Anne Karnındaki Bebeğin Psikolojik Gelişimi - Doktor Makaleleri
Bize ile Bağlan
All On Four İmplant Tedavisi

Kadın Hastalıkları ve Doğum

Anne Karnındaki Bebeğin Psikolojik Gelişimi

Yayınlanan

üzerinde

Bebeğin ruhsal gelişimi anne karnında başlar . Bebek rahim içinde gelişmeye başladığı andan itibaren sinir hücreleri oluşmaya , özellikle gebeliğin 8 .haftasından itibaren beyin içindeki hücreleri birbirleri ile ilişki kurmaya başlar. Bu da bebek daha 8 haftalıkken hafıza oluşmaya başlıyor demektir. Daha da büyüdükçe hafızadan sonra anne babadan aldığı özelliklere bağlı kişiliğe ait ilk özellikler oluşmaya başlar. Beyin gelişimi gebeliğin 32. haftasına kadar çok hızla devam eder, 32.haftadan sonra 5 yaşına ulaşıncaya kadar hızla devam eder. Beyinle ruhsal gelişim arasında paralellik vardır. Bebeğe müzik dinleterek , onun doğduktan sonra bu müziği tanıyarak sakinleşmesini sağlayabilirsiniz.

Anne adayı karnındaki bebekle iletişim kurabilir . Bebek özellikle tiz sesleri duyar. Kalın sesleri de duyar ama çok iyi algılayamayabilir . Bu bebeğin kulak yapısının az gelişmiş olmasıyla alakalıdır. Bir taraftan da rahim duvarının sesleri az geçirir olmasıyla ilgilidir. Bu koruyucu bir mekanizmadır. Bebek doğduktan sonra da daha iyi duyabildiği ses , anne sesidir. Gebeliğin 16 . haftasında bebeğin kulakları duymaya başlar . 32. haftada duyduğu sesleri hatırlama ve tepki vermeye başlar. 32.hafta itibarı ile bebeğin beyin gelişimi yenidoğan gibi olur. Bebek anne karnına düştüğü andan itibaren anne kanına bazı hormonlar salgılanmaya başlar, anne anne olmaya hazırlanır. Bebek hareketleri başladığında anda da anne ile bağlantı kurulur. 32. haftada bebek anneye bilinçli olarak yanıt vermeye, söylediklerine tepki vermeye başlar. En nihai bağ anne bebeği kucağına almaya başladığında başlar .Bebek ,hamileliğin 16.haftasında işitme yeteneği edindiği zaman ilk duyduğu ses annesinin kalbi, ilk gördüğü şey rahim içi, dokunma hissi başladığında da dokunduğu ortam anne karnıdır. Bebeğe rahim içindeki seslere uygun müzik dinletilmelidir .Rahim içinde anne nabız sesi, arada bağırsak sesleri mevcuttur. Bu sesler klasik müziği andırır. Bebeklerin en favori müziği Mozart müzikleridir.Bu müzikte gerçekten de sanki rahim içinde kalp atışı gibi ritmlar vardır .Anne rahat bir gebelik geçirdi ise doğduktan sonraki ayları daha rahat geçirir.Anne adayı stresli ise adrenalin ve kortizol salgılar ,bunlar plasentadan geçerek bebeği de etkiler. Mutluluk hormonu da aynen bebeğe iletilir.

Hamilelikte yaşananlar bebeğin karakterini etkiler. Anne adayı strese girdiğinde , mutsuz olduğunda kortizon adrenalin salgılar, bu da plasentadan bebeğe geçer. Çevrenizde mutsuzluk kaynağı olabilecek her şeyden uzak durmalısınız. Anne adayının meditasyon , yoga yapması , biraz yürüyüş, gebelikte pasif eksersizler yaparak rahatlaması önemlidir.Vücut ritminizi düzeltmek adına, bağışıklık sistemini güçlendirmek için endorfin salınımı yani mutluluk hormonu gerekir. Derin nefes almak, gevşemek çok işe yarar. Bebek te rahatlar.

