Vajinismus - Doktor Makaleleri
Bize ile Bağlan
All On Four İmplant Tedavisi

Kadın Hastalıkları ve Doğum

Vajinismus

Yayınlanan

üzerinde

Vajinismus, Türkiye’deki cinsel rahatsızlıklar içerisinde önemli bir yer tutmaktadır.

Vajinismus, kadınlarda fiziksel bir engel olmamasına rağmen korku, kaygı gibi psikolojik sebeplerle vajina etrafındaki kasların istem dışı kasılması durumuna verilen addır.

Türkiye’de kadınların %10’nunda görülen vajinismus, aslında hastalık olmayıp bir sorundur. Hastalık değilse; o halde bu sorunu nasıl tanımlayacağız? Vajinismusu kadın cinsel organının üçte bir dış kısmındaki kasların herhangi bir nedenle, cinsel birleşmeye izin vermeyecek ölçüde kasılması olarak tanımlamak mümkündür.

Bir başka ifadeyle cinsel birleşme sırasında vajinayı çevreleyen kaslarda korku ve endişe sonucu yineleyici biçimde istemsiz kasılmalar olması ve cinsel birleşmenin gerçekleşememe durumudur. Vajinismusa cinsel ağrı bozukluğu da denmektedir. Vajinismus ülkemizde ve dünyanın pek çok başka yerinde pek çok kadında farklı derecelerde de olsa ortaya çıkabilmektedir.

Vajinismus, cinsel ilişkinin ağrılı olması ve vajinanın penis girişine, ve hatta doktor muayenesi ve tampon kullanımı gibi cinsel ilişki dışındaki girişlere izin vermeme şekillerinde kendini gösterebilir. Bu durum sıklıkla kızlık zarının (hymen) çok kalın olduğu, veya vajinanın çok dar olduğu gibi yanlış düşüncelere neden olmaktadır. Vajinal kaslar gerektiğinde, özellikle doğum sırasında bebeğin çıkmasına izin verecek şekilde, yani yaklaşık on kat kadar esneme özelliğine sahiptir. Cinsel birleşmenin hiç sağlanamaması, veya ağrılı olması ise vajinismusa, yani tedavi edilebilecek psikolojik kökenli bir soruna işaret eder.

Vajinal kasların istem dışı kasılması anlamına gelen vajinismus, pek çok fiziksel, sosyal veya psikolojik rahatsızlık ve şikayeti beraberinde getirebilir. Bu durum doğuştan gelen fiziksel bir anomali değildir, cinsel terapi ve doğru egzersizler sayesinde kısa sürede aşılabilir.

Vajinismus Neden Olur?

Cinsellikle ilgili bilinçaltına yerleşmiş olan yanlış ve sağlıksız bilgiler, tutucu, yetersiz veya dengesiz cinsel eğitim, cinsellikle ilgili travmatik hikayelerin dinlenmesi veya birebir deneyimlenmesi, aile içindeki şiddet ortamı gibi etkenler vajinal kasların istemsiz kasılmasına yani vajinismusa neden olabilmektedir. Cinsel ilişki esnasında deneyimlenileceği düşünülen aşırı ağrı-acı-kanama, hamilelik korkusu, aile kaynaklı korkular, güvensizlik veya aşırı heyecan gibi etkenlerle de vajinismus tetiklenebilmektedir. Genital bölgelerle barışık olmama, rahat ve güvenli hissetmeme durumunda da sıklıkla görülür.

Vajinismus daha önceki travmatik bir deneyim sonucu da ortaya çıkabilmektedir. Doğum, menopoz, rahim ameliyatları veya cinsel istismar da daha sonra vajinismusa neden olabilmektedir.

Sadece Kadının Sorunu mu?

Vajinismusun nedenleri çok büyük oranda psikolojik olmakla beraber nadiren fiziksel nedenlere de bağlı olabilir. Kuşkusuz vajinismus sadece kadının sorunu olmayıp çiftlerin ortak sorunudur.

Vajinismus Cinsel Birleşme Korkusu mudur?

