Üroloji
Sertleşme Sorunu
Sertleşme Sorunu (SS) nedir? SS sık rastlanan bir erkek cinsel işlev bozukluğudur. Tatmin edici bir cinsel aktiviteyi sağlayabilecek …
Yayınlanan
3 sene önceüzerinde
Tarafından
Doktor Makaleleri
Sertleşme Sorunu (SS) nedir?
SS sık rastlanan bir erkek cinsel işlev bozukluğudur. Tatmin edici bir cinsel aktiviteyi sağlayabilecek sertleşmenin sağlanamaması ya da devam ettirilememesi durumudur. Belirli bir nedene bağlı veya bağımsız olarak, ara sıra veya sıklıkla gözlenebilir. SS olan bazı erkeklerde sertleşme hiç olmayabilir.
SS hayatı tehdit eden bir bozukluk değildir, ancak sizin ya da partnerinizin hayat kalitesini olumsuz etkileyebilir.
SS ne kadar yaygındır?
SS her yaş grubunda ve etnik kökende erkekler arasında sık rastlanan bir durumdur. SS gelişme riski yaşla birlikte artmaktadır.
SS’ye ne neden olur?
Kalp hastalıkları SS için sık görülen nedenlerden biridir. Diğer nedenler şunlardır:
Şeker hastalığı (Diyabet)
Penis ya da pelvik bölgede sinir hasarının olması
Testosteron seviyesinin düşüklüğü
Parkinson benzeri nörolojik hastalıklar
Kardiyovasküler hastalıklar ve SS
SS ve kalp damar hastalıkları, obezite, sigara içmek, yüksek kolesterol, yüksek kan basıncı ve egzersiz eksikliği gibi benzer risk faktörlerini paylaşırlar. Kan akımı ile ilgili problemler sertleşme fonksiyonunu da etkileyebileceği için SS, kalp hastalığının bir erken bulgusu olabilir. Bu nedenle SS olan erkekler kalp hastalığı açısından değerlendirilmek için doktora başvurmalıdır.
İdrar sorunları ve SS
SS genellikle idrar sıklığı, gece idrara çıkma gibi belirtiler ile ilişkilendirilir. Bu belirtiler genellikle iyi huylu prostat büyümesi (BPB) ile ilişkilidir. Bu üriner belirtilerin SS’ye sebep olup olmadığı belirsizdir, ancak genellikle idrar sorunları ağırlaştıkça SS de ağırlaşır.
SS için psikolojik risk faktörleri
Birçok psikolojik durum SS ile ilişkilendirilmiştir. Bunlar arasında aşağıdakiler sayılabilir:
Anksiyete
Depresyon
Öz yetersizlik hissi
Özgüven düşüklüğü
Duygularını tarif edememek
Stres
Erkek ve kadın arasındaki etkileşimin nasıl olacağına dair fikirler de SS’ye sebep olabilir. Bu fikirler aşk ve cinsellik ve erkek ile kadın için uygun olmayan rol modelleri ile ilgili gerçeklikten uzak beklentileri içerebilir. SS doğru ilerlemeyen veya tatminin olmadığı bir ilişkinin bazen nedeni bazen de sonucu olabilir. Çoğunlukla bunlardan hangisinin önce başladığını belirlemek zordur.
Sertleşme Sorununun Tanısı
Sertleşme sorunu (SS) doğru tedaviyi alabilmeniz amacıyla nedeninin ne olduğunun anlaşılması için doğru tanının konulmasını gereken bir problemdir.
SS’nizi aile hekiminizle veya üroloğunuzla görüşmek rahatsız edici olabilir ancak bunu yapmanız önemlidir. Birlikte sizin için en uygun tedavi yönteminin ne olduğuna karar verebilirsiniz.
Bu bölüm doktorunuzun sizin durumunuzu değerlendirirken kullanacağı birtakım testleri içermektedir. SS’nin tanısı ile ilgili genel bilgilere yer verilmiştir.
Tıbbi öykü
Hekiminiz genel sağlık durumunuzu anlamak için tıbbi öykünüzü alacaktır. Tıbbi öykünüz kapsamında doktorunuz mevcut durum dışında sizde olabilecek başka problemlerle ilgili sorular da sorabilir.
Doktorunuz size şunları sorabilir:
Herhangi bir ilaç kullanıp kullanmadığınız
Sigara içip içmediğiniz
Ne zaman ve ne kadar alkol tükettiğiniz
Çok kahve veya alkol içip içmediğiniz
Düzenli olarak keyif verici madde kullanıp kullanmadığınız
Daha önce ameliyat geçirip geçirmediğiniz
Herhangi bir kalp probleminizin olup olmadığı
Hormonlarla ilgili bir bozukluğunuzun olup olmadığı
Herhangi bir psikolojik probleminizin olup olmadığı
Cinsel öykü
Doktorunuz size cinsel hayatınızla ilgili sorular da soracaktır, bunlar çok özel olabilir ancak doğru tanı ve tedavi için şarttır. Bu soruların bazıları şunlar olabilir:
Önceki cinsel ilişkilerinizin durumu
Mevcut cinsel ilişkileriniz
Mevcut duygusal durumunuz
Sertleşme problemleriniz ne zaman başladığı
Sertleşme problemlerinizin ne kadar uzun sürdüğü
Özellikle SS için daha önce başka bir doktora gidip gitmediğiniz
Daha önce SS ile ilgili tedavi alıp almadığınız
Doktorunuz, sabah uyanınca olan ve cinsel uyarı ile olan sertleşmelerin sertliğini ve süresini tarif etmenizi isteyecektir. Doktorunuz ayrıca uyarılma, boşalma ve orgazm ile ilgili problemlerinizin olup olmadığını da soracaktır.
Görüşmelere varsa cinsel partnerinizle birlikte katılmanız faydalı olacaktır.
Fizik muayene
Doktor penisin ve testislerin anormalliklerini değerlendirmek için tam bir fizik muayene yapacaktır. Kalp hastalıklarını değerlendirmek için doktor kan basıncınızı ve kalp ritminizi ölçecek ve kolesterol seviyenizi ölçmek için de kan testi isteyecektir. Doktorunuz parmakla makattan muayene yaparak prostatın boyutunu, şeklini ve kıvamını hissedecek . Şeker hastalığını değerlendirmek üzere doktor kanda şeker seviyesinin ölçümü için bir test isteyebilir. Testosteron seviyenizin ölçülmesi de gerekebilir. Bunların hepsi kan testiyle yapılmaktadır.
Kalp ile ilgili risk değerlendirmesi
SS ile kalp hastalıklarının birbiri ile yakın ilişkisinden dolayı doktor tanının bir parçası olarak genellikle kalp ile ilgili bir risk değerlendirmesi yapar. Doktorunuz sizi “stres testi” gibi kalp ile ilgili özel testler açısından ileri değerlendirme için bir kardiyoloğa sevk edebilir.
Diğer testler
Bazı durumlarda başka testleri de yapmak gerekebilir. Bunlar SS’nin ilk değerlendirmesinde sık kullanılan testler değildir ve sadece doktorunuzun kişisel durumunuzu değerlendirirken ek bilgilere ihtiyacı olması halinde gereklidir.
Gerektiğinde doktorunuz sizi ileri değerlendirme için bir nöroloğa, bir psikiyatriste, bir androloğa veya bir endokrinoloğa sevk edebilir.
Tedavisi
Sertleşme sorunu (SS) sık görülen bir sorundur. Hayatı tehdit etmemesine rağmen, hayat kalitenizi olumsuz etkileyebilir. Kalp hastalığı gibi başka durumlarla ilişkili olabileceği için doğru tedaviyi almanız önemlidir. SS için farklı tedavi yöntemleri mevcuttur, sizin durumunuza en uygun tedavi seçeneğini doktorunuzla tartışın.
Eğitim ve çiftlerin değerlendirilmesi
Tedavinin önemli bir bölümü, bu durumu ve yakın ilişkiniz üzerinde oluşturabileceği sonuçları anlamaktır. SS tedavisi için doktorunuz genellikle fiziksel ve psikolojik yaklaşımların bir kombinasyonunu önerir. Sadece fiziksel belirtileri tedavi etmektense psikolojik yaklaşımları da içeren tedavilerin daha etkili olduğu kanıtlanmıştır. Bu yaklaşımın, bekâr hastalarda veya partnerin müdâhil olmadığı durumlarda da etkili olduğu görülmüştür.
Eğer ciddi bir ilişkideyseniz tedavi tipini partnerinizin de onaylaması, nasıl işlediğini bilmesi ve bunu konuşabiliyor olmanız yararınıza olacaktır.
Unutmayın ki, tedavi sizin durumunuza özel olarak planlanır ve başkalarında işe yarayan tedaviler sizde her zaman işe yaramayabilir.
SS’yle ilişkili başka bir sağlık sorununuz varsa doktorunuz sizi bu konuda değerlendirilmek ve ileri tedavi için bir uzmana sevk edebilir.
Yaşam tarzı önerileri
Genel sağlık durumunuzun iyileştirilmesi şikâyetlerinizin azalmasını sağlayabilir. Doktorunuz size, sigarayı bırakmanızı, daha az alkol tüketmenizi ve düzenli egzersiz yapmanızı önerecektir.
Şahsi durumunuza göre doktorunuz, beslenme düzeninizi ayarlamanızı önerebilir. Bu durumu öncelikle doktorunuzla görüşmeniz önemlidir. Genel bir kural olarak şeker, tuz ve yağlı yiyeceklerden fakir beslenmeye gayret edin.
Fosfodiesteraz 5 inhibitörleri
Fosfodiesteraz 5 inhibitörleri (PDE5I) SS tedavisinde kullanılan bir ilaç grubudur. Bu ilaçlar penisteki damarların düz kaslarında gevşeme sağlayarak kan akımını artırırlar. Cinsel uyaran olmadan sertleşmeye neden olmazlar.
Onaylanmış 4 çeşit PDE5I vardır:
Sildenafil
Tadalafil
Vardenafil
Avanafil
PDE5I’lar SS için en çok reçete edilen ilaçlardır. Tüm PDE5I çeşitleri eşit derecede etkili olabilir. Hangi ilacın sizin için daha iyi olduğu ne sıklıkla cinsel ilişkiye girmek istediğinize ve kişisel tecrübelerinize göre değişir.
SS’nin tedavisinde PDE5I’ların çok etkili olması sebebiyle piyasada birçok taklit ilaç mevcuttur. Bu ilaçların satışı onaylanmamaktadır, zehirli olabilirler ve sağlığınızı bozabilirler. SS için ilaç kullanmadan veya satın almadan önce mutlaka doktorunuzla veya sağlık hizmeti sağlayıcınızla konuşun.
Sildenafil
Bilinen en eski PDE5I’dır ve hap olarak satılır. 25, 50 ve 100 mg’lık dozlarda satışa sunulur. İhtiyaçlarınıza göre doz ayarlaması yapılabilir. İlacı içtikten 30 – 60 dk sonra etkilerini hissetmeye başlarsınız. Etkisi 12 saate kadar devam edebilir. Sildenafil içmeden hemen önce yağlı gıdalarla beslenirseniz ilacın etkisi azalır.
Tadalafil
Tadalafil, hap olarak satılır. 5, 10 ve 20 mg’lık dozlarda bulunur. İhtiyaçlarınıza göre doz ayarlaması yapılabilir. İlacı içtikten 30 dk sonra etkilerini hissetmeye başlarsınız. 2 saat sonra en etkin düzeye gelir. Etkisi 36 saate kadar devam edebilir. Diğer PDE5I’lara kıyasla yediklerinizin Tadalafil’in etkinliğine etkisi yoktur.
Vardenafil
Hap olarak veya çözünebilir tablet olarak satılır. 5, 10 ve 20 mg’lık dozlarda satışa sunulur. İhtiyaçlarınıza göre doz ayarlaması yapılabilir. İlacı içtikten 30 dk sonra etkilerini hissetmeye başlarsınız. Vardenafil içmeden hemen önce yağlı gıdalarla beslenirseniz ilacın etkisi azalır.
Avanafil
Avanafil en yeni PDE5I’dır. 50, 100 ve 200 mg dozlarında bulunabilir. İhtiyaçlarınıza göre doz ayarlaması yapılabilir. İlacı içtikten 15 – 30 dk sonra etkilerini hissetmeye başlarsınız. İlaçla birlikte yiyeceğiniz herhangi bir şey ilacın etkisini geciktirebilir.
Yan etkiler
PDE5I’lar baş ağrısı, ciltte kızarıklık, mide ekşimesi, burun tıkanıklığı ve sersemlik hissi yapabilir. Vardenafil görme değişikliklerine, Tadalafil ve Avanafil ise sırt ve kas ağrılarına sebep olabilir. Tüm bu yan etkiler siz ilacı kullanmayı bıraktıktan sonra geçer.
PDE5I’lar etki etmezse ne yapılabilir?
PDE5I’ların size faydalı olmadığını düşünüyorsanız öncelikle bu durumun nedenini belirlemeniz gerekir. Bunun için şu soruları cevaplamalısınız:
En az 4 farklı zamanda bu ilacı kullandınız mı?
İlacın maksimum dozunu kullandınız mı?
İlacı aldığınızda yeterli cinsel uyaran var mıydı?
İlacın etkisini göstermesi için yeterince beklediniz mi?
Cinsel uyaranı başlatmadan önce çok mu beklediniz?
En yüksek doz ve doğru PDE5I kullanmanıza rağmen fayda görmüyorsanız, diğer olası tedavi alternatiflerini doktorunuzla konuşun.
Topikal tedavi
Topikal tedavi nedir?
Topikal tedavi ilaçların deriye uygulanması anlamına gelir. Bunlardan ilki penis ucundan yerleştirilen bir ilaçtır. İkincisi ise penis ucunda, üretranın dış açıklığına uygulanan krem formunda bir ilaçtır.
Topikal tedavileri ne zaman düşünmeliyim?
Alprostadil, sertleşme sorunu tedavisinde kullanılan ve bilinen bir ilaçtır. Alprostadil kremin en önemli avantajı sistemik yan etkilerin çok nadir görülmesi ve diğer ilaçlar (örneğin, yüksek tansiyon tedavisinde kullanılan veya heparin, warfarin gibi kan sulandırıcı ilaçlarla) ile birlikte kullanımında herhangi bir kısıtlama olmamasıdır.
Yan etkiler nelerdir?
İntraüretral alprostadiline bağlı en sık görülen yan etkiler genellikle kan basıncı düşüklüğünün eşlik ettiği sersemlik hissi ile bölgesel ağrıdır. Üretral kanama ve üriner sistem enfeksiyonları bazı hastalarda gözlenebilir.
Topikal alprostadilin yalnız, peniste kızarıklık, peniste yanma ve acı hissinin olduğu bölgesel yan etkileri nedeniyle avantajlıdır. Sistemik yan etkiler çok nadir görülür.
Alprostadili kullanmanızın güvenli olduğundan emin olmak için, doktorunuza şu durumlardan herhangi biri sizde varsa söyleyin:
kan pıhtısına bağlı geçirilmiş olay öyküsü,
kalp hastalığı, yüksek kan basıncı (hipertansiyon),
kanama veya pıhtılaşma bozukluğu; veya
kan yoluyla bulaşabilecek bir hastalık (hepatit veya HIV gibi)
Bu ilacın cinsel aktivitede bulunduğunuz partnerinize geçmesini önlemek için prezervatif kullanın.
Vakumlu Sertleşme Cihazı
VED nedir?
Vakumlu sertleşme cihazı (VED), silindir şeklinde bir cihazdır ve penisi çevresinden sıkan bir lastik veya silikon halkası bulunur. VED, sertleşmeyi ve bunun korunmasını sağlar.
Ne zaman VED kullanmayı düşünmeliyim?
PDE5I’lar etkili olmadığı zaman VED düşünmelisiniz. Aynı zamanda PDE5I kullanamıyorsanız veya SS için ilaç kullanmak istemiyorsanız da VED’leri alternatif bir tedavi olarak düşünebilirsiniz.
VED Ne zaman önerilmez?
Pıhtı önleyici ilaç kullanıyorsanız veya bir pıhtılaşma bozukluğunuz varsa VED kullanmanız önerilmez.
VED’lerin yan etkileri nelerdir?
VED’ler rahatsızlık hissi verebilir, orgazm sırasında boşalmayı zorlaştırabilir, penis derisinde morarmaya ve hissizliğe yol açabilir. Daraltıcı halkayı 30 dakikadan fazla tutmak penis derisinde ciddi hasara yol açabilir.
Şok dalga tedavisi
Şok dalga tedavisi nedir?
Vücut dışı şok dalga tedavisi (ESL) sertleşme fonksiyonunun iyileştirilmesi için çok düşük yoğunluklu odaklanmış şok dalgalarının kısa aralıklar halinde penise verildiği bir tedavidir. Birden fazla seans halinde uygulanır ve gerekirse tekrarlanabilir.
ESL, SS için araştırılmakta olan yeni bir tedavi yöntemidir. Standart bir tedavi seçeneği değildir. SS tedavisi için özel ESL cihazları gerekir. Doktorunuzla ESL tedavisinin size uygun olup olmadığını ve gittiğiniz hastanede uygulanıp uygulanamayacağını görüşün.
ESL’yi ne zaman düşünmeliyim?
Hafif düzeyde SS’niz varsa ve PDE5I kullanmak istemiyorsanız doktorunuz ESL önerebilir. Ancak ESL’nin şu anda standart bir SS tedavisi olmadığını unutmayın.
Nasıl etki eder?
ESL penis dokusunda küçük çaplı bir hasar meydana sebep olur. İyileşme sürecinde yeni kan damarları oluşur ve penise giden kan akımı artmış olur. Bu durum, sertleşme sağlama ve bunu devam ettirme kapasitesini artırır.
İntrakavernöz enjeksiyonlar
İntrakavernöz enjeksiyon nedir?
İntrakavernöz enjeksiyonlar SS tedavisi için penis içerisindeki süngerimsi dokuya damarların açılması amacıyla ilacın enjekte edildiği bir tedavi seçeneğidir.
Ne zaman intrakavernöz enjeksiyonları düşünmeliyim?
İntrakavernöz enjeksiyonlar, ilk aşamada uygulanan yaşam tarzı değişiklikleri veya PDE5I’lar işe yaramadığında başvurulan bir tedavi seçeneğidir. Her ne kadar çoğu erkek penisine iğne yapılması fikrinden korksa da bu tedaviyi seçen kişiler, enjeksiyonun sağladığı faydalar karşısında küçük bir iğne deliğinin çok da önemli olmadığını kısa sürede fark etmektedir.
İntrakavernöz enjeksiyonlar nasıl etki eder?
İntrakavernöz enjeksiyonda kullanılan ilaçlar penisin damarlarının düz kaslarında gevşemeye yol açarak kan akımını artırırlar. Böylece enkjeksiyondan 10 – 15 dk sonra cinsel uyaran olmasa dahi sertleşme gerçekleşir.
İntrakavernöz enjeksiyonu nasıl yaparım?
Üroloğunuz size kendinize nasıl enjeksiyon yapacağınız konusunda muayenehanesinde eğitim verecektir. Bazı durumlarda partnerinizin de eğitim alması gerekebilir. Eğitim sırasında ürolog size uygun dozu da belirler.
Enjeksiyonun yapılacağı yer önemlidir. Penisin taban kısmına, üretra, sinirler ve penisteki kan damarlarına zarar vermemek için saat 2 ve 4 yönleri arasına veya 8 ve 10 yönleri arasına enjeksiyon yaptığınızdan emin olun. Daha sonra enjeksiyon yaptığınız yere morarma olmaması için 2 – 5 dk boyunca hafifçe basınç uygulayın. Eğer doğru doz uygulandıysa 10 – 15 dk içerisinde sertleşme gerçekleşecektir.
Yan etkiler nelerdir?
Enjeksiyonların en sık yan etkisi sertleşme sırasında peniste ağrı olmasıdır. Her 10 enjeksiyondan birinde bu olur ve sertleşmenin bitmesiyle son bulur. Bir diğer hafif yan etki ise enjeksiyon bölgesinde morarmadır.
En ciddi yan etki priapizmdir. Sertleşmenin 4 saatten uzun ve ağrılı olmasıdır. Priapizm, penis damarları içerisindeki düz kas hücrelerine zarar verebilir ve SS’yi kötüleştirebilir. Sertleşmenizin 2 – 3 saatten uzun sürmesi halinde doktorunuzla iletişime geçmeniz çok önemlidir. Genelde priapizm, bir antidot (Herhangi bir zehir veya ilacın zararlı etkisini engelleyen veya ortadan kaldıran madde) enjeksiyonu ile etkin şekilde tedavi edilebilir.
Penil İmplantlar
Penil implant nedir?
Penil implant, penis protezi olarak da adlandırılır ve şiddetli SS durumunda penisin sertleşme odacıklarına yerleştirilen tıbbi bir cihazdır.
Ne zaman penil implant ameliyatını düşünmeliyim?
PDE5I ve intrakavernöz enjeksiyonları denemenize rağmen bunların SS’niz üzerinde çok az etkisi olduysa penil implant düşünebileceğiniz bir seçenektir. Aynı zamanda PDE5I veya enjeksiyon ilaçlarını kullanamıyorsanız da önerilebilir. PDE5I ve enjeksiyonu denediyseniz ve sonucundan memnun kalmadıysanız ve kalıcı bir çözüm istiyorsanız penil implant sizin için uygun bir seçenek olabilir.
Penil implant nasıl etki eder?
İki çeşit penil implant vardır: Yarı sert, şişirilemeyen implantlar ve şişirilebilir implantlar.
Yarı sert implantlar, penisin sertleşme odacıklarına yerleştirilen bükülebilir iki çubuktan oluşur. Cinsel aktivite esnasında uygun pozisyona bükülebilirler. Bu tip implantların bulunması halinde penis daima yarı serttir ve gizlemesi zor olabilir.
Şişirilebilir penil implantlar ise içi sıvı dolu cihazlardır, penisin sertleşme odacıklarında yerleştirilen iki şişirilebilir silindirden, testise yerleştirilen elle kontrol edilen bir pompadan ve penis sert değilken sıvıyı depolayan bir rezervuardan oluşur. Cihaz, pompanın birkaç kez sıkılması vasıtasıyla sıvının rezervuardan silindirlere aktarılması sayesinde şişirilir. Daha sonra, sıvının rezervuara geri aktarılması amacıyla da pompa kullanılır.
Her iki implant için de ameliyat olmanız gerekir. Her iki implant da tamamen vücudun içerisine yerleştirilir. Şişirilebilir implantlar, daha doğal bir sonuç sağladıkları için daha sık kullanılırlar. Komplike olgularda yarı sert implantlar daha uygun olabilir. Üroloğunuzla iki implant çeşidinden hangisini seçeceğinizi konuşun.
Lokalize Prostat Kanseri Tedavisinden Sonra Sertleşme Sorunu
Prostat kanseri, prostat bezinin kötü bir tümörüdür. Bu yaşlı erkeklerde en sık görülen kanser türüdür. Lokalize prostat kanseri için çeşitli tedavi seçenekleri vardır. En yaygın olan tedavilerden ikisi prostatı alınması ve ışın tedavisidir. Bu tedavi seçenekleri cinsel sağlığı etkileyebilir ve tedavi sonrası erkekler çoğunlukla sertleşme sorunu (SS) yaşar.
Prostat kanseri tedavisi neden sertleşme sorunları ile ilişkilidir?
Prostat bezi mesanenin hemen altında yer alır ve sinirler ve kan damarları ile çevrilidir. Bu sinirler ve kan damarları normal sertleşme için gereklidir. Bu sinirlerin nerede bulunduğu anlamak ve cerrahi veya diğer tedaviler sırasında zarar görmesini önlemek için pek çok araştırma yapılmıştır.
Radikal prostatektomi
Radikal prostatektomi, tüm prostatın ve çevresindeki dokunun alındığı bir ameliyat tedavi seçeneğidir. Tümör prostat beziyle sınırlı ise cerrah ameliyat sırasında penisin sinirlerine dokunmamaya çalışacaktır. Buna sinir koruyucu cerrahi denir. Sinir koruyucu cerrahi başarılı olsa dahi radikal prostatektomi sonrasında geçici sertleşme sorunu sık görülür.
Bunun sebebi sinirlerin çok hassas olması dolayısıyla en ufak hasardan etkilenmesidir. Ameliyat sırasında herhangi bir hasar oluşursa penisin kan damarlarına giden sinirlerin sinyalleri durur. Sinirlerin iyileşmesi 2 yıl sürebilir.
Penise ve penisten kan akışını sağlayan kan damarları da ameliyattan etkilenebilir. Sonuç olarak, penisin süngerimsi dokusuna daha az kan giderek buraya hasar verir. Bu hasar nedeniyle sertleşme sorununun iyileşmesi daha zor olabilir.
Tümörün prostat dışına yayıldığı durumlarda ya da başka nedenlerden dolayı bazı durumlarda sinir koruyucu cerrahi mümkün değildir. Sinir koruyucu olmayan ameliyat sonrası, sertleşme fonksiyonun iyileşmesi beklenilmez ancak imkânsız değildir. Doktorunuz ile endişelerinizi ve olası tedavi seçeneklerini görüşün.
Radyasyon tedavisi
Kanser tedavisinin bir türü olan radyasyon, kötü hücreleri kontrol etmek veya öldürmek için kullanılır. Radyasyonun sağlıklı hücrelerin de ölmesi sebep olabilmesi dolayısıyla prostat çevresindeki penise giden sinirler ve kan damarları da zarar görebilir. Radyasyon tedavisi sonrası sertleşme sorunu riski olmasına rağmen, teknik gelişmeler ışının hassasiyetini (duyarlılığını) artırmıştır.
Tedavi sonrasında normal sertleşme olması mümkün olacak mı?
Prostat kanseri tedavisi sonrası sertleşme sorunu riski ameliyat tekniğine veya doktorunuz tarafından kullanılan radyasyonun türüne bağlıdır, ancak aynı zamanda sizinle ilgili şu özellikler de etkilidir:
Yaş
Vücut yapısı
Hastalığın özellikleri
Tedavi öncesi cinsel sağlık
Sertleşme Sorunu ile Yaşamak
Neredeyse her erkek sertleşme fonksiyonu ile kısa süreli sorunlar yaşayabilir. Hemen hemen tüm durumlarda bu belirli ve özel yaşam koşulları, sorunlar veya stresle ilgilidir. Çoğunlukla bu sertleşme sorunları durumun çözülmesi veya değiştirilmesi ile ortadan kalkar. Genellikle doktora gitmeye gerek yoktur.
6 aydan fazla sertleşme sorunu (SS) yaşarsanız profesyonel yardım almalısınız. Doktorunuz fiziksel ve psikolojik testler yaparak nedenlerini bulmanıza yardımcı olabilir.
Sertleşme sorunu yaşam kalitesi üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olabilir. Yaşam kalitesi hem fiziksel hem de ruhsal sağlığı kapsar. Sadece sağlıklı hissetmek değil aynı zamanda sertleşme sorunu ile yaşamanın psikolojik rahatsızlığının olmaması da önemlidir. Bir başka önemli konu ise farklı insanların aynı belirtileri farklı yaşayabilmesidir. Bu nedenle kişisel deneyim ve yaşam kaliteniz göz ardı edilmemelidir; zira bunlar da tanısal testler ve tedavi sonuçları kadar önemlidir.
Kişisel ilişkiler ve seks
İki kişi arasında yakın bir ilişki karmaşıktır ve bunu birçok açıdan ele almak gerekir. Sertleşme sorunu kendinizle veya partnerinizle ilişkinizi etkileyebilir veya değiştirebilir. Utanabilir veya suçlu hissedebilirsiniz, bu da partneriniz ile bu durum hakkında konuşmanızı zorlaştırabilir. Sertleşme sorunu ciddi bir ilişki üzerinde doğrudan etkili olabilir.
Sertleşme sorunu cinsel yaşamınızı olumsuz etkileyebilir. Partnerinize keyif veremediğinizi düşündüğünüzde, çekici hissetmeniz ve kendine güvenmeniz ya da partneriniz ile yakın olmanız zordur. Bu güven, samimiyet ve yakınlık üzerinde de etkili olabilir. Yakınlığın yanı sıra günlük etkileşim de bu durumdan etkilenebilir.
Duygusal ve fiziksel olarak yalnız hissedebilirsiniz, çünkü tatmin edici cinsel aktivitenin olmayacağı korkusunu yaşarsınız. Bu davranış hayal kırıklığı ve küçük düşmenin bir işareti olsa da, partneriniz sizin ona duyduğunuz ilgiyi kaybettiğinizi düşünebilir. Bu onların özgüvenini ve çekicilik duygularını olumsuz etkileyebilir.
Bu değişiklikler ile uğraşmak çok zor olabilir çünkü çoğu erkek için cinsellik ve sertleşme bütün yaşamı boyunca önemlidir. Hatta inkar edip depresyona dahi girebilirsiniz. Bu nedenle sertleşme sorununun yaşam kalitesi üzerindeki etkisi göz ardı edilmemelidir.
Çoğu erkek şefkate ve kucaklamaya ihtiyaçları olduğunu kabul etmenin uygun olmadığını düşünebilir. Partnerinizle konuşarak konuyu ele almanız önemlidir. Bu duygusal ve fiziksel mesafeyi önleyebilir ve ihtiyacınız olan rahatlığı ve duygusal desteği sağlayabilir.
Partneriniz kendi çekiciliğini ve cinsel cazibesini sizi tahrik edebilme yeteneği ile ilişkilendirmiş olabilir. Savunmasız ve reddedilmiş hissedebilir, ihanet ve terk edilme korkusu yaşayabilir. Bu duygular siz sertleşme sorunundan dolayı tatmin edici cinsel aktivite yaşayamadıkça daha da ağırlaşır. Sertleşme sorunu tedavisi sorunun fiziksel yönünü çözebilse de, siz ve partneriniz için psikolojik sonuçların da ele alınması gerekiyor olabilir. Bir terapiste danışmanız yardımcı olabilir.
Partneriniz dile getirmese de sıkıntı çekebilir, bu nedenle bu durum ile başa çıkmanın en iyi yolunu partnerinizle açıkça konuşmanız çok önemlidir.
Sertleşme sorunu sadece ciddi ilişkisi olan erkeklerin cinsel yaşamını etkilemez. Sertleşme sorunundan yakınan bekâr erkekler de bu nedenle genellikle birlikteliklerden kaçınırlar.
Bir ürolog ya da bir seksolog ile cinsel yaşamınızı görüşmek rahatsız edici olabilir, ancak bu endişeleriniz ile başa çıkmak için en etkili yoldur. Doktorunuz ile birlikte cinsel yaşamınızda neyin önemli olduğunu belirleyebilir ve tatmin edici bir cinsel yaşam için en iyi tedavi seçeneğini seçebilirsiniz. Partneriniz varsa onun da bu görüşmelere katılması önemlidir.
Bu nedenler inandırıcı görünse de, yardım istemenize ve yaşam kalitenizi iyileştirmenize engel olmamalıdır.
Diğer Beğenebileceğin Yazılar
Üroloji
Sünnet
Sünnet, penis ucunu kaplayan derinin (preputium) cerrahi olarak çıkarılması işlemidir. Sünnet, eski zamanlardan beri dünyada en sık uygulanan …
Yayınlanan
3 sene önceüzerinde
Ekim 26, 2021Tarafından
Doktor Makaleleri
Sünnet, penis ucunu kaplayan derinin (preputium) cerrahi olarak çıkarılması işlemidir. Sünnet, eski zamanlardan beri dünyada en sık uygulanan cerrahi işlemlerden birisidir. Sünnetin uzun bir tarihi vardır ve günümüzde çeşitli dini, kültürel ve toplumsal bağlamların ayrılmaz bir parçası olmaya devam etmektedir. Mısır mezarlarından çıkarılan milattan önce 4000 yıllarına ait cesetler, sünnetin o zamanlarda da yapıldığına dair kanıt teşkil etmektedir. Mısır’da bulunan ergen erkek çocuklarının sünnetini gösteren altıncı hanedanlığa ait bir rölyef (Resim1) (MÖ 2345-2180 kadar uzanır) ilk belgelenmiş sünnet uygulamasını yansıtır.
Ülkemizde ve dünyada, sünnet genellikle dini ve geleneksel nedenlerle uygulanır. Ancak bazı tıbbi zorunluluklar veya koruyucu amaçlarla gerçekleştirilen sünnet işlemleri de vardır. Prosedür ayrıca kişisel hijyen veya koruyucu sağlık bakımının bir parçasıdır. Sünnetin cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı koruyucu olduğunu bildiren çalışmaların yanısıra, penis kanserinin sünnet olmayan erkeklerde sünnet olan erkeklere kıyasla daha fazla görüldüğünü bildiren yayınlar mevcuttur.
Sünnetin zamanlaması için farklı görüşler bulunmaktadır. Bilimsel açıdan sünnetin ilk 1 yıl içinde idrar yolu enfeksiyonu riskini 10 kat azalttığı gösterilmiştir. Ancak ilk bir yıl içinde, özellikle idrar yolu enfeksiyon riski azaltılması gereken grup ise anne karnında yapılan ultrasonlarda böbrek ve/veya mesanesinde sorunu olan erkek çocuklardır. Bu çocuklar dışında yenidoğan sünneti ailenin bir seçimidir. Sigmund Freud’ a göre çocukların psikososyal gelişim dönemleri belirli evrelerden oluşur. Bunlar; oral dönem (0-1 yaş), anal dönem (1-3 yaş), fallik dönem (3-6 yaş), latens dönem (6-12 yaş) ve genital dönem (12-18 yaş)dir. Bu dönemler içinde fallik dönem sünnet zamanlaması açısından önerilmeyen dönemdir. Fallik dönemde çocuklar, cinsel kimliklerini keşfetmeye başlar ve kız-erkek ayrımı belirginleşir. Fallik dönemde erkek çocukta pipisine ilgi en üst düzeydedir. Bu dönemde yapılan sünnetin cinsel organının tamamını kaybetme endişesine yol açabileceği ve psikoseksüel gelişim açısından olumsuz etkilere sahip olabileceği düşünülmektedir. Ancak bu görüş bilimsel olarak sağlam temellere oturtulamamış olup aksini söyleyen yayınlar da mevcuttur.
Sünnet her ne nedenle (dini,geleneksel, tıbbi) ya da hangi şekilde (lokal ya da genel anestezi) yapılıyor olursa olsun, sünnetin cerrahi bir işlem olduğu unutulmamalıdır. Ameliyathane şartlarında sterilizasyon koşullarının sağlandığı uygun malzemelerle yapılması gerekmektedir.
Üroloji
İdrar Kaçırma, İdrar Tutamama, İkontinans
İdrar Kaçırma Nedir? İdrar kaçırma – yani mesane kontrolünün kaybı – istenmeyen, devamlı veya düzenli aralıklarla idrar tutamama durumudur …
Yayınlanan
3 sene önceüzerinde
Ekim 26, 2021Tarafından
Doktor Makaleleri
İdrar Kaçırma Nedir?
İdrar kaçırma – yani mesane kontrolünün kaybı – istenmeyen, devamlı veya düzenli aralıklarla idrar tutamama durumudur. İdrar kaçırmanın şiddeti, öksürdüğünüzde veya hapşırdığınızda ara sıra idrar kaçırmaktan, tuvalete yetişemeyeceğiniz ani ve güçlü bir idrara çıkma dürtüsüne, ve neredeyse hiç tutamama ölçüsüne kadar değişen bir yelpazeyi kapsar. Ped testine göre objektif olarak hafif orta ve şiddetli idrar kaçırma şeklinde derecelendirilebilir.
İnsanlar daha sık ortaya çıksa da, idrar kaçırma yaşlanmanın kaçınılmaz bir sonucu değildir, aynı durum genç insanlarda da görülebilmektedir. Kadınlar, erkeklere göre idrar kaçırma sorunu daha fazla görülmektedir (Kadınlarda: %6-40, Erkeklerde ise: %17-40).
İdrar Kaçırma Tipleri
1-Stres inkontinans(idrar kaçırma): Stres tipi idrar kaçırma; öksürme, hapşırma, gülme, egzersiz yapma veya ağır bişey kaldırma gibi stres ve efor durumların oluşan idrar kaçırmayı ifade eder. Bu zorlamalar sırasında mesane içindeki basınç artar, idrar tutmayı sağlayan kaslar ve mekanizmalar bu basınca karşı koyamaz ve idrar kaçırma oluşur.
2-Sıkışma tipi idrar kaçırma: Sıkışma tipi idrar kaçırma ani-acil idrara çıkma ihtiyacı ile birlikte tuvalete yetişememe veya idrarı geciktirememe durumudur ve idrar bu esnada kaçar. İdrar kaçağı bir damla ila idrarın tamamını kaçırma derecesinde olabilir. gece idrara kalkma ihtiyacı belirgindir. Bu tip idrar kaçırma, enfeksiyon gibi basit problemden; nörolojik bozukluk veya diyabet gibi daha ciddi durumlardan kaynaklanabilir.
3- Taşma inkontinansı: Tamamen boşalmayan bir mesaneden kapasite dolduktan sonra damla damla sürekli idrar kaçırmayı ifade eder.
4- Fonksiyonel inkontinans: Fiziksel veya zihinsel bir bozukluk nedeniyle, tuvalete zamanında gitmeyi engelleyen durumlar söz konusudur. Eklem hastalıkları, felç, sinir sistemi hastalıkları gibi kişinin lavaboya zamanında yetişmesini engelleyen fiziksel veya ruhsal kısıtlılıklar nedeniyle ortaya çıkan idrar kaçırma tipidir. Örneğin, şiddetli artrit durumunda pantolonunuzun düğmelerini yeterince hızlı açamamak gibi fonksiyonel problemler vardır.
5-Karışık tipte idrar kaçırma: Birden fazla idrar kaçırma tipi birlikte ise karma veya karışık tipte idrar kaçırma terimi kullanılmaktadır. Tipik olarak hem sıkışma hem de stres idrar kaçırmanın birlikte olduğu bir durum; karışık tipte bir idrar kaçırmaya örnek olabilir.
6. Devamlı idrar kaçırma: İdrar yolları ile vajina arasında oluşan normal dışı bir açıklık gibi (fistül) nedeniyle oluşan sürekli idrar kaçırma durumudur. Bu fistül idrar kanalı ile rektum arasında da olabilir.
7. Geçici idrar kaçırma: İdrar yolu enfeksiyonu, bazı ilaçların kullanımı gibi geçici bir durum nedeniyle ara sıra idrar kaçırmayı ifade eder.
Doktora Ne Zaman Görünmeli ve Nasıl Hazırlanmalı?
Hastaların çoğu idrar kaçırma durumunu belirtmekten rahatsızlık hissettikleri, utanç duydukları için tedavisiz kalmaktadır, uygulanabilir basit yaşam tarzı ve diyet değişiklikleri yaparak kendi kendine idrar kaçırma şikayetini önlemeye ve tedavi etme yoluna gitmektedir. İdrar kaçırma sıklıkla meydana geliyor veya günlük yaşam kalitesini etkileyecek boyutta ise çekinmeden doktora görünmek ve tıbbi yardım almak önemlidir.
İdrar Kaçırma durumunda tıbbi yardım almak önemlidir. Çünkü:
-
Sosyal yaşantınızı ve etkileşimlerinizi kısıtlanmasına neden olabilir
-
Yaşam kalitenizi olumsuz etkiler
-
Özellikle yaşlı hastalarda tuvalete yetişirken kazalar olabilir, düşme riski vardır
-
İdrar kaçırmanın nedeni olabilecek, altta yatan çok daha ciddi bir problemin belirtisi olabilir.
Doktora gittiğinizde idrar kaçırma ile ilgili sormanız gereken sorular şunlar olmalıdır:
-
İdrar kaçırmanın nedeni ne olabilir?
-
Bu problemin kalıcı bir tedavisi var mı?
-
Hangi testleri yaptırmak gerekir?
-
Tedavi seçenekleri nelerdir, hangisini öneriyorsunuz ve bana nasıl faydalı olacak?
-
Tedavi alırsam veya almazsam sonuç ne olur, aylarda ve yıllarda sonra neler olabilir?
-
İlaç tedavisi idrar kaçırmamı önleyebilir mi?
-
İlaç tedavisinin yan etkileri nelerdir?
-
Ameliyat ihtiyacım varmı ve mutlak gerekli mi?
-
Hangi ameliyat seçenekleri var?
-
Tedaviden ne zaman sonra fayda görebilirim?
İdrar Kaçırmanın Sebepleri ve Risk Faktörleri Nelerdir?
İdrar kaçırma, günlük alışkanlıklardan, altta yatan tıbbi koşullardan veya fiziksel sorunlardan kaynaklanabilir. Buna göre idrar kaçırmalarını geçici ve kalıcı yani sebat eden idrar kaçırma olarak iki gruba ayırabiliriz.
1- Geçici idrar kaçırma
Bazı içecekler, yiyecekler ve ilaçlar bağlı olarak gelişen idrar kaçırmaları geçicidir, buna neden olan ilaç, gıda veya ilaçlar değiştirildiğinde ortadan kalkabilir:
Geçici idrar kaçırmaya neden olan yiyecek, içecek ve ilaçlar şunlardır:
-
Alkol
-
Kafein
-
Gazlı içecekler ve maden suyu
-
Yapay tatlandırıcılar
-
Çikolata
-
Şili biberi
-
Baharat, şeker veya asit içeriği yüksek gıdalar, özellikle turunçgiller
-
Kalp ve tansiyon ilaçları, sakinleştiriciler ve kas gevşeticiler
-
Yüksek dozlarda C vitamini alımı
İdrar yolu enfeksiyonu: Enfeksiyonlar mesaneyi tahriş ederek güçlü idrara çıkma dürtüsüne ve bazen de idrar kaçırmaya neden olabilir.
Kabızlık: Rektum mesanenin komşuluğundadır ve hemen hemen aynı sinirleri paylaşır. Rektumdaki sert-katı dışkı, bu sinirlerin aşırı aktif olmasına ve idrar sıklığının artmasına neden olarak geçici idrar kaçırmalarına neden olabilir.
2- Kalıcı ve Sebat Eden İdrar Kaçırmalar
Altta yatan fiziksel problemlerin veya değişikliklerin neden olduğu kalıcı bir durumlara bağlı sebat eden ve kalıcı idrar kaçırma nedenleri şunlar olabilir:
Gebelik: Hormonal değişiklikler ve bebeğin(fetüsün) artan ağırlığı stres tipi idrar kaçırmaya yol açabilir.
Doğum: Vajinal yani normal doğum, mesane kontrolü için gerekli olan kasları zayıflatabilir ve mesane sinirlerine ve destekleyici dokulara zarar vererek, pelvis tabanının sarkmasına-gevşemesine (prolaps) yol açabilir. Sarkma ile mesane, rahim, rektum veya ince bağırsak normal olması gereken konumundan daha aşağı doğru itilebilir ve vajinaya doğru çıkıntı yapabilir. Bu durum idrar kaçırmaya neden olabilir.
Yaşlanma: Mesane kasının yaşlanması, mesanenin idrar depolama kapasitesini azaltabilir. Ayrıca, yaşlandıkça istemsiz mesane kasılmaları daha sık hale gelir ve sıkışma tipi idrar kaçırmaya neden olabilir.
Menopoz: Menopozdan sonra kadınlar, mesane ve üretranın iç-astarını sağlıklı tutmaya yardımcı olan kadınlık hormonu-östrojeni daha az üretirler. Bu dokuların hormon çekilmesine bağlı vasfını kısmen kaybetmesi, kuruması idrar kaçırmaları tetikleyebilir ve şiddetlendirmeye neden olabilir.
Prostat büyümesi: Özellikle yaşlı erkeklerde, idrar kaçırma genellikle iyi huylu prostat büyümesi olarak ortaya çıkmaktadır.
Prostat kanseri: Tedavi edilmemiş prostat kanseri ile ilişkili olarak erkeklerde stres veya sıkışma tipi idrar kaçırma ortaya çıkabilirken, daha sık olarakta prostat kanserinde yapılan cerrahi, fokal tedavi, radyoterapi sonrası ve tıbbi tedavilere bağlı temel komplikasyon olarak idrar kaçırma görülmektedir.
İdrar yolu tıkanıklığı ve darlığı: İdrar yolunun herhangi bir yerindeki bir tümör, darlık gibi normal idrar akışını engelleyen durumlar taşma tipi idrar kaçırmaya yol açabilir. Yine idrar yolları taşları – mesanede oluşan sert, taşa benzer kitleler – bazen idrar sızıntısına, idrar kaçırmalarına neden olabilir.
Nörolojik bozukluklar: Multipl skleroz, Parkinson hastalığı, felç, beyin tümörü veya omurilik yaralanması, mesane kontrolünde görev alan sinir sinyallerini engelleyerek idrar kaçırmaya neden olabilir.
İdrar Kaçırmanın Risk Faktörleri Nelerdir?
İdrar kaçırma riskini artıran faktörler şunlardır:
-
Cinsiyet: Kadınların stres tipi idrar kaçırma olma olasılığı daha yüksektir. Hamilelik, doğum, menopoz ve normal kadın anatomisi bu farktan sorumlu tutulmaktadır. Bununla birlikte, prostat sorunları olan erkeklerde, sıkışma ve taşma tipi idrar kaçırmaları açısından riski altındadır.
-
Yaş: Mesane kasının yaşlanması, mesanenin idrar depolama kapasitesini azaltabilir. Ayrıca, yaşlandıkça istemsiz mesane kasılmaları daha sık hale gelir ve sıkışma tipi idrar kaçırmaya neden olabilir.
-
Aşırı kilo-obezite: Ekstra ağırlık, mesane ve çevresindeki kaslar üzerindeki baskıyı artırır ve direnci zayıflatır, sonuçta öksürürken veya hapşırırken idrarın sızmasına ve kaçmasına neden olabilir.
-
Sigara içmek: Tütün kullanımı idrar kaçırma riskini artırabileceği gösterilmiştir.
-
Aile öyküsü: Yakın bir aile üyesinde idrar kaçırma , özellikle de sıkışma tipi idrar kaçırma varsa, bu duruma idrar kaçırma gelişme riski diğer insanlara göre daha yüksektir.
-
Bazı hastalıklar: Nörolojik hastalıklar ve diyabet gibi kronik hastalıklarda, idrar kaçırma riski daha yüksektir.
-
Prostat Ameliyatları: Prostat ve pelvik ameliyatlar idrar kaçırma açısından risk faktörü sayılmaktadır.
İdrar Kaçırmanın Yan Etkileri-Komplikasyonları
Kronik idrar kaçırma durumunda şu yan etkiler beklenir:
-
Cilt problemleri: İdrar kaçağına bağlı sürekli ıslaklık ciltte döküntülere, cilt enfeksiyonlara ve yaralara neden olabilir.
-
İdrar yolu enfeksiyonları: İdrar kaçırma, tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu riskini artırmaktadır.
-
Günlük yaşam kalitesinde bozukluk: İdrar kaçırma günlük yaşam üzerinde olumsuz etkiler kaçınılmaz olabilmektedir. İdrar kaçırma; sosyal, ibadet, iş ve kişisel ilişkilerinizi etkileyebilir.
İdrar kaçırma Önlenebilir mi?
İdrar kaçırma her zaman önlenebilir değildir. Ancak, kaçırma riskini azaltmaya yönelik bazı önlemler alınabilir. Bu önler arasında:
-
Sağlıklı bir kiloyu koruyun
-
Pelvik taban egzersizleri yapın-Kegel egzersizleri
-
Kafein, alkol ve asitli yiyecekler gibi mesane tahriş edici maddelerden kaçının
-
İdrar kaçırma nedeni olan kabızlığı önlemek için daha fazla lifli gıdalar tüketin
-
Sigara içmeyin veya sigara içiyorsanız bırakmak için yardım alın
İdrar Kaçırma Nasıl Teşhis Edilir?
İlk olarak hangi tip idrar kaçırma olduğunu belirlemek önemlidir, ve teşhisde ilk basamaktır. Bu bilgi tedavi kararlarına ve tedavi şekline rehberlik edecektir.
Tıbbi Özgeçmiş-Hikaye: Hangi tip idrar kaçırma olduğunu anlamak için kapsamlı bir öykü ve fizik muayene ile başlayacaktır.Tıbbı özgeçmişinizde idrar kaçırma ile ilgili olabilecek başka hangi rahatsızlıklarınızın olduğunu veya hangi ilaçları aldığınızı öğrenmek isteyecektir.
Genel olarak sorulabilecek sorular şunlardır:
-
Şikayetin başlangıcı ve gelişim süreci, günlük idrar kaçırma sayısı ve miktarı
-
İdrara sıkışma hissinin aniden oluşması, öksürme veya gülme ile idrar kaçırma, İdrar yaptıktan sonra mesaneyi tam boşalıp boşalmadığı hissi, idrarda yanma hissi, sık idrara gitme veya gece idrara çıkma ihtiyacı ve bunların sayısı gibi idrar kaçırma tipini belirlemeye yardımcı olabilecek sorular
-
Şikayetin adet siklusu veya cinsellikle ile ilişkisi olup olmadığı
-
Şikayeti azaltan veya şiddetlendiren durumlar
-
Mevcut hastalıkları(şeker hastalığı, nörolojik hastalıklar, hipertansiyon vs) ve bunlara ilişkin kullanılan ilaçlar
-
Sigara içme durumu
-
Günlük tüketilen sıvı miktarı ve dağılımı
-
Günlük kahve ve alkol tüketimi
-
Geçirilen ameliyatlar
-
kabızlık sorgulaması
-
Gebelik ve doğum sayısı ve şekli
-
Menopoz durumu
Fizik muayene: İdrar kaçırma yakınması olan hastalarda olmazsa olmaz olan detayı bir muayenedir. Ayrıntılı genel fizik muayene, genital, nörolojik, erkekte rektal, kadın hasta ise jinekolojik muayene yapılır. Jinekolojik muayenede dış genital organların muayenesi dışında, vajinal muayenede hasta ıkındırılarak pelvik bölgedeki kas ve bağ dokusu zayıflamaları mesane, rahim, rektum gibi organların vajina içine doğru fıtıklaşmasının olup olmadığı konrol edilir.
Ped Testi: Pet testi somut testlerden biridir. Kısa süreli ped testinde; ağırlığı belli olan bir ped pet hastaya verilir ve ağızdan bol miktarda sıvı alması söylenir, 1 saat süresince hastadan öksürmesi, merdiven çıkması, oturup kalkması gibi karın içi basıncını arttıran hareketleri yapması istenilir. Süre bitiminde pet çıkarılır ve ağırlığı tekrar ölçülür; fark kaçan idrar miktarını bize gösterir. Uzun süreli Ped testinde ise hastaya verilen ped hastanın şikayetine göre 1 ila 24 saat tutulur ve yine bazı karın içi basıncını artıran hareketler yapması söylenir, bu süre sonunda ped veya pedler tekrar tartılır ve idrar kaçırma şiddeti belirlenmiş olur. Buna göre; İdrar kaçağı 2 gr dan az ise normal, 2-10gr arasında ise hafif, 10-50 gr ise orta, 50 gr dan fazla ise şiddetli idrar kaçırma olarak değerlendirilir.
Stres testi: Mesane yaklaşık 300 cc dolu iken, mesane ile tercihen hastanın idrar kaçırdığını ifade ettiği pozisyonda (oturarak veya yürürken), önce ıkınma manevrası eşliğinde, sonra hasta öksürtülür ve idrar kaçağı olup olmadığına bakılır, idrar kaçağı izlenirse stres testi pozitiftir denilir. Bu test tek başına bir şey ifade etmeyebilir, ancak hastanın hastanın idrar kaçırdığının bir kanıtı olarak değerlendirilir.
Hasta sorgulama Formları: İdrar kaçırmanın günlük yaşam kalitesini ne kadar etkilediğini ve yakınmaların objektif bir zemine oturtmak için hastaya bir form doldurması istenir. Bu formlar tedavi sürecinde ve tedavi kontrollerinde tekrar ettirilir, şikayetlerin ne ölçüde düzeldiliği konusunda yardımcı olacaktır.
İşeme günlüğü: Belirli bir zaman aralığında işeme zamanı, işeme hacmi, aldığı sıvı miktarı, idrar kaçırma sayısı ve miktarı, ve fiziksel aktivitelerini kaydetmesi istenilir. Böylece hastanın işeme düzeni, tuvalet alışkanlıkları belirlenir. İşeme günlüğü 7 güne kadar tutulabilir ancak 3 günlük bir kayıt genellikle yeterli olur.
İdrar Analizi: Basit bir idrar tetkiki, idrar yolu enfeksiyonu, kanama ve diğer metabolik anormallikleri hakkında bize ipuçları verebilir. İdrar kaçırma şikayeti olan hastalarda istenmesi gereken temel tetkiktir.
Kalıntı İdrar Miktarı: İdrar yaptıktan sonra idrar torbasında kalan idrar, artık idrar miktarıdır. İşeme sonrası kalıntı idrar olarak da adlandırılır. Bir kateter yardımı ile veya ultrasonografi ile ölçülebilir. Kalıntı, idrar kaçırmayı kötüleştirebilir veya idrar yolu enfeksiyonu olmasını körükleyebilir. Mesanede çok miktarda artık idrar olması, idrar yolunda bir tıkanıklık veya mesane sinirleri ve kasları ile ilgili bir problem olduğu anlamına gelebilir.
Ürodinamik Değerlendirme: Ürodinamik inceleme idrar yapma döngünüz hakkında ve mesanenin nasıl kasıldığı hakkında daha fazla bilgi elde etmek için yapılan bir testtir. Özellikle nörolojik problemi olanlarda ve ameliyat düşünülen hastalarda yapılması tavsiye edilmektedir, idrar kaçıran hastalarda rutin yapılan bir işlem değildir. Bu işlem basit üroflowmetri denen işeme testi ve kompleks girişimsel ürodinamik inceleme şeklinde olabilir.
-
1-Üroflowmetri: Üroflowmetri elektronik olarak idrar akım hızını ölçen basit bir incelemedir. Hastane polikliniklerinde veya muayenehanelerde kolaylıkla uygulanabilen bir testtir. Dolu bir mesane ile hastaya elektronik cihaza işemesi istenir; azami idrar akış hızı, işenen miktar ve işeme konfigürasyonu hakkında bilgi verir.
-
2-İnvaziv-girişimsel ürodinamik testler: Cerrahi tedavi düşünülen, nörolojik problem düşünülen veya diğer testlerle teşhis konulamıyorsa yapılması uygun görülür. İnvaziv-girişimsel ürodinamik inceleme sırasında doktor veya hemşire, idrar yoluna ve makata(rektuma), karın içi ve mesane basıncını ölçmek için birer kateter yerleştirirler. Yerleştirilen kateterden yavaşça sıvı gönderilerek idrar torbasının olarak dolmasına benzer bir durum oluşturulur ve tüm basınçlar dolum ve boşaltım sırasında ölçülür ve kaydedilir.
Sistoskopi: Sistoskopi, sistoskop adı verilen ışıklı-kameralı endoskop kullanılarak mesanenin ve idrar kanalının(üretra) incelenmesine imkan sağlayan temel tanı/teşhis yöntemidir. Sistoskopi idrar kaçırmanın başlangıç testleri arasında yer almamaktadır. Bu test idrarda kanama gibi başka şikayetler olduğu zaman gereklidir. Ürodinamik incelemeye benzer biçimde tanıdan şüphe edilmesi halinde yapılabilir.
Görüntüleme yöntemleri: Ultrasonografi teşhis amacıyla kullanılan en sık görüntüleme yöntemidir. Ayrıca gerektiğinde ürografi, tomografi ve MR gibi daha ileri görüntüleme teknikleri devreye girer. İdrar yollarının görüntülenmesi; sistoskopi ve ürodinamik inceleme yöntemleri gibi idrar kaçırmanın başlangıç testleri arasında yer almamaktadır.
İdrar Kaçırmanın Tedavisi Nasıl Yapılmaktadır?
İdrar kaçırmanın tedavisi, kaçırmanın tipine, şiddetine ve altta yatan nedene bağlı olarak değişkenlik göstermektedir ve birçok tedavi yöntemi vardır. Tedavilerin bir kombinasyonu gerekebilir. Hayat tarzı değişiklikleri, mesane ve pelvik taban kas egzersizleri gibi bazı tedbirler ilk başlarda işe yarayabilir. Ameliyat ve ilaç tedavileri gibi yöntemler, bu yöntemler işe yaramadığında uygulanabilir. İlaç tedavisi genellikle bazı hayat tarzı değişiklikleri, mesane ve pelvik taban egzersizleri gibi bazı kendi başına sorunun üstesinden gelme tedavileri ile birleştirilebilir. İdrar kaçırma rehabilitasyonu, pelvik taban kas egzersizlerinin öğretilmesi, biofeedback ve elektrik stimülasyonu uygulamalarını kapsar, fizyoterapist ya da daha spesifik adıyla üro-terapistler tarafından uygulanır. Doğru kasları belirlemenize, kasılmayı ve gevşetmeyi öğrenmek için bir pelvik taban fizyoterapisti ile çalışmanızı veya biofeedback tekniklerini denemenizi önerilebilir.
1-İdrar Kaçırmanın Kişisel Yönetimi ve İlaçsız tedavisi
Hayat Tarzı Değişiklikleri: Günlük diyette ne zaman, neyi, ne kadar içtiğinize veya yediğine bakarak idrar kaçırmayı etkileyen yiyecek ve içecekleri hastalar tahmin edebilir. Bunu anlamanın en iyi yolu, farklı yiyecek ve içecekleri denemek ve etkilerini görmektir. Diyetteki bazı değişiklikler idrar kaçırma sorununu bir parça düzeltebilir. Günlük alınması gereken sıvı miktarını hekime daşırak ayarlamak basit bir çözüm olabilir. Kafein, alkol ve diğer vasıflı içecekler içecekler idrar kaçırmaya neden olmayabilir, fakat bazı kişilerde sıkışma hissini ve sık idrara gitmeyi artırabilmektedir. Bu yüzden içeceklerden kaçınmak idrar kaçırmayı bir miktar düzeltebilir. Acı-baharatlı yiyecekler, limon ve ağır kokulu peynirler gibi mesanede tahriş yapan gıdalardan uzak durmak veya yararlı olabilir. Kabızlık ve aşırı kilo alımının idrar kaçırma ile ilişkili bulunmuştur. Sağlıklı bir kiloya inmek ve bunu korumak, düzenli barsak alışkanlıklarına sahip olmak için, diyetle aldığınız yiyeceklerin dengeli olması, meyve, sebze ve lifli gıdalar içermesi oldukça önemlidir. Özellikle sağlıklı kiloya inmek şikayetlerde düzelme olduğunu görebilirsiniz.
İdrar kaçağı ile ilgili sorunları, cilt tahrişini en aza indirgemek için yapılabilecek önlemler şunlardır:
-
Temizlik için bez kullanın
-
Cildinizi havayla kurumasına izin verin
-
Sık sık yıkama ve duştan kaçının çünkü bunlar vücudunuzun mesane enfeksiyonlarına karşı doğal savunmasını azaltabilir
-
Cildinizi idrarın yaptığı tahrişten korumak için vazelin veya kakao yağı gibi bir bariyer krem kullanabilirsiniz
-
Özel emici ped ve iç çamaşırı kullanabilirsiniz.
Özeklile fonksiyonel tip idrar kaçırma ve/veya gece idrar kaçırma şikayetiniz varsa, kullandığınız tuvaleti tuvalete giden yolu daha uygun hale getirebilirsiniz:
-
Tuvalete giderken takılıp düşebileceğiniz veya çarpabileceğiniz tüm halıları veya mobilyaları taşıyın.
-
Yolunuzu aydınlatmak ve düşme riskini azaltmak için bir gece lambası kullanın.
-
Mevcut bir banyo kapısını genişletin
-
Yükseltilmiş bir klozet oturağı takın
Mesane Eğitimi: Mesane eğitiminin ilk aşaması 3-7 günlük bir işeme günlüğü-kaydı tutulmasıdır. Bu günlükte ne kadar sıvı içtiğiniz, ne sıklıkta idrar yaptığınız ve ne kadar idrar miktarınız olduğu kaydedilir. Bu bilgiler ışığında hekim günlük idrar yapma sıklığı konusunda önerilerde bulunacak ve sizden bunları yapmanızı isteyecektir. Eğer mesane eğitimi başarılı olmuşsa mesane kapasitesi artar ve daha fazla idrarı depolayabilecektir: Mesane eğitiminde, idrara gitme dürtüsünü başladıktan sonra idrara çıkmayı geciktirmek ve ertelemek işin ilk adımı olabilir. Her idrara çıkma dürtüsü hissettiğinizde 10 dakika geciktirmeye çalışarak başlayabilirsiniz. Amaç, sadece her 3-4 saatte bir idrar yapana dek tuvalete gitme gitmeyi ertelemek geciktirmektir.
Mesane kapasitesini artırmak, taşma tipi idrar kaçırması olan hastalar için uygun değildir, tam tersi olumsuz etki yapabilir. Taşma tipi idrar kaçırmada diğerlerinin aksine, mesaneyi tamamen boşaltmak için gayret sarf etmek gereklidir. Çift işeme; ilk işemede idrar bittikten sonra, ardından birkaç dakika beklemek ve tekrar ikinci olarak işemek anlamına gelir, yani tekrar tekrar idrar yaparak mesanenin tamamen boşalmasını temin etmek amaçlanır. Ayrıca idrar hissini beklemeden 3-4 saatte bir idrara gitmek önerilir.
Pelvik Taban Kas Egzersizler(Kegel): Pelvik taban kasları mesaneyi ve karın içi organları destekler ve sarkmasını önleyici görevleri vardır, aynı zamanda idrarı tutan kaslarıda(kapak-sfinkter) ihtiva eder- kapsar. Bu kaslar yaşlanma, bazı hastalıklar veya menopoz gibi hormonal değişiklikler ile birlikte tonusunu kaybeder ve zayıflar. Buda idrarı yeterine tutmaya muktedir olmayabilir, efor ve stres durumlarında (hapşırma ve öksürme gibi) hasta idrar kaçırır. Yaşlanma dışında, kadınlarda, gebelik ve doğumlar pelvik taban kaslarını zayıflatmaktadır. Erkeklerde ise prostat ameliyatları özellikle prostat kanseri ameliyatları ve bilhassa radikal prostatektomi pelvik taban kaslarını zayıflatabilir. Pelvik taban kas egzersizleri ve bu egzersizler için dizayn edilmiş programlar; idrar kaçırmayı kısmen düzeltebilir. Pelvik taban kas egzersizleri ve bu egzersizler için dizayn edilmiş programlar Kegel egzersizleri olarak bilinir. Kegel egzersizleri olarak da bilinen bu teknikler özellikle stres inkontinansı için etkilidir ancak aynı zamanda sıkışma tipi idrar kaçırmada etkili olabilir.
Bu egzersizler idrar yaptıktan sonra, öncelikle idrar akışını durdurmaya çalıştığınızı hayal edin, rahat çömelmiş, oturur veya ayakta bir pozisyonda idrarınızı tutar gibi kendinizi sıkın ve gevşetin ve bunu egzersizi on defa tekrarlayın. Bir sonraki aşamada aynı egzersizi yapın fakat gevşetmeden önce 5 saniye kendinizi kasılı tutun. Bu şekilde 5 saniye tutmanıza uyum sağlamanız birkaç haftanızı alabilir. Ön pelvik taban kaslarınız bu şekilde daha da kuvvetlenecektir. Sonraki egzersiz arka pelvik kas tabanını hedef alır. Büyük tuvaletinizi tutar gibi kendinizi sıkın ve gevşetin. Bu egzersizi on defaya kadar tekrarlayın. Bir sonraki aşamada aynı egzersizi yapın fakat gevşetmeden önce 5 saniye kendinizi kasılı tutun. Bu egzersizi on defaya kadar tekrarlayın. Bu egzersizler size, her gün tekrarlandığında faydalı olacaktır. Bu egzersizler kasların güçlenmesi için en az üç ay yapılmalıdır. Unutmayalım ki bu egzersizleri çok fazla yapmak size zarar verebilir. Her egzersiz serisini bir defada 10 tekrardan fazla ve hergün üç seriden fazla egzersiz yapmamak gerekiyor.
Biofeedback(biyogeribildirim) Tedavi : Sıkışma tipi ve/veya stres tipi idrar kaçırma şikayeti olan kadınlarda pelvik kaslara yerleştirilen elektromiyogram elektrodlarıyla hastaya ilgili vücut bölgesini kontrol ederek elektronik sinyallerin nasıl değiştirilip, monitorize edileceğini öğretir. Bu yöntemde kas kontrolünün(motor kontrolün) takibi, bir ekran ve ses düzeni aracılığıyla görsel ve işitsel sinyaller halinde hastaya yansıtılır.
EMG biofeedback, çizgili kas kasılması sırasında ölçülen elektromiyografik aktiviteyi gösteren, en sık kullanılan biofeedback tipidir. Bu yöntemle hasta sadece pelvik taban kaslarını kasmayı ya da gevşetmeyi, pelvik taban kaslarını ayırt edebilmeyi ve karın kaslarını kasmadan pelvik taban kaslarını seçici olarak kasmayı, gevşetmeyi ve kullanabilmeyi öğrenir. Böylece kas gücü ve kontrol kabiliyeti artar. Eğer hastada artmış bir pelvik taban kas aktivitesi varsa, bu yöntemle etkili ve seçici bir gevşeme de sağlanabilir.
Biofeedback tedavisinin süresi ve sıklığı açısında bir standart olmamasına karşın genellikle, haftada 2-3 seans olmak üzere toplam 6-8 hafta arasında değişen sürelerde yapılmaktadır, hastanın durumuna göre bu süre 6 aya kadar uzatılabilir.
EMG biofeedback uygulaması, bazı uygun hastalarda pelvik taban kaslarının yüzeyel ya da vajinal elektrotlarla uyarıldığı elektriksel uyarı tedavisi ile kombine edilebilir. Bu yöntemle, pelvik taban kas kasılma gücünde artış, idrarı tutan sfinkterin yani kapağın güçlenmesi ve mesanenin istenmeyen aşırı ve zamansız kasılmalarının azaltılması amaçlanır. Biofeedback ile elektriksel uyarı tedavisi birlikte kullanıldığı hastalarