Spontan Gebelik Kayıpları (Düşükler) - Doktor Makaleleri
Bize ile Bağlan
All On Four İmplant Tedavisi

Kadın Hastalıkları ve Doğum

Spontan Gebelik Kayıpları (Düşükler)

Yayınlanan

üzerinde

Erken gebelik kayıpları ve kendiliğinden gebelik kaybı sık görülen bir tıbbi durumdur. Bu durum halk arasında” düşük” olarak tanımlanır. ”Kendiliğinden düşük” terimi ile fetüsün dış ortamda varlığını sürdürebilecek olgunluğa erişmeden gerçekleşen gebelik kayıplarını tarifleyen geniş bir yelpaze ifade edilmiş olur. Genetik nedenlerle embriyonun hiç gelişmediği ve erkenden kaybedildiği durumlardan , rahim ağzının gevşek olması nedeniyle 4-5. aylarda fetüsün kaybına kadar olan durumları kapsar. Kendiliğinden gebelik kayıplarının çeşitli aşamaları için çeşitli terimler kullanılır. ”Düşük tehdidi” bunlar arasında en sık kullanılanıdır. Bu tanıda ifade edilmek istenen gebeliği tehdit eden bir tehlike vardır.Ancak, uygun tedbirler alındığında atlatılabilecek bir durumdur. ” Kaçınılmaz düşük” teriminde ise artık yapılabilecek hiçbir şey olmadığı,düşüğün önlenemez olduğu ifade edilir.” Kısmi düşük” denildiğinde düşük gerçekleşmiş ancak içerde materyal kaldığını belirten durumdur. ”Missed abortus” teriminde ise aslında gebeliğin daha önceden sonlandığı ancak henüz atılmadığını ifade için kullanılır. ”Boş gebelik ”tanısında ise gebelik kesesi oluşmuştur ancak embriyo yoktur ve bu gebelik de olumlu sonlanamaz.

Klinik olarak gebelik saptandığında bunların % 10-20 gibi yüksek bir oranı kaybedilir. Aslında bu durum insan türünün sağlığını korumak açısından önemlidir. Muhtemelen bu erken kayıplarda anormal erkek ya da kadın tohum hücresinin birleşmesiyle oluşan anormal ürün söz konusudur. Daha henüz ultrasonda gebelik kesesi görülmeden , sadece kanda gebelik testi ile gebe oldukları saptanan olgularda gebelik kaybı yaşandığında; bir sonraki ay vakaların % 35 i normal seyreden bir gebelik yaşamaktadırlar. Yine aynı olguların % 95 i ileri dönemde tamamen normal gebelik yaşamaktadırlar. Dolayısı ile özellikle erken kendiliğinden gebelik kayıplarında çiftlerin morallerini yüksek tutmaları , bunun doğal bir ayıklama olduğu söylenmelidir.

Neden gebelik kaybı yaşanır? Özellikle anne yaşının ileri olması, önceden böyle bir kaybın varlığının olması en mühim nedenler arasındadır. 40 yaş itibarı ile gebelik kaybı genç yaşın 2 katı kadardır. Birden fazla gebelik kaybı yaşayan olgularda tekrarlama riski % 25-30 civarındadır. İnceleme yapıldığında bu erken kayıpların hemen hemen % 75 e yakını, oluşan embriyonun ölümcül bir kromozom sayısı taşımasına bağlıdır. Bazen embriyonun (46 XX) veya( 46 XY) olması gereken kromozom düzeni (45X0) olarak değişir, bu en sık görülen düşük nedenidir. Bunun dışında bir kromozom dizininde fazladan kromozom olması yani trizomiler erken gebelik kaybına neden olur. Bunlar arasında en sık görüleni 16. kromozomun fazla sayıda kromozom içermesiyle ilgilidir. Kesin bir kural olmamakla beraber normal kromozom sayı ve yapısına sahip olup, düşük yapanlar gebeliğin ilerleyen haftalarında bunu yaşarlar. Burada etkili olabilecek nedenler : Annenin geçirdiği ateşli enfeksiyon hastalıkları, annenin kronik hastalıkları, anne yaşının ileri olması, aşırı sigara , alkol tüketimi, kontrol edilmemiş tansiyon yüksekliği, annede şeker hastalığı, tiroid hastalığı, annede kan pıhtılaşma bozukluklarıdır. Vakaların % 10 unda ise rahim şeklinin doğumsal bozuklukları buna sebebiyet verir.

Klinik olarak gebeliği saptanmış bir vakada kasık ağrısı ile beraber veya ağrısız vaginal kanama ilk belirtidir. Kanamanın miktarı az , çok, kırmızı, kahverengi olabilir. Çoğunlukla kanama hızlandığında düşük gerçekleşir. Buna rağmen kanamanın durduğu ve gebeliğin sağlıklı devam ettiği bir çok örnek te vardır. Bir kısım hasta ise gebe oluğunun farkında değildir, şiddetli vaginal kanama ile doktora başvurduğunda düşük yaptığı anlaşılır. Embriyonun gelişemediği bir düşük olgusunda ne yapılırsa yapılsın olumlu sonuç alınamaz.
Hasta gebe olup vaginal kanama , ağrı şikayeti ile başvurduğunda ultrason muayenesi yapılarak durum değerlendirilir. 4,5 haftalık gebelikte keseden başka bir şey görülmemesi normaldir. Kese düzgün olmalıdır. 5. hafta civarında yolk sac denen ilk yapı gebelik kesesinin içinde gözlenir. 6. hafta civarında fetüsün kalp atımları gözlemlenir. Tabi bu değerlendirme yapılırken bazen hastanın son adet tarihi ile görüntü uyumlu olmayabilir, beklenenden daha küçük kese olabilir. Geç yumurtlama olasılığı göz ardı edilmemelidir. Fetüs canlı ve kanama hayatı tehdit eder boyutlarda değilse yatak istirahati verilir, cinsel ilişki yasaklanır. Progesteron takviyesi yapılır. İlk 3 ay içinde kanamalı gebelikleri olan ve daha sonra normal olarak devam eden gebeliklerde erken doğum, amnion sıvısının azalması gibi bulgular gelişebilir.
Çok erken dönemde kanamalarda , gebelik kesesinin çapının 25 mmden az olduğu olgularda karar vermek zorlaşabilir. Bu durumda tekrarlayan takipler önerilir. Kesenin şekli bozulmuşsa, kese çapı günlük 1mm den fazla büyümüyorsa, kese çapı 25 mm olmasına rağmen halen embriyo görülmüyorsa, embriyo baş-popo mesafesi 5-8 mm olmasına rağmen kalp atımı yoksa, 8. haftadan sonra kalp atım hızı dakikada 85 altında ise alert olmalıdır.

Kendiliğinden gebelik kaybı tanısı konduktan sonra hasta ve yakınlarına durum açıklanmalı, hastanın durumuna göre tedavi şekillenmelidir. Kan uyuşmazlığı olanlarda daha sonraki gebeliklerin etkilenmemesi için Rho-Gam denilen kan uyuşmazlığı iğnesi yapılmalıdır. Halen ensık kullanılan tedavi kürtajdır. Kürtaj materyali patolojiye ve genetik araştırmaya yollanmalıdır. Eğer düşük sonrası ultrason ile bakıldığında rahimde hiç parça yoksa sadece izlem yapılır. Düşük yapan gebelerin ailesi, eşi ve yakınları tarafından psikolojik olarak desteklenmesi önemlidir. İlk gebeliklerinde spontan düşük olanlarda tekrarlama riski % 20 civarındadır.

Okumaya Devam
Reklam
Yorum İçin Tıklayın

Yorum Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Acil Tıp Doktoru

Bronşektazi

Bronşektazi nedir? Bronşun kalıcı genişlemesine bronşektazi denir. Bronşektazilerde genellikle bronş duvarı harabiyeti de vardır …

Yayınlanan

üzerinde

Tarafından

Bronşektazi nedir?

Bronşun kalıcı genişlemesine bronşektazi denir. Bronşektazilerde genellikle bronş duvarı harabiyeti de vardır. Bronşektazinin silindirik, kistik, varikoz gibi tipleri vardır.

Bronşektazinin nedeni nedir?