“Vajinismus eşittir cinsel birleşme korkudur” diyebilmek tam olarak mümkün değil. Aslında sorunun yanıtı, hem evet hem hayır. Çünkü kimi zaman vajinismus, cinsel birleşme korku ile bir aradadır. Yani vajinismusluların büyük bölümünde hem kasılma hem de cinsel birleşme korkusu birlikte olur. Ancak bazı kadınlarda vajinismus olmamasına karşın, yani kasılma olmamasına karşın cinsel birleşme korkusu vardır. Bu kadınlar kasılmadan dolayı değil, cinsel birleşmekten korktukları için cinsel birleşme gerçekleştiremezler. Vajinismuslularda ise, cinsel birleşme korkusu olmasa bile, kasılma cinsel birleşmeye izin vermez.

Vajinismusun en temel belirtisi cinsel organdaki kasılmadır. Bununla beraber bir çok kadında, cinsel birleşmenin çok acı vereceği, içlerinin parçalanacağı, çok kanama olacağı, ölecekleri gibi korkular da olur.

Cinsel isteksizlik var mı?

Vajinismusluların çoğunlukla cinsel istekleri yerindedir. Cinsel istek duyarlar, seviştiklerinde uyarılır ve zevk alırlar, cinsel birleşme denenmediğinde de sürtünerek orgazm olabilirler. Ancak uzun süre devam eden vakalarda tekrarlayan cinsel birleşme denemelerinin yarattığı hayal kırıklıklarına bağlı olarak, zamanla cinsel ilişkiden kaçınma ve cinsel istekte azalma ortaya çıkabilmektedir.

Vajinismus Belirtileri Nelerdir?

Vajinismus kadınlarda farklı şekillerde ve derecelerde kendini gösterebilir.

  • Cinsel birleşme esnasında veya sonrasında vajina girişinde ve içerisinde ağrı, batma veya yanma; sırt, karın ve bacaklar gibi diğer kas gruplarında da kasılma ve ağrı; aşırı stres ve hatta panik atak deneyimi.
  • Kadının bacaklarını kapatarak erkeği ve penisini kendisine yaklaştırmaması,
  • Vajinal kasların istemsiz kasılması ve kilitlenmesiyle cinsel birleşmenin vajina girişinde engellenmesi,
  • Cinsel birleşmenin tamamlanamaması, penisin sadece bir kısmının vajinaya girebilmesi,
  • Cinsel birleşmenin sadece belli pozisyonlarda sağlanabilmesi,
  • Vajina girişine fitil, tampon gibi materyallerin yerleştirilememesi,
  • Jinekolojik muayeneye izin vermeme

Vajinismus Ne Sıklıkla Görülür?

Ülkemizde her on kadından birinde vajinismus yaşandığı görülmektedir. Bunun dışında istatistisklere yansımayan vajinismus vakalarının da bulunduğu düşünülür. Çünkü çoğu kadın böyle bir şikayeti olmasına rağmen sorunun tam olarak ne olduğunu anlayamaz, bilse bile bunu kişisel bir yetersizlik olarak görüp utanç duyarak gizli tutmayı tercih eder.

Vajinismus Tedavisi Neden ve Nasıl Yapılamalıdır?

Vajinismus kadınlarda gereksiz bir korku/kaygı durumuna, yetersizlik hissine, özgüven eksikliğine, sosyal ve ailesel sorunlara, bunun dışında fiziksel ağrı ve diğer şikayetlere neden olabilmektedir. Daha önceki tatsız deneyimlerin sonucu olarak cinsel istekte azalmaya veya cinsel birleşmeden tamamen kaçınmaya sebep olabilmektedir.  İlişkilerde eşlerin birbirlerine karşı güvensizlik ve şüphe duymalarına yol açabilmekte, ve bazı durumlarda ilişkinin sonlanmasına kadar gidebilen istenmeyen bir süreci beraberinde getirebilmektedir. Eşleri tarafından anlayışla karşılanan pek çok kadın bunun aslında pek de iyi bir şey olmadığını, gurur kırıcı bir etkisinin olmasının yanında tanı ve tedaviyi de geciktirici, veya engelleyici bir gözmezden gelme durumuna yol açtığını bildirmektedir. Vajinismusun kendiliğinden düzelmesi durumuna ise pek rastlanmaz, yıllar süren bekleme sonucu yine olumsuzdur.