Annenin hamileyken beslenmesi bebeğin karakterini etkiler mi? Beslenmenin direk bebeği etkilediğine dair bulgu olmamakla beraber, annenin severek yediği şeyleri bebek te doğduktan sonra daha çok sevebiliyor. İlk kez South Hampton Üniversitesinden Prof. David Baker anne karnında geçirilen 9 ayın bebeği sonraki yaşamında da nasıl etkilediğini araştırdı. Harvard Üniversitesinde yapılan çalışma da kilolu annelerin bebeklerinde de kilolu olma eğilimini ortaya çıkardı.Şimdiye kadar insan kişiliği hep genlerin, kalıtsal özelliklerin ve hayatta yapılan tercihlerin etkilediği belirtilmiştir. Ancak şimdi fetüs halinde anne karnında geçirilen zamanın da karakter oluşumunda çok önemli olduğu ortaya çıkmıştır. Uzmanlara göre bebeğin anne karnında aldığı besinler, toksinler, ilaçlar, maruz kaldığı enfeksiyonlar, annenin psikolojik durumu nedeni ile salınan hormonlar , annenin genel sağlığı gelecekte nasıl bir insan olacağını temelden etkiliyor. Beynin çalışması , organların birbiriyle uyumu bu koşullardan etkilenerek şekilleniyor. Hatta son 10 yılda gösterilmiştir ki kanser, kalp hastalığı, alerji, astım ,diabet , hipertansiyon, obezite, zihinsel bozukluklarla ilgili riskler 9 aylık süreçte ortaya çıkıyor. Anne karnındaki koşullar zeka, öfke gibi özellikleri belirlemekte etkilidir. Anne karnında geçirilen dönem hastalıklar üzerinde şu etkileri gösteriyor: Kalp hastalığı : Düşük kiloda doğanların kalp hastalığı riski yüksektir.Yetersiz besin alan fetüs önce beynini geliştiriyor, kalp nispeten daha güçsüz gelişiyor. Obesite: Anne obez ise bebeğin kilolu olma şansı çok yüksek . Diabet: Diabetli annelerin kandaki yüksek şekeri fetüsün şeker metabolizmasını olumsuz etkiler. Şizofreni:Aşırı stersli veya açlık çeken hamilelerin bebeklerinde sinir sistemi gelişemiyor. İleri yaşlarda şizofren olma olasılıkları yüksek. Saç vücüdun barometresidir. Saç ile ilgili şikayetler arttığında ilk araştırılması gereken yeterli besin alınıp alınmadığıdır. Bu tanıyı kolaylaştıracak yöntem kan testidir. İnsan vücudu sağlıklı işleyiş için gereken enerjiyi ancak sağlıklı bir beslenme ile sağlar.Saç hücreleri özellikle kandan gelen protein ve oksijen yardımı ile çoğalıp saçı oluşturur. Özetle saç kan ile beslenir. Anne karnındaki bebek te annenin kötü beslenmesinden etkilenir. Duke Üniversitesinde yapılan araştırmada hamile bir fareyi b12, folik asit, betaine, cholin ile beslediklerinde bebek farenin tüy renginin değiştiği, kahverengi tüylü yavrular doğduğu, bu takviyenin yapılmadığı yavrularda ise cılız sarı tüy oluştuğu görülmüştür .Annenin beslenmesi anne karnındaki bebeğin saç gen yapısını değiştirmektedir .Gebelikte anne adayının içtiği suyun miktarını önemi vardır. Gebeliğin ilk 26 haftası sonunda bebeğin beden ağırlığının % 90 ı sudur. Bebek anne karnında onu mekanik şoklara karşı koruyan 37 derecelik ısı sağlayan ve enfeksiyondan koruyan su içinde yaşar .Bu amnion mayi bebeğin gelişimi için de son derece önemlidir. Su yetersiz olursa akciğerleri gelişemez, hareket yeteneği kısıtlanır .Bebeğin su gereksinimi annenin içtiği suyla karşılanır. Anne ile amniotik sıvı arasında bir saatlik sürede yaklaşık 0.5 litre su değişimi olur. Araştırmalara göre annenin içtiği su amniotik sıvıyı etkiler. Annenin 2 saat içinde 2 litre su alması sıvıyı arttırmaktadır.

