Meme Kanseri Sonrası Muayene - Doktor Makaleleri
Bize ile Bağlan
All On Four İmplant Tedavisi

Kadın Hastalıkları ve Doğum

Meme Kanseri Sonrası Muayene

Yayınlanan

üzerinde

Meme kanseri tüm dünyada ve ülkemizde kadınlarda görülen en sık kanser tipidir ve yaşam boyu her 8 kadında birisinin meme kanseri olacağı düşünülmektedir. Meme kanseri sonrası muayenede cerrahi, kemoterapi, radyoterapi ve sonrasında da tamoksifen gibi ilaçların uzun yıllar kullanıldığı bir süreçten geçmektedirler.

Meme, hormonlara duyarlı bir organ olduğu için meme ile ilgili durumlar ve kadın üreme sistemi özellikle rahim ve yumurtalıklar arasında çok yakın bir ilişki mevcuttur.

Aynı şekilde meme kanseri sonrası muayenede meme kanserine yol açan şişmanlık, geç menopoza girme veya BRCA ailesel meme-yumurtalık kanseri sendromu gibi durumlar aynı zamanda kadın üreme sistemi organlarında da birtakım değişikliklere yol açtığı için meme kanserli kadınların takibinde jinekologların ve gerektiği takdirde jinekolojik onkoloji cerrahlarının önemli bir yer tuttuğu anlaşılabilir.

Meme kanseri tedavisi sonrasında gelişen menopoz ve buna bağlı şikayetler:

Meme kanserinde cerrahi tedavi sonrasında kullanılan kemoterapi ilaçları bu kadınlardaki yumurtalık fonksiyonlarını azaltabilir veya tamamen ortadan kaldırabilir. Bu durum hastaların yaklaşık olarak %50-80’inde görülür. Eğer hastalar daha öncesinde menopoza girmemişlerse bu hastalarda erken menopoza bağlı adetten kesilme, sıcak basması, duygu durum bozuklukları, vajinal kuruluk gibi şikayetler görülecektir.

Meme kanseri sonrası muayene bazı hastalarda kemoterapinin etkisi geçtikten sonra yumurtalık fonksiyonları geri gelebilir ve tekrar adet görmeye başlayabilirler. Yumurtalık fonksiyonları geri gelen hastalarda bile kemoterapiye bağlı olarak yeniden menopoza girme riski olacaktır.

Meme kanseri sonrası muayene kadınlardaki menopoza bağlı şikayetlerin giderilmesi, kemik erimesi riskinin azaltılması için bir jinekolog tarafından değerlendirilme ve uygun tedavinin başlanması gerekir.

Meme kanseri tedavisinde yumurtalık baskılanması:

Meme kanseri sonrası muayenede meme kanseri kadınlık hormonu olan östrojene hassas olduğu için bazen tıbbi onkologlar özellikle yumurtalık fonksiyonlarını baskılamak isterler ve bunun için aylık veya 6 ayda bir yapılan enjeksiyonlara başvururlar.

Bazı hastalarda ise yumurtalık fonksiyonları bu enjeksiyonlara rağmen baskılanamayabilir veya hastalar aylık enjeksiyonlardan sıkılabilirler ve daha kalıcı bir çözüm planlamak isteyebilirler. Bu halde tıbbi onkologlar ve jinekolojik cerrahlar ortaklaşa olarak yumurtalık ve tüplerin alınması kararı verebilirler.

Bu ameliyattan sonra hastanın östrojen hormonu üretimi tamamen ortadan kalkacaktır. Yumurtalıkların alınmasından sonra gelişecek cerrahi menopoz hakkında hastaların bilgilendirilmesi gereklidir.

Tamoksifen Türevleri ve Aromataz İnhibitörleri kullanımı sırasındaki takip:

Cerrahi tedavi ve sonrasındaki kemoterapi ve radyoterapi sürecini tamamlayan kadınlarda meme kanserinin tekrar etmesini engellemek için hormon etkisi gösteren bazı ilaçların faydalı olduğu gösterilmiştir. Bunun için kullanılan iki tip ilaç vardır:

Aromataz inhibitörleri: Aromataz inhibitörleri denen ilaç grupları ki bunlar anastrazol, ekzemastan ve letrozol isminde üç ayrı ilaçtır. Hormona hassas meme kanserinin ilk tedavisi sonrasında kullanılan ilaç grubudur.

Bu ilaçlar çevre dokudaki kadınlık üretimini engelleyerek vücuttaki östrojen(kadınlık hormonu) oranını düşürürler. Aromataz inhibitörleri menopoz sonrası kadınlarda kullanılırlar çünkü menopoz öncesi kadınlarda tam tersi bir etki yaparak yumurtalıkları kullanırlar.

Aromataz tedavisi alan hastalarda jinekojik takipte dikkat edilmesi gereken noktalar bu ilaçların yol açtığı sıcak basmaları ve osteoporoz olasılığı ile alakalıdır. Tamoksifen grubundaki ilaçların aksine aramotaz inhibitörlerinin rahim duvarında kalınlaşmaya yol açma riski bulunmaz.

Tamoksifen grubundaki ilaçlar: Tamoksifen, raloksifen ve toromifen denen bir ilaç grubundan oluşurlar. Bu ilaçların etki mekanizması dokularda kadınlık hormonunun bağlandığı alıcılara bağlanarak bazen bu alıcılardaki etkiyi azaltmak ve bazen de çoğaltmak üzerinedir.

Tamoksifen grubundaki ilaçlar meme üzerindeki kadınlık hormonu etkisini azaltırken, rahim duvarındaki kadınlık hormonu etkisini arttırırlar. Bu etki, meme kanseri üzerinde koruyucu etkiye yol açarken, rahim duvarı kalınlaşması ve bazen de rahim kanseri riskinde bir artmaya neden olabilir.

Ne var ki rahim duvarındaki kalınlaşma takip edilebilir ve hastaların anormal kanama şikayeti olmaması halinde bir müdaheleye (rahim duvarından örnek alınması vs….) gerek yoktur. Fakat hastaların artmış kanama, ara lekelenme, bitmeyen akıntı gibi şikayetleri olması halinde rahim duvarından bir parça (biyopsi alınması) gerekecektir.

Ailevi Meme-Over Kanseri Sendromu (BRCA) Riski açısından değerlendirilme yapılması : 

Kanserlerin genetik nedenlerden kaynaklandığına ait bilgiler gün geçtikçe artmaktadır. Bu genetik değişikliklerin bir kısmı insan hayatı süresince çeşitli nedenlere bağlı olmakta (sigara, radyasyon, güneş ışığı, çeşitli kimyasallar) kimisi ise daha hayata başlamadan ailedeki genlerden gelmektedir. Bu ailesel genetik geçişli kanser sendromlarından en sık görülenlerden birisi Ailevi Meme-Over Kanseri Sendromu’dur.

BRCA1 ve BRCA2 denilen genlerdeki mutasyonlar sonucu oluşan bu sendromda başta meme ve yumurtalık kanseri olmak üzere pankreas ve prostat kanseri ve melanom görülme riski artmaktadır. Bu şanssız durum hastalarda kanser riskini arttırmakla beraber eğer bu durum kanser ile ilgilenen profesyoneller tarafından saptanabilirse hem hastanın kendisi hem de yakın akrabaları için tedavi fırsatları ve önleyici işlemlerin yapılabilmesini mümkün kılmaktadır.

Aşağıda sıralanan durumların varlığı halinde ailesel kanser riskinin değerlendirilmesi uygun olacaktır:

Çok erken yaşta veya 50 yaşın altında görülen meme, kalın bağırsak ve yumurtalık kanseri varlığında.

Aynı hastada birden fazla organda (meme ve yumurtalık gibi)kanser izlenmesi halinde

Aynı hastada her iki memede birden veya kalın barsağın iki ayrı noktasında kanser olması halinde

Yakın akrabalarda özellikle ailenin bir tarafında (anne veya baba tarafı) aynı tipten kanserlerin görülmesi durumunda.

Nadir kanser türlerinin görülmesi halinde, erkeklerde meme kanseri gibi.

Okumaya Devam
Reklam
Yorum İçin Tıklayın

Yorum Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Acil Tıp Doktoru

Bronşektazi

Bronşektazi nedir? Bronşun kalıcı genişlemesine bronşektazi denir. Bronşektazilerde genellikle bronş duvarı harabiyeti de vardır …

Yayınlanan

üzerinde

Tarafından

Bronşektazi nedir?

Bronşun kalıcı genişlemesine bronşektazi denir. Bronşektazilerde genellikle bronş duvarı harabiyeti de vardır. Bronşektazinin silindirik, kistik, varikoz gibi tipleri vardır.

Bronşektazinin nedeni nedir?

Bronşektazi daha çok çocukluk çağında geçirilen (ağır) akciğer enfeksiyonları sonrasında ortaya çıkar. Kistik fibrozis denilen akciğerlerde tekrarlayan enfeksiyonlar neticesinde oluşan bronşektazilerle karakterize olan hastalık genetik bir bozukluk sonucu ortaya çıkar. Akciğerlerdeki seyri kistik fibrozis dışı bronşektazileden farklı seyrettiğinden ve kistik fibrozis yalnızca akciğerleri etkilemeyip, karaciğer pankreas, over gibi organları etkileyebildiğinden bronşektazi başlığı altında değil ayrıca değerlendirilmesi gereken bir hastalıktır. Bronşektazi tek başına bir hastalık olmaktan daha çok akciğerlerde ortaya çıkan ağır ya da tekrarlayan enfeksiyonların bir sonucudur. Bu durumun istisnası konjenital bronşektaziler sayılabilir. Konjenital bronşektazilerde bronş duvarında kıkırdak gelişimi sorunları olabilmektedir.

Bronşektazinin semptomları nelerdir?

En sık görülen semptomu balgam ve öksürüktür, bazen kanlı balgam (hemoptizi) da olabilir. Bronşektazisi görece yaygın olan hastalar özellikle kış mevsiminde enfeksiyonlardan dolayı fazla miktarda balgam çıkarabilirler. Bronşektazinin yeri ve yaygınlığı çok önemlidir. Lokalize bronşektaziler karinanın alt tarafındaysalar sekresyonlardan dolayı sık sık enfekte olabilirler. Üst loblarda olan bronşektaziler daha çok akciğer tüberkülozu sekeli olarak değerlendirilebilirler. Genelikle enfekte olmazlar. Pulmoner sekestrasyon denilen anomalilerde de bronşektaziler gözlenebilir. Bu hastalarda masif yani ağır hemoptiziler olabilir ve bu durum bazen ölümle sonuçlanabilir. Yaygın bronşektazi varsa kistik fibrozis, immün yetmezlik, diffüz panbronşiyolit gibi hastalıklar araştırılmalıdır.

Bronşektazi tanısı nasıl konulur?

Bronşektazi ileri düzeyde ya da yaygın değilse genellikle akciğer grafisinde görülmez. Oskültasyonda orta raller duyulabilir. Dinleme bulgusunun olması bronşektaziden kuşkulandırır.

Bronşektazi tanısı eskiden bronkografi ile konulurken günümüzde seçkin tanı yöntemi toraks HRCT’dir (yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı tomografi).

Bronşektazinin tedavisi var mıdır?

Bronşektaziyi düzelten yaninormal bronş haline getiren bir tedavi yoktur. Öksürük, balgam, nefes darlığı gibi belirtileri olan bronşektazili hastalar öncelikle ilaç tedavisi (antibiyotik, mukolitik, ekspektoran, inhaler ilaçlar gibi) ile tedavi edilirler. İlaç tedavisi ile klinik iyileşme sağlanabilir ancak bronşektazi düzelmez. Bir süre sonra bronşektazi tekrar enfekte olabilir ve hastaların belirtileri tekrar ortaya çıkabilir. Bu tür hastalar grip ve zatürre aşılarından fayda görebilirler. Bronşektazi tek taraflıysa ve uygun medikal tedaviye rağmen tekrarlayan hemoptizi ya da bronşektazik alanlar sık sık enfekte oluyorsa operasyon seçeneği göz önünde bulundurulur. Yani bronşektazi olan akciğer alanı rezeke edilebilir (ameliyatla alınabilir). Operasyon dışında, hemopizi için bronşiyal arter embolizasyonu, enfeksiyon için akılcı antibiyotik kullanımı diğer seçenekler olarak düşünülebilir. Bilateral (iki taraflı) bronşektazilerde operasyon seçeneği neredeyse yoktur. Bronşektazili bir hastada bronşektazi nedeni olarak altta yatan bir hastalık saptanırsa, o hastalıkla ilgili önlemler alınır. Örneğin immün globulin yetersizliği saptanırsa, immün globulin replasmanı yapılır, gereken durumlarda antibiyoterapi ve eşlik eden diğer durumların tedavisi yapılır.

Okumaya Devam

Acil Tıp Doktoru

Sosyal Alerji

Sosyal alerji, mevsimsel alerjiler gibi tekrar eden ve kaçınılması zor olan davranışlardır. En sevdiğiniz arkadaşlarınızı, davranışlarından …

Yayınlanan

üzerinde

Tarafından

Sosyal alerji, mevsimsel alerjiler gibi tekrar eden ve kaçınılması zor olan davranışlardır. En sevdiğiniz arkadaşlarınızı, davranışlarından hoşlanmadığınız kişilerle değiş tokuş ettiğinizde oluşan durum tam anlamıyla bu. Peki, bu insanlar nerede? Mesela, teyzenizin sürekli anlamsız şeylerden şikâyet etmesi, kuzeninizin yemek yerken ağzını şapırdatması (gözünüzün önüne getirin) ve yedikten sonra ağzını kol kenarlarına silmesi. Şimdi ne hissediyorsunuz? Rahatsızlık. Bu rahatsızlık, sosyal alerjenlerin ürettiği duygusal ve fiziksel belirtilere maruz kaldıktan birkaç dakika sonra ortaya çıkar. Bir eylem bir defalık yapıldığında belki katlanılabilir, ancak düzenli olarak gerçekleştiğinde kulağınıza gelen bir sinek vızıltısı gibi bizi rahatsız edebilir.

Peki, sosyal alerjenler hakkında ne yapabilirsiniz?

En çok zorlandığımız ve sosyal alerjiyi hissettiğimiz yerler ailemizin ve çalışma arkadaşlarımızın yanı o nedenle bu durumu gözden geçirmeyi unutmamalıyız. Sizler yalnızca yaptıklarınızı ve hissettiklerinizi kontrol edebilirsiniz, karşınızdaki kişiyi değil.

Bazen davranışlar kasıtlı gibi gözükse bile, kasıtlı olarak sizi rahatsız etme amaçlı olmadıklarını ve muhtemelen bunun başka bir nedeni olabileceğini düşünün.

Bu davranışları genellikle en çok zaman geçirdiğimiz insanlarda görürüz ve bu davranışlar devam ettikçe alerjimiz daha da kötüleşebilir.

Sosyal alerjik reaksiyonu önlemenin etkili bir yolu, maruz kalma sürenizi azaltmaktır. Kedilere alerjisi olan bir kişinin, kedilere uzun süre maruz kalmaması gibi sosyal alerjisi olan bir kişinin de sosyal alerjenlerle dolu bir ortamda kalmaktan kaçınması gerekir. Alerjenlerle temasta olduğunuz süreyi en aza indirmek alerji riskinizi azaltır.

Sosyal alerjenlerinizle çevrili bir ortamda harcadığınız zamanı sınırlamak gibi bir strateji belirleyebilirsiniz. Aile toplantılarında veya girdiğiniz sosyal durumlarda stratejik olun. Yemek masasında bir yer bulurken ağzını şapırdatan kuzeninizin tam karşına oturmayın. Birçok sosyal alerjen üzerinde bir miktar kontrol gücümüz vardır. Aslında çevremizdeki sosyal alerjenler bir tür destek ve doğrulama bekler. Örneğin; bir türlü susmak bilmeyen teyzenizin ağzından çıkanları kapatmak isteyebilirsiniz, ancak bu alerjik reaksiyonunuzu sakinleştirmenize yardımcı olmaz. İlk olarak aradığı onaylanmayı sağlamak için biraz zaman harcarsanız, onun istediği tatmini vererek itici bulduğunuz davranışı söndürmeyi sağlayabilirsiniz. Şapırdatarak yemek yiyen kuzeniniz ile yeme alışkanlıkları hakkında konuşmayı deneyebilirsiniz. Ancak, konuşmaların yalnızca bilgi vermekle kalmayacağını aynı zamanda ilişkiniz içinde bir sonucu olduğunu unutmayın. Onu sevdiğiniz için onunla bu konu hakkında açıkça konuştuğunuzu belirtin.

