Myomlar Hakkında Şaşırtıcı Gerçekler - Doktor Makaleleri
Bize ile Bağlan
All On Four İmplant Tedavisi

Kadın Hastalıkları ve Doğum

Myomlar Hakkında Şaşırtıcı Gerçekler

Yayınlanan

üzerinde

Rahim myomları hakkında düşündüğünüzden daha yaygın olduğunu söyleyebiliriz. Ancak birçok kadın, yıllık pelvik muayenesine veya doğum öncesi ultrasona kadar bunu öğrenemez. Myomlar, artmış rahim kanseri riski ile ilişkili değildir, ancak oldukça büyüyebilir ve şiddetli ağrıya ve ağır adet dönemlerine neden olabilirler.

Neyse ki, myomların tedavisi için çok sayıda minimal invaziv tedavi mevcuttur. Minimal invaziv tedavi dendiğinde, büyük bir ameliyat kesisi yapılmadan yapılan kapalı (laparoskopik, robotik veya histeroskopik yöntemler) kast edilmektedir.

Myomlar Hakkında: Nasıl Oluşur?

“Myomlar, Kadınlar 40’Lı Yaşlarına Geldiğinde En Fazla Şikayetlere Yol Açıyor, Hormon Seviyelerinin Dalgalandığı Ve Önceden Herhangi Bir Semptoma Neden Olmayan Önceden Var Olan Miyomların Büyümesine Yol Açabileceği Zamandır”

Myomlar hakkında yanlış bilinen olgulardan biri de budur.

Myomlara neyin sebep olduğunu kimse bilmiyor, ancak miyometriyum adı verilen rahim kas dokusundan geliştiğini biliyoruz. Burada, o dokunun tek bir hücresi, soluk, sert, lastiksi bir kütle haline gelene kadar çoğalır. Fındık kadar olandan, karpuz boyutuna kadar bir kerede birden fazla myomunuz olabilir, bazıları yavaş büyür veya hiç büyümez.

Myomlar Hakkında: Myom Türleri

  • Submukozal myomlar: Doğrudan rahim zarının altında büyür ve iç boşluğa çıkıntı yapar
  • İntramural myomlar: Rahim duvarlarının içine yerleşir.
  • Subserozal myomlar: Uterusun dış kaplamasının hemen altında, rahim duvarından dışarıya doğru şişkinlik yaparlar.
  • Sarkık myomlar: Rahmin içindeki veya dışındaki bir saptan sarkar ve kıvrılırlarsa semptomlara neden olur. (Bu, en nadir görülen miyom türüdür.)

Myomlar Hakkında: En Çok Kimlerde Görülür?

Üreme çağındaki kadınların yüzde 12-25’inde myom var.

Myomlu kadınların çoğu semptom yaşamaz.

Östrojen ve progesteron düzeylerindeki yaşa bağlı değişiklikler göz önüne alındığında, miyomlar en çok 40 yaşın üzerindeki kadınlarda görülür.

Aşağıdaki durumlarda miyom oluşturma olasılığınız daha yüksektir:

  • Annenizde veya kız kardeşinizde myom var ise
  • Kilolu kadınlarda
  • Hiç hamile kalmayan kadınlarda

Myomlar Hakkında: Nasıl Belirti Gösterir?

Myomlar Hakkında bilmeniz gereken bir diğer husus nasıl belirti gösterdiğidir. 

Aşağıdaki belirtileri dikkate alabilirsiniz.

  • Ağır ve uzun süreli âdet kanaması
  • Adet dönemleri arasında kanama
  • Kasık krampları
  • İdrar problemleri
  • Alt karın bölgesinde keskin, ani ve şiddetli ağrı
  • Şişkinlik duygusu

Myomlar Hakkında: Nasıl Tanı Konulur?

Yıllık kadın hastalıkları ve doğum muayeneniz sırasında doktorunuz rahminizi hissedecektir. Sizin için normal olandan daha büyük veya daha düzensizse, doktorunuz başka tahlillerde yap mak isteyebilir. Doktorunuzun rahminize daha iyi bakmasını sağlayan ve myomlar hakkında tanı koyabilecek çeşitli yöntemler vardır. 

Ultrason. Ultrason çoğu myomu tespit etmenin en yaygın ve güvenilir yoludur. Ses dalgaları, varsa rahim ve myomların görüntülerini oluşturur. Karından yapılan ultrasonundan sonra, vajinaya yerleştirilen bir transvajinal ultrason da kullanılabilir.

Histerosalpingografi. Röntgen görüntülerinde rahim boşluğunu ve fallop tüplerini vurgulamak için bir boya kullanılarak rahim iç yüzeyinde büyüyen myomlar tespit edilir.

MRI (manyetik rezonans görüntüleme). Cerrahi bir prosedür planlanmışsa, bu prosedür miyomlarınızı daha ayrıntılı bir şekilde anlamak için önerilebilir.

Myomlar Hakkında: Nasıl Tedavi Edilir?

Eski zamanlarda rahim alınması yani histerektomi bir kadının myomlarını tedavi etmek için tek seçeneğimizdi.

“Rahmin Alınması(Histerektomi) Miyomları Tamamen Ortadan Kaldırır Ama Aynı Zamanda Büyük Bir Ameliyattır.”

Modern tıbbın gelişmesi ile artık elimizde rahim alınmasından önce kullanabileceğimiz, birkaç adet myomlar hakkında minimal invaziv tedavi seçeneği var.

Myomlar Hakkında: Sizler İçin Hangi Tedavi Yöntemi Uygun?

Bu, myomların boyutuna ve türüne, şikayetlerinize, çocuk doğurma planlarınıza ve menopoza girmenize ne kadar kaldığına bağlıdır. Ayrıca her tedavinin artılarını ve eksilerini de düşünmek isteyebilirsiniz.

  • Doğum kontrol hapları veya progesteron bazlı RİA. Hormonlar, döneminiz boyunca ağır kanama semptomlarını tedavi etmeye veya krampları azaltmaya yardımcı olabilir.  
  • Hormon enjeksiyonları. Bazı hormon türevleri büyük miyomları küçültür. Doktorunuz eğer bir ameliyat planladıysa ameliyat öncesi bu tedaviyi önerebilir. 
  • Miyomektomi Bir kadının hamile kalma yeteneğini koruyan tek cerrahi prosedürdür. Rahmin alındığı histerektominin aksine, miyomektomi sadece myomları (bir veya daha fazla) çıkarır ve uterusu sağlam bırakır.

Myomların boyutuna, sayısına ve konumuna bağlı olarak cerrah, bu üç minimal invaziv cerrahi tipinden birini seçebilir:

  • Laparoskopik veya robotik miyomektomi: Rahim dışındaki veya duvardaki miyomlar için, alt karın bölgesinde iki veya daha fazla küçük kesi, teleskop ve cerrahi aletlerin yerleştirilmesi ile yapılabilir.
  • Histeroskopik miyomektomi: Rahim iç yüzeyindeki myomlar için bir kamera ve aletler doğrudan rahim ağzından rahim içine yerleştirilir.
  • Abdominal miyomektomi: Büyük fibroidler ve büyük rahmi olan hastalar için Sezaryen kesisine benzer bir kesi yapılır.
  • Uterin arter embolizasyonu, ameliyatın stresine dayanamayabilecek kadınlar için  bir seçenektir. Bu prosedür, miyomlara giden kan akışını keserek sonunda küçülmelerine neden olur. Kasıktaki bir kesiden, kum büyüklüğünde plastik parçacıklar rahim damarına yollanır ve rahim damarı tıkanır.

“Myomlarınızı Aldırmayı Düşünüyorsanız, Sahip Olduğunuz Myom Türleriyle Düzenli Olarak Ilgilenen Jinekologlardan Ikinci Veya Üçüncü Bir Görüş Alın.”

Myomlarınızın Olduğunu Mu Düşünüyorsunuz?

Aşağıdaki sorulardan herhangi birine “evet” yanıtı veriyorsanız bir doktora görünebilirsiniz.

Adet sırasında kanamanızda bir artış fark ettiniz mi?

Adet krampları daha sık ve / veya ağrılı hale geliyor mu?

Karnınız gerçekten şişkin mi?

Gebe kalma veya doğurganlık konusunda zorluk mu yaşıyorsunuz?