Anne karnındaki bebek ne tür sesleri duyabilir? Bebekler 5 aydan itibaren duymaya başlarlar. Her söylenileni şüphesiz anlamazlar ama zihinsel gelişimleri ses tonlarını kolaylıkla ayırt ederler. Stresli hali, relaks halden ayırt ederler. Stres halinde salınan hormonlar ile de etkilenirler. Annenin kalp atım sesi onların en çok duyduğu sestir. Kalp atımları sayesinde uykuya dalar, oynar, dinlenirler. İnsan beyni erişkinde olduğu gibi fetüste de çoğu bilgiyi sembolize ederek bilinçaltına koyar.Sakin kalp atımı onun için de sakinliği ifade eder.Yapılan bir çalışmada doğmuş bebeklere toplu halde anne kalp sesi dinletilmiş, bu bebekler daha çabuk serpilmiş, daha sakin uyumuşlardır. Olumlu olduğu kadar olumsuz her şey de bebeğin bilinçaltına yerleşir. Bebek istenmeyen bebek olduğunu da hisseder. Doğan bebek istenmediğini hissettiği anneden emzirilmeyi reddetmiş oysa başka bir anneden rahat rahat emmiştir. Bir çalışmada gürültü karşısında bebek tekmelemiş,oysa titreşim yaratan alet kullanıldığında tekmeleme olmamıştır. Daha sonra önce gürültü, ardından titreşim yaratacak alet kullanmışlar .Bebekler her gürültü ve ardından titreşime tekme ile cevap vermişlerdir. Bu anne karnındaki bebeğin öğrendiğinin bir kanıtıdır. Erişkindeki aşırı korku ve takıntılar araştırıldığında doğum anına kadar inen bir süreç izlenmektedir.Çalışmanın birinde annenin her sigara içmeyi düşündüğünde bebekte gerginlik olup kalp hareketlerinin arttığı gözlenmiş. Bebek annenin sigara içtiğini şüphesiz görmez ama içildiğinde oluşan oksijen seviyesi düşmesinde n annede yarattığı kötü etkiden etkilenerek bunu bilir.Bebek üzerinde oluşan psikolojik etkiler onda kronik bir korku ve belirsizlik hali yaşatır. Bilinçaltı negatifle doğan bebek hırçın olur. Pozitif etkilemenin en güzel yöntemi bebeğe müzik dinletmektir. Annesi piyanist olan bir müzisyen hiç çalmadığı bir parçayı derhal çalabilmiş , bunu anne karnında iken öğrendiğini fark etmiştir.Pozitif anne bebeğine en güzel hediye olan sevgiyi,güven duygusunu verir. Gebe iken anne adayı ile yakından ilgilenen baba adayını doğan bebek hemen sesinden tanımaktadır .Bebekler annelere iletişimlerini hareket ederek belirtirler. Yüksek seste tekmelerken,aç kalındığında sessiz kalarak gebeyi yemeye teşvik eder.Tek istekleri sevgi , güven duygusudur. Anne adayı daima pozitif olmalıdır.

Anne karnındaki bebeğe müzik dinletmek karakterini nasıl etkiler? Konfüçyus’dan itibaren duyulan seslerin insan karakterini şekillendirdiği bilinmekte. Güven duygusu veren, dengeli uyumlu müzik bebeği sakin ve sosyal kılar .Düzensiz sesli karmaşık müzikler bebeği huzursuz yapar .Mozart müziği dengeli ve uyumlu bir armoni içindedir. Matematiksel ve duygusal zeka katkılı olduğu saptanmıştır.

Okumaya Devam
Reklam
Yorum İçin Tıklayın

Yorum Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Acil Tıp Doktoru

Bronşektazi

Bronşektazi nedir? Bronşun kalıcı genişlemesine bronşektazi denir. Bronşektazilerde genellikle bronş duvarı harabiyeti de vardır …

Yayınlanan

üzerinde

Tarafından

Bronşektazi nedir?

Bronşun kalıcı genişlemesine bronşektazi denir. Bronşektazilerde genellikle bronş duvarı harabiyeti de vardır. Bronşektazinin silindirik, kistik, varikoz gibi tipleri vardır.

