Böbrek Çıkışı Darlığı (Üretero-pelvik Bileşke darlığı-UP Darlık) - Doktor Makaleleri
Bize ile Bağlan
All On Four İmplant Tedavisi

Tüm Makaleler

Böbrek Çıkışı Darlığı (Üretero-pelvik Bileşke darlığı-UP Darlık)

Böbrek Çıkışı Darlığı (Üretero-pelvik Bileşke darlığı-UP Darlık) Böbreğe gelen kan süzülerek atık maddeler idrara dönüştürülür ve oluşan bu …

Yayınlanan

üzerinde

  • Böbrek Çıkışı Darlığı (Üretero-pelvik Bileşke darlığı-UP Darlık)

Böbreğe gelen kan süzülerek atık maddeler idrara dönüştürülür ve oluşan bu idrar böbreğin orta kısmında bulunan havuzcuktan (böbrek pelvisi) idrar kanalı (üreter) aracılığı ile idrar kesesine gönderilir. Havuzcuk ile kanalın birleşim yerinde olan darlıklara böbrek çıkışı darlığı- UP darlık denir. Böbreğin doğumsal kusurları içinde en sık görülendir. Çoğunlukla birleşim yerinde kas gelişiminin yetersiz olması suçlanır. Bununla birlikte birleşim yerine dışarıdan baskı yapan faktörler de (anormal damar yapıları gibi) neden olarak karşımıza çıkabilir. Sonuç olarak böbrek içinden aşağıya doğru, kanaldan idrar kesesine gönderilmesi gereken idrar rahatça boşalamadığı için böbrek şişer ve büyür.

  • Belirtiler, Bulgular ve Teşhis

Henüz anne karnında rutin gebelik takibi yapılırken, kontrol ultrasonografilerde bebek böbreğinin genişlemiş olduğu farkedilebilir. Özellikle son 3 aylık dönemde daha kolay farkedilebilen bu bulgu, günümüzde böbrek çıkışı darlıklarının en sık teşhis edildiği durum haline gelmiştir. Elbetteki fötüs böbreğinin şişmesine neden olan idrar reflüsü gibi başka hastalıklar da vardır. Ancak böbreği genişlemiş olan bebeklerde diğer ihtimallerin de gözönünde bulundurularak yapılan doğum sonrası tetkiklerinde, en sık karşımıza çıkan bozukluk böbrek çıkışı darlığıdır.

Doğum öncesi farkedilmeyen çocuklarda, bebeklik çağında yüksek ateşle seyreden idrar yolu enfeksiyonları, idrarda kanama, karında şişlik olması ile böbrek çıkışı darlığından şüphe edilebilir. Daha ileri yaşlarda karın ağrısı, böğür ağrısı ve sık tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları görülebilir. Böbrek içinde rahatça atılamayan idrar bulunması nedeni ile bu hastalarda böbrek taşı oluşum riski de artmıştır.

Şüphe olan durumlarda ilk yapılması gereken radyolojik değerlendirme böbrek ultrasonografisidir. Çıkış darlığının şiddetine göre hafif, orta ya da ileri derecede genişleme şeklinde (hidronefroz) bir sonuç alınabilir. Darlık şiddetinin daha objektif olarak anlaşılması ve tedavide ne yapılacağına karar verilmesi için böbrek sintigrafisi gereklidir. Toplardamar yolu ile verilen bir maddenin böbrekten geçişi esnasında elde edilen görüntüler yardımı ile, darlık varsa şiddeti ve böbreğin fonksiyonu hakkında bilgi sahibi olunur.

Böbrek çıkışına dıştan bası şüphesi olan durumlarda (damar basısı gibi), eşlik eden başka doğumsal kusurların (atnalı böbrek gibi) varlığından şüphe edildiğinde Manyetik Rezonans Görüntüleme yararlı olabilir.

  • Tedavi

Hafif ya da orta şiddetli darlıklarda takip yapılabilir. Özellikle yenidoğan döneminde teşhis konulduysa büyüme ve gelişme ile, darlık olan bölgede düzelme beklentisi vardır. Takip edilecek olanlara, darlığın şiddetine göre aralıklar ile ultrasonografi ve sintigrafi yapılması planlanır. İlk teşhis anında ileri derecede böbrek büyümesi ve şişmesi olanlara, sintigrafide böbrek içinden kanala atılımın ileri derecede uzamış olduğu ve böbrek fonksiyonunda ciddi bir azalmanın olduğu olgulara cerrahi olarak düzeltme tavsiye edilir. Cerrahide temel amaç, böbrek çıkışı ve kanal bileşkesini genişletecek şekilde düzeltmek (piyeloplasti) ve varsa dıştan basıyı bertaraf etmektir. Bu ameliyat açık, laparoskopik ya da robot yardımlı laparoskopik yöntemler ile yapılabilir. Sadece endoskopi ile idrar kanalı içinden girilerek dar kısmın içeriden kesilerek açılması şeklinde bir alternatif daha vardır, ancak bu yöntem her hasta için uygun değildir.

Okumaya Devam
Reklam
Yorum İçin Tıklayın

Yorum Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Genel Cerrahi

Discover the Best Obesity Clinic in Istanbul: Istanbul Obesity Center

Yayınlanan

üzerinde

Tarafından

When it comes to addressing obesity and its related health challenges, finding the right clinic is crucial. In Istanbul, one name stands out as a leader in obesity treatment: Istanbul Obesity Center.

With 22 years of experience and over 80,000 patients served, Istanbul Obesity Center has earned a reputation for excellence in the field of obesity treatment. The clinic is dedicated to offering comprehensive care tailored to the unique needs of each patient.

Why Choose Istanbul Obesity Center?

At Istanbul Obesity Center, we believe that successful weight loss is a journey that requires more than just surgery—it demands a holistic approach that includes nutritional guidance, psychological support, and long-term follow-up care. Our team of specialized doctors and medical professionals work closely with each patient to develop a personalized treatment plan, ensuring the best possible outcomes.

Our Services

We offer a wide range of state-of-the-art treatments, each designed to help you achieve your weight loss goals safely and effectively:

  • Gastric Sleeve Surgery: A popular and highly effective procedure that reduces the size of the stomach, helping patients achieve significant weight loss.
  • Gastric Balloon (6-month and 12-month options): A non-surgical option that involves placing a balloon in the stomach to create a feeling of fullness, aiding in weight loss.
  • Swallowable Gastric Balloon: A revolutionary, non-invasive treatment that does not require endoscopy or anesthesia, allowing patients to lose weight without surgery.
  • Gastric Bypass Surgery: A more complex procedure that alters the digestive system to limit food intake and nutrient absorption, leading to substantial weight loss.
  • Stomach Botox: A non-surgical treatment that temporarily reduces stomach contractions, slowing digestion and promoting a feeling of fullness.
  • Dietary and Nutritional Support: Comprehensive nutritional guidance to ensure you maintain a healthy diet before and after your treatment.
  • Psychological Support: Counseling and mental health services to help patients address emotional and psychological factors related to obesity.

Patient-Centered Care

At the heart of our clinic’s success is our patient-centered approach. We understand that every patient’s journey is unique, and we are here to provide support every step of the way. From the initial consultation to post-surgery follow-up, our team is dedicated to helping patients achieve their health and weight loss goals.

Cutting-Edge Treatments

Each treatment is performed using the latest techniques and technologies, ensuring safety and effectiveness. Our clinic’s commitment to innovation and patient care has made us a preferred choice for individuals seeking lasting weight loss solutions.

Comfortable and Secure Environment

Located in the vibrant city of Istanbul, our clinic offers a comfortable and secure environment for all our patients. We understand that undergoing a medical procedure can be daunting, which is why we prioritize creating a welcoming atmosphere where patients feel at ease.

Join Thousands of Satisfied Patients

With a proven track record and a dedication to excellence, Istanbul Obesity Center is the ideal choice for anyone looking to take control of their weight and health. Join the thousands of satisfied patients who have transformed their lives with our help.

For more information about our services and to schedule a consultation, visit our website or contact us today.

Okumaya Devam

Kalp ve Damar Cerrahisi

Aort Kapak Hastalarının Şikayetleri

Nefes darlığı Çabuk yorulma Çarpıntı Ritim bozukluğu Göğüs ağrısı Ani bayılma Aort Kapak Hastalığının Tanısı Aort kapak hastalığı için …

Yayınlanan

üzerinde

Tarafından

Nefes darlığı

Çabuk yorulma

Çarpıntı

Ritim bozukluğu

Göğüs ağrısı

Ani bayılma

Aort Kapak Hastalığının Tanısı

Aort kapak hastalığı için kesin teşhiste uygulanması gereken tetkik kalbin ultrasonunun yani ekokardiyografisinin yapılmasıdır.

Aort Kapak Hastalığı Nedenleri

Aort kapak hastalıkları şu nedenlerle ortaya çıkabilmektedir.

Aort kapağın doğuştan iki yaprakçıklı olması

Aort kapağın romatizmal olarak sonradan kireçlenmesi

Bağ dokusu yetmezliği sonucu doğuştan olmuş olan ve ileri yaşlarda kendini gösteren kapakçıktaki geriye kaçırma, kapanamama bozukluğunun ortaya çıkmasıdır.

Aort Kapak Hastalığı Belirtileri

Aort kapak hastalığı sinsice ilerleyen bir hastalıktır. Aort kapak hastalıklarında darlık ya da yetmezliğe bağlı olarak ortaya çıkan belirtiler şunlardır:

Nefes darlığı

Çabuk yorulma

Çarpıntı

Ritim bozukluğu

Göğüs ağrısı

Ani bayılma

Aort Kapak Hastalığı Tedavi Sistemleri

Kireçlenme sonucu darlık oluşabileceği üzere bazen bağ dokusu bozukluğu sonucu oluşan yetmezlikte ise kalbi ileri derece büyütür. Hem darlık hem yetmezlik kalbin sol tarafını büyüteceği üzere önü tıkalı olan bir kalbin çalışma bozukluğu sonucu, büyümesi sonucu kalp kasının gücü azalır. Şayet müddet çok gecikirse vaktinde müdahale edilmezse, vaktinde ameliyat edilmezse kalp büyümesi kardiyomiyopati denilen kalbin kasılma bozukluğunun ileri derecede olması safhasına gelir ki hasta ondan sonraki ameliyatı çok yüksek riskli oluşur. Kalp kasının kalınlaşmaması, kalbin büyümemesi birinci derecede kıymetli kriterdir.

Aort kapak hastalıklarının tedavisinde ileri tekniklerle kimi vakit kalp kapakçığı tamir edilir kimi vakit da büsbütün değiştirilir. Bu da minimal invaziv cerrahi tekniklerle, yandan, kol altından küçük kesiyle 4 santimlik bir kesiyle yahut akciğerleri berbatsa önden tekrar 4-5 santimlik küçük bir kesiyle kalp kapakçığı tamir yahut değiştirme süreci yapılır. Değerli olan vaktinde müdahaledir, vaktinde tespittir ve kalbi ileri derecede büyütmemesidir.

Aort Kapak Tamiri

Hastanın aort kapağındaki sorunun giderilmesinde şayet kapağın durumu uygunsa öncelikle tamirin tercih edilmesi gerekir. Zira hastanın kendi kapağıyla hayatına devam etmesi yapay kalp kapağı ile değiştirilmesinden daha düzgündür. Aort kapaktaki bozuklukların ileri derece olmadığı durumlarda aort kapak onarılarak tedavi edilmesi sağlanır. Aort kapak tamirinin uygulanabilmesi için kalp kapakçık yapraklarının sistemli olması, kalp kapakçığı kaçağıyla birlikte darlığının olmaması, kapakçık üzerinde rastgele bir pıhtı yahut pürüz olmaması, kapakçık yapraklarının birbirine rahatlıkla yaklaşabiliyor olması yahut darlığının açılabildiğinde geriye kaçak yapmıyor olması gerekmektedir.

Aort Kapak Değişimi

Aort kapak değişimi, hastanın aort kapaktaki darlık ve yetmezlik sorununda tamir ile giderilemeyen durumlarda uygulanan, aort kapağın biyolojik ya da mekanik yapay kapakçıklarla değiştirilmesidir. Kalp kapaklarında ileri derecede geriye kaçırma yahut ileri derecede darlık, bazen ikisinin birlikte olması, kapağın ileri derecede kireçlenmesi, kapak önünde pıhtı olması, kalp ritminde bozukluk olması üzere durumlarda kapağı değiştirmek gerekebilir.

Aort Kapak Ameliyatından Sonra Dikkat Edilmesi Gerekenler

Aort kapak değişiminden sonra en kıymetli bahislerden biri, hastaların tabip tarafından tavsiye edildiği halde kan sulandırıcı ilaçların sistemli olarak kullanmalarıdır. Biyolojik kapak değişiminde kan sulandırıcı ilaç kullanımı 3 ay iken mekanik kapak değişiminde hastaların ömür uzunluğu kan sulandırıcı ilacı kullanmaları gerekir. Bunun yanında hastanın enfeksiyonlardan korunması son derece değerlidir. Diğer bir hastalıktan ötürü olabilecek cerrahi müdahaleler üzere durumlarda hastanın kalp hekimiyle bağlantıya geçmesi ve enfeksiyona karşı önleyici önlemler alınması değerlidir. Bununla birlikte hasta, kalp ve kalp kapağının takip edildiği doktor denetimleri sistemli olarak yapılmalıdır.

Aort kapak hastalıkları kalbin büyümesine neden olduğundan ötürü erken teşhis ve tedavisi son derece değerlidir.

Okumaya Devam

Tüm Makaleler

Kanserin Tedavisinde Cerrahi Uygulamalar

Yayınlanan

üzerinde

Tarafından

Kanser ilerleyici, tekrarlamalarla seyreden, yayılma eğiliminde olan ve çoğu zaman ölümle sonuçlanan müzmin bir hastalıktır.

Dünya sağlık örgütü (WHO) verilerine göre günümüzde yılda yaklaşık 9 milyon insan kanser nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Bu ölümlerin oranı sosyoekonomik düzeyi düşük bölgelerde tanıdaki gecikme ve tedavideki yetersizlik nedeniyle daha yüksektir. Tahminlere göre 2030 yılında 11.5 milyon insanın kanser nedeniyle hayatlarını kaybetmesi öngörülmektedir.

Kanserin tedavisi kuşkusuz hastalığın insan vücudunda etkilediği tüm noktaların ve fonksiyonların bilinmesi doğrultusunda yapılan çok yönlü bir tedavi olmalıdır. Modern tıpta bu tedavi tamamen bir takım işidir.

Sindirim sistemi organlarından yemek borusu, mide, oniki parmak barsağı, ince ve kalın barsaklar, düz bağırsak (rektum) ve makat bölgesinin kanserleri genel adı ile sindirim kanalı kanserleri diye anılmaktadırlar.

Buna ilaveten karaciğer, safra kesesi ve safra yolları ile pankreas bezinin kanserleri, dalak kitleleri, karın duvarı, zarları ve yağlı dokuların kanserleri de tedavi edilen cerrahi hastalıklardır.

Genel cerrahlar ayrıca meme, tiroit ve paratiroit bezlerinin yanı sıra böbrek üstü bezlerinin kanserleri, ve bazı yumuşak doku kanserlerini (Sarkomlar) de çeşitli cerrahi tekniklerle tedavi etmektedirler.

Bir kitle oluşturarak kendini gösteren tüm kanserlerin tedavisindeki en önemli basamak, hastalık yayılmadan önce kitleyi ve çevresindeki hastalıksız bir doku sınırı ile birlikte çıkartmaktır. 

Kanserin tedavisinde cerrahi müdahalelerin amacı her zaman hastalığı yok etmek olmayabilir. Başlangıçta tanıyı koymak için doku örneklemeleri ve safhayı tespit etmek, ayrıca ileri safhalarda ağrıyı kesmek, beslenmeyi sağlamak, enfeksiyonu ortadan kaldırmak, bozulmuş organ fonksiyonlarını düzeltmek ve tıkanmaları ortadan kaldırarak hayat süresini uzatmak veya kalitesini arttırmak da cerrahın görevidir. Bu amaçla lazer, radyofrekans, laparoskopi (kapalı yöntemlerle cerrahi), Robotik cerrahi ve diğer birçok modern teknolojik cihaz ve yöntem günümüzde kullanılmaktadır.

Okumaya Devam

Trendler