PRP Nedir? Ne İşe Yarar? - Doktor Makaleleri
Bize ile Bağlan
All On Four İmplant Tedavisi

Ortopedi ve Travmatoloji

PRP Nedir? Ne İşe Yarar?

Yayınlanan

üzerinde

PRP ( Platelet Rich Plasma ) yanı trombositten zengin serum demektir. Biyolojik bir tedavi şeklidir ve son yılarda tıbbın bütün alanlarında iyileşmeyi uyarma, hızlandırma,hücre yenileyici etki gösterme amacıyla yapılan gelişim gösteren bir tedavi yöntemidir.

Amaç hastalıklı ya da yaralanmış dokuya vücudun doğal yollardan  yeteri kadar ulaştıramadığı doku iyileştirici-hücre yenileyici kan elemanlarını, kişinin kendi kanının alınıp dış ortamda ayrıştırıp daha yoğun olarak hazırlanarak  hasarlı ya da hastalıklı dokulara uygulamaktır. İyileştirici- hücre yenileyici kan elemanlarından en önemlisi  trombosit denilen hücre parçacıklarıdır.

PRP  tedavi  yöntemi  ile bu trombositler  yaralanmış ya da hastalanmış dokulara yoğun bir şekilde enjekte edilerek ya da jel haline getirilmişse açık cerrahilerde istenilen cerrahi alana yerleştirilerek  o bölgenin yeniden canlanması ya da doku onarımın daha yoğun ve hızlı bir şekilde harekete geçmesi sağlanır. 

Nasıl hazırlanır ve nasıl uygulanır?

Prp hazırlama kiti kullanılarak, uygulama alanının boyutu ve hastalığın doğasına göre  kişiden 10-60 ml kan alınır. Kan santrifüj cihazı ile ayrıştırılarak istenmeyen diğer hücreler uzaklaştırılır ve 2-7 ml miktarında trombsitten zengin serum elde edilir.işte bu serum içinde normalin 5-10 katı kadar trombosit ve dolayısıyla büyüme faktörü vardır. Serum içindeki hücre çeşitliliği, pıhtılaşma durumu ve trombositleri uyarıcı madde eklenme durumuna göre 4 tip serum elde edilebilir. Hangi tip prp hazırlanacağı hastalığın yada yaralanmanın  doğasına göre değişir. Hazırlanan trombositten ve dolayısıyla büyüme faktöründen zengin  prp sıvısı ya da jeli hastalıklı yada yaralanmış dokuya enjekte edilerek ya da açık cerrahilerde istenen doku alanına yerleştirilerek yöntem uygulanmış olur. 

PRP ilaç mıdır ve yan etkileri var mıdır ?

Prp bir ilaç olmayıp biyolojik bir tedavi şeklidir. Yani vücudun kendi doğal büyüme faktörlerini ayrıştırıp daha fazla miktarda hasarlı- bozulmuş dokulara vermektir. Kendi kan elemanları dışında  herhangi bir madde içermez. Bu yüzden vücuda yabancı bir madde girişi olmadığından herhangi bir istenmeyen organ yada doku sorunu olmaz. Kortizon içermez ve dolayısıyla kortizonun bilinen yan etkileri oluşmaz. Her enjeksiyon yönteminde olduğu gibi enjeksiyona bağlı bir miktar ağrı olabilir. En önemli sorun ise özellikle eklem uygulamalarında enfeksiyon riskidir. Bu yüzden uygulamanın hastane şartlarında ve sterilite kurallarına uyarak yapılması gerekir.

Prp’nin uygulandığı kas iskelet sistemi yaralanmaları ve hastalıkları genel hatlarıyla şunlardır:

-Tendon ve tendon kemik birleşim yeri sorunları, 

-Sporcularda kas yaralanmaları,

-Diz bağ yaralanmaları,

-Patellar tendinit,

-Kondromalazi,

-Kıkırdak sorunları ve kireçleme,

Prp uyguladıktan sonra yapılması gerekenler nelerdir;

Öncelikle büyüme hormonlarının başlattığı onarım sürecini engelleyebileceğinden  antiinflamatuar ilaçlar kullanılmamalıdır. Uygulama alanında enjeksiyon ve hacim etkisine bağlı olarak ağrı ve bir miktar kızarıklık olabilir. Basit ağrı kesici ve bandajlama ve istirahatle   rahatlama sağlanır. Prp uygulanan  dokunun dinlendirilmesi önemlidir. Onarım süreci devam eden doku üstüne yüklenme yapmak onarım aşamasındaki doku bütünlüğünü bozar. Yaralanmış ya da  hastalıklı dokunun boyutuna ve  durumuna göre değişmekle beraber 2-6 hafta dinlendirme süresi  olmalıdır.