Vajinismus Hakkında Yanlış Bilinenler

  • Vajinismus, cinsel birleşme korkusu değildir. Cinsel birleşme konusunda korkuları olanlar vajina kasılması yaşamayabilir ve sorunsuz bir şekilde ilişkiye girebilir. Aynı şekilde cinsel birleşmeden korkmayan kadınlar vajinismus problemiyle karşılaşabilir.
  • Vajinismus cinsel isteksizlik anlamına gelmez. Ancak vajinismustan kaynaklanan sorunların tekrar etmesi sonucu yaşanabilen hayal kırıklığı cinsel istekte azalmaya, cinsel birleşmeden kaçınmaya sebep olabilir.
  • İstendiği halde cinsel birleşme sağlanamadığında kızlık zarının normalden fazla kalın, vajinanın çok dar olduğu gibi varsayımlarda bulunulur sıklıkla. Oysa böyle olduğu sanılan çoğu durumda bu doğru değildir. Vajina anatomik olarak oldukça esnek bir yapıdadır; vajen bölgedeki kaslar istemli veya istem dışı kasılmadığı sürece giriş ve çıkışlara izin vermemesi düşünülemez.
  • Kızlık zarının alınması vajinismus problemini çözmez, hatta rahatsızlıkları arttırabilmektedir.

Vajinismus Tedavisi Yöntemi Olarak Cinsel Terapi

Vajinismus şikayeti olan kadınların her şeyden önce gevşemeleri gerekir. Oysa gevşeme özellikle bu tip durumlarda bir beceri olarak karşımıza çıkar; gevşemeye karar vermek yeterli olmaz ve hatta daha çok kaygıya sebep olabilir. Gevşemenin öğrenilmesi gerekir.

Vajinismus tedavisinde en etkili yol cinsel terapi ve doktorunuzun önereceği kegel ve nefes egzersizleridir. Merkezimizde uygulanan cinsel terapi, ev ödevleri ve doğru egzersizler sayesinde varsa korku ve kaygılarınızdan arınacak, istem dışı kasılmalara son verebileceksiniz.

8 seanslık bir cinsel terapi sonrasında kadınlar, korkularının ve vajinismusa bağlı yaşadıkları problemlerin aslında ne kadar önlenebilir ve yersiz olduğunu anladıklarını ifade etmektedir.

Kendiliğinden düzelir mi?

Vajinismus, çok nadiren kendiliğinden düzelse de en genellikle vakalarının büyük bir çoğunluğu yıllarca beklemelerine rağmen herhangi bir düzelme göstermezler.

Okumaya Devam
Reklam
Yorum İçin Tıklayın

Yorum Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Acil Tıp Doktoru

Bronşektazi

Bronşektazi nedir? Bronşun kalıcı genişlemesine bronşektazi denir. Bronşektazilerde genellikle bronş duvarı harabiyeti de vardır …

Yayınlanan

üzerinde

Tarafından

Bronşektazi nedir?

Bronşun kalıcı genişlemesine bronşektazi denir. Bronşektazilerde genellikle bronş duvarı harabiyeti de vardır. Bronşektazinin silindirik, kistik, varikoz gibi tipleri vardır.

Bronşektazinin nedeni nedir?