Bronşektazi daha çok çocukluk çağında geçirilen (ağır) akciğer enfeksiyonları sonrasında ortaya çıkar. Kistik fibrozis denilen akciğerlerde tekrarlayan enfeksiyonlar neticesinde oluşan bronşektazilerle karakterize olan hastalık genetik bir bozukluk sonucu ortaya çıkar. Akciğerlerdeki seyri kistik fibrozis dışı bronşektazileden farklı seyrettiğinden ve kistik fibrozis yalnızca akciğerleri etkilemeyip, karaciğer pankreas, over gibi organları etkileyebildiğinden bronşektazi başlığı altında değil ayrıca değerlendirilmesi gereken bir hastalıktır. Bronşektazi tek başına bir hastalık olmaktan daha çok akciğerlerde ortaya çıkan ağır ya da tekrarlayan enfeksiyonların bir sonucudur. Bu durumun istisnası konjenital bronşektaziler sayılabilir. Konjenital bronşektazilerde bronş duvarında kıkırdak gelişimi sorunları olabilmektedir.

Bronşektazinin semptomları nelerdir?

En sık görülen semptomu balgam ve öksürüktür, bazen kanlı balgam (hemoptizi) da olabilir. Bronşektazisi görece yaygın olan hastalar özellikle kış mevsiminde enfeksiyonlardan dolayı fazla miktarda balgam çıkarabilirler. Bronşektazinin yeri ve yaygınlığı çok önemlidir. Lokalize bronşektaziler karinanın alt tarafındaysalar sekresyonlardan dolayı sık sık enfekte olabilirler. Üst loblarda olan bronşektaziler daha çok akciğer tüberkülozu sekeli olarak değerlendirilebilirler. Genelikle enfekte olmazlar. Pulmoner sekestrasyon denilen anomalilerde de bronşektaziler gözlenebilir. Bu hastalarda masif yani ağır hemoptiziler olabilir ve bu durum bazen ölümle sonuçlanabilir. Yaygın bronşektazi varsa kistik fibrozis, immün yetmezlik, diffüz panbronşiyolit gibi hastalıklar araştırılmalıdır.

Bronşektazi tanısı nasıl konulur?

Bronşektazi ileri düzeyde ya da yaygın değilse genellikle akciğer grafisinde görülmez. Oskültasyonda orta raller duyulabilir. Dinleme bulgusunun olması bronşektaziden kuşkulandırır.

Bronşektazi tanısı eskiden bronkografi ile konulurken günümüzde seçkin tanı yöntemi toraks HRCT’dir (yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı tomografi).

Bronşektazinin tedavisi var mıdır?

Bronşektaziyi düzelten yaninormal bronş haline getiren bir tedavi yoktur. Öksürük, balgam, nefes darlığı gibi belirtileri olan bronşektazili hastalar öncelikle ilaç tedavisi (antibiyotik, mukolitik, ekspektoran, inhaler ilaçlar gibi) ile tedavi edilirler. İlaç tedavisi ile klinik iyileşme sağlanabilir ancak bronşektazi düzelmez. Bir süre sonra bronşektazi tekrar enfekte olabilir ve hastaların belirtileri tekrar ortaya çıkabilir. Bu tür hastalar grip ve zatürre aşılarından fayda görebilirler. Bronşektazi tek taraflıysa ve uygun medikal tedaviye rağmen tekrarlayan hemoptizi ya da bronşektazik alanlar sık sık enfekte oluyorsa operasyon seçeneği göz önünde bulundurulur. Yani bronşektazi olan akciğer alanı rezeke edilebilir (ameliyatla alınabilir). Operasyon dışında, hemopizi için bronşiyal arter embolizasyonu, enfeksiyon için akılcı antibiyotik kullanımı diğer seçenekler olarak düşünülebilir. Bilateral (iki taraflı) bronşektazilerde operasyon seçeneği neredeyse yoktur. Bronşektazili bir hastada bronşektazi nedeni olarak altta yatan bir hastalık saptanırsa, o hastalıkla ilgili önlemler alınır. Örneğin immün globulin yetersizliği saptanırsa, immün globulin replasmanı yapılır, gereken durumlarda antibiyoterapi ve eşlik eden diğer durumların tedavisi yapılır.

