bedene giren güç ölçüsünün emilim azaltılarak kısıtlanmasıdır. Hastalığın yüküne nazaran mide baypası üzere daha karmaşık usuller de kullanılabilmektedir.

MİDE BALONU

Mide balonu midenin içine yerleştirilerek hava yahut su ile şişirilen silikon bir toptur. Mide balonu mide içerisinde hacim kapladığı için tokluk hissi verir, hasta erken doyar ve çok yediğinde bulantı ve şişkinlik yaratarak hastanın diyete ahengini artırır. Mide balonu hafif bir uyutma ile endoskopi ünitesinde endoskop yardımı ile yerleştirilmektedir. Bu balonlar mide içerisinde 6 ay kalabilmektedir. 1 yıl kalabilen kimi mide balonları tekrar endoskopi yapılarak içlerindeki sıvı ölçüsü hastanın durumuna nazaran ayarlanabilmekedir. Ayrıyeten uyutma ve endoskopi gerektirmeyen, ortalama 4 ay midede kalabilen yutulabilen mide balonu da mevcuttur. Hastanın durumuna ve gereksinimine nazaran diyetisyen ve obezite cerrahı en gerçek formülü tespit ederek hastaya uygular.

MİDE BOTOKSU

Mide botoksu hafif bir uyutma ile mide duvarına endoskop yardımı ile botilinum toksini enjekte edilmesi sürecidir. Bu ilaç kasları felç eden bir toksindir. İlaç uygulaması sonrası midenin kasları ve sonları daha az çalışmaya başlar. Mide daha yavaş çalıştığı için hastada tokluk hissi ve erken doyma olur.

  1. OBEZİTE AMELİYATLARI

AYARLANABİLİR GASTRİK BAND (MİDE BANDI)

Ayarlanabilir mide bandı laparoskopik olarak midenin üst kısmına yerleştirilen ve deri altına bir pompa ile bağlı silikondan imal edilmiş bir aygıttır. Deri altındaki pompa vasıtası ile mide etrafındaki bandın genişliği ayarlanabilmektedir. Bu halde kum saati biçimine getirilen mideden geçen besin ölçüsü ayarlanabilmektedir.

SLEEVE GASTREKTOMİ (TÜP MİDE AMELİYATI- MİDE KÜÇÜLTME AMELİYATI)

Sleeve Gastrektomi yahut başka ismiyle tüp mide ameliyatı laparoskopik yolla midenin sol dış kısmı özgürleştirildikten sonra, mideyi alttan üste yanlışsız dikey planda tüp haline getirecek biçimde diken ve kesen özel aletler yardımıyla kesilme sürecidir. Bu süreçle hastanın midesinin %80’lik kısmı çıkarılmaktadır. Hasta erken doymaktadır ve fazla besin alması önlenmektedir. Ayrıyeten besinler süratlice ince barsağa geçtiği için insülin zıddı kimi hormonların aktivitesi artmaktadır. Bu ameliyatla midenin açlık sinyali üreten kısmı da çıkarıldığı için hastaların acıkma hissi azalmaktadır. Az görülen kanama ve dikiş yetmezliği üzere sorunlar dışında önemli komplikasyonları yoktur.

ROUX-EN-Y GASTRİK BYPASS (MİDE BAYPASI)

Mide baypası süreci laparoskopik olarak mideyi otomatik olarak kesip dikebilen aletler kullanılarak yapılan bir ameliyattır. Yemek borusunun birkaç cm altından mide yarım çay bardağı kapasite bırakılacak formda kesilip dikilir. Bu küçük mide cebine y formunda ince barsak ilişkileri yapılır. Çok küçük bir midesi kaldığı için hasta çok az yiyebilmektedir. Besinler süratle ince barsağa geçtiği için ve y halindeki barsak irtibatı ile barsakların bir kısmı besin emiliminden uzaklaştırıldı için hasta kilo vermektedir. Hastaların birçoğunda çeşitli vitamin ve mineral eksiklikleri gelişebilmektedir.

KÜÇÜK GASTRİK BYPASS

Küçük gastrik bypass mide baypasının biraz değiştirilmiş ve kolaylaştırılmış halidir. Yemekle temas eden mide kısmı biraz daha uzun bırakılır ve bu mide kısmına direkt olarak ince barsak irtibatı yapılmaktadır. Midenin içine birtakım hastalarda safra kaçması ve buna bağlı mide iltihabı dışında mide baypası ile benzeri bir usuldür.

BİLİYOPANKREATİK DİVERSİYON (DUODENAL SWİTCH)

Duodenal switch ameliyatı laparoskopik prosedürle midenin tüp haline getirilmesinden sonra oniki parmak barsağa seviyesinde barsaktan ayrılması ve sonrasında bu mide tüpüne bir kısım ince barsak besin emiliminden devre dışı bırakılacak formda ince barsak bağlanması sürecidir.

Okumaya Devam

Trendler