Fibromiyalji Nedir ve Biorezonans ile Fibromiyalji Tedavisi - Doktor Makaleleri
Bize ile Bağlan
All On Four İmplant Tedavisi

Farmakolog

Fibromiyalji Nedir ve Biorezonans ile Fibromiyalji Tedavisi

Yayınlanan

üzerinde

Hayatımızı hep sağlıkla, neşeyle, huzurla geçirmek isteriz ama bu her zaman mümkün olamamakta. Yaşam enerjimizi düşüren bir çok neden olabilir, olacakta, bize düşen ise bu nedenleri bulup tek tek çözmektir. İşte bu yazımızda da uzun süreli bir durum olan ve kronik yorgunluk olarak tabir edilen fibromiyalji hakkında bilgilendirmeler yapacağız ve biorezonans ile fibromiyalji tedavisi hakkında bilgiler vereceğiz…

İlk olarak fibromiyaljiyi tanımlamak gerekir ki teşhisimizi doğru yapalım…

Fibromiyalji nedir?

Fibromiyalji, bir diğer adı ile Fibromiyalji Sendromu (FMS), kas ve kemiklerde ağrı ile birlikte yorgunluk hissedilen, vücutta belirli anatomik bölgelerde genel olarak hassas bölgelerin oluştuğu, uyku düzen bozuklukları, tutukluk ve bilişsel problemlere neden olan kronikleşmiş bir durumdur. Tüm bu belirtilerin varlığı ile kişinin hem fiziksel hem de psikolojik olarak yorgunluğa sebep olması neticesinde kişilerin yaşam kalitelerini düşürmektedir.

Fibromiyalji hastalığının görülme sıklığı erişkinlerin yaklaşık %2’sini kapsamaktadır. Kadınlarda, erkeklere göre daha yaygın görülmektedir. Fibromiyalji sendromunun yaşla birlikte görülme sıklığı artmaktadır ve 60 yaş üzerindeki kadınların %7’sinde görülme rakamlarına kadar ulaşabilmektedir.

Yukarıdaki rakamlarında ifade ettiği gibi fibromiyalji görülme sıklığı oldukça yüksek ve yaşın ilerlemesi ile de karşılaşma durumu artan bir hastalık olarak bilmemiz oldukça önemlidir. Bunlara ilaveten fibromiyalji tanısı genellikle zor konulabilen bir hastalıktır. Fibromiyaljinin belirtilerinde sayacağımız durumlar, diğer benzeri rahatsızlıkların belirtilerine benzerlik göstermesi ve konulan teşhisi doğrulamak adına yapılacak bir testin olmaması da bu zorluğun nedenleri arasında yer almaktadır…

Fibromiyalji Neden Olur?

Fibromiyalji ismini yeni duymuş olabilirsiniz ama tarihçesine baktığımızda ilk olarak 1843 yılında Froriep tarafından kasta ağrılı noktalarla birlikte romatizmal bir durum olduğu ilk defa tarif edilmiştir. İlerleyen yıllarda yapılan çalışmalar sonucunda bağ dokusu inflamasyonundan ziyade bir ağrı bozukluğu olarak tarif edilmeye başlanmış ve 1990 yılında Amerikan Romatoloji Cemiyeti tarafından şu kriterlerle sınıflandırması yapılmıştır;

Buna göre kişinin en az 3 aydır süren hem kronik yaygın ağrı öyküsü hem de muayenesinde 18 hassas noktadan en az 11 veya daha fazla noktada 4 kg’lık basınca hassasiyet göstermesi gerektiği belirtilmiştir.

Zaman içerisinde yapılan bu ön tanı konulma çalışmaları da yeterli gelmeyerek 2010 yılında aynı kurum tarafından yaygın ağrı indeksi ve semptom şiddeti skorlarını içeren yeni tanı kriterleri belirlenmiştir. Yeni tanı kriterlerinin oluşmasını sağlayan elbette yeni nedenlerin varlığı sebep olmuştur ve günümüzde halen daha fibromiyaljinin tam olarak nedeni bilinmemekle birlikte fibromiyalji oluşmasına neden olan faktörleri şu şekilde sıralayabiliriz…

Genetik Faktörler

Yapılan araştırmalar sonucunda fibromiyalji hastalığı olanların birinci derece yakınlarında, diğer kişilere nazaran 8 kat daha fazla fibromiyalji gelişme riski olduğu bulunmuştur. Yine fibromiyaljili hastaların aile bireylerinde ağrıya daha duyarlı olma durumu, irritabl barsak sendromu (İBS), baş ağrısı ve diğer bölgesel ağrı durumlarının gerçekleşme oranı daha fazladır.