Okumaya Devam

Acil Tıp Doktoru

Sosyal Alerji

Sosyal alerji, mevsimsel alerjiler gibi tekrar eden ve kaçınılması zor olan davranışlardır. En sevdiğiniz arkadaşlarınızı, davranışlarından …

Yayınlanan

üzerinde

Tarafından

Sosyal alerji, mevsimsel alerjiler gibi tekrar eden ve kaçınılması zor olan davranışlardır. En sevdiğiniz arkadaşlarınızı, davranışlarından hoşlanmadığınız kişilerle değiş tokuş ettiğinizde oluşan durum tam anlamıyla bu. Peki, bu insanlar nerede? Mesela, teyzenizin sürekli anlamsız şeylerden şikâyet etmesi, kuzeninizin yemek yerken ağzını şapırdatması (gözünüzün önüne getirin) ve yedikten sonra ağzını kol kenarlarına silmesi. Şimdi ne hissediyorsunuz? Rahatsızlık. Bu rahatsızlık, sosyal alerjenlerin ürettiği duygusal ve fiziksel belirtilere maruz kaldıktan birkaç dakika sonra ortaya çıkar. Bir eylem bir defalık yapıldığında belki katlanılabilir, ancak düzenli olarak gerçekleştiğinde kulağınıza gelen bir sinek vızıltısı gibi bizi rahatsız edebilir.

Peki, sosyal alerjenler hakkında ne yapabilirsiniz?

En çok zorlandığımız ve sosyal alerjiyi hissettiğimiz yerler ailemizin ve çalışma arkadaşlarımızın yanı o nedenle bu durumu gözden geçirmeyi unutmamalıyız. Sizler yalnızca yaptıklarınızı ve hissettiklerinizi kontrol edebilirsiniz, karşınızdaki kişiyi değil.

Bazen davranışlar kasıtlı gibi gözükse bile, kasıtlı olarak sizi rahatsız etme amaçlı olmadıklarını ve muhtemelen bunun başka bir nedeni olabileceğini düşünün.

Bu davranışları genellikle en çok zaman geçirdiğimiz insanlarda görürüz ve bu davranışlar devam ettikçe alerjimiz daha da kötüleşebilir.

Sosyal alerjik reaksiyonu önlemenin etkili bir yolu, maruz kalma sürenizi azaltmaktır. Kedilere alerjisi olan bir kişinin, kedilere uzun süre maruz kalmaması gibi sosyal alerjisi olan bir kişinin de sosyal alerjenlerle dolu bir ortamda kalmaktan kaçınması gerekir. Alerjenlerle temasta olduğunuz süreyi en aza indirmek alerji riskinizi azaltır.

Sosyal alerjenlerinizle çevrili bir ortamda harcadığınız zamanı sınırlamak gibi bir strateji belirleyebilirsiniz. Aile toplantılarında veya girdiğiniz sosyal durumlarda stratejik olun. Yemek masasında bir yer bulurken ağzını şapırdatan kuzeninizin tam karşına oturmayın. Birçok sosyal alerjen üzerinde bir miktar kontrol gücümüz vardır. Aslında çevremizdeki sosyal alerjenler bir tür destek ve doğrulama bekler. Örneğin; bir türlü susmak bilmeyen teyzenizin ağzından çıkanları kapatmak isteyebilirsiniz, ancak bu alerjik reaksiyonunuzu sakinleştirmenize yardımcı olmaz. İlk olarak aradığı onaylanmayı sağlamak için biraz zaman harcarsanız, onun istediği tatmini vererek itici bulduğunuz davranışı söndürmeyi sağlayabilirsiniz. Şapırdatarak yemek yiyen kuzeniniz ile yeme alışkanlıkları hakkında konuşmayı deneyebilirsiniz. Ancak, konuşmaların yalnızca bilgi vermekle kalmayacağını aynı zamanda ilişkiniz içinde bir sonucu olduğunu unutmayın. Onu sevdiğiniz için onunla bu konu hakkında açıkça konuştuğunuzu belirtin.