Okumaya Devam
Reklam
Yorum İçin Tıklayın

Yorum Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Acil Tıp Doktoru

Bronşektazi

Bronşektazi nedir? Bronşun kalıcı genişlemesine bronşektazi denir. Bronşektazilerde genellikle bronş duvarı harabiyeti de vardır …

Yayınlanan

üzerinde

Tarafından

Bronşektazi nedir?

Bronşun kalıcı genişlemesine bronşektazi denir. Bronşektazilerde genellikle bronş duvarı harabiyeti de vardır. Bronşektazinin silindirik, kistik, varikoz gibi tipleri vardır.

Bronşektazinin nedeni nedir?

Bronşektazi daha çok çocukluk çağında geçirilen (ağır) akciğer enfeksiyonları sonrasında ortaya çıkar. Kistik fibrozis denilen akciğerlerde tekrarlayan enfeksiyonlar neticesinde oluşan bronşektazilerle karakterize olan hastalık genetik bir bozukluk sonucu ortaya çıkar. Akciğerlerdeki seyri kistik fibrozis dışı bronşektazileden farklı seyrettiğinden ve kistik fibrozis yalnızca akciğerleri etkilemeyip, karaciğer pankreas, over gibi organları etkileyebildiğinden bronşektazi başlığı altında değil ayrıca değerlendirilmesi gereken bir hastalıktır. Bronşektazi tek başına bir hastalık olmaktan daha çok akciğerlerde ortaya çıkan ağır ya da tekrarlayan enfeksiyonların bir sonucudur. Bu durumun istisnası konjenital bronşektaziler sayılabilir. Konjenital bronşektazilerde bronş duvarında kıkırdak gelişimi sorunları olabilmektedir.

Bronşektazinin semptomları nelerdir?

En sık görülen semptomu balgam ve öksürüktür, bazen kanlı balgam (hemoptizi) da olabilir. Bronşektazisi görece yaygın olan hastalar özellikle kış mevsiminde enfeksiyonlardan dolayı fazla miktarda balgam çıkarabilirler. Bronşektazinin yeri ve yaygınlığı çok önemlidir. Lokalize bronşektaziler karinanın alt tarafındaysalar sekresyonlardan dolayı sık sık enfekte olabilirler. Üst loblarda olan bronşektaziler daha çok akciğer tüberkülozu sekeli olarak değerlendirilebilirler. Genelikle enfekte olmazlar. Pulmoner sekestrasyon denilen anomalilerde de bronşektaziler gözlenebilir. Bu hastalarda masif yani ağır hemoptiziler olabilir ve bu durum bazen ölümle sonuçlanabilir. Yaygın bronşektazi varsa kistik fibrozis, immün yetmezlik, diffüz panbronşiyolit gibi hastalıklar araştırılmalıdır.

Bronşektazi tanısı nasıl konulur?

Bronşektazi ileri düzeyde ya da yaygın değilse genellikle akciğer grafisinde görülmez. Oskültasyonda orta raller duyulabilir. Dinleme bulgusunun olması bronşektaziden kuşkulandırır.

Bronşektazi tanısı eskiden bronkografi ile konulurken günümüzde seçkin tanı yöntemi toraks HRCT’dir (yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı tomografi).

Bronşektazinin tedavisi var mıdır?

Bronşektaziyi düzelten yaninormal bronş haline getiren bir tedavi yoktur. Öksürük, balgam, nefes darlığı gibi belirtileri olan bronşektazili hastalar öncelikle ilaç tedavisi (antibiyotik, mukolitik, ekspektoran, inhaler ilaçlar gibi) ile tedavi edilirler. İlaç tedavisi ile klinik iyileşme sağlanabilir ancak bronşektazi düzelmez. Bir süre sonra bronşektazi tekrar enfekte olabilir ve hastaların belirtileri tekrar ortaya çıkabilir. Bu tür hastalar grip ve zatürre aşılarından fayda görebilirler. Bronşektazi tek taraflıysa ve uygun medikal tedaviye rağmen tekrarlayan hemoptizi ya da bronşektazik alanlar sık sık enfekte oluyorsa operasyon seçeneği göz önünde bulundurulur. Yani bronşektazi olan akciğer alanı rezeke edilebilir (ameliyatla alınabilir). Operasyon dışında, hemopizi için bronşiyal arter embolizasyonu, enfeksiyon için akılcı antibiyotik kullanımı diğer seçenekler olarak düşünülebilir. Bilateral (iki taraflı) bronşektazilerde operasyon seçeneği neredeyse yoktur. Bronşektazili bir hastada bronşektazi nedeni olarak altta yatan bir hastalık saptanırsa, o hastalıkla ilgili önlemler alınır. Örneğin immün globulin yetersizliği saptanırsa, immün globulin replasmanı yapılır, gereken durumlarda antibiyoterapi ve eşlik eden diğer durumların tedavisi yapılır.