Çevresel Faktörler

İkizler üzerinde yapılan bir fibromiyalji çalışmasında, hastalığın yarısının genetik yarısının ise çevresel faktörlerden kaynaklandığı belirlenmiş ve bir çok hastalıkta olduğu gibi fibromiyalji de de çevresel faktörler hastalığın başlamasında tetikleyici olarak görev alabilmekte. Bu çevresel faktörler; fiziksel travmalar özellikle gövde bölgesine, bazı enfeksiyonlar (Hepatit C, Ebstein Barr, Parvovirüs…) ve duygusal stres. Yukarıda saydığımız durumlardan etkilenen bireylerin yaklaşık %5 ile %10 arasında kronik ağrı yada fibromiyalji gelişimi gözlemlenmiştir.

Yine, kronik sıkıntılar, işsizlik, çocukluk çağındaki fiziksel ve seksüel istismar, uyku bozukluğu ve egzersiz yapmamakta ve ağrılı semptomlara yol açtığı görülmüştür.

Yapılan diğer çalışmalarda ise fibromiyalji hastalarında serotonin düzeylerinin düşük olduğu ve depresyon, anksiyete, uyku bozukluğu, bozulmuş kas fonksiyonuyla ilgili olabileceği düşünülmektedir.

Günümüzde halen daha fibromiyalji nedenleri üzerine çalışmalar yapılmakta ve yayınlanan her yeni bulguyu bu yazımıza not olarak düşeceğiz…

Yazımızın bu noktasına geldiğimizde, fibromiyaljinin ne olduğu, neden olduğunu az çok anlamaya başladık, şimdi ise fibromiyalji belirtileri nelerdir buna bakalım…

Fibromiyalji Belirtileri Nelerdir?

Fibromiyaljinin vücudumuzda ki hassas noktalarda ağrılı bölgelere neden olduğu bilinmektedir. Öncelikle bu ağrı noktaları aşağıda ki görselde olduğu gibi ön ve arka olmak üzere toplam 18 adettir.

Fibromiyalji Noktaları Ağrı Hassas 18 Nokta

Fibromiyalji Noktaları Ağrı Hassas 18 Nokta

Fibromiyalji tanısının konulabilmesi için yukarıda yer alan noktaların en az 11’inde ağrı ve hassasiyet hissedilmesi gerekmektedir. Bu noktalar baş arkası ve ense, omuz üstleri, üst göğüs, kalçalar, dizler ve dirseklerin dışı gibi noktalardır.

Ağrı en belirgin fibromiyalji belirtisi olsa da tek başına tanı koymak için yeterli değildir. Bu ağrıların en az 3 aydan fazla bir süredir devam ediyor olması gerekmektedir. Eğer bu durumlar var ise en mevcut ağrıların sebebini açıklayacak başka bir özel durum yok ise fibromiyalji teşhisi konularak sonuçlanır.

Fibromiyalji ağrılarının yaşandığı bölgelere göre farklılık gösterebilir. Örneğin göğüs bölgesinde yaşanan ağrı, kalp krizi ağrısı gibi delici, keskin olabilir, nefes alamama durumu gösterebilir. En yaygın olarak görülen sırt ağrısında ise bel fıtığı, kas çekmesi yada romatizma benzeri bir ağrı olabilir. Fibromiyalji ağrısı bacaklarda ve yumuşak dokularda olduğunda ise kramp ağrısına benzer şekilde ağrı duyulmasına neden olabilmektedir.

Bazı fibromiyalji vakalarında ise bacaklarda, kaslarda karıncalanma hissi görülebilir, bacaklarımızı hareket ettirmek istediğimiz de sanki ağırlık varmışçasına zorlanma yaşanabilir.

Fibromiyaljinin diğer belirtilerini en başta da saymıştık, bunlar yorgunluk, uyku sorunları, uzun süre uyunmasına rağmen yorgun hissetme, baş ağrısı, depresyon, anksiyete, dikkat dağınıklığı, gözlerde kuruluk, mesane problemleri gibi nedenler kaynaklı kişinin fiziksel ve psikolojik olarak düşük yaşam enerjisinde olma hali…

Kadınlarda fibromiyalji görülme sıklığı erkeklere göre daha fazla demiştik, aynı durum ağrı konusunda da geçerli ve kadınlarda ağrılar daha şiddetli olmaktadır. Regl dönemi fibromiyalji nedeniyle daha ağrılı geçer, yine kadınların menopoz geçiş dönemleri, fibromiyalji belirtilerini daha da arttırabilir.

Erkeklerde fibromiyaljinin görülme sıklığı kadınlara nazaran da az olmakla birlikte erkeklerin bu durumları, ağrı sendromlarını pek fazla ciddiye almaması nedeniyle var olan fibromiyalji teşhis sayısı az olarak kayda geçmekte. Yine erkekler de de ağrı durumları yanı sıra duygusal sorunlarda görülmektedir.

Fibromiyalji Tedavisi

Fibromilyalji tedavisinde en büyük zorluk, fibromiyaljinin nedeni konusunda netlik olmamasından kaynaklanmasıydı. Yapılan çalışmalar neticesinde fibromiyalji tedavisi farmakolojik ve farmakolojik olmayan tedaviler kullanılarak yapılmaktadır.

Fibromiyalji İlaç Tedavisi

Fibromiyalji tedavisinde kullanılan ilaçlar genel olarak konsantrasyon arttırılması, ağrı, uykusuzluk ve yorgunluk gibi belirtilerin kontrol altına alınmasını sağlayarak kişinin yaşam kalitesinin yükseltilmesini sağlamaya yöneliktir.

Fibromiyaljinin ilaçla tedavisinde verilen ilaçlar ağrının şiddetine göre reçeteli, reçetesiz, antideprasan ve bazı epilepsi ilaçları gibi çeşitli ilaçlardan oluşabilmektedir.

Farmakolojik Olmayan Tedaviler

Fibromiyalji tedavisinde ilaç tedavisinin yanı sıra bilişsel davranış tedavisi, hasta eğitimi, fizik tedavi programları ve egzersizler kullanılmaktadır.

Yapılan çalışmalarda eğitim ve egzersizin birlikte uygulandığı hastalarda çaresizlik hissinin azaldığı ve semptomların şiddetlerinde düşüş yaşandığı görülmüştür. Egzersiz ile birlikte kişinin hareketliliği, esnekliği, kas kuvveti, dayanıklılığı arttırılarak fibromiyaljinin ağrı semptomlarının azaldığı gözlemlenmiştir.

Yine fizik tedavi programlarında sıcak paket ve pedler, whirlpool, parafin, sıcak hava, çamur paketleri gibi yüzeysel ısıtıcılar, masaj gibi uygulamalar eklem sertliğini azaltarak semptomların iyileşmesine katkıda bulunmaktadır.

Fibromiyalji Diyet ve Beslenme Önerileri

Fibromiyalji tedavisinde beslenme oldukça önemlidir. Vücudun sağlıklı kalması, semptomların kötüleşmesini engellemede yardımcı olabilmektedir.

Diyet listelerinde kepekli tahıllar, az yağlı süt ürünleri, taze sebze ve meyve, bolca su tüketimi, şeker kullanımı azaltımı gibi sağlıklı beslenme kurallarına riayet edilmeli.

Biorezonans ile Fibromiyalji Tedavisi

Eklem ve kas hastalıkları otoimmün sistemimizle alakalı hastalıklardır ve bu tür hastalıklarda vücudumuz kendi hücrelerini yabancı olarak görmekte ve savunmaya geçmektedir.

Kronik tipteki eklem ve kas ağrıları klasik tıpta en zor tedavi edilebilen rahatsızlıklardandır. Hastalık tam olarak tedavi edilemediği için hastanın sıkıntılarına çözüm bulunmaya çalışılır ve kişinin yaşam kalitesi yükseltilmesi amaçlanır.

Biorezonans tedavisinde ise bizim yaklaşımımız yukarıda söylediklerimizden farklıdır. Biorezonans ile fibromiyalji tedavisinde bizim de amacımız klasik tıptaki gibi hastayı yaşadığı sıkıntılardan kurtararak rahatlatmaya çalışırız lakin biorezonans tedavisinde, ilaç tedavisinden farklı olarak bedeni ve ruhu blokaj ve yüklerden arındırmak esastır.

Bir fibromiyalji hastası düşünün, sahip olduğu kronik ağrılara ek olarak üzerinde bir de alerji, virüs, bakteri, parazit gibi ekstra yükler bulunmaktadır. Bu kadar ağır yükü bırakın taşımak, ayakta bile durmak oldukça güçtür. Bağışıklık sisteminin bu kadar yük ile savaşması, kişiyi yorgun, güçsüz ve dirençsiz bırakır.

Biorezonans ile fibromiyalji tedavisinde kişinin üzerinde ki bu ağır yükler kademe kademe azaltılarak hastanın rahatlanması sağlanmaktadır ve kişi her biorezonans seansı sonrasında kendisini daha iyi hissetmekte ve vücudu taşıdığı o kadar ağır yükten kurtulduğu için daha iyi hissetmek ve güçlenmektedir.

Bütün bunlara ek olarak bir de bağışıklık sistemi güçlendirici rezonans terapileri ile kişi sahip olduğu yüklerden çok daha fazlasını taşır hale gelir ve normal yaşantısına devam edebilir ve kendisine baktığı sürece sıkıntı yaşamadan keyifli bir hayat sürmesini sağlar.

Fibromiyaljinin nedenleri arasında çevresel faktörlerden bahsetmiştik, biorezonans terapisi ile bu çevresel faktörler ortadan kalktığında vücut eski esnekliğini ve gücünü kazanmakta.

Herkese sağlıklı ve keyifli günler dileğiyle…

Okumaya Devam
Reklam
Yorum İçin Tıklayın

Yorum Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Acil Tıp Doktoru

Bronşektazi

Bronşektazi nedir? Bronşun kalıcı genişlemesine bronşektazi denir. Bronşektazilerde genellikle bronş duvarı harabiyeti de vardır …

Yayınlanan

üzerinde

Tarafından

Bronşektazi nedir?

Bronşun kalıcı genişlemesine bronşektazi denir. Bronşektazilerde genellikle bronş duvarı harabiyeti de vardır. Bronşektazinin silindirik, kistik, varikoz gibi tipleri vardır.

Bronşektazinin nedeni nedir?

Bronşektazi daha çok çocukluk çağında geçirilen (ağır) akciğer enfeksiyonları sonrasında ortaya çıkar. Kistik fibrozis denilen akciğerlerde tekrarlayan enfeksiyonlar neticesinde oluşan bronşektazilerle karakterize olan hastalık genetik bir bozukluk sonucu ortaya çıkar. Akciğerlerdeki seyri kistik fibrozis dışı bronşektazileden farklı seyrettiğinden ve kistik fibrozis yalnızca akciğerleri etkilemeyip, karaciğer pankreas, over gibi organları etkileyebildiğinden bronşektazi başlığı altında değil ayrıca değerlendirilmesi gereken bir hastalıktır. Bronşektazi tek başına bir hastalık olmaktan daha çok akciğerlerde ortaya çıkan ağır ya da tekrarlayan enfeksiyonların bir sonucudur. Bu durumun istisnası konjenital bronşektaziler sayılabilir. Konjenital bronşektazilerde bronş duvarında kıkırdak gelişimi sorunları olabilmektedir.

Bronşektazinin semptomları nelerdir?

En sık görülen semptomu balgam ve öksürüktür, bazen kanlı balgam (hemoptizi) da olabilir. Bronşektazisi görece yaygın olan hastalar özellikle kış mevsiminde enfeksiyonlardan dolayı fazla miktarda balgam çıkarabilirler. Bronşektazinin yeri ve yaygınlığı çok önemlidir. Lokalize bronşektaziler karinanın alt tarafındaysalar sekresyonlardan dolayı sık sık enfekte olabilirler. Üst loblarda olan bronşektaziler daha çok akciğer tüberkülozu sekeli olarak değerlendirilebilirler. Genelikle enfekte olmazlar. Pulmoner sekestrasyon denilen anomalilerde de bronşektaziler gözlenebilir. Bu hastalarda masif yani ağır hemoptiziler olabilir ve bu durum bazen ölümle sonuçlanabilir. Yaygın bronşektazi varsa kistik fibrozis, immün yetmezlik, diffüz panbronşiyolit gibi hastalıklar araştırılmalıdır.

Bronşektazi tanısı nasıl konulur?

Bronşektazi ileri düzeyde ya da yaygın değilse genellikle akciğer grafisinde görülmez. Oskültasyonda orta raller duyulabilir. Dinleme bulgusunun olması bronşektaziden kuşkulandırır.

Bronşektazi tanısı eskiden bronkografi ile konulurken günümüzde seçkin tanı yöntemi toraks HRCT’dir (yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı tomografi).

Bronşektazinin tedavisi var mıdır?

Bronşektaziyi düzelten yaninormal bronş haline getiren bir tedavi yoktur. Öksürük, balgam, nefes darlığı gibi belirtileri olan bronşektazili hastalar öncelikle ilaç tedavisi (antibiyotik, mukolitik, ekspektoran, inhaler ilaçlar gibi) ile tedavi edilirler. İlaç tedavisi ile klinik iyileşme sağlanabilir ancak bronşektazi düzelmez. Bir süre sonra bronşektazi tekrar enfekte olabilir ve hastaların belirtileri tekrar ortaya çıkabilir. Bu tür hastalar grip ve zatürre aşılarından fayda görebilirler. Bronşektazi tek taraflıysa ve uygun medikal tedaviye rağmen tekrarlayan hemoptizi ya da bronşektazik alanlar sık sık enfekte oluyorsa operasyon seçeneği göz önünde bulundurulur. Yani bronşektazi olan akciğer alanı rezeke edilebilir (ameliyatla alınabilir). Operasyon dışında, hemopizi için bronşiyal arter embolizasyonu, enfeksiyon için akılcı antibiyotik kullanımı diğer seçenekler olarak düşünülebilir. Bilateral (iki taraflı) bronşektazilerde operasyon seçeneği neredeyse yoktur. Bronşektazili bir hastada bronşektazi nedeni olarak altta yatan bir hastalık saptanırsa, o hastalıkla ilgili önlemler alınır. Örneğin immün globulin yetersizliği saptanırsa, immün globulin replasmanı yapılır, gereken durumlarda antibiyoterapi ve eşlik eden diğer durumların tedavisi yapılır.

Okumaya Devam

Acil Tıp Doktoru

Sosyal Alerji

Sosyal alerji, mevsimsel alerjiler gibi tekrar eden ve kaçınılması zor olan davranışlardır. En sevdiğiniz arkadaşlarınızı, davranışlarından …

Yayınlanan

üzerinde

Tarafından

Sosyal alerji, mevsimsel alerjiler gibi tekrar eden ve kaçınılması zor olan davranışlardır. En sevdiğiniz arkadaşlarınızı, davranışlarından hoşlanmadığınız kişilerle değiş tokuş ettiğinizde oluşan durum tam anlamıyla bu. Peki, bu insanlar nerede? Mesela, teyzenizin sürekli anlamsız şeylerden şikâyet etmesi, kuzeninizin yemek yerken ağzını şapırdatması (gözünüzün önüne getirin) ve yedikten sonra ağzını kol kenarlarına silmesi. Şimdi ne hissediyorsunuz? Rahatsızlık. Bu rahatsızlık, sosyal alerjenlerin ürettiği duygusal ve fiziksel belirtilere maruz kaldıktan birkaç dakika sonra ortaya çıkar. Bir eylem bir defalık yapıldığında belki katlanılabilir, ancak düzenli olarak gerçekleştiğinde kulağınıza gelen bir sinek vızıltısı gibi bizi rahatsız edebilir.

Peki, sosyal alerjenler hakkında ne yapabilirsiniz?

En çok zorlandığımız ve sosyal alerjiyi hissettiğimiz yerler ailemizin ve çalışma arkadaşlarımızın yanı o nedenle bu durumu gözden geçirmeyi unutmamalıyız. Sizler yalnızca yaptıklarınızı ve hissettiklerinizi kontrol edebilirsiniz, karşınızdaki kişiyi değil.

Bazen davranışlar kasıtlı gibi gözükse bile, kasıtlı olarak sizi rahatsız etme amaçlı olmadıklarını ve muhtemelen bunun başka bir nedeni olabileceğini düşünün.

Bu davranışları genellikle en çok zaman geçirdiğimiz insanlarda görürüz ve bu davranışlar devam ettikçe alerjimiz daha da kötüleşebilir.

Sosyal alerjik reaksiyonu önlemenin etkili bir yolu, maruz kalma sürenizi azaltmaktır. Kedilere alerjisi olan bir kişinin, kedilere uzun süre maruz kalmaması gibi sosyal alerjisi olan bir kişinin de sosyal alerjenlerle dolu bir ortamda kalmaktan kaçınması gerekir. Alerjenlerle temasta olduğunuz süreyi en aza indirmek alerji riskinizi azaltır.

Sosyal alerjenlerinizle çevrili bir ortamda harcadığınız zamanı sınırlamak gibi bir strateji belirleyebilirsiniz. Aile toplantılarında veya girdiğiniz sosyal durumlarda stratejik olun. Yemek masasında bir yer bulurken ağzını şapırdatan kuzeninizin tam karşına oturmayın. Birçok sosyal alerjen üzerinde bir miktar kontrol gücümüz vardır. Aslında çevremizdeki sosyal alerjenler bir tür destek ve doğrulama bekler. Örneğin; bir türlü susmak bilmeyen teyzenizin ağzından çıkanları kapatmak isteyebilirsiniz, ancak bu alerjik reaksiyonunuzu sakinleştirmenize yardımcı olmaz. İlk olarak aradığı onaylanmayı sağlamak için biraz zaman harcarsanız, onun istediği tatmini vererek itici bulduğunuz davranışı söndürmeyi sağlayabilirsiniz. Şapırdatarak yemek yiyen kuzeniniz ile yeme alışkanlıkları hakkında konuşmayı deneyebilirsiniz. Ancak, konuşmaların yalnızca bilgi vermekle kalmayacağını aynı zamanda ilişkiniz içinde bir sonucu olduğunu unutmayın. Onu sevdiğiniz için onunla bu konu hakkında açıkça konuştuğunuzu belirtin.

Eğer bunların işe yaramayacağını düşünüyorsanız anda olmayı deneyebilirsiniz. Anda olmak, şimdiki an içerisinde gerçekleşenlere dikkat etmeyi ve onları yargılamaksızın kabul etmeyi içerir. Sosyal alerjenler sizi rahatsız etmeye başladığında bu düşüncelerinizi değerlendirmeden önce kendi iç rahatsızlığınıza dikkat edin. İçinizde neler oluyor bir bakın bakalım. Sadece nereye gittiğini takip edin. Bu durum alerjenin sizi rahatsız etmesini engellemeyecek, ancak sizi ne kadar sinirlendirdiğini fark etmenize ve etkilerinden ne kadar çabuk kurtulacağınızı kontrol etmenize yardımcı olacaktır. Sosyal alerjiler sizi yıpratabilir ve ilişkilerinizi strese dayanıklılık testine dönüştürebilir. Birkaç basit adım sizi ilişkilerinizde sosyal alerjenlerle uğraşmak yerine mutlu, sağlıklı bir ilişki yaşamanızı sağlayacak hale getirebilir.

Okumaya Devam

Farmakolog

Biorezonans Terapisi ile Zayıflama (Kilo Verme)

Yayınlanan

üzerinde

Tarafından

Günümüzde sağlıklı yaşamın değeri hiç olmadığı kadar önem arz etmekte… Tüm dünyayı saran koronavirüs salgını sonrasında güçlü bir bağışıklık sistemi için bir çok öneriler sunulmakta ve bu öneriler arasında sağlıklı bir vücut için ideal kiloda olmak ve doğru beslenme tavsiyeleri ilk sırayı almakta.

Bu yazımızda biorezonans terapisi ile sağlıklı kilo verme nasıl olur, biorezonansla zayıflama nedir hakkında bilgiler vereceğiz…

Biorezonans ile Zayıflama

Beden kitle endeksine (kilo bölü boyun karesi) göre yapılan hesaplamada çıkan değer 25 ile 29,9 arasında ise fazla kilolu, 30 ile 39,9 arasında iseniz obez yani şişmansınız demektir. Normal kilo sınırları haricinde yer alan herkes zayıflamak ister ama bunu gerçekten isteyenler başarabilir. Zayıflama bir ekip işidir ve bu ekibin başı da kişinin kendisidir…

Söz konusu zayıflama, kilo verme olduğunda hemen herkes hızlıca kilolardan bir an önce kurtulmak istemekte. Oysa ki sağlıklı bir zayıflama ile vücudun mineral ve vitamin dengesi bozulmadan kilo verilmeli aksi takdirde bir çok başka sorunu da beraberinde getirecektir.

Kişinin kilo almasını sadece çok yemek yemesine bağlayamayız.. Danışanlarımızdan elde ettiğimiz tecrübeler neticesinde ciddi gıda intoleransları olduğunu görmekteyiz. Gıda intoleransı, tükettiğimiz gıdaların içerisinde yer alan bir maddeye karşı sindirim sisteminin verdiği tepki olarak açıklanır. Bu madde sindirim sistemi tarafından doğru bir şekilde ya sindirilemez ya da parçalanamaz. Bunun sonucunda ise sindirim sisteminde hasarlara yol açar…

Gıda intoleransını örnek vermek gerekirse sıklıkla duyarsınız, “ekmeği kestim ve sonrasında çok çabuk kilo verdim” derler… Burada aslında gizli bir gıda intoleransından bahsediyordur… Sistemine zarar veren gıdayı tüketmeyi bıraktığında vücut rahatlar ve depoladığı buğdaydan uzaklaştıkça vücutta ki yağlar çözülmeye başlar ve sindirim sistemi düzene girer.

Yine kilo almamıza neden olan sorunlar arasında bağırsak parazitleri, candida mantarı gibi başka sebeplerde yer alabilmektedir.

Yukarıda verdiğimiz örnekler gibi bir çok neden kilo almamıza neden olabilmekte. Biorezonans ile zayıflama da ise yapılan işlem şeker, karbonhidrat, çikolata gibi kilo almamıza neden olan gıdalara ve besinlere olan isteğimizin azaltılması sayesinde kilo verme sağlanmakta ve bu besinlerden uzak kalınarak sağlığımızın korunması sağlanmaktadır.

Yapılan diyetler sırasında en çok karşılaşılan sorunlardan olan tatlı krizleri, hamur işlerine karşı aşırı istek gibi zorlayıcı durumların biorezonans ile kesilmesi sayesinde vücudun alışmış olduğu bu bağımlılık hali ortadan kaldırılmakta ve bir uzman eşliğinde hazırlanan diyet programına uyulması halinde sağlıklı bir şekilde kilo verilmesi sağlanmaktadır.

Özetle biorezonans terapisi ile zayıflama seanslarında kişinin iştahı azaltılarak kilo vermesi sağlanmaktadır. Uzman Doktor Fulden Küçük kliniğinde uygulanan biorezonans terapisi ile kişinin durumu detaylı bir şekilde incelenmekte ve yapılan biorezonans terapisi sonrasında verilen diyet listesi ile kişinin de başrol de olduğu bir çalışma neticesinde kilo verme işlemi sağlanmaktadır.

Sağlıklı ve güzel günler dileğiyle…

Okumaya Devam

Trendler