Evlilik Sen ve Ben’i Koruyarak “Biz” Olmaktır - Doktor Makaleleri
Bize ile Bağlan
All On Four İmplant Tedavisi

Aile Danışmanı

Evlilik Sen ve Ben’i Koruyarak “Biz” Olmaktır

Yayınlanan

üzerinde

Evlilik ilişkisi içerisinde eşlerin birbirlerine ayırdıkları zaman ve aralarındaki arkadaşlık ilişkisi, uzun yıllar devam edecek olan mutluluklarının üzerinde etkili olan önemli faktörlerden biridir. Hem ilişkilerine hem de kendilerine zaman ayırarak yani sen ve ben ayrımını yaparak ‘Biz’ olabilen çiftlerin evlilikleri daha sağlam ve doyurucudur.

***

İş hayatının yoğunluğu, evlilik ile beraberinde gelen sorumluluklar derken pek çok evli çiftin birbirlerine ayırdıkları zaman günden güne azalır. Oysaki evlilik çiçek yetiştirmeye benzer. Çiçeğinize yeterince zaman ayırmaz; ihtiyacı olan bakımı ve ilgiyi göstermezseniz kurur ve sonunda ölür. Evlilikte çiçek gibidir; ilgi, özen, emek, yenilenmek, hassasiyet ve zaman ister.

***

Çiftlerin evliliklerini güçlendirmek istemelerinde önemli bir etken olan birbirlerine zaman ayırma konusu, çiftlerin birbirlerine kaliteli zaman ayırmaları konusunda özen göstermeleri gerekmektedir. Birbirlerine kaliteli zaman ayıran çiftler ilişkilerinde daha az çatışma yaşamakta ve aralarında daha fazla sevgi bağı güçlenmektedir. Birlikte zaman geçirme konusunda üzerinde durulması gereken husus, eşlerin serbest zamanlarını ne derece beraber geçirdikleri ve aralarında olması beklenen arkadaşlık ilişkisinin kalitesidir. Çiftlerin aynı ortamda bulunmuş olması ile kaliteli bir zaman geçirmek söz konusu değildir. Bu yazımda evlilikte kaliteli zaman geçirmek konusundan bahsedeceğim.

Eşler Birbirine Vakit Ayırmakla Neler Kazanır?

Eşler arasındaki arkadaşlık ve beraber vakit geçirmeleri kadar birbirlerine özel olarak ayırdıkları zaman da aralarındaki etkileşim açısından önemlidir.

• Eşler daha az evlilik çatışması yaşarlar.

• Beraber kaliteli vakit geçiren çiftler daha az stresli olurlar.

• Eşler birbirlerine karşı daha fazla yakınlık hisseder. Sohbet etmek ve can kulağı ile dinlenmek eşlerin kendilerini iyi hissetmesini sağlar.

• Eşler birbirlerine daha fazla güven duyarlar.

• Eşlerden her biri kendisini bireysel olarak daha mutlu hisseder.

• Evliliğin daha sağlam ve dayanıklı olduğu hissedilir.

• Paylaşımlar arttıkça evlilik ilişkisi ben ve sen ayrımı olmaktan çıkarak “Biz” olmak duygusuna dönüşür.

• Eşlerin güç savaşından ziyade ortak buluşma noktası bulunmasını sağlar.

• Eşlerin birbirlerine göstermiş oldukları ilgi ve özen evlilik ilişkilerini canlı tutar.

