mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasına reflü denir. Bu durum uzun süre devam ederse, asitli olan mide içeriği yemek borusunu tahriş eder. Yemek borusu kendini mide asidinden koruyamaz hale gelir.
Reflülü kişilerde, genelde yemekten sonra ağza acı su ve besin gelebilir. Reflünün oluşmasında bir diğer faktör mideyle yemek borusu arasındaki kapağın görevini yerine getirememesi sonucu ortaya çıkar. Bu kapak, mideiçeriğinin yemek borusuna geçişini engellemektedir.
Tüm dünyada sık görülen bir hastalık olan reflü, ülkemizde de bir hayli fazla görülmektedir. Yapılan araştırmaya göre her 5 yetişkinden birinde reflü vardır. A.B.D’ de bu oran yüzde 0.5′tir.
Reflü, yenilen besinlerin mideden geri boğaza kaçarak gelmesine denir. Yenilen besinin geri boğaza gelmesi, boğazı tahriş eder ve faranjit gibi boğaz hastalıklarına neden olabilir. Bu durumun fazla yaşanması yemek borusunu tahriş eder ve yemek borusu korunmaz hale gelir. Bunun sebebi mideden geri ağza gelen mide içeriğinin asitli olmasından kaynaklıdır. Yetişkin insanların yaklaşık %20’sinde reflü hastalığı görülebilir.
Reflü Belirtileri Nelerdir?
- Mide ve göğüs bölümünde yanma hissi
- Ağza acı, ekşi tatlarda sıvı gelmesi
- Mide ekşimesi
- Yenilen yemeğin ağza geri gelmesi
- Ses kısılması
- Ağız kokusu
- Kuru öksürük
- Diş sararması ve diş çürümesi
- Kronik sinüzit
Bazı durumlarda boğazda bir kaç belirti ile kendini gösterebilir;
- Boğazda bir şey varmış gibi hissetme ve boğazı temizleme hissi,
- Yutkunurken zorlanma,
- Öksürük,
- Boğaz ağrısı,
Stres reflüyü arttırmaz. Fakat reflünün şikayetlerinin hissedilmesine neden olur. Zaten stres, gastrit ve ülser gibi mide hastalıklarına yol açacağından ve mide asidini arttıracağından şikayetlerin artmasına yol açar.
Reflü, ağız kokusuna yol açabilir. Fakat sadece reflü değil, dişlerde meydana gelen bir enfeksiyon, bademcik iltihabı,sinüzit, salyanın azalması da ağız kokusuna yol açar. Bunları reflüden ayırmak gerekir. Bazı durumlarda hasta ağzının kötü koktuğunu söyler; fakat bu diğer kişiler tarafından farkedilmeyebilir. Bu, psikolojik bir problemdir ve tedavi edilir.
Reflü Tanısı Nasıl Konur?
Reflü tanısı için kullanılabilecek birçok yöntem vardır fakat en sık kullanılan 3 yöntem vardır. Bu 3 yöntem: gastroskopi, endoskopi ve manometredir. Gastroskopi yöntemi, ince bir aletle boğazdan girip yemek borusu, onikiparmak bağırsağı ve mideyi incelemektir. İncelemede en önemli ölçüt, reflü hastalığının evresi ve incelenen kısımların zarar görüp görmediğidir. Endoskopi yöntemiyle ise mide kapağının durumu, mide yüzeyindeki rahatsızlıklara bağlı olarak reflü tanısı konulmaktadır. Manometre yöntemi ise yemek borusuna yapılan basit yutkunma testidir. Bu test sonrasında kişininreflü olduğu veya olmadığı belirlenir.
Reflü Nasıl Tedavi Edilir?