Bronşektazinin nedeni nedir?

Bronşektazi daha çok çocukluk çağında geçirilen (ağır) akciğer enfeksiyonları sonrasında ortaya çıkar. Kistik fibrozis denilen akciğerlerde tekrarlayan enfeksiyonlar neticesinde oluşan bronşektazilerle karakterize olan hastalık genetik bir bozukluk sonucu ortaya çıkar. Akciğerlerdeki seyri kistik fibrozis dışı bronşektazileden farklı seyrettiğinden ve kistik fibrozis yalnızca akciğerleri etkilemeyip, karaciğer pankreas, over gibi organları etkileyebildiğinden bronşektazi başlığı altında değil ayrıca değerlendirilmesi gereken bir hastalıktır. Bronşektazi tek başına bir hastalık olmaktan daha çok akciğerlerde ortaya çıkan ağır ya da tekrarlayan enfeksiyonların bir sonucudur. Bu durumun istisnası konjenital bronşektaziler sayılabilir. Konjenital bronşektazilerde bronş duvarında kıkırdak gelişimi sorunları olabilmektedir.

Bronşektazinin semptomları nelerdir?

En sık görülen semptomu balgam ve öksürüktür, bazen kanlı balgam (hemoptizi) da olabilir. Bronşektazisi görece yaygın olan hastalar özellikle kış mevsiminde enfeksiyonlardan dolayı fazla miktarda balgam çıkarabilirler. Bronşektazinin yeri ve yaygınlığı çok önemlidir. Lokalize bronşektaziler karinanın alt tarafındaysalar sekresyonlardan dolayı sık sık enfekte olabilirler. Üst loblarda olan bronşektaziler daha çok akciğer tüberkülozu sekeli olarak değerlendirilebilirler. Genelikle enfekte olmazlar. Pulmoner sekestrasyon denilen anomalilerde de bronşektaziler gözlenebilir. Bu hastalarda masif yani ağır hemoptiziler olabilir ve bu durum bazen ölümle sonuçlanabilir. Yaygın bronşektazi varsa kistik fibrozis, immün yetmezlik, diffüz panbronşiyolit gibi hastalıklar araştırılmalıdır.

Bronşektazi tanısı nasıl konulur?

Bronşektazi ileri düzeyde ya da yaygın değilse genellikle akciğer grafisinde görülmez. Oskültasyonda orta raller duyulabilir. Dinleme bulgusunun olması bronşektaziden kuşkulandırır.

Bronşektazi tanısı eskiden bronkografi ile konulurken günümüzde seçkin tanı yöntemi toraks HRCT’dir (yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı tomografi).

Bronşektazinin tedavisi var mıdır?

Bronşektaziyi düzelten yaninormal bronş haline getiren bir tedavi yoktur. Öksürük, balgam, nefes darlığı gibi belirtileri olan bronşektazili hastalar öncelikle ilaç tedavisi (antibiyotik, mukolitik, ekspektoran, inhaler ilaçlar gibi) ile tedavi edilirler. İlaç tedavisi ile klinik iyileşme sağlanabilir ancak bronşektazi düzelmez. Bir süre sonra bronşektazi tekrar enfekte olabilir ve hastaların belirtileri tekrar ortaya çıkabilir. Bu tür hastalar grip ve zatürre aşılarından fayda görebilirler. Bronşektazi tek taraflıysa ve uygun medikal tedaviye rağmen tekrarlayan hemoptizi ya da bronşektazik alanlar sık sık enfekte oluyorsa operasyon seçeneği göz önünde bulundurulur. Yani bronşektazi olan akciğer alanı rezeke edilebilir (ameliyatla alınabilir). Operasyon dışında, hemopizi için bronşiyal arter embolizasyonu, enfeksiyon için akılcı antibiyotik kullanımı diğer seçenekler olarak düşünülebilir. Bilateral (iki taraflı) bronşektazilerde operasyon seçeneği neredeyse yoktur. Bronşektazili bir hastada bronşektazi nedeni olarak altta yatan bir hastalık saptanırsa, o hastalıkla ilgili önlemler alınır. Örneğin immün globulin yetersizliği saptanırsa, immün globulin replasmanı yapılır, gereken durumlarda antibiyoterapi ve eşlik eden diğer durumların tedavisi yapılır.

Okumaya Devam

Acil Tıp Doktoru

Sosyal Alerji

Sosyal alerji, mevsimsel alerjiler gibi tekrar eden ve kaçınılması zor olan davranışlardır. En sevdiğiniz arkadaşlarınızı, davranışlarından …

Yayınlanan

üzerinde

Tarafından

Sosyal alerji, mevsimsel alerjiler gibi tekrar eden ve kaçınılması zor olan davranışlardır. En sevdiğiniz arkadaşlarınızı, davranışlarından hoşlanmadığınız kişilerle değiş tokuş ettiğinizde oluşan durum tam anlamıyla bu. Peki, bu insanlar nerede? Mesela, teyzenizin sürekli anlamsız şeylerden şikâyet etmesi, kuzeninizin yemek yerken ağzını şapırdatması (gözünüzün önüne getirin) ve yedikten sonra ağzını kol kenarlarına silmesi. Şimdi ne hissediyorsunuz? Rahatsızlık. Bu rahatsızlık, sosyal alerjenlerin ürettiği duygusal ve fiziksel belirtilere maruz kaldıktan birkaç dakika sonra ortaya çıkar. Bir eylem bir defalık yapıldığında belki katlanılabilir, ancak düzenli olarak gerçekleştiğinde kulağınıza gelen bir sinek vızıltısı gibi bizi rahatsız edebilir.

Peki, sosyal alerjenler hakkında ne yapabilirsiniz?

En çok zorlandığımız ve sosyal alerjiyi hissettiğimiz yerler ailemizin ve çalışma arkadaşlarımızın yanı o nedenle bu durumu gözden geçirmeyi unutmamalıyız. Sizler yalnızca yaptıklarınızı ve hissettiklerinizi kontrol edebilirsiniz, karşınızdaki kişiyi değil.

Bazen davranışlar kasıtlı gibi gözükse bile, kasıtlı olarak sizi rahatsız etme amaçlı olmadıklarını ve muhtemelen bunun başka bir nedeni olabileceğini düşünün.

Bu davranışları genellikle en çok zaman geçirdiğimiz insanlarda görürüz ve bu davranışlar devam ettikçe alerjimiz daha da kötüleşebilir.

Sosyal alerjik reaksiyonu önlemenin etkili bir yolu, maruz kalma sürenizi azaltmaktır. Kedilere alerjisi olan bir kişinin, kedilere uzun süre maruz kalmaması gibi sosyal alerjisi olan bir kişinin de sosyal alerjenlerle dolu bir ortamda kalmaktan kaçınması gerekir. Alerjenlerle temasta olduğunuz süreyi en aza indirmek alerji riskinizi azaltır.

Sosyal alerjenlerinizle çevrili bir ortamda harcadığınız zamanı sınırlamak gibi bir strateji belirleyebilirsiniz. Aile toplantılarında veya girdiğiniz sosyal durumlarda stratejik olun. Yemek masasında bir yer bulurken ağzını şapırdatan kuzeninizin tam karşına oturmayın. Birçok sosyal alerjen üzerinde bir miktar kontrol gücümüz vardır. Aslında çevremizdeki sosyal alerjenler bir tür destek ve doğrulama bekler. Örneğin; bir türlü susmak bilmeyen teyzenizin ağzından çıkanları kapatmak isteyebilirsiniz, ancak bu alerjik reaksiyonunuzu sakinleştirmenize yardımcı olmaz. İlk olarak aradığı onaylanmayı sağlamak için biraz zaman harcarsanız, onun istediği tatmini vererek itici bulduğunuz davranışı söndürmeyi sağlayabilirsiniz. Şapırdatarak yemek yiyen kuzeniniz ile yeme alışkanlıkları hakkında konuşmayı deneyebilirsiniz. Ancak, konuşmaların yalnızca bilgi vermekle kalmayacağını aynı zamanda ilişkiniz içinde bir sonucu olduğunu unutmayın. Onu sevdiğiniz için onunla bu konu hakkında açıkça konuştuğunuzu belirtin.