Okumaya Devam
Reklam
Yorum İçin Tıklayın

Yorum Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Acil Tıp Doktoru

Bronşektazi

Bronşektazi nedir? Bronşun kalıcı genişlemesine bronşektazi denir. Bronşektazilerde genellikle bronş duvarı harabiyeti de vardır …

Yayınlanan

üzerinde

Tarafından

Bronşektazi nedir?

Bronşun kalıcı genişlemesine bronşektazi denir. Bronşektazilerde genellikle bronş duvarı harabiyeti de vardır. Bronşektazinin silindirik, kistik, varikoz gibi tipleri vardır.

Bronşektazinin nedeni nedir?

Bronşektazi daha çok çocukluk çağında geçirilen (ağır) akciğer enfeksiyonları sonrasında ortaya çıkar. Kistik fibrozis denilen akciğerlerde tekrarlayan enfeksiyonlar neticesinde oluşan bronşektazilerle karakterize olan hastalık genetik bir bozukluk sonucu ortaya çıkar. Akciğerlerdeki seyri kistik fibrozis dışı bronşektazileden farklı seyrettiğinden ve kistik fibrozis yalnızca akciğerleri etkilemeyip, karaciğer pankreas, over gibi organları etkileyebildiğinden bronşektazi başlığı altında değil ayrıca değerlendirilmesi gereken bir hastalıktır. Bronşektazi tek başına bir hastalık olmaktan daha çok akciğerlerde ortaya çıkan ağır ya da tekrarlayan enfeksiyonların bir sonucudur. Bu durumun istisnası konjenital bronşektaziler sayılabilir. Konjenital bronşektazilerde bronş duvarında kıkırdak gelişimi sorunları olabilmektedir.

Bronşektazinin semptomları nelerdir?

En sık görülen semptomu balgam ve öksürüktür, bazen kanlı balgam (hemoptizi) da olabilir. Bronşektazisi görece yaygın olan hastalar özellikle kış mevsiminde enfeksiyonlardan dolayı fazla miktarda balgam çıkarabilirler. Bronşektazinin yeri ve yaygınlığı çok önemlidir. Lokalize bronşektaziler karinanın alt tarafındaysalar sekresyonlardan dolayı sık sık enfekte olabilirler. Üst loblarda olan bronşektaziler daha çok akciğer tüberkülozu sekeli olarak değerlendirilebilirler. Genelikle enfekte olmazlar. Pulmoner sekestrasyon denilen anomalilerde de bronşektaziler gözlenebilir. Bu hastalarda masif yani ağır hemoptiziler olabilir ve bu durum bazen ölümle sonuçlanabilir. Yaygın bronşektazi varsa kistik fibrozis, immün yetmezlik, diffüz panbronşiyolit gibi hastalıklar araştırılmalıdır.

Bronşektazi tanısı nasıl konulur?

Bronşektazi ileri düzeyde ya da yaygın değilse genellikle akciğer grafisinde görülmez. Oskültasyonda orta raller duyulabilir. Dinleme bulgusunun olması bronşektaziden kuşkulandırır.

Bronşektazi tanısı eskiden bronkografi ile konulurken günümüzde seçkin tanı yöntemi toraks HRCT’dir (yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı tomografi).

Bronşektazinin tedavisi var mıdır?

Bronşektaziyi düzelten yaninormal bronş haline getiren bir tedavi yoktur. Öksürük, balgam, nefes darlığı gibi belirtileri olan bronşektazili hastalar öncelikle ilaç tedavisi (antibiyotik, mukolitik, ekspektoran, inhaler ilaçlar gibi) ile tedavi edilirler. İlaç tedavisi ile klinik iyileşme sağlanabilir ancak bronşektazi düzelmez. Bir süre sonra bronşektazi tekrar enfekte olabilir ve hastaların belirtileri tekrar ortaya çıkabilir. Bu tür hastalar grip ve zatürre aşılarından fayda görebilirler. Bronşektazi tek taraflıysa ve uygun medikal tedaviye rağmen tekrarlayan hemoptizi ya da bronşektazik alanlar sık sık enfekte oluyorsa operasyon seçeneği göz önünde bulundurulur. Yani bronşektazi olan akciğer alanı rezeke edilebilir (ameliyatla alınabilir). Operasyon dışında, hemopizi için bronşiyal arter embolizasyonu, enfeksiyon için akılcı antibiyotik kullanımı diğer seçenekler olarak düşünülebilir. Bilateral (iki taraflı) bronşektazilerde operasyon seçeneği neredeyse yoktur. Bronşektazili bir hastada bronşektazi nedeni olarak altta yatan bir hastalık saptanırsa, o hastalıkla ilgili önlemler alınır. Örneğin immün globulin yetersizliği saptanırsa, immün globulin replasmanı yapılır, gereken durumlarda antibiyoterapi ve eşlik eden diğer durumların tedavisi yapılır.