Reflü süreci, reflü evresi gibi etkenlere bağlı olarak tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Reflü, 2 çeşit yöntemle tedavi edilebilmektedir. Bunlardan ilki ilaç tedavisidir. Diğer yöntem ise cerrahi müdahaledir. Eğer reflü, yeni başlamış veya çok düşük seviyedeyse ilaç tedavisi yapılmaktadır. İlaç tedavisindeki amaç, yemek borusunda oluşan tahriş veya zararı gidermek ve mideyi kontrol altına almaktır. Eğer kronik bir reflü etkeni varsa, ilaç kalıcı bir çözüm sağlamamaktadır ve bu durumlarda cerrahi tedavi önerilmektedir. Çünkü ilaç tedavisi ile sadece boğazdaki tahriş azaltılmaktadır ve mide kapağındaki problemi halletmez.
Cerrahi tedavi yöntemi ile reflü hastalığında kesin sonuç sağlanır. Çünkü cerrahi müdahale sonrasında mide kapağındaki bozukluk giderilmektedir. İlaç kullanımını gerektirmeden hızlı bir sonuca ulaşmak için cerrahi tedavi yöntemi daha çok tercih edilmektedir.
Reflü Tedavi Edilmezse Ne Olur?
Erken tanı konup, erken tedavisi uygulanırsa hiçbir risk taşımaz. Reflü, tedavi edilmemesi durumunda ciddi problemler ortaya çıkmaktadır. Bunlardan en önemlisi halk arasında gırtlak kanseri olarak adlandırılan yemek borusu kanseri olma riskini artırmaktadır.
Reflünün tanısında çok kullanılan yöntemlerden biri endoskopidir. Her hastaya uygulanır. Bu yöntemle mide kapağının durumu, yemek borusunun hasarı ve diğer mide yüzeyindeki rahatsızlıklar saptanır.
Tanıda kullanılan bir diğer yöntemde, ilaçlı bir filmle yemek borusundan, ilacın geçişi izlenir ve herhangi bir problem varsa tedavi edilir. Diğer yöntemlerle de yemek borusundaki reflü, ph metriyle, yemek borusunun besini itme gücü ise manometri ile ölçülür.
REFLÜNÜN NEDEN OLDUĞU DİĞER PROBLEMLER NELERDİR?
Çok sık karşılaşılan bir durum olmasa da, uzun süreli reflü hastalığı ciddi rahatsızlıklara yol açabilir. Normalde yemek borusu mekanik dalga hareketleriyle alınan besinin mideye iletilmesini sağlar. Yani yemek borusu, hiçbir hareket yapılmadan yemeğin geçtiği bir boru değildir. Bu yüzden de yutma işlemi aktif bir olaydır. Bu sayede, uzanırken bile bir şeyler yediğimizde bunlar mideye iletilir. Reflü, uzun sürdüğünde yemek borusunun sürekli tahrişi sonucu hareketliliğinde azalma meydana gelir. Hatta bu tahriş sonucu yemek borusu kısalabilir ve alt ucu daralabilir. Böylece katı besinlerin yutulması güçleşir. Günümüzde uygulanan antireflü ameliyatları bunun gibi geç kalınmış durumlarda uygulanamaz.
REFLÜ HASTALARININ YAPMASI GEREKENLER
- Asitli içeceklerden, alkol, kahve, baharatlı yiyecekler, çikolata, soğan, sarımsak gibi besinlerden uzak durmak gerekir. Bunlar mide asidini arttırıcı yiyecek ve içeceklerdir.
- Aspirin ya da ağrı kesici ilaçların mümkün olduğunca az kullanılması gerekir.
- Yemek yedikten hemen sonra yatmayın. Çünkü mide asit miktarı yatarken çoktur. Yattığınızda ise baş-boyun bölgenizi yukarıya koyun.
- Sigara ve alkol asit dengesini bozacağından mutlaka bırakmalısınız.
- Az ama sık yemek yemek, her öğün çok fazla yemekten daha iyidir.
- İdeal kilonuzda olmanız gereklidir. Bunun için doktor kontrolünde zayıflamanızda fayda vardır.
- Kemeri çok fazla sıkmayın, dar giysilerden kaçının.
- Çok fazla güç gerektirecek işlerden uzak durun.