Eğer bunların işe yaramayacağını düşünüyorsanız anda olmayı deneyebilirsiniz. Anda olmak, şimdiki an içerisinde gerçekleşenlere dikkat etmeyi ve onları yargılamaksızın kabul etmeyi içerir. Sosyal alerjenler sizi rahatsız etmeye başladığında bu düşüncelerinizi değerlendirmeden önce kendi iç rahatsızlığınıza dikkat edin. İçinizde neler oluyor bir bakın bakalım. Sadece nereye gittiğini takip edin. Bu durum alerjenin sizi rahatsız etmesini engellemeyecek, ancak sizi ne kadar sinirlendirdiğini fark etmenize ve etkilerinden ne kadar çabuk kurtulacağınızı kontrol etmenize yardımcı olacaktır. Sosyal alerjiler sizi yıpratabilir ve ilişkilerinizi strese dayanıklılık testine dönüştürebilir. Birkaç basit adım sizi ilişkilerinizde sosyal alerjenlerle uğraşmak yerine mutlu, sağlıklı bir ilişki yaşamanızı sağlayacak hale getirebilir.

Okumaya Devam

Kadın Hastalıkları ve Doğum

COVID-19 Aşısı ve Gebelik Hakkında Herşey

Yayınlanan

üzerinde

Tarafından

gebelikveasi

Gebelik Sırasında Aşı Yapılmasının Şu Ana Kadar Gebeliğe Bir Zararı Gösterilmiş Midir?
ABD’de gönüllü olarak mRNA aşısı yaptıran 35.691 gebenin içinden sonuçlarına ulaşabilen 3.958’inde aşının gebelikte güvenilirliği ile ilgili herhangi bir sorun görülmemiştir.

CDC ve İngiltere İlaçve Sağlık Ürünleri düzenleme kurumu vb. kuruluşlar aşıyla ilgili yan etkileri yakın takip etmekte olup bu güne kadar gebelerin aşılanmasıyla ilgili kırmızı alarım vermemişlerdir.

Türkiye’de Olan BioNTech ve CoronaVac Aşılarından Hangisini Olmalıyım?
CoronaVac ölü virüs aşısı olup gebelerde uygulandığında risk taşıması beklenmemekle birlikte henüz yayınlanmış güvenlik verisi yoktur.

mRNA aşılarının kısıtlı sayıda gebede de olsa güvenli oldukları gösterilmiştir. Gebeliğin ilk üç ayında aşılanan kadınların sonuçlarıyla ilgili veri oluşmamıştır.

mRNA aşılarının şiddetli alerjik reaksiyon öyküsü olan kişilerde tercih edilmemesi gerektiği belirtilmektedir.

Gebelikte COVID-19 Geçirmemin Bana veya Bebeğime Zararları Nelerdir?
Yapılan araştırmalar kadınların gebelikleri sırasında COVID-19 geçirmeleri halinde gebe olmayan kadınlara veya COVID-19 geçirmeyen gebelere kıyasla
-Erken doğum oranında 2 kat
-Yoğun bakım yatışı oranında 5 kat
-Gebelik tansiyonu görülmesinde 2 kat
-Entübasyon, ileri yaşam desteği ihtiyacı ve ölümlerde 2 kat

risk artışı olmaktadır.

Şu Anda Gebeyim. Aşı Olmam Gerekir Mi?
Özellikle ileri yaşta gebe kalan, kronik akciğer hastalığı veya şeker hastalığı olan, bağışıklık sistemi baskılanmış, vücut ağırlığı fazla veya gebeliğin son üç ayında olan kadınlar kötü sonuçlar açısından artmış risk altındadır.

COVO-19’un kötü gebelik sonuçları ve anne sağlığıyla ilgili ilişkileri net bir şekilde gösterilmişken, aşının şu ana kadar herhangi bir zararlı etkisi gösterilmemiştir.

Bugün için kar zarar dengesi, özellikle risk faktörü olan gebeler için aşı yapılması lehine gözükmektedir.

Emziriyorum, aşı olabilir miyim?
Emzirme döneminde aşı yapılması için bir engel bulunmamaktadır.

Okumaya Devam

Trendler