Eğer bunların işe yaramayacağını düşünüyorsanız anda olmayı deneyebilirsiniz. Anda olmak, şimdiki an içerisinde gerçekleşenlere dikkat etmeyi ve onları yargılamaksızın kabul etmeyi içerir. Sosyal alerjenler sizi rahatsız etmeye başladığında bu düşüncelerinizi değerlendirmeden önce kendi iç rahatsızlığınıza dikkat edin. İçinizde neler oluyor bir bakın bakalım. Sadece nereye gittiğini takip edin. Bu durum alerjenin sizi rahatsız etmesini engellemeyecek, ancak sizi ne kadar sinirlendirdiğini fark etmenize ve etkilerinden ne kadar çabuk kurtulacağınızı kontrol etmenize yardımcı olacaktır. Sosyal alerjiler sizi yıpratabilir ve ilişkilerinizi strese dayanıklılık testine dönüştürebilir. Birkaç basit adım sizi ilişkilerinizde sosyal alerjenlerle uğraşmak yerine mutlu, sağlıklı bir ilişki yaşamanızı sağlayacak hale getirebilir.

Okumaya Devam

Kadın Hastalıkları ve Doğum

COVID-19 Aşısı ve Gebelik Hakkında Herşey

Yayınlanan

üzerinde

Tarafından

gebelikveasi

Gebelik Sırasında Aşı Yapılmasının Şu Ana Kadar Gebeliğe Bir Zararı Gösterilmiş Midir?
ABD’de gönüllü olarak mRNA aşısı yaptıran 35.691 gebenin içinden sonuçlarına ulaşabilen 3.958’inde aşının gebelikte güvenilirliği ile ilgili herhangi bir sorun görülmemiştir.

CDC ve İngiltere İlaçve Sağlık Ürünleri düzenleme kurumu vb. kuruluşlar aşıyla ilgili yan etkileri yakın takip etmekte olup bu güne kadar gebelerin aşılanmasıyla ilgili kırmızı alarım vermemişlerdir.

Türkiye’de Olan BioNTech ve CoronaVac Aşılarından Hangisini Olmalıyım?
CoronaVac ölü virüs aşısı olup gebelerde uygulandığında risk taşıması beklenmemekle birlikte henüz yayınlanmış güvenlik verisi yoktur.

mRNA aşılarının kısıtlı sayıda gebede de olsa güvenli oldukları gösterilmiştir. Gebeliğin ilk üç ayında aşılanan kadınların sonuçlarıyla ilgili veri oluşmamıştır.

mRNA aşılarının şiddetli alerjik reaksiyon öyküsü olan kişilerde tercih edilmemesi gerektiği belirtilmektedir.

Gebelikte COVID-19 Geçirmemin Bana veya Bebeğime Zararları Nelerdir?
Yapılan araştırmalar kadınların gebelikleri sırasında COVID-19 geçirmeleri halinde gebe olmayan kadınlara veya COVID-19 geçirmeyen gebelere kıyasla
-Erken doğum oranında 2 kat
-Yoğun bakım yatışı oranında 5 kat
-Gebelik tansiyonu görülmesinde 2 kat
-Entübasyon, ileri yaşam desteği ihtiyacı ve ölümlerde 2 kat

risk artışı olmaktadır.

Şu Anda Gebeyim. Aşı Olmam Gerekir Mi?
Özellikle ileri yaşta gebe kalan, kronik akciğer hastalığı veya şeker hastalığı olan, bağışıklık sistemi baskılanmış, vücut ağırlığı fazla veya gebeliğin son üç ayında olan kadınlar kötü sonuçlar açısından artmış risk altındadır.

COVO-19’un kötü gebelik sonuçları ve anne sağlığıyla ilgili ilişkileri net bir şekilde gösterilmişken, aşının şu ana kadar herhangi bir zararlı etkisi gösterilmemiştir.

Bugün için kar zarar dengesi, özellikle risk faktörü olan gebeler için aşı yapılması lehine gözükmektedir.

Emziriyorum, aşı olabilir miyim?
Emzirme döneminde aşı yapılması için bir engel bulunmamaktadır.

Okumaya Devam

Trendler