Metabolik Cerrahi - Doktor Makaleleri
Bize ile Bağlan
All On Four İmplant Tedavisi

Genel Cerrahi

Metabolik Cerrahi

Yayınlanan

üzerinde

Obezite ameliyatlarından farklı olarak tip 2 diyabet hastalarına uygulanan cerrahi yöntemdir. İnce barsaklarımız sindirim ile ilgili birçok hormon salgılarlar. İnce barsakların üst bölümlerinden insülin direncini artıran, aşağı bölümlerinden ise insülin duyarlılığını artıran hormonlar salgılanır. Bu hormonlar yiyeceklerimiz ince barsaklarda geldiği seviyeye göre salgılanırlar. Ancak, son yüzyıldır insanların, özellikle sanayileşmiş toplumlarda, gıdaya ulaşmaları daha rahat olmuştur. Aynı zamanda yiyeceklerimiz de daha işlenmiş durumdadır. Gıdaların işlenmiş olması sonucu ince barsakların son kısmına sindirilmemiş gıda gelmemekte ve insülin hassasiyetini artıracak hormonlar salgılanamamaktadır. Bu nedenle toplumlarda tip 2 diyabet oranı artmaktadır. Bu ameliyatlarda ince barsağın insülin hassasiyetini artıran kısmı yer değiştirilerek ince barsağın üst kısmına alınmaktadır. Sonuç olarak ince barsakların yer değiştirilmesi sonucu oluşan hormonal değişimden faydalanılan bir ameliyat yöntemidir. Bu tip ameliyatlara metabolik cerrahi denmektedir.

2. Bu ameliyatlar kimlere yapılmaktadır?

2 türlü diyabet hastalığı vardır. Vücutta hiç insülin salgılanmayan tip I ve insülin salgılandığı halde vücudun kullanamadığı tip II diyabetler. Tip 2 diyabette hatta normalden fazla bile insülin salgılanır, ancak bu insülin hücrelere etki edemez ve şeker hücre içine giremez. Böylece kanda şeker yüksek kalır. Tip II hastalarının da %80’inde şeker kontrolü düzenli değildir. Metabolik cerrahi işte böyle insülin salgılanıp da kullanılamayan tip II hastalarında uygulanır. Ameliyattan fayda görecek insanlar vücudunda insülin depoları dolu olan ve insülin aktivitesi iyi olan tip II diyabetlilerdir. Elbette her tip II diyabetliye bu ameliyat yapılmamalıdır. Bu ameliyat ancak ilaçlar, diyet ve egzersizle kontrol altına alınamayan şekeri olan hastalara veya şekere bağlı komplikasyon gelişmiş tip II diyabetlilere uygulanır. Zaten hayat boyu diyet ve egzersize uymak da çok zordur.

3.   Diyabetin komplikasyonları nelerdir?

Diyabet, tüm dünyada görülme sıklığı giderek artan bir hastalıktır. Fast food dediğimiz hazır yiyeceklerin, işlenmiş gıda maddelerinin ve gıdaların içine konan koruyucu içeren yiyeceklerin tüketiminin artmasına paralel olarak tüm dünyada tip II diyabet oranı da artmaktadır. Zaman içinde bu hastalarda ciddi bir boyutta kalp ve damar hastalıkları gelişecektir. Bu kalp ve beyne giden damarlarda olabildiği gibi daha küçük ölçekli damarlarda da olabilir. Bu nedenle bu kişilerde yine zaman içinde böbrek hasarına bağlı böbrek yetmezlikleri, sinir hasarına bağlı nöropatiler, el ve ayaklarda duyma kusurları ve göz hasarına görme bozuklukları görülmeye başlayacaktır.