Sen ve Ben Olmadan “Biz” Olmaz

Ortak noktada buluşma duygusu içinde ortak hareket etmeyi öğrenmek ne kadar önemliyse eşlerin kendi özerkliklerini koruyarak bireysel hareket edebilmeleri de ilişki açısından son derece önemlidir. Zaman zaman her iki eşin de yalnız kalmaya veya kendi arkadaşlarıyla vakit geçirmeye ihtiyacı vardır. Çiftler, birbirinin arkadaşlarını ve dostlarını doğal olarak zamanla tanır. Ancak eşinize, her ne kadar tanıdığınız kişiler de olsa, kendi arkadaşlarıyla yalnız geçirebileceği zamanları da tanımalısınız. Çiftlerin arada bir kendi arkadaşlarıyla eğlenmeye veya dertleşmeye ihtiyacı vardır. Bu özel alanlar, ilişkinize olumlu yansıyacak ve bireysel sosyalleşme ilişkinize renk katacaktır. Sağlıklı ilişkide çiftler birbirlerine bağlılık hissederler; fakat bu bağlılık takıntılı bir duygu değildir. Bu nedenle bireysel olarak özel alanlar sizin ve ilişkinizin olumlu gelişmesi açısından önemlidir. Çünkü ilişkiniz de biz olabilmeniz için önce sağlıklı bir ben olmanız gerekmektedir. Sağlıklı ilişkilerde çiftler yaşamlarını birlikte geçirme amacına sahip olmanın yanı sıra birbirlerinin kişisel hayallerini ve çabalarını da desteklerler. Bu yönde birbirlerini motive ederler ve destek sağlarlar.

Kaliteli Zaman Geçirmek İçin;

Eşlerin birlikte kaliteli zaman geçirmelerinin önündeki en büyük engel zaman problemidir. Ancak bu konuda gerçekten istekli ve kararlı olduğunuzda en meşgul çiftler bile mutlaka ortak bir zaman bulabileceklerdir. Bunun için gün içinde nelere zaman ayırdığınızı düşünerek başlayabilirsiniz. Günlük rutininizi listeleyin. Hangilerinin önemli hangilerinin vazgeçilebilir olduğuna karar verin. Her hafta belirli bir günde en az bir saatinizi sadece eşinizle baş başa yapacağınız herhangi bir aktiviteye ayırın. Gün ve saati eşinizle beraber önceden kararlaştırın. Evet, evlendiniz diye artık buluşmaların randevulaşmanın olmayacağını düşünmemelisiniz. Kararlaştırdığınız gün ve saate bağlı kalarak bir arada olmaya ve bu saatleri baş başa geçirmeye özen gösterin. Bu ritüeli bir süre devam ettirdikten sonra ilişkinizde hissedilir olumlu değişimler yaşadığınızı fark edeceksiniz. İlişkinizde kendi özel alanınızı korurken “Biz” olma duygusunun ilişkinizi ne kadar geliştirdiğini görmekten mutluluk duyacaksınız. Ayrıca eşinizle vakit geçirmenin sadece yan yana olarak geçen zaman olmadığını kaliteli zaman geçirip bir saat bile olsa eşinizle özel zaman diliminizin olması evliliğinizin güçlü ve sağlam ilerleyip, sizin de kendinizi geliştirmeye fırsatlar verip destekleyici nitelikte olması sizin kendinize ve ilişkinize olumlu yansıması olacaktır.

***

Kaliteli zaman geçirmeyi; “Artık bizden geçti,kaç yıllık evliyiz.”deyip de yapmayı bırakmamalısınız. Her ilişki, uzun bir zaman sonra aynılık ilkesinden dolayı monoton hissettirebilir. Eşinizle 3 yıl, 5 yıl, 7 yıl gibi kendiniz için belirlediğiniz aralıklarla yeniden tanışın. Çünkü eşiniz ilk evlendiğiniz zamanki kişi değil, zaman geçtikçe yeni bir insana evrilir. Tıpkı sizin evlendiğiniz günkü kişi olmadığınız gibi. Göreceksiniz, evliliğiniz gün geçtikçe zamana karşı daha da güçlü bir şekilde meydan okuyacaktır.

Okumaya Devam
Reklam
Yorum İçin Tıklayın

Yorum Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Aile Danışmanı

Çocuklarımız Okula Başlıyor

Covid19 önlemleri ile dünya üzerinde okul çağındaki çocukların üçte birinden fazlası uzaktan eğitime erişim imkanından imkanından yoksun kaldı …

Yayınlanan

üzerinde

Tarafından

Covid19 önlemleri ile dünya üzerinde okul çağındaki çocukların üçte birinden fazlası uzaktan eğitime erişim imkanından imkanından yoksun kaldı. Akranlarından uzak olan çocukların hareketlilikleri azalıyor. Bunun sonucunda çocuklar fizikî zindekilerini kaybediyorlar. Duygusal ayda gerilim belirtileri gösteriyorlar. 12-18 yaş yaklaşık 8000 öğrencinin çevrimiçi kesitsel çalışmada Çinde depresif belirtilerin % 43 tasa belirtilerinin %37 ‘si deprsif belirtiler ile tasa belirtilerini görülme sıkkınlığının %31 olduğu anlatılmıştır. Direkt covid19 klinik bakımına dahil olan sıhhat çalışanlarının çocuklarında riskin daha fazla olduğu vurgulanmaktadır. Sıhhat çalışanlarının çocuklarının enfekte olma , ayrılık, ve anne babalarını kaybetme kaygılarının olduğu saptanmıştır. Sıhhat çalışanlarının çocukları ise Travma sonrası gerilim bozukluğu belirtileri ve durumu yüksek riskte oldukları bilinmektedir.

Çocukların ruhsal sıhhatlerinin korunması hem kendileri için hem de aileleri için son derce değerli olduğu açıktır. Bunu sağlamak için, mümkün olduğu kadar meçhullüğü azaltmak ve yeterlilik algısını arttırmak gerekir. Her iki maksada da ulaşabilmek için travma ile karşılaşan durumlarda kullanılan formüllerin salgına uyarlanarak uyarlanması makul bir yol olacaktır.

Aile içinde telaş düzeyi ne kadar yüksekse anne çocuktan ayrılamıyor ve inançlı bağlanmayı sağlayamadığında çocuğun da ayrılması sıkıntı olabiliyor. Çocukların güvenmeye gereksinimi var okulların başladığı birinci gün çabucak derse başlamak yerine öğretmenlerin çocuklarla bağlantı kurmalarının ve onların ne kadar önemsediklerini kıymet verdiklerini göstermeleri gerekir.

Kritik yaş kümelerinden biri olan 0-6 yaş kümesi hayata dair kanıların oluştuğu yeni başlayan çocuklar için bilmemiz gereken özellikler var.

Okula başlamadan evvel gerçekleşmesini beklediğimiz özellikler.

-Kendini tabir edebilecek ve irtibat kurabilecek seviyede ana lisanını kullanabilme.

-Yaşına uygun kavram maharetinin olması.

-Dikkati verme ve sürdürebilme mahareti.

-Benzerlik ve farklılıkları ayırt edebilme.

-El marifetleri ve genel uyumun olması.

-Kendi ismine düşünebilme ve karar verebilme.

-Öz bakım maharetlerinin gelişmiş olması.

-Sosyal kurallara uyabilme.

Çocuğun okula hazır olup olmadığını konusunda kuşkuları varsa bir uzmana başvurmak. Çocukların aile ortamından farklı bir ortama adım atmaları barındırdığı yenilik ve değişikler sebebiyle tasa yaratabilir. Okula başlangıç etabında çocuklar okulda kaybolabileceğine, sınıfın kalabalık olmasından ürkebileceğine, ailesinin onu okulda unutabileceğinden korkması üzere durumlar kelam konusu olabilir. Bununla birlikte okulda olduğu mühlet içinde ailesinin meskende ne yaptığını onu özleyip özlemediğiyle ilgili, yada tuvaleti gelirse ne yapacağı konusunda telaşları olabilir. Yeniden bu müddette yeni bir kardeşin konutta ailesiyle kalmasında korkularını tetikleyebilir. Yeni bir konuta taşınılması yeni bir kente taşınılması aile içinde yaşanan bir kayıp okula ahengi zorlaştıran durumlardır.