Eğer bunların işe yaramayacağını düşünüyorsanız anda olmayı deneyebilirsiniz. Anda olmak, şimdiki an içerisinde gerçekleşenlere dikkat etmeyi ve onları yargılamaksızın kabul etmeyi içerir. Sosyal alerjenler sizi rahatsız etmeye başladığında bu düşüncelerinizi değerlendirmeden önce kendi iç rahatsızlığınıza dikkat edin. İçinizde neler oluyor bir bakın bakalım. Sadece nereye gittiğini takip edin. Bu durum alerjenin sizi rahatsız etmesini engellemeyecek, ancak sizi ne kadar sinirlendirdiğini fark etmenize ve etkilerinden ne kadar çabuk kurtulacağınızı kontrol etmenize yardımcı olacaktır. Sosyal alerjiler sizi yıpratabilir ve ilişkilerinizi strese dayanıklılık testine dönüştürebilir. Birkaç basit adım sizi ilişkilerinizde sosyal alerjenlerle uğraşmak yerine mutlu, sağlıklı bir ilişki yaşamanızı sağlayacak hale getirebilir.

Okumaya Devam

Kadın Hastalıkları ve Doğum

COVID-19 Aşısı ve Gebelik Hakkında Herşey

Yayınlanan

üzerinde

Tarafından

gebelikveasi

Gebelik Sırasında Aşı Yapılmasının Şu Ana Kadar Gebeliğe Bir Zararı Gösterilmiş Midir?
ABD’de gönüllü olarak mRNA aşısı yaptıran 35.691 gebenin içinden sonuçlarına ulaşabilen 3.958’inde aşının gebelikte güvenilirliği ile ilgili herhangi bir sorun görülmemiştir.

CDC ve İngiltere İlaçve Sağlık Ürünleri düzenleme kurumu vb. kuruluşlar aşıyla ilgili yan etkileri yakın takip etmekte olup bu güne kadar gebelerin aşılanmasıyla ilgili kırmızı alarım vermemişlerdir.

Türkiye’de Olan BioNTech ve CoronaVac Aşılarından Hangisini Olmalıyım?
CoronaVac ölü virüs aşısı olup gebelerde uygulandığında risk taşıması beklenmemekle birlikte henüz yayınlanmış güvenlik verisi yoktur.

mRNA aşılarının kısıtlı sayıda gebede de olsa güvenli oldukları gösterilmiştir. Gebeliğin ilk üç ayında aşılanan kadınların sonuçlarıyla ilgili veri oluşmamıştır.

mRNA aşılarının şiddetli alerjik reaksiyon öyküsü olan kişilerde tercih edilmemesi gerektiği belirtilmektedir.

Gebelikte COVID-19 Geçirmemin Bana veya Bebeğime Zararları Nelerdir?
Yapılan araştırmalar kadınların gebelikleri sırasında COVID-19 geçirmeleri halinde gebe olmayan kadınlara veya COVID-19 geçirmeyen gebelere kıyasla
-Erken doğum oranında 2 kat
-Yoğun bakım yatışı oranında 5 kat
-Gebelik tansiyonu görülmesinde 2 kat
-Entübasyon, ileri yaşam desteği ihtiyacı ve ölümlerde 2 kat

risk artışı olmaktadır.

Şu Anda Gebeyim. Aşı Olmam Gerekir Mi?
Özellikle ileri yaşta gebe kalan, kronik akciğer hastalığı veya şeker hastalığı olan, bağışıklık sistemi baskılanmış, vücut ağırlığı fazla veya gebeliğin son üç ayında olan kadınlar kötü sonuçlar açısından artmış risk altındadır.

COVO-19’un kötü gebelik sonuçları ve anne sağlığıyla ilgili ilişkileri net bir şekilde gösterilmişken, aşının şu ana kadar herhangi bir zararlı etkisi gösterilmemiştir.

Bugün için kar zarar dengesi, özellikle risk faktörü olan gebeler için aşı yapılması lehine gözükmektedir.

Emziriyorum, aşı olabilir miyim?
Emzirme döneminde aşı yapılması için bir engel bulunmamaktadır.

Okumaya Devam

Trendler