Okumaya Devam

Acil Tıp Doktoru

Sosyal Alerji

Sosyal alerji, mevsimsel alerjiler gibi tekrar eden ve kaçınılması zor olan davranışlardır. En sevdiğiniz arkadaşlarınızı, davranışlarından …

Yayınlanan

üzerinde

Tarafından

Sosyal alerji, mevsimsel alerjiler gibi tekrar eden ve kaçınılması zor olan davranışlardır. En sevdiğiniz arkadaşlarınızı, davranışlarından hoşlanmadığınız kişilerle değiş tokuş ettiğinizde oluşan durum tam anlamıyla bu. Peki, bu insanlar nerede? Mesela, teyzenizin sürekli anlamsız şeylerden şikâyet etmesi, kuzeninizin yemek yerken ağzını şapırdatması (gözünüzün önüne getirin) ve yedikten sonra ağzını kol kenarlarına silmesi. Şimdi ne hissediyorsunuz? Rahatsızlık. Bu rahatsızlık, sosyal alerjenlerin ürettiği duygusal ve fiziksel belirtilere maruz kaldıktan birkaç dakika sonra ortaya çıkar. Bir eylem bir defalık yapıldığında belki katlanılabilir, ancak düzenli olarak gerçekleştiğinde kulağınıza gelen bir sinek vızıltısı gibi bizi rahatsız edebilir.

Peki, sosyal alerjenler hakkında ne yapabilirsiniz?

En çok zorlandığımız ve sosyal alerjiyi hissettiğimiz yerler ailemizin ve çalışma arkadaşlarımızın yanı o nedenle bu durumu gözden geçirmeyi unutmamalıyız. Sizler yalnızca yaptıklarınızı ve hissettiklerinizi kontrol edebilirsiniz, karşınızdaki kişiyi değil.

Bazen davranışlar kasıtlı gibi gözükse bile, kasıtlı olarak sizi rahatsız etme amaçlı olmadıklarını ve muhtemelen bunun başka bir nedeni olabileceğini düşünün.

Bu davranışları genellikle en çok zaman geçirdiğimiz insanlarda görürüz ve bu davranışlar devam ettikçe alerjimiz daha da kötüleşebilir.

Sosyal alerjik reaksiyonu önlemenin etkili bir yolu, maruz kalma sürenizi azaltmaktır. Kedilere alerjisi olan bir kişinin, kedilere uzun süre maruz kalmaması gibi sosyal alerjisi olan bir kişinin de sosyal alerjenlerle dolu bir ortamda kalmaktan kaçınması gerekir. Alerjenlerle temasta olduğunuz süreyi en aza indirmek alerji riskinizi azaltır.

Sosyal alerjenlerinizle çevrili bir ortamda harcadığınız zamanı sınırlamak gibi bir strateji belirleyebilirsiniz. Aile toplantılarında veya girdiğiniz sosyal durumlarda stratejik olun. Yemek masasında bir yer bulurken ağzını şapırdatan kuzeninizin tam karşına oturmayın. Birçok sosyal alerjen üzerinde bir miktar kontrol gücümüz vardır. Aslında çevremizdeki sosyal alerjenler bir tür destek ve doğrulama bekler. Örneğin; bir türlü susmak bilmeyen teyzenizin ağzından çıkanları kapatmak isteyebilirsiniz, ancak bu alerjik reaksiyonunuzu sakinleştirmenize yardımcı olmaz. İlk olarak aradığı onaylanmayı sağlamak için biraz zaman harcarsanız, onun istediği tatmini vererek itici bulduğunuz davranışı söndürmeyi sağlayabilirsiniz. Şapırdatarak yemek yiyen kuzeniniz ile yeme alışkanlıkları hakkında konuşmayı deneyebilirsiniz. Ancak, konuşmaların yalnızca bilgi vermekle kalmayacağını aynı zamanda ilişkiniz içinde bir sonucu olduğunu unutmayın. Onu sevdiğiniz için onunla bu konu hakkında açıkça konuştuğunuzu belirtin.