Bu hastaların bir kısmı da hekimlerin dışarıdan verdikleri insüline bağlı olarak kilo alan hastalardır. İnsülin anabolik bir hormondur. Zaten kendilerinde var olan hormon dışında dışarıdan verilen insülinler bu hastaların kilo almalarına neden olmaktadır. Bu aşırı kilolara bağlı olarak da komplikasyon oranları artacak veya uyku apnesi, solunum problemleri gibi ilave komplikasyonlar olacaktır.

Bazı kanser türlerinin de diyabetli ve aşırı kilolu hastalarda sık görüldüğünü de unutmamak gerekir

4.   Bu ameliyatlar için nasıl bir hazırlık yapılıyor?

Öncelikle hastaların detaylı genel bir check-up’ı yapılıyor. Diyabet veya başka yandaş hastalıklar nedeniyle vücutta oluşan hasarlar tespit edilmeye çalışılıyor. Kalp ve damar sistemi, böbrekler, gözler ve sinir sistemi inceleniyor. Böylece ameliyatın riskleri ve organ hasarlarına ne kadar etkili olabileceği hesaplanıyor. Daha sonra pankreasın insülin depolarının durumu ve insülin aktivitesi ile insülin direnç oranları inceleniyor. Bu inceleme süresinde şekerleri kontrol altına alınmaya ve varsa diğer bozuklukları ameliyata uygun hale getirilmeye çalışılıyor. Bu hazırlıkların hepsi 2-3 gün içinde bitiriliyor.

6.   Ameliyat sonrasında yaşam nasıl oluyor?

Hastalar 2 veya 3. gün sulu gıdalara başlıyorlar. 4 veya 5. gün taburcu oluyorlar. 2 – 3 hafta sulu gıdalardan sonra, önce yumuşak daha sonra da katı gıdalara geçiyorlar. Midenin de büyük bir bölümünü aldığımızdan önceleri az gıda ile doyuyorlar. 1 yılın sonunda da normal miktarda yemek yiyebiliyorlar. Belirli periyotlarda diyetisyen ve endokrinoloji uzmanı kontrolü için hastaneye geliyorlar. Sigarayı kesmeleri ve son derece kısıtlı alkol almaları öneriliyor. İlk 3 – 4 ay vitamin takviyesi ihtiyacı olabilir. Ancak özellikle süt ve süt ürünleriyle proteinden zengin gıdalarla beslenmeleri öneriliyor. Ameliyat tekniğinin bir sonucu olarak aşırı yağlı ve kalorili yemeklerden sonra hastada şiddetli diyareler olabiliyor. Bu nedenle yoğun ve yağlı yemeklerden şiddetle kaçınılması tavsiye ediliyor.

7.   Bu ameliyatın komplikasyonları nelerdir?

En önemli komplikasyonları dikiş yerlerindeki oluşabilecek açıklıklar ve kanamalardır. Oldukça az görülmelerine karşın ciddi komplikasyonlardır. Bu durumda yeniden girişimler ve hatta yeniden ameliyatların yapılma zorunluluğu olabilir. Bu ameliyatlar laparoskopik dediğimiz kapalı yöntemle yapılmaktadır. Bu komplikasyonlar sonrası açığa geçme veya yeni ameliyatların açık olması söz konusu olabilir. Bu ameliyatlarda diyete uyulmaz ise şiddetli diyareler görülecektir. Ancak, obezite ameliyatlarının aksine uzun dönemde vitamin eksiklikleri ve metabolik sorunlar bu ameliyatta görülmezler.

Okumaya Devam
Reklam
Yorum İçin Tıklayın

Yorum Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Genel Cerrahi

Discover the Best Obesity Clinic in Istanbul: Istanbul Obesity Center

Yayınlanan

üzerinde

Tarafından

When it comes to addressing obesity and its related health challenges, finding the right clinic is crucial. In Istanbul, one name stands out as a leader in obesity treatment: Istanbul Obesity Center.

With 22 years of experience and over 80,000 patients served, Istanbul Obesity Center has earned a reputation for excellence in the field of obesity treatment. The clinic is dedicated to offering comprehensive care tailored to the unique needs of each patient.

