Sık Sorulan Sorular - Doktor Makaleleri
Bize ile Bağlan
All On Four İmplant Tedavisi

Diş Hekimi

Sık Sorulan Sorular

Yayınlanan

üzerinde

Hangi Diş Macununu Kullanmalıyım? En İyisi Hangisidir?

Diş macunu konusunda bir hekimin herhangi bir markaya önermesi etik olmayacaktır. Zaten önemli olan da hangi macunla temizlik yaptığınız değil, mekanik temizlik prosedürlerini ne ölçüde yerine getirdiğinizdir. Hekiminizin size marka önermemesi size bir şey kaybettirmeyecektir. Bilinen herhangi bir macun işinizi görecektir. Zira su ile yapılan fırçalamalar bile önemli ölçüde yeterlilik gösterebilir.

Diş İpi Kullanmalımıyım?

Diş ipi bize en çok yardımcı oral hijyen araçlarındandır. Diş fırçası ile ulaşamayacağımız diş arası bölgeleri, çürüksel veya diş eti ile alakalı tüm hastalıkların genellikle başlangıç yeridir. Bilhassa çapraşık dişlerde durum daha da önem kazanır. Bu yüzden diş fırçalamaya ek olarak günde bir kere diş ipi kullanmakta fayda vardır.

Hangi diş ipinin size uygun olduğunu ve diş ipinin nasıl kullanılacağınızı hekiminize danışınız.

Diş Ağrısı Başladığı Zaman Acil Olarak Yapılması Gerekenler Nelerdir?

Ağrıyan dişin üzerine kesinlikle herhangi bir ağrı kesici ilaç veya alkol gibi kimyasal maddeler uygulanmamalıdır. Kimyasal yapıları sebebi ile bu gibi maddeler dişetinde ve çevredeki yumuşak dokularda kimyasal yanıklara sebep olabilmektedir.

Ağrının hafifletilmesi için diş hekimine gitmeden önce bir ağrı kesici ilaç alınabilir.

Eğer yüzde bir şişlik oluşmuşsa o bölgeye soğuk kompres yaparak ağrının hafifletilmesi sağlanabilir.

Diş üzerinde çürüğe bağlı olarak bir kavite(oyuklaşma) oluşmuşsa bunun içine çok az miktarda karanfil yağı emdirilmiş pamuk konulabilir. Karanfil yağı ağrının hafiflemesini sağlayacaktır.

Bu önlemlerle birlikte zaman kaybetmeden diş hekimine müracaat edilmelidir.

Dolgu Yapıldıktan Sonra Dişlerimizde Sızlama Oluyor, Bu Durum Normal Mi?

Dolgunun doğal olarak çürüğün sinire yakınlığına göre sızlama şikayetleri artabilir. Ama bu asla gece ağrısı veya sıcak uyarana karşı sızlama şeklinde olmamalıdır. Sızlamalar hafif ve anlıksa sıkıntı yoktur, zaman içinde azalan bir ivme ile geçer. (Hastanın ağrı eşiğinin düşük ya da yüksek olması sızlamayı etkileyen diğer bir faktördür.) Hastanın uzun süren (1-2 saat) sürekli sızlamalarında, gece ağrılarında hemen hekime gitmesi ve muayene olması gerekir. Çoğu zaman hastalar yoğun ağrı yaşamalarına rağmen hekime hemen gitmeyip evde ağrılarını ilaçlarla dindirmeye çalışırken dişler iltihaplanmakta ve daha komplike tedaviler gerektirmekte veya kaybedilmektedir

Kanal Tedavisi Neden/ Ne Zaman Gereklidir?

Pulpada(dişin içinde bulunduğu damar ve sinir paketi) enfeksiyon ya da kalıcı bir hasar varsa kanal tedavisine gerek duyulur. Tedavi edilmemiş çürükler pulpa enfeksiyonuna neden olabilir. Diş minesi ve dentin çürük nedeni ile kök kanalına kadar madde kaybına uğrar ve çürük nedeniyle oluşan bakteri pulpada enfeksiyon oluşumuna neden olur. Dişin iç kısmında bulunan bu enfeksiyonlar için antibiyotikler dişte ve çevresinde oluşan iltihabı ortadan kaldırmakta etkili değildir. Pulpada bulunan iltihap ağrıya neden olabilir. Meydana gelen enfeksiyon tedavi edilmezse apse oluşumuna ve dişi çevreleyen kemikte zarara neden olabilir. Kanal tedavisinin amacı dişi, enfekte olmuş ya da zarar görmüş pulpayı çıkartarak kurtarmak ve herhangi bir iltihabı tedavi etmek, boş kanalları özel bir dolgu maddesi ile doldurmaktır. Eğer kanal tedavisi yapılmazsa dişin çekilmesi gerekebilir. Doğal dişi korumak her zaman tercih edilir. Bir ya da daha fazla diş eksikliği komşu dişlerin yer değiştirmesine, duruş şeklinin bozulmasına sebep olabilir. 

Diş Apsesi Nasıl Oluşur?

Bazı kişiler diş çürümelerini önemli bir sorun olarak görmezler. Ancak, zamanında ve doğru şekilde müdahale edilmediğinde, daha çok sorun yaratan bir duruma yol açabilir. Çürüğün ilerlemesi ile bakteriler dişin özüne ulaşarak enfekte olmasına neden olurlar. Enfeksiyon dişin köküne ve çevre dokulara yayılarak abse olarak bilinen şişliklere neden olur. Enfeksiyonun kemiğe ulaşarak yumuşak dokularda şişme yapması sonucunda şiddetli ağrı oluşur ve hemen müdahale edilmezse dişin kaybedilmesi kaçınılmaz olur.

Hamileyim, Diş Tedavisi Sakıncalı Mıdır?

Hekim olarak tercihimiz hastaların hamileliği planlamadan önce tüm diş tedavilerini yaptırmalarıdır. Sonradan gelişen ya da fark edilmeyen durumlar hamilelik döneminde problem yaratırsa müdahale edilecek en iyi dönem 3-6 ay arasındaki zaman dilimidir. (Müdahale öncesi hamile hastanın durumunu takip eden doktorundan onay istenir.)

Diş Taşı Neden Oluşur?

Diş taşı birden fazla sebebin meydana getirdiği bir sonuçtur. Düzensiz ağız bakımı, sigara ve benzeri kötü alışkanlıklar, ağız kuruluğuna yol açan çeşitli hastalıklar, tükürük bezlerinin az çalışması gibi sebepler birleşerek diş taşı oluşmasına imkan sağlar.

Diş Taşlarının Zararları Nelerdir?

Diş taşlarında yerleşmiş olan mikroorganizmaların ürettikleri artıklar dişlerin yüzeyine zarar verir, diş etlerine zarar vererek diş eti çekilmesine ve diş eti çekilmesi de çene kemiğinin erimesine sebep olur. Bu yüzden dişlerin desteği azaldığı için sallanmalar ve ileri aşamada da diş kayıpları başlar. Diş taşları görüntü, sürekli diş eti kanamaları, ağız kokusu, diş eti apseleri gibi olumsuz durumlara sebep olur.

Diş Taşı Temizliği Dişlere Zarar Verir Mi?

Diş taşı temizliği ultrasonik veya el aletleriyle diş üzerinde biriken diş taşı ve lekelerin airflow ve benzeri ekipmanlarla temizlenme işlemidir.Diş taşları temizlenmediği durumda diş etlerinin çekilmesine diş eti hastalığına ve ağız kokusuna sebep olabilmektedir.

Ancak bu işlem çok sık tekrarlanmamalıdır.(6 aylık hekim kontrollerinizi yaptırmanızı öneriyoruz.)

Diş Etlerim Fırçalarken Kanıyor, Ne Yapabilirim?

Dişetlerindeki iltihabın en önemli göstergesidir. Hasta hekimine başvurmalı ve düzenli olarak tartar temizliği yapılmalıdır. Kanamanın en büyük nedeni fırçalama ile artık çıkmayan dişe yapışmış dişeti içine gizlenmiş diştaşlarında kolonize olmuş bakteri topluluklarıdır. Kanama dişeti hastalığının ilk belirtilerindendir ve hasta için ilk uyarıdır. İlerleyen zamanlarda bu uyarı dikkate alınmazsa dişetleri kendini geriye doğru çekecek ve artık çene kemiğinde erimeler başlayacak, bunun sonucunda da çürüksüz sağlam dişler kaybedilecektir. Ama hasta bu ilk uyarıda hekimine başvurursa ve tekrar düzenli fırçalamaya devam ederse, tedavi edilebilecek bir rahatsızlıktır.

Diş Gıcırdatması Sonucu Ağız Ve Dokularında Ne Tür Rahatsızlıklar Oluşur Ve Belirtileri Nelerdir?

Dişlerin çiğneyici yüzünde oluşan aşınma:

Geceleri dişlerin birbirleri ile sürtünmesi sonucunda oluşan aşınma tüm dişlerde görülse de özellikle ön dişlerde daha çok görülür.

  • Dişlerde kırılma: Dişleri sıkma ve gıcırdatma sonucunda ön dişlerin köşelerinde arka dişlerin çıkıntılı kısımlarında mikro çatlaklar oluşur. Röntgen ile saptanamayan bu çatlaklar zamanla büyüyerek dişlerin kırılmasına neden olur.
  • Dişlerde aşırı hassasiyet: Dişlerin mine tabakalarının aşınmaları sonucunda genellikle soğuğa karşı hassasiyet gelişir. Ani diş sızlamaları başlar.
  • Diş etinin çekilmesi ve genellikle bununla birlikte oluşan dişin boynunda diş eti hizasında oluşan kama şeklindeki aşınmalar: Bu durumun oluşmasına neden olarak ilerleyen yaşa bağlı diş eti çekilmesi ya da aşırı baskı uygulanarak yapılan diş fırçalama gösterilse de bruksizm hastalığının dişlerde bu gibi oluşumlara neden olduğu bilinmelidir.
  • Dişlerde sallanma: Gıcırdatmanın uzun sürmesi sonucu dişlerin etrafındaki destek dokularda bir rezorpsiyon oluşur, bunun sonucunda dişler gevşeyerek sallanmaya başlar. Aşırı basınç dişleri saran kemik desteğinin kaybolmasına neden olur.
  • Kas ağrısı: Özellikle şakak ve yanak bölgesindeki kasların aşırı çalışması bu bölgelerde kas ağrısına neden olur.
  • Baş ağrısı: Oluşan kas ağrıları zaman zaman baş ağrısı şeklinde kendini gö
  • Çene ekleminde ağrı: Çene eklemine aşırı yüklenilme nedeni ile eklemde ağrı, çıtırtı ve kenetlenme olabilmektedir.
  • Bu belirtiler diş gıcırdatmasının hemen başlangıcından itibaren ortaya çıkmaz. Olayın şiddetine ve süresine göre bazen yıllar sonra görülebilmektedir. Çoğunlukla belirtilerin tümü birden olmayabilir.

İmplant Nedir? Herkese Yapılabilir mi?

Doğal dişler çürük, dişeti hastalığı, kaza vs. gibi nedenlerle kaybedilebilir. İmplant tedavisiyle bu dişsiz boşluklara kişinin kendine aitmiş gibi yeniden diş yapılabilir. İmplant tedavisi çene gelişimini tamamlamış ve genel sağlık durumu iyi olan her hastada uygulanabilir. 

Okumaya Devam
Reklam
Yorum İçin Tıklayın

Yorum Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Acil Tıp Doktoru

Bronşektazi

Bronşektazi nedir? Bronşun kalıcı genişlemesine bronşektazi denir. Bronşektazilerde genellikle bronş duvarı harabiyeti de vardır …

Yayınlanan

üzerinde

Tarafından

Bronşektazi nedir?

Bronşun kalıcı genişlemesine bronşektazi denir. Bronşektazilerde genellikle bronş duvarı harabiyeti de vardır. Bronşektazinin silindirik, kistik, varikoz gibi tipleri vardır.

Bronşektazinin nedeni nedir?

Bronşektazi daha çok çocukluk çağında geçirilen (ağır) akciğer enfeksiyonları sonrasında ortaya çıkar. Kistik fibrozis denilen akciğerlerde tekrarlayan enfeksiyonlar neticesinde oluşan bronşektazilerle karakterize olan hastalık genetik bir bozukluk sonucu ortaya çıkar. Akciğerlerdeki seyri kistik fibrozis dışı bronşektazileden farklı seyrettiğinden ve kistik fibrozis yalnızca akciğerleri etkilemeyip, karaciğer pankreas, over gibi organları etkileyebildiğinden bronşektazi başlığı altında değil ayrıca değerlendirilmesi gereken bir hastalıktır. Bronşektazi tek başına bir hastalık olmaktan daha çok akciğerlerde ortaya çıkan ağır ya da tekrarlayan enfeksiyonların bir sonucudur. Bu durumun istisnası konjenital bronşektaziler sayılabilir. Konjenital bronşektazilerde bronş duvarında kıkırdak gelişimi sorunları olabilmektedir.

Bronşektazinin semptomları nelerdir?

En sık görülen semptomu balgam ve öksürüktür, bazen kanlı balgam (hemoptizi) da olabilir. Bronşektazisi görece yaygın olan hastalar özellikle kış mevsiminde enfeksiyonlardan dolayı fazla miktarda balgam çıkarabilirler. Bronşektazinin yeri ve yaygınlığı çok önemlidir. Lokalize bronşektaziler karinanın alt tarafındaysalar sekresyonlardan dolayı sık sık enfekte olabilirler. Üst loblarda olan bronşektaziler daha çok akciğer tüberkülozu sekeli olarak değerlendirilebilirler. Genelikle enfekte olmazlar. Pulmoner sekestrasyon denilen anomalilerde de bronşektaziler gözlenebilir. Bu hastalarda masif yani ağır hemoptiziler olabilir ve bu durum bazen ölümle sonuçlanabilir. Yaygın bronşektazi varsa kistik fibrozis, immün yetmezlik, diffüz panbronşiyolit gibi hastalıklar araştırılmalıdır.

Bronşektazi tanısı nasıl konulur?

Bronşektazi ileri düzeyde ya da yaygın değilse genellikle akciğer grafisinde görülmez. Oskültasyonda orta raller duyulabilir. Dinleme bulgusunun olması bronşektaziden kuşkulandırır.

Bronşektazi tanısı eskiden bronkografi ile konulurken günümüzde seçkin tanı yöntemi toraks HRCT’dir (yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı tomografi).

Bronşektazinin tedavisi var mıdır?

Bronşektaziyi düzelten yaninormal bronş haline getiren bir tedavi yoktur. Öksürük, balgam, nefes darlığı gibi belirtileri olan bronşektazili hastalar öncelikle ilaç tedavisi (antibiyotik, mukolitik, ekspektoran, inhaler ilaçlar gibi) ile tedavi edilirler. İlaç tedavisi ile klinik iyileşme sağlanabilir ancak bronşektazi düzelmez. Bir süre sonra bronşektazi tekrar enfekte olabilir ve hastaların belirtileri tekrar ortaya çıkabilir. Bu tür hastalar grip ve zatürre aşılarından fayda görebilirler. Bronşektazi tek taraflıysa ve uygun medikal tedaviye rağmen tekrarlayan hemoptizi ya da bronşektazik alanlar sık sık enfekte oluyorsa operasyon seçeneği göz önünde bulundurulur. Yani bronşektazi olan akciğer alanı rezeke edilebilir (ameliyatla alınabilir). Operasyon dışında, hemopizi için bronşiyal arter embolizasyonu, enfeksiyon için akılcı antibiyotik kullanımı diğer seçenekler olarak düşünülebilir. Bilateral (iki taraflı) bronşektazilerde operasyon seçeneği neredeyse yoktur. Bronşektazili bir hastada bronşektazi nedeni olarak altta yatan bir hastalık saptanırsa, o hastalıkla ilgili önlemler alınır. Örneğin immün globulin yetersizliği saptanırsa, immün globulin replasmanı yapılır, gereken durumlarda antibiyoterapi ve eşlik eden diğer durumların tedavisi yapılır.

Okumaya Devam

Acil Tıp Doktoru

Sosyal Alerji

Sosyal alerji, mevsimsel alerjiler gibi tekrar eden ve kaçınılması zor olan davranışlardır. En sevdiğiniz arkadaşlarınızı, davranışlarından …

Yayınlanan

üzerinde

Tarafından

Sosyal alerji, mevsimsel alerjiler gibi tekrar eden ve kaçınılması zor olan davranışlardır. En sevdiğiniz arkadaşlarınızı, davranışlarından hoşlanmadığınız kişilerle değiş tokuş ettiğinizde oluşan durum tam anlamıyla bu. Peki, bu insanlar nerede? Mesela, teyzenizin sürekli anlamsız şeylerden şikâyet etmesi, kuzeninizin yemek yerken ağzını şapırdatması (gözünüzün önüne getirin) ve yedikten sonra ağzını kol kenarlarına silmesi. Şimdi ne hissediyorsunuz? Rahatsızlık. Bu rahatsızlık, sosyal alerjenlerin ürettiği duygusal ve fiziksel belirtilere maruz kaldıktan birkaç dakika sonra ortaya çıkar. Bir eylem bir defalık yapıldığında belki katlanılabilir, ancak düzenli olarak gerçekleştiğinde kulağınıza gelen bir sinek vızıltısı gibi bizi rahatsız edebilir.

Peki, sosyal alerjenler hakkında ne yapabilirsiniz?

En çok zorlandığımız ve sosyal alerjiyi hissettiğimiz yerler ailemizin ve çalışma arkadaşlarımızın yanı o nedenle bu durumu gözden geçirmeyi unutmamalıyız. Sizler yalnızca yaptıklarınızı ve hissettiklerinizi kontrol edebilirsiniz, karşınızdaki kişiyi değil.

Bazen davranışlar kasıtlı gibi gözükse bile, kasıtlı olarak sizi rahatsız etme amaçlı olmadıklarını ve muhtemelen bunun başka bir nedeni olabileceğini düşünün.

Bu davranışları genellikle en çok zaman geçirdiğimiz insanlarda görürüz ve bu davranışlar devam ettikçe alerjimiz daha da kötüleşebilir.

Sosyal alerjik reaksiyonu önlemenin etkili bir yolu, maruz kalma sürenizi azaltmaktır. Kedilere alerjisi olan bir kişinin, kedilere uzun süre maruz kalmaması gibi sosyal alerjisi olan bir kişinin de sosyal alerjenlerle dolu bir ortamda kalmaktan kaçınması gerekir. Alerjenlerle temasta olduğunuz süreyi en aza indirmek alerji riskinizi azaltır.

Sosyal alerjenlerinizle çevrili bir ortamda harcadığınız zamanı sınırlamak gibi bir strateji belirleyebilirsiniz. Aile toplantılarında veya girdiğiniz sosyal durumlarda stratejik olun. Yemek masasında bir yer bulurken ağzını şapırdatan kuzeninizin tam karşına oturmayın. Birçok sosyal alerjen üzerinde bir miktar kontrol gücümüz vardır. Aslında çevremizdeki sosyal alerjenler bir tür destek ve doğrulama bekler. Örneğin; bir türlü susmak bilmeyen teyzenizin ağzından çıkanları kapatmak isteyebilirsiniz, ancak bu alerjik reaksiyonunuzu sakinleştirmenize yardımcı olmaz. İlk olarak aradığı onaylanmayı sağlamak için biraz zaman harcarsanız, onun istediği tatmini vererek itici bulduğunuz davranışı söndürmeyi sağlayabilirsiniz. Şapırdatarak yemek yiyen kuzeniniz ile yeme alışkanlıkları hakkında konuşmayı deneyebilirsiniz. Ancak, konuşmaların yalnızca bilgi vermekle kalmayacağını aynı zamanda ilişkiniz içinde bir sonucu olduğunu unutmayın. Onu sevdiğiniz için onunla bu konu hakkında açıkça konuştuğunuzu belirtin.

Eğer bunların işe yaramayacağını düşünüyorsanız anda olmayı deneyebilirsiniz. Anda olmak, şimdiki an içerisinde gerçekleşenlere dikkat etmeyi ve onları yargılamaksızın kabul etmeyi içerir. Sosyal alerjenler sizi rahatsız etmeye başladığında bu düşüncelerinizi değerlendirmeden önce kendi iç rahatsızlığınıza dikkat edin. İçinizde neler oluyor bir bakın bakalım. Sadece nereye gittiğini takip edin. Bu durum alerjenin sizi rahatsız etmesini engellemeyecek, ancak sizi ne kadar sinirlendirdiğini fark etmenize ve etkilerinden ne kadar çabuk kurtulacağınızı kontrol etmenize yardımcı olacaktır. Sosyal alerjiler sizi yıpratabilir ve ilişkilerinizi strese dayanıklılık testine dönüştürebilir. Birkaç basit adım sizi ilişkilerinizde sosyal alerjenlerle uğraşmak yerine mutlu, sağlıklı bir ilişki yaşamanızı sağlayacak hale getirebilir.

Okumaya Devam

Diş Hekimi

Diş Çürüğü ve Diş Renklenmesi

Yayınlanan

üzerinde

Tarafından

Dişlerinizde renklenme, siyah-kahverengi lekeler gördüğünüzde dişlerinizin çürüdüğünü düşünüyor musunuz? Her gördüğümüz renklenmeye çürük dememiz doğru mudur?

Diş çürüğü ,tarihte bilinen en eski diş hastalığı olarak geçmektedir. Önce diş çürüğü nedir bunu biraz irdeleyelim. Tüketilen şekerli gıdaların ağız mikroflorasında bulunan asit yapıcı bakteriler tarafından kullanılması ile çürük oluşumunun ilk aşaması başlar. Bakteriler bu gıdaları sindirirek asit üretirler. Bu asit ataklarına savunmasız kalan dişin yapısında çözünme meydana gelir ve çürük oluşur. Başlangıç çürüğü olarak bilinen beyaz lezyonlar hastanın etkili ağız hijyen bakımı ve diş hekiminin başlangıç tedavi uygulamasıyla durdurulup, bir tedavi ihtiyacı kalmadan durdurulabilmektedir. Fakat ilk tedavisi yapılmamış, çürümeye başlamış, kendini sık olmasa da hassasiyetiyle, zaman zaman ağrımasıyla belli eden dişlerin giderek daha kötü bir hal aldığını, açılan diş yüzeyinin dişin özü denilen damar ve sinirlerden zengin pulpa tabakasına kadar ilerleyip hastayı gece uykusundan kaldıracak kadar şiddetli ağrıya sebep olduğu bilinmektedir. Bazen de hastanın ağrı eşiğine bağlı olarak çürük ilerlemiş de olsa herhangi bir ağrı hissettirmemektedir ve hasta renk değişikliğine bağlı olarak dişinde çürük olup olmadığını tespit etmeye çalışır. Beyaz lezyon şeklinde başlayan çürük lezyonları ilerleyerek sarı, kahverengi ve siyah renk değişikliği gösterebilir. Sadece ağız içi renklenme ile çürük teşhisi zor olmaktadır. Profesyonel bir muayene ve gerektiğinde çekilen radyografilerle ve kavitasyon oluşumuna göre teşhis konulmalıdır. Daha sonra çürük temizlenerek, hekimin uygun gördüğü materyalle kaybolan diş yapısının dolgu ile tamamlanması sağlanmaktadır.

Dişler üzerinde sarı, kahverengi, siyah ağırlıklı lekelenmeler ise kavitasyon oluşturmamışsa tedavi gerektirmeyebilir. Ancak bu renklenmeler birkaç sebebe bağlı olarak oluşabilir ve takip edilmesi gerekir. Kullanılan ilaçlar, çay kahve ve sigara üçlüsünün aşırı tüketimi, kola gibi asitli içeceklerin tüketilmesi ve gıda boyası içeren yiyecekler dişlerde lekelenmelere sebep olmaktadır. Kişinin ağız mikroflorasına bağlı olarak karyojenik bakterilerin sayıca fazla olması dişlerde siyah renklenmeye sebep olmaktadır. Bu renklenmeyi gören bireylerin çürük endişesine kapıldıklarını görmekteyiz. Diş lekelenmesi polisaj işlemleri ile kolayca temizlenebilmektedir. İyi bir ağız bakım hijyeni eğitimi alan hastanın evde devam eden mekanik temizliği ve düzenlenen diyetiyle renklenmeleri azalmaktadır.                  

Diş çürüğü veya sadece diş renklenmesinin ayrımının kesin bir şekilde yapılabilmesi için diş hekimine başvurulmalıdır. Yılda iki kere yapılan muayeneler sayesinde diş çürüklerinin ilerlemesine engel olabilir, lekelenmiş dişlerin de profesyonel temizliği sayesinde kendi diş renginize kavuşabilirsiniz.

Okumaya Devam

Trendler