Eğer bunların işe yaramayacağını düşünüyorsanız anda olmayı deneyebilirsiniz. Anda olmak, şimdiki an içerisinde gerçekleşenlere dikkat etmeyi ve onları yargılamaksızın kabul etmeyi içerir. Sosyal alerjenler sizi rahatsız etmeye başladığında bu düşüncelerinizi değerlendirmeden önce kendi iç rahatsızlığınıza dikkat edin. İçinizde neler oluyor bir bakın bakalım. Sadece nereye gittiğini takip edin. Bu durum alerjenin sizi rahatsız etmesini engellemeyecek, ancak sizi ne kadar sinirlendirdiğini fark etmenize ve etkilerinden ne kadar çabuk kurtulacağınızı kontrol etmenize yardımcı olacaktır. Sosyal alerjiler sizi yıpratabilir ve ilişkilerinizi strese dayanıklılık testine dönüştürebilir. Birkaç basit adım sizi ilişkilerinizde sosyal alerjenlerle uğraşmak yerine mutlu, sağlıklı bir ilişki yaşamanızı sağlayacak hale getirebilir.

Okumaya Devam

Kadın Hastalıkları ve Doğum

COVID-19 Aşısı ve Gebelik Hakkında Herşey

Yayınlanan

üzerinde

Tarafından

gebelikveasi

Gebelik Sırasında Aşı Yapılmasının Şu Ana Kadar Gebeliğe Bir Zararı Gösterilmiş Midir?
ABD’de gönüllü olarak mRNA aşısı yaptıran 35.691 gebenin içinden sonuçlarına ulaşabilen 3.958’inde aşının gebelikte güvenilirliği ile ilgili herhangi bir sorun görülmemiştir.

CDC ve İngiltere İlaçve Sağlık Ürünleri düzenleme kurumu vb. kuruluşlar aşıyla ilgili yan etkileri yakın takip etmekte olup bu güne kadar gebelerin aşılanmasıyla ilgili kırmızı alarım vermemişlerdir.

Türkiye’de Olan BioNTech ve CoronaVac Aşılarından Hangisini Olmalıyım?
CoronaVac ölü virüs aşısı olup gebelerde uygulandığında risk taşıması beklenmemekle birlikte henüz yayınlanmış güvenlik verisi yoktur.

mRNA aşılarının kısıtlı sayıda gebede de olsa güvenli oldukları gösterilmiştir. Gebeliğin ilk üç ayında aşılanan kadınların sonuçlarıyla ilgili veri oluşmamıştır.

mRNA aşılarının şiddetli alerjik reaksiyon öyküsü olan kişilerde tercih edilmemesi gerektiği belirtilmektedir.

Gebelikte COVID-19 Geçirmemin Bana veya Bebeğime Zararları Nelerdir?
Yapılan araştırmalar kadınların gebelikleri sırasında COVID-19 geçirmeleri halinde gebe olmayan kadınlara veya COVID-19 geçirmeyen gebelere kıyasla
-Erken doğum oranında 2 kat
-Yoğun bakım yatışı oranında 5 kat
-Gebelik tansiyonu görülmesinde 2 kat
-Entübasyon, ileri yaşam desteği ihtiyacı ve ölümlerde 2 kat

risk artışı olmaktadır.

Şu Anda Gebeyim. Aşı Olmam Gerekir Mi?
Özellikle ileri yaşta gebe kalan, kronik akciğer hastalığı veya şeker hastalığı olan, bağışıklık sistemi baskılanmış, vücut ağırlığı fazla veya gebeliğin son üç ayında olan kadınlar kötü sonuçlar açısından artmış risk altındadır.

COVO-19’un kötü gebelik sonuçları ve anne sağlığıyla ilgili ilişkileri net bir şekilde gösterilmişken, aşının şu ana kadar herhangi bir zararlı etkisi gösterilmemiştir.

Bugün için kar zarar dengesi, özellikle risk faktörü olan gebeler için aşı yapılması lehine gözükmektedir.

Emziriyorum, aşı olabilir miyim?
Emzirme döneminde aşı yapılması için bir engel bulunmamaktadır.

Okumaya Devam

Trendler