Why Choose Istanbul Obesity Center?

At Istanbul Obesity Center, we believe that successful weight loss is a journey that requires more than just surgery—it demands a holistic approach that includes nutritional guidance, psychological support, and long-term follow-up care. Our team of specialized doctors and medical professionals work closely with each patient to develop a personalized treatment plan, ensuring the best possible outcomes.

Our Services

We offer a wide range of state-of-the-art treatments, each designed to help you achieve your weight loss goals safely and effectively:

  • Gastric Sleeve Surgery: A popular and highly effective procedure that reduces the size of the stomach, helping patients achieve significant weight loss.
  • Gastric Balloon (6-month and 12-month options): A non-surgical option that involves placing a balloon in the stomach to create a feeling of fullness, aiding in weight loss.
  • Swallowable Gastric Balloon: A revolutionary, non-invasive treatment that does not require endoscopy or anesthesia, allowing patients to lose weight without surgery.
  • Gastric Bypass Surgery: A more complex procedure that alters the digestive system to limit food intake and nutrient absorption, leading to substantial weight loss.
  • Stomach Botox: A non-surgical treatment that temporarily reduces stomach contractions, slowing digestion and promoting a feeling of fullness.
  • Dietary and Nutritional Support: Comprehensive nutritional guidance to ensure you maintain a healthy diet before and after your treatment.
  • Psychological Support: Counseling and mental health services to help patients address emotional and psychological factors related to obesity.

Patient-Centered Care

At the heart of our clinic’s success is our patient-centered approach. We understand that every patient’s journey is unique, and we are here to provide support every step of the way. From the initial consultation to post-surgery follow-up, our team is dedicated to helping patients achieve their health and weight loss goals.

Cutting-Edge Treatments

Each treatment is performed using the latest techniques and technologies, ensuring safety and effectiveness. Our clinic’s commitment to innovation and patient care has made us a preferred choice for individuals seeking lasting weight loss solutions.

Comfortable and Secure Environment

Located in the vibrant city of Istanbul, our clinic offers a comfortable and secure environment for all our patients. We understand that undergoing a medical procedure can be daunting, which is why we prioritize creating a welcoming atmosphere where patients feel at ease.

Join Thousands of Satisfied Patients

With a proven track record and a dedication to excellence, Istanbul Obesity Center is the ideal choice for anyone looking to take control of their weight and health. Join the thousands of satisfied patients who have transformed their lives with our help.

For more information about our services and to schedule a consultation, visit our website or contact us today.

Okumaya Devam

Genel Cerrahi

Tip 2 Diyabet Tedavisinde Kullanılan Cerrahi Metotlar

DİYABET (ŞEKER HASTALIĞI) NEDİR Diyabet, yani şeker hastalığı pankreasta üretilen insülin hormonunun yetersiz salgılanması yahut etkisiz olması …