Okumaya Devam

Acil Tıp Doktoru

Sosyal Alerji

Sosyal alerji, mevsimsel alerjiler gibi tekrar eden ve kaçınılması zor olan davranışlardır. En sevdiğiniz arkadaşlarınızı, davranışlarından …

Yayınlanan

üzerinde

Tarafından

Sosyal alerji, mevsimsel alerjiler gibi tekrar eden ve kaçınılması zor olan davranışlardır. En sevdiğiniz arkadaşlarınızı, davranışlarından hoşlanmadığınız kişilerle değiş tokuş ettiğinizde oluşan durum tam anlamıyla bu. Peki, bu insanlar nerede? Mesela, teyzenizin sürekli anlamsız şeylerden şikâyet etmesi, kuzeninizin yemek yerken ağzını şapırdatması (gözünüzün önüne getirin) ve yedikten sonra ağzını kol kenarlarına silmesi. Şimdi ne hissediyorsunuz? Rahatsızlık. Bu rahatsızlık, sosyal alerjenlerin ürettiği duygusal ve fiziksel belirtilere maruz kaldıktan birkaç dakika sonra ortaya çıkar. Bir eylem bir defalık yapıldığında belki katlanılabilir, ancak düzenli olarak gerçekleştiğinde kulağınıza gelen bir sinek vızıltısı gibi bizi rahatsız edebilir.

Peki, sosyal alerjenler hakkında ne yapabilirsiniz?

En çok zorlandığımız ve sosyal alerjiyi hissettiğimiz yerler ailemizin ve çalışma arkadaşlarımızın yanı o nedenle bu durumu gözden geçirmeyi unutmamalıyız. Sizler yalnızca yaptıklarınızı ve hissettiklerinizi kontrol edebilirsiniz, karşınızdaki kişiyi değil.

Bazen davranışlar kasıtlı gibi gözükse bile, kasıtlı olarak sizi rahatsız etme amaçlı olmadıklarını ve muhtemelen bunun başka bir nedeni olabileceğini düşünün.

Bu davranışları genellikle en çok zaman geçirdiğimiz insanlarda görürüz ve bu davranışlar devam ettikçe alerjimiz daha da kötüleşebilir.

Sosyal alerjik reaksiyonu önlemenin etkili bir yolu, maruz kalma sürenizi azaltmaktır. Kedilere alerjisi olan bir kişinin, kedilere uzun süre maruz kalmaması gibi sosyal alerjisi olan bir kişinin de sosyal alerjenlerle dolu bir ortamda kalmaktan kaçınması gerekir. Alerjenlerle temasta olduğunuz süreyi en aza indirmek alerji riskinizi azaltır.

Sosyal alerjenlerinizle çevrili bir ortamda harcadığınız zamanı sınırlamak gibi bir strateji belirleyebilirsiniz. Aile toplantılarında veya girdiğiniz sosyal durumlarda stratejik olun. Yemek masasında bir yer bulurken ağzını şapırdatan kuzeninizin tam karşına oturmayın. Birçok sosyal alerjen üzerinde bir miktar kontrol gücümüz vardır. Aslında çevremizdeki sosyal alerjenler bir tür destek ve doğrulama bekler. Örneğin; bir türlü susmak bilmeyen teyzenizin ağzından çıkanları kapatmak isteyebilirsiniz, ancak bu alerjik reaksiyonunuzu sakinleştirmenize yardımcı olmaz. İlk olarak aradığı onaylanmayı sağlamak için biraz zaman harcarsanız, onun istediği tatmini vererek itici bulduğunuz davranışı söndürmeyi sağlayabilirsiniz. Şapırdatarak yemek yiyen kuzeniniz ile yeme alışkanlıkları hakkında konuşmayı deneyebilirsiniz. Ancak, konuşmaların yalnızca bilgi vermekle kalmayacağını aynı zamanda ilişkiniz içinde bir sonucu olduğunu unutmayın. Onu sevdiğiniz için onunla bu konu hakkında açıkça konuştuğunuzu belirtin.

Eğer bunların işe yaramayacağını düşünüyorsanız anda olmayı deneyebilirsiniz. Anda olmak, şimdiki an içerisinde gerçekleşenlere dikkat etmeyi ve onları yargılamaksızın kabul etmeyi içerir. Sosyal alerjenler sizi rahatsız etmeye başladığında bu düşüncelerinizi değerlendirmeden önce kendi iç rahatsızlığınıza dikkat edin. İçinizde neler oluyor bir bakın bakalım. Sadece nereye gittiğini takip edin. Bu durum alerjenin sizi rahatsız etmesini engellemeyecek, ancak sizi ne kadar sinirlendirdiğini fark etmenize ve etkilerinden ne kadar çabuk kurtulacağınızı kontrol etmenize yardımcı olacaktır. Sosyal alerjiler sizi yıpratabilir ve ilişkilerinizi strese dayanıklılık testine dönüştürebilir. Birkaç basit adım sizi ilişkilerinizde sosyal alerjenlerle uğraşmak yerine mutlu, sağlıklı bir ilişki yaşamanızı sağlayacak hale getirebilir.

Okumaya Devam

Ortopedi ve Travmatoloji

Kemik Sağlığı İçin Spor ve Egzersiz

Yayınlanan

üzerinde

Tarafından

Op. Dr. Bülent Diri, “Kemiğin kullanımı ve kalitesini arttırabilmek için spor ve egzersizi hayatımızdan çıkarmamalıyız” dedi”

Yaşlılık hekimliği ya da Geriatrinin yaşlılık dönemindeki sağlık sorunları ve bu sorunların tedavileriyle ilgilenen tıp dalı olduğunu ifade eden Medicana Samsun Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümünden Op. Dr. Bülent Diri, “Geriatrik yaş grubu medeniyetin, teknolojinin gelişmesiyle birlikte ilerlemiştir. Eskiden yaşam ömrü 30’lu yaşlardayken yaşam koşullarının daha iyi hale gelmesi , sağlık ve tarım alanındaki devrimlerle birlikte insan ömrü uzamıştır. İnsan ömrünün uzamasının getirisi de götürüsünde vardır. İleriki yaş grubunda geriatri problemleriyle daha çok karşılaşıyoruz. Kemik ve kalitesinin ilerleyen yaşlarda düşmesineyse osteoporoz diyoruz. Kadınlarda daha çok rastlansa da her iki cinsinde ortak hastalığıdır. İlerleyen yaşla birlikte daha çok görülmektedir. Demir ve kalsiyum kemiği besler. Güneşten faydalanmamak risk faktörü oluşturuyor. D vitamini özellikle covit döneminde de oldukça önem arz etmektedir. Kalsiyum kemiğin ana yapıtaşlarındandır. Kalsiyum ihtiyacımızı ise süt ve süt ürünlerinden karşılayabiliriz. Endüstriyel topluma doğru gidiş fabrikalaşmaya yöneliş beslenme alışkanlıklarımızı değiştirdi” ifadelerini kullandı. 

KEMİK KALİTESİ İÇİN D VİTAMİNİ VE KALSİYUM 

Op. Dr. Bülent Diri,  “ Hayvansal gıdaların düzenli tüketilmesi, güneşten alınamayan  D vitaminin takviye olarak alınması önemli bir korunma yöntemidir. Kemik kalitesinin genç yaşta korunması oldukça önemli. Kemiğin kullanımı ve kalitesine dikkat etmeli , spor ve egzersizi hayatımızdan  çıkarmamalıyız.  Beslenme, yaşam tarzı ve spor osteoporoz etkileyen önemli etkenlerdir.  Osteoporoz basit tramvayla kırık oluşumuna  sebep vermektedir. Ev içinde düşme olduğunuz yerde basit hareketle kırılmalar oluşabilir. Süngerimsi kemiğin yoğunlukta olduğu bölgelerde kırık daha fazla görürüz. Kalça, el bilek kırıkları ve omur kırıkları oldukça sık rastladıklarımızdır. Kalça kırıkları oldukça önemlidir ve daha çok cerrahiye başvururuz. Hastayı hızlıca ayağa kaldırmak hedefimizdir. “dedi.

Okumaya Devam

Trendler