Aile çocuğun okula başlama devrinde ahengi kolaylaştırmak için kratik bir rol üstlenmektedir. Ailenin kendi beklentileri okula karşı kendi de neyimleri sonucunda takındığı tavır ve kişilik özellikleri de okula ahengi kolaylaştırabilir yada zorlaştırabilir. Ailenin seçmesinin yada okul için materyallerin hazırlanmasının okul için bir hazırlık manasında gelmediğini bilmesi gerekir. Zira okula hazırlık çocuğun toplumsal, duygusal ve akademik açıdan belli bir seviyeye gelmesini gerektirir. Çocuğun okul hayatıyla ilgilenmekle yalnızca ödevlerini yerine getirmesini gereken sorumluluklarına uymasını desteklemek manasına gelmez. Onların hisleri ve anılarıyla da ilgilenmek gerekir.

Çocuğun okula ahenk ve başarısı

-Çocuğun kişilik özelliklerine.

-Ailenin çocuk yetiştirme tutumluna.

-Çocuğun sıhhat durumuna.

-İçinde yaşanılan toplumsal etrafın zenginliğine.

-Yada evvelki okul yaşantılarına.

-Çocuğun akademik olarak hazır oluşuna.

-Öğrenme ilgisine ve kapasitesine bağlıdır.

Bu bilgiler ışığında dikkat edilmesi gereken noktaları gözden kaçırmayarak çocuğun gelişim seviyesine uygun davranışlar sergilemesi beklenmelidir.

Okumaya Devam

Acil Tıp Doktoru

Bronşektazi

Bronşektazi nedir? Bronşun kalıcı genişlemesine bronşektazi denir. Bronşektazilerde genellikle bronş duvarı harabiyeti de vardır …

Yayınlanan

üzerinde

Tarafından

Bronşektazi nedir?

Bronşun kalıcı genişlemesine bronşektazi denir. Bronşektazilerde genellikle bronş duvarı harabiyeti de vardır. Bronşektazinin silindirik, kistik, varikoz gibi tipleri vardır.

Bronşektazinin nedeni nedir?

Bronşektazi daha çok çocukluk çağında geçirilen (ağır) akciğer enfeksiyonları sonrasında ortaya çıkar. Kistik fibrozis denilen akciğerlerde tekrarlayan enfeksiyonlar neticesinde oluşan bronşektazilerle karakterize olan hastalık genetik bir bozukluk sonucu ortaya çıkar. Akciğerlerdeki seyri kistik fibrozis dışı bronşektazileden farklı seyrettiğinden ve kistik fibrozis yalnızca akciğerleri etkilemeyip, karaciğer pankreas, over gibi organları etkileyebildiğinden bronşektazi başlığı altında değil ayrıca değerlendirilmesi gereken bir hastalıktır. Bronşektazi tek başına bir hastalık olmaktan daha çok akciğerlerde ortaya çıkan ağır ya da tekrarlayan enfeksiyonların bir sonucudur. Bu durumun istisnası konjenital bronşektaziler sayılabilir. Konjenital bronşektazilerde bronş duvarında kıkırdak gelişimi sorunları olabilmektedir.

Bronşektazinin semptomları nelerdir?

En sık görülen semptomu balgam ve öksürüktür, bazen kanlı balgam (hemoptizi) da olabilir. Bronşektazisi görece yaygın olan hastalar özellikle kış mevsiminde enfeksiyonlardan dolayı fazla miktarda balgam çıkarabilirler. Bronşektazinin yeri ve yaygınlığı çok önemlidir. Lokalize bronşektaziler karinanın alt tarafındaysalar sekresyonlardan dolayı sık sık enfekte olabilirler. Üst loblarda olan bronşektaziler daha çok akciğer tüberkülozu sekeli olarak değerlendirilebilirler. Genelikle enfekte olmazlar. Pulmoner sekestrasyon denilen anomalilerde de bronşektaziler gözlenebilir. Bu hastalarda masif yani ağır hemoptiziler olabilir ve bu durum bazen ölümle sonuçlanabilir. Yaygın bronşektazi varsa kistik fibrozis, immün yetmezlik, diffüz panbronşiyolit gibi hastalıklar araştırılmalıdır.

Bronşektazi tanısı nasıl konulur?

Bronşektazi ileri düzeyde ya da yaygın değilse genellikle akciğer grafisinde görülmez. Oskültasyonda orta raller duyulabilir. Dinleme bulgusunun olması bronşektaziden kuşkulandırır.

Bronşektazi tanısı eskiden bronkografi ile konulurken günümüzde seçkin tanı yöntemi toraks HRCT’dir (yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı tomografi).

Bronşektazinin tedavisi var mıdır?

Bronşektaziyi düzelten yaninormal bronş haline getiren bir tedavi yoktur. Öksürük, balgam, nefes darlığı gibi belirtileri olan bronşektazili hastalar öncelikle ilaç tedavisi (antibiyotik, mukolitik, ekspektoran, inhaler ilaçlar gibi) ile tedavi edilirler. İlaç tedavisi ile klinik iyileşme sağlanabilir ancak bronşektazi düzelmez. Bir süre sonra bronşektazi tekrar enfekte olabilir ve hastaların belirtileri tekrar ortaya çıkabilir. Bu tür hastalar grip ve zatürre aşılarından fayda görebilirler. Bronşektazi tek taraflıysa ve uygun medikal tedaviye rağmen tekrarlayan hemoptizi ya da bronşektazik alanlar sık sık enfekte oluyorsa operasyon seçeneği göz önünde bulundurulur. Yani bronşektazi olan akciğer alanı rezeke edilebilir (ameliyatla alınabilir). Operasyon dışında, hemopizi için bronşiyal arter embolizasyonu, enfeksiyon için akılcı antibiyotik kullanımı diğer seçenekler olarak düşünülebilir. Bilateral (iki taraflı) bronşektazilerde operasyon seçeneği neredeyse yoktur. Bronşektazili bir hastada bronşektazi nedeni olarak altta yatan bir hastalık saptanırsa, o hastalıkla ilgili önlemler alınır. Örneğin immün globulin yetersizliği saptanırsa, immün globulin replasmanı yapılır, gereken durumlarda antibiyoterapi ve eşlik eden diğer durumların tedavisi yapılır.

Okumaya Devam

Acil Tıp Doktoru

Sosyal Alerji

Sosyal alerji, mevsimsel alerjiler gibi tekrar eden ve kaçınılması zor olan davranışlardır. En sevdiğiniz arkadaşlarınızı, davranışlarından …

Yayınlanan

üzerinde

Tarafından

Sosyal alerji, mevsimsel alerjiler gibi tekrar eden ve kaçınılması zor olan davranışlardır. En sevdiğiniz arkadaşlarınızı, davranışlarından hoşlanmadığınız kişilerle değiş tokuş ettiğinizde oluşan durum tam anlamıyla bu. Peki, bu insanlar nerede? Mesela, teyzenizin sürekli anlamsız şeylerden şikâyet etmesi, kuzeninizin yemek yerken ağzını şapırdatması (gözünüzün önüne getirin) ve yedikten sonra ağzını kol kenarlarına silmesi. Şimdi ne hissediyorsunuz? Rahatsızlık. Bu rahatsızlık, sosyal alerjenlerin ürettiği duygusal ve fiziksel belirtilere maruz kaldıktan birkaç dakika sonra ortaya çıkar. Bir eylem bir defalık yapıldığında belki katlanılabilir, ancak düzenli olarak gerçekleştiğinde kulağınıza gelen bir sinek vızıltısı gibi bizi rahatsız edebilir.

Peki, sosyal alerjenler hakkında ne yapabilirsiniz?

En çok zorlandığımız ve sosyal alerjiyi hissettiğimiz yerler ailemizin ve çalışma arkadaşlarımızın yanı o nedenle bu durumu gözden geçirmeyi unutmamalıyız. Sizler yalnızca yaptıklarınızı ve hissettiklerinizi kontrol edebilirsiniz, karşınızdaki kişiyi değil.

Bazen davranışlar kasıtlı gibi gözükse bile, kasıtlı olarak sizi rahatsız etme amaçlı olmadıklarını ve muhtemelen bunun başka bir nedeni olabileceğini düşünün.

Bu davranışları genellikle en çok zaman geçirdiğimiz insanlarda görürüz ve bu davranışlar devam ettikçe alerjimiz daha da kötüleşebilir.

Sosyal alerjik reaksiyonu önlemenin etkili bir yolu, maruz kalma sürenizi azaltmaktır. Kedilere alerjisi olan bir kişinin, kedilere uzun süre maruz kalmaması gibi sosyal alerjisi olan bir kişinin de sosyal alerjenlerle dolu bir ortamda kalmaktan kaçınması gerekir. Alerjenlerle temasta olduğunuz süreyi en aza indirmek alerji riskinizi azaltır.

Sosyal alerjenlerinizle çevrili bir ortamda harcadığınız zamanı sınırlamak gibi bir strateji belirleyebilirsiniz. Aile toplantılarında veya girdiğiniz sosyal durumlarda stratejik olun. Yemek masasında bir yer bulurken ağzını şapırdatan kuzeninizin tam karşına oturmayın. Birçok sosyal alerjen üzerinde bir miktar kontrol gücümüz vardır. Aslında çevremizdeki sosyal alerjenler bir tür destek ve doğrulama bekler. Örneğin; bir türlü susmak bilmeyen teyzenizin ağzından çıkanları kapatmak isteyebilirsiniz, ancak bu alerjik reaksiyonunuzu sakinleştirmenize yardımcı olmaz. İlk olarak aradığı onaylanmayı sağlamak için biraz zaman harcarsanız, onun istediği tatmini vererek itici bulduğunuz davranışı söndürmeyi sağlayabilirsiniz. Şapırdatarak yemek yiyen kuzeniniz ile yeme alışkanlıkları hakkında konuşmayı deneyebilirsiniz. Ancak, konuşmaların yalnızca bilgi vermekle kalmayacağını aynı zamanda ilişkiniz içinde bir sonucu olduğunu unutmayın. Onu sevdiğiniz için onunla bu konu hakkında açıkça konuştuğunuzu belirtin.

Eğer bunların işe yaramayacağını düşünüyorsanız anda olmayı deneyebilirsiniz. Anda olmak, şimdiki an içerisinde gerçekleşenlere dikkat etmeyi ve onları yargılamaksızın kabul etmeyi içerir. Sosyal alerjenler sizi rahatsız etmeye başladığında bu düşüncelerinizi değerlendirmeden önce kendi iç rahatsızlığınıza dikkat edin. İçinizde neler oluyor bir bakın bakalım. Sadece nereye gittiğini takip edin. Bu durum alerjenin sizi rahatsız etmesini engellemeyecek, ancak sizi ne kadar sinirlendirdiğini fark etmenize ve etkilerinden ne kadar çabuk kurtulacağınızı kontrol etmenize yardımcı olacaktır. Sosyal alerjiler sizi yıpratabilir ve ilişkilerinizi strese dayanıklılık testine dönüştürebilir. Birkaç basit adım sizi ilişkilerinizde sosyal alerjenlerle uğraşmak yerine mutlu, sağlıklı bir ilişki yaşamanızı sağlayacak hale getirebilir.

Okumaya Devam

Trendler