Yayınlanan

üzerinde

Tarafından

DİYABET (ŞEKER HASTALIĞI) NEDİR

Diyabet, yani şeker hastalığı pankreasta üretilen insülin hormonunun yetersiz salgılanması yahut etkisiz olması nedeniyle barsaklardan kana geçen şeker moleküllerinin hücrelere girememesi ve kanda birikmesine bağlı oluşan bir hastalıktır. Açlık kan şekerinin 126mg/dl üzerinde olması yahut tokluk kan şekerinin 200mg/dl üzerinde olması diyabet tanısı için kafidir. Açlık kan şekeri 100-126mg/dl olan bireylede bozulmuş glikoz toleransı mevcuttur ve bu bireylere Oral Glikoz Tolerans Testi (OGTT) yapılarak diyabet durumuna bakılır. Ana sınırlarıyla Tip I ve Tip II olarak sınıflandırılır. Bu iki tipin birtakım orta formları da vardır. Tip I diyabet ekseriyetle çocukluk yahut gençlik çağında birtakım enfeksiyon hastalıklarının sonrasında otoimmün olarak beden savunmasının pankreas dokusuna saldırması sonrası insülin üreten hücrelerin yok olması sonucunda gelişmektedir. Tedavisinde ömür uzunluğu insülin kullanılmaktadır. Tip II diyabet yetişkin çağında ekseriyetle obez bireylerde meydana gelmektedir. Hücrelerdeki çok yağ nedeniyle insüline karşı hücre seviyesinde direnç mevcuttur ve insülin pankreastan salgılanmasına karşın tesir etmemektedir. Hücrelerin içine gereğince şeker yakıtı girmediği için bunlar güç üretemez ve vazifelerini tam olarak yerine getirmezler. Kanda biriken fazla şeker böbrekle atılmaya çalışılır. Böbrek, göz, sonlar, damarlar ve çeşitli doku ve organlar yüksek kan şekerinden etkilenerek vakitle bozulmaya başlar. Tip II diyabetin tedavisinde diyet ile birlikte çeşitli tabletler ve geç periyotta insülin kullanılmaktadır. Hastalar kilo verdikleri vakit insülin direnci azaldığı için diyabetten de kurtulabilmektedir.

TİP II DİYABET (ŞEKER HASTALIĞI) TEDAVİSİNDE KULLANILAN CERRAHİ TEDAVİLER

Tip II diyabetin (şeker hastalığı) günümüzde dünyada önemli bir salgın halinde süratle artmasının nedenlerinden biri batı tipi beslenme stilidir. Bu beslenme hali ile yüksek kalori rafine besinler kullanılmaktadır. Bu beslenme formu hareketsizlik ile birleştiğinde obezite ve diyabet eğilimini artırmaktadır. İnce barsakların ileum ismi son kısmından GLP-1 ve gibisi kimi hormonlar salgılanmaktadır. Bu hormonların salınımı bu bölgeye besinlerin ulaşması ile ileri derecede artmaktadır, lakin rafine besinler barsakların mideye yakın kısmında çabucak tama yakın emildiği için günümüz beslenme şekli ile insülinin aykırısı üzere davranan bu hormonlar faal hale gelmediği için insülin direnci ortaya çıkmaktadır.

TRANSİT BİPARTİSYON

Transit Bipartisyon ameliyatı hastaya tüp mide ameliyatı yapıldıktan sonra tıpkı anda ileum isimli kalın barsağa yakın kısmın kesilerek alt kısmının mideye ve üst kısmının da bu barsağa mide irtibatının belli uzunluklar sonrasında Y biçiminde bağlanması sürecinin genel ismidir.

SASİ (SİNGLE ANASTOMOSİS SLEEVE İLEAL BY-PASS)

SASİ ameliyatı Transit Bipartisyon sürecinin farklı bir halidir. Mideye tek bir barsak ilişkisi yapılır.

İLEAL İNTERPOZİSYON

İleal interpozisyon ameliyatında ileum isimli ince barsak kesimi bir bütün olarak mideye yaklaştırılarak barsak hormonlarının erken etkin hale gelmesi sağlanır. Diverted ve non-diverted olarak iki farklı tipi mevcuttur. Diverted tipinde ileum mideye bağlanır, nondiverted tipinde ise jejunum isimli mideye yakın barsak kısmının ortasına yerleştirilir. TB’dan farkı emilim bozukluğuna yol açan devredışı bırakılmış bir barsak kısmının olmamasıdır.

JEJUNOİLEAL BY-PASS

Jejunoileal by-pass ameliyatında yeniden mide tüp haline getirilir ve jejunum isimli mideye yakın barsak ile ileum isimli kalın barsağa yakın barsak kısımları ortasında bir kısım barsağı emilim dışı bırakacak halde bir anastomoz, yani orta temas oluşturulur. Bu halde besinlerin emiliminde azalma ve ileum hormonlarının etkin hale gelmesi sağlanır.

Okumaya Devam

Genel Cerrahi

Obezite Cerrahisi

OBEZİTE NEDİR: Obezite bedende çok yağ birikimidir, yani yağ dokusunun başka dokulara oranında artış ile seyreden kronik, psikososyal ve …

Yayınlanan

üzerinde

Tarafından

OBEZİTE NEDİR:

Obezite bedende çok yağ birikimidir, yani yağ dokusunun başka dokulara oranında artış ile seyreden kronik, psikososyal ve fizyolojik sıkıntılara yol açabilen bir güç metabolizma bozukluğudur. Hücrelerde ve dokularda yağ birikimi hücrelerin ve hücre içindeki organellerin işlevlerinin bozulmasına neden olur. Bu halde hücre içinde gücün yakılması bozulur. Bu da ilgili doku ve organların misyonlarını yerine getirmesinde aksaklıklara yol açar. Giderek artan yağ dokusu obezitenin yanı sıra hipertansiyon, insülin direnci, diyabet (tip ıı şeker hastalığı), kan yağları yüksekliği, kalp ve damar hastalıkları, kas ve iskelet sistemi bozuklukları, astım, uyku apnesi, karaciğer yağlanması, cilt hastalıkları, romatizmal sıkıntılar ve ruhsal rahatsızlıklar gelişmesine neden olabilmektedir. Obezitenin ileri kademelerinde birçok doku ve organda bozukluklar meydana geldiği için geri dönüş zorlaşmaktadır. Hastaların yalnızca diyet ve sporla kalıcı kilo verme olasılıkları son derece düşmektedir (<%1). İşte obezite tedavisinde kullanılan endoskopik ve cerrahi prosedürler bu noktada hastaların imdadına yetişmektedir. Hastalara yapılacak tedavi tekniğine hastaların obezitesinin yüküne ve obezite ile bağlı

öbür hastalıklarının varlığına nazaran karar verilir. Obezitenin sınıflandırılmasında en yaygın kullanılan sistem beden kitle endeksi (VKİ) hesaplamasıdır. Bu kolay yolda yük (kg) boyun (m) karesine bölünür. VKİ 30-35 ortasında mide balonu yahut mide botoksu üzere daha çok endoskopik sistemler tercih edilirken VKİ 35 üzerinde ve ek hastalığı olan yahut VKİ 40 üzerinde olan hastalara tüp mide yahut mide baypası üzere laparoskopik cerrahi süreçler uygulanmaktadır.

OBEZİTE CERRAHİSİ NEDİR:

Obezite cerrahisi endoskopik yahut laparoskopik usullerle mide ve ince barsaklara yapılan çeşitli müdahalelerle hastaların kalori almalarının kısıtlanması yahut tüketilen besinlerden bedene giren güç ölçüsünün emilim azaltılarak kısıtlanmasıdır. Hastalığın yüküne nazaran mide baypası üzere daha karmaşık usuller de kullanılabilmektedir.

MİDE BALONU

Mide balonu midenin içine yerleştirilerek hava yahut su ile şişirilen silikon bir toptur. Mide balonu mide içerisinde hacim kapladığı için tokluk hissi verir, hasta erken doyar ve çok yediğinde bulantı ve şişkinlik yaratarak hastanın diyete ahengini artırır. Mide balonu hafif bir uyutma ile endoskopi ünitesinde endoskop yardımı ile yerleştirilmektedir. Bu balonlar mide içerisinde 6 ay kalabilmektedir. 1 yıl kalabilen kimi mide balonları tekrar endoskopi yapılarak içlerindeki sıvı ölçüsü hastanın durumuna nazaran ayarlanabilmekedir. Ayrıyeten uyutma ve endoskopi gerektirmeyen, ortalama 4 ay midede kalabilen yutulabilen mide balonu da mevcuttur. Hastanın durumuna ve gereksinimine nazaran diyetisyen ve obezite cerrahı en gerçek formülü tespit ederek hastaya uygular.

MİDE BOTOKSU

Mide botoksu hafif bir uyutma ile mide duvarına endoskop yardımı ile botilinum toksini enjekte edilmesi sürecidir. Bu ilaç kasları felç eden bir toksindir. İlaç uygulaması sonrası midenin kasları ve sonları daha az çalışmaya başlar. Mide daha yavaş çalıştığı için hastada tokluk hissi ve erken doyma olur.

  1. OBEZİTE AMELİYATLARI

AYARLANABİLİR GASTRİK BAND (MİDE BANDI)

Ayarlanabilir mide bandı laparoskopik olarak midenin üst kısmına yerleştirilen ve deri altına bir pompa ile bağlı silikondan imal edilmiş bir aygıttır. Deri altındaki pompa vasıtası ile mide etrafındaki bandın genişliği ayarlanabilmektedir. Bu halde kum saati biçimine getirilen mideden geçen besin ölçüsü ayarlanabilmektedir.

SLEEVE GASTREKTOMİ (TÜP MİDE AMELİYATI- MİDE KÜÇÜLTME AMELİYATI)

Sleeve Gastrektomi yahut başka ismiyle tüp mide ameliyatı laparoskopik yolla midenin sol dış kısmı özgürleştirildikten sonra, mideyi alttan üste yanlışsız dikey planda tüp haline getirecek biçimde diken ve kesen özel aletler yardımıyla kesilme sürecidir. Bu süreçle hastanın midesinin %80’lik kısmı çıkarılmaktadır. Hasta erken doymaktadır ve fazla besin alması önlenmektedir. Ayrıyeten besinler süratlice ince barsağa geçtiği için insülin zıddı kimi hormonların aktivitesi artmaktadır. Bu ameliyatla midenin açlık sinyali üreten kısmı da çıkarıldığı için hastaların acıkma hissi azalmaktadır. Az görülen kanama ve dikiş yetmezliği üzere sorunlar dışında önemli komplikasyonları yoktur.

ROUX-EN-Y GASTRİK BYPASS (MİDE BAYPASI)

Mide baypası süreci laparoskopik olarak mideyi otomatik olarak kesip dikebilen aletler kullanılarak yapılan bir ameliyattır. Yemek borusunun birkaç cm altından mide yarım çay bardağı kapasite bırakılacak formda kesilip dikilir. Bu küçük mide cebine y formunda ince barsak ilişkileri yapılır. Çok küçük bir midesi kaldığı için hasta çok az yiyebilmektedir. Besinler süratle ince barsağa geçtiği için ve y halindeki barsak irtibatı ile barsakların bir kısmı besin emiliminden uzaklaştırıldı için hasta kilo vermektedir. Hastaların birçoğunda çeşitli vitamin ve mineral eksiklikleri gelişebilmektedir.

KÜÇÜK GASTRİK BYPASS

Küçük gastrik bypass mide baypasının biraz değiştirilmiş ve kolaylaştırılmış halidir. Yemekle temas eden mide kısmı biraz daha uzun bırakılır ve bu mide kısmına direkt olarak ince barsak irtibatı yapılmaktadır. Midenin içine birtakım hastalarda safra kaçması ve buna bağlı mide iltihabı dışında mide baypası ile benzeri bir usuldür.

BİLİYOPANKREATİK DİVERSİYON (DUODENAL SWİTCH)

Duodenal switch ameliyatı laparoskopik prosedürle midenin tüp haline getirilmesinden sonra oniki parmak barsağa seviyesinde barsaktan ayrılması ve sonrasında bu mide tüpüne bir kısım ince barsak besin emiliminden devre dışı bırakılacak formda ince barsak bağlanması sürecidir.

Okumaya Devam

Trendler