Bronşektazi daha çok çocukluk çağında geçirilen (ağır) akciğer enfeksiyonları sonrasında ortaya çıkar. Kistik fibrozis denilen akciğerlerde tekrarlayan enfeksiyonlar neticesinde oluşan bronşektazilerle karakterize olan hastalık genetik bir bozukluk sonucu ortaya çıkar. Akciğerlerdeki seyri kistik fibrozis dışı bronşektazileden farklı seyrettiğinden ve kistik fibrozis yalnızca akciğerleri etkilemeyip, karaciğer pankreas, over gibi organları etkileyebildiğinden bronşektazi başlığı altında değil ayrıca değerlendirilmesi gereken bir hastalıktır. Bronşektazi tek başına bir hastalık olmaktan daha çok akciğerlerde ortaya çıkan ağır ya da tekrarlayan enfeksiyonların bir sonucudur. Bu durumun istisnası konjenital bronşektaziler sayılabilir. Konjenital bronşektazilerde bronş duvarında kıkırdak gelişimi sorunları olabilmektedir.

Bronşektazinin semptomları nelerdir?

En sık görülen semptomu balgam ve öksürüktür, bazen kanlı balgam (hemoptizi) da olabilir. Bronşektazisi görece yaygın olan hastalar özellikle kış mevsiminde enfeksiyonlardan dolayı fazla miktarda balgam çıkarabilirler. Bronşektazinin yeri ve yaygınlığı çok önemlidir. Lokalize bronşektaziler karinanın alt tarafındaysalar sekresyonlardan dolayı sık sık enfekte olabilirler. Üst loblarda olan bronşektaziler daha çok akciğer tüberkülozu sekeli olarak değerlendirilebilirler. Genelikle enfekte olmazlar. Pulmoner sekestrasyon denilen anomalilerde de bronşektaziler gözlenebilir. Bu hastalarda masif yani ağır hemoptiziler olabilir ve bu durum bazen ölümle sonuçlanabilir. Yaygın bronşektazi varsa kistik fibrozis, immün yetmezlik, diffüz panbronşiyolit gibi hastalıklar araştırılmalıdır.

Bronşektazi tanısı nasıl konulur?

Bronşektazi ileri düzeyde ya da yaygın değilse genellikle akciğer grafisinde görülmez. Oskültasyonda orta raller duyulabilir. Dinleme bulgusunun olması bronşektaziden kuşkulandırır.

Bronşektazi tanısı eskiden bronkografi ile konulurken günümüzde seçkin tanı yöntemi toraks HRCT’dir (yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı tomografi).

Bronşektazinin tedavisi var mıdır?

Bronşektaziyi düzelten yaninormal bronş haline getiren bir tedavi yoktur. Öksürük, balgam, nefes darlığı gibi belirtileri olan bronşektazili hastalar öncelikle ilaç tedavisi (antibiyotik, mukolitik, ekspektoran, inhaler ilaçlar gibi) ile tedavi edilirler. İlaç tedavisi ile klinik iyileşme sağlanabilir ancak bronşektazi düzelmez. Bir süre sonra bronşektazi tekrar enfekte olabilir ve hastaların belirtileri tekrar ortaya çıkabilir. Bu tür hastalar grip ve zatürre aşılarından fayda görebilirler. Bronşektazi tek taraflıysa ve uygun medikal tedaviye rağmen tekrarlayan hemoptizi ya da bronşektazik alanlar sık sık enfekte oluyorsa operasyon seçeneği göz önünde bulundurulur. Yani bronşektazi olan akciğer alanı rezeke edilebilir (ameliyatla alınabilir). Operasyon dışında, hemopizi için bronşiyal arter embolizasyonu, enfeksiyon için akılcı antibiyotik kullanımı diğer seçenekler olarak düşünülebilir. Bilateral (iki taraflı) bronşektazilerde operasyon seçeneği neredeyse yoktur. Bronşektazili bir hastada bronşektazi nedeni olarak altta yatan bir hastalık saptanırsa, o hastalıkla ilgili önlemler alınır. Örneğin immün globulin yetersizliği saptanırsa, immün globulin replasmanı yapılır, gereken durumlarda antibiyoterapi ve eşlik eden diğer durumların tedavisi yapılır.

Okumaya Devam

Acil Tıp Doktoru

Sosyal Alerji

Sosyal alerji, mevsimsel alerjiler gibi tekrar eden ve kaçınılması zor olan davranışlardır. En sevdiğiniz arkadaşlarınızı, davranışlarından …

Yayınlanan

üzerinde

Tarafından

Sosyal alerji, mevsimsel alerjiler gibi tekrar eden ve kaçınılması zor olan davranışlardır. En sevdiğiniz arkadaşlarınızı, davranışlarından hoşlanmadığınız kişilerle değiş tokuş ettiğinizde oluşan durum tam anlamıyla bu. Peki, bu insanlar nerede? Mesela, teyzenizin sürekli anlamsız şeylerden şikâyet etmesi, kuzeninizin yemek yerken ağzını şapırdatması (gözünüzün önüne getirin) ve yedikten sonra ağzını kol kenarlarına silmesi. Şimdi ne hissediyorsunuz? Rahatsızlık. Bu rahatsızlık, sosyal alerjenlerin ürettiği duygusal ve fiziksel belirtilere maruz kaldıktan birkaç dakika sonra ortaya çıkar. Bir eylem bir defalık yapıldığında belki katlanılabilir, ancak düzenli olarak gerçekleştiğinde kulağınıza gelen bir sinek vızıltısı gibi bizi rahatsız edebilir.

Peki, sosyal alerjenler hakkında ne yapabilirsiniz?

En çok zorlandığımız ve sosyal alerjiyi hissettiğimiz yerler ailemizin ve çalışma arkadaşlarımızın yanı o nedenle bu durumu gözden geçirmeyi unutmamalıyız. Sizler yalnızca yaptıklarınızı ve hissettiklerinizi kontrol edebilirsiniz, karşınızdaki kişiyi değil.

Bazen davranışlar kasıtlı gibi gözükse bile, kasıtlı olarak sizi rahatsız etme amaçlı olmadıklarını ve muhtemelen bunun başka bir nedeni olabileceğini düşünün.

Bu davranışları genellikle en çok zaman geçirdiğimiz insanlarda görürüz ve bu davranışlar devam ettikçe alerjimiz daha da kötüleşebilir.

Sosyal alerjik reaksiyonu önlemenin etkili bir yolu, maruz kalma sürenizi azaltmaktır. Kedilere alerjisi olan bir kişinin, kedilere uzun süre maruz kalmaması gibi sosyal alerjisi olan bir kişinin de sosyal alerjenlerle dolu bir ortamda kalmaktan kaçınması gerekir. Alerjenlerle temasta olduğunuz süreyi en aza indirmek alerji riskinizi azaltır.

Sosyal alerjenlerinizle çevrili bir ortamda harcadığınız zamanı sınırlamak gibi bir strateji belirleyebilirsiniz. Aile toplantılarında veya girdiğiniz sosyal durumlarda stratejik olun. Yemek masasında bir yer bulurken ağzını şapırdatan kuzeninizin tam karşına oturmayın. Birçok sosyal alerjen üzerinde bir miktar kontrol gücümüz vardır. Aslında çevremizdeki sosyal alerjenler bir tür destek ve doğrulama bekler. Örneğin; bir türlü susmak bilmeyen teyzenizin ağzından çıkanları kapatmak isteyebilirsiniz, ancak bu alerjik reaksiyonunuzu sakinleştirmenize yardımcı olmaz. İlk olarak aradığı onaylanmayı sağlamak için biraz zaman harcarsanız, onun istediği tatmini vererek itici bulduğunuz davranışı söndürmeyi sağlayabilirsiniz. Şapırdatarak yemek yiyen kuzeniniz ile yeme alışkanlıkları hakkında konuşmayı deneyebilirsiniz. Ancak, konuşmaların yalnızca bilgi vermekle kalmayacağını aynı zamanda ilişkiniz içinde bir sonucu olduğunu unutmayın. Onu sevdiğiniz için onunla bu konu hakkında açıkça konuştuğunuzu belirtin.

Eğer bunların işe yaramayacağını düşünüyorsanız anda olmayı deneyebilirsiniz. Anda olmak, şimdiki an içerisinde gerçekleşenlere dikkat etmeyi ve onları yargılamaksızın kabul etmeyi içerir. Sosyal alerjenler sizi rahatsız etmeye başladığında bu düşüncelerinizi değerlendirmeden önce kendi iç rahatsızlığınıza dikkat edin. İçinizde neler oluyor bir bakın bakalım. Sadece nereye gittiğini takip edin. Bu durum alerjenin sizi rahatsız etmesini engellemeyecek, ancak sizi ne kadar sinirlendirdiğini fark etmenize ve etkilerinden ne kadar çabuk kurtulacağınızı kontrol etmenize yardımcı olacaktır. Sosyal alerjiler sizi yıpratabilir ve ilişkilerinizi strese dayanıklılık testine dönüştürebilir. Birkaç basit adım sizi ilişkilerinizde sosyal alerjenlerle uğraşmak yerine mutlu, sağlıklı bir ilişki yaşamanızı sağlayacak hale getirebilir.

Okumaya Devam

Kadın Hastalıkları ve Doğum

COVID-19 Aşısı ve Gebelik Hakkında Herşey

Yayınlanan

üzerinde

Tarafından

gebelikveasi

Gebelik Sırasında Aşı Yapılmasının Şu Ana Kadar Gebeliğe Bir Zararı Gösterilmiş Midir?
ABD’de gönüllü olarak mRNA aşısı yaptıran 35.691 gebenin içinden sonuçlarına ulaşabilen 3.958’inde aşının gebelikte güvenilirliği ile ilgili herhangi bir sorun görülmemiştir.

CDC ve İngiltere İlaçve Sağlık Ürünleri düzenleme kurumu vb. kuruluşlar aşıyla ilgili yan etkileri yakın takip etmekte olup bu güne kadar gebelerin aşılanmasıyla ilgili kırmızı alarım vermemişlerdir.

Türkiye’de Olan BioNTech ve CoronaVac Aşılarından Hangisini Olmalıyım?
CoronaVac ölü virüs aşısı olup gebelerde uygulandığında risk taşıması beklenmemekle birlikte henüz yayınlanmış güvenlik verisi yoktur.

mRNA aşılarının kısıtlı sayıda gebede de olsa güvenli oldukları gösterilmiştir. Gebeliğin ilk üç ayında aşılanan kadınların sonuçlarıyla ilgili veri oluşmamıştır.

mRNA aşılarının şiddetli alerjik reaksiyon öyküsü olan kişilerde tercih edilmemesi gerektiği belirtilmektedir.

Gebelikte COVID-19 Geçirmemin Bana veya Bebeğime Zararları Nelerdir?
Yapılan araştırmalar kadınların gebelikleri sırasında COVID-19 geçirmeleri halinde gebe olmayan kadınlara veya COVID-19 geçirmeyen gebelere kıyasla
-Erken doğum oranında 2 kat
-Yoğun bakım yatışı oranında 5 kat
-Gebelik tansiyonu görülmesinde 2 kat
-Entübasyon, ileri yaşam desteği ihtiyacı ve ölümlerde 2 kat

risk artışı olmaktadır.

Şu Anda Gebeyim. Aşı Olmam Gerekir Mi?
Özellikle ileri yaşta gebe kalan, kronik akciğer hastalığı veya şeker hastalığı olan, bağışıklık sistemi baskılanmış, vücut ağırlığı fazla veya gebeliğin son üç ayında olan kadınlar kötü sonuçlar açısından artmış risk altındadır.

COVO-19’un kötü gebelik sonuçları ve anne sağlığıyla ilgili ilişkileri net bir şekilde gösterilmişken, aşının şu ana kadar herhangi bir zararlı etkisi gösterilmemiştir.

Bugün için kar zarar dengesi, özellikle risk faktörü olan gebeler için aşı yapılması lehine gözükmektedir.

Emziriyorum, aşı olabilir miyim?
Emzirme döneminde aşı yapılması için bir engel bulunmamaktadır.

Okumaya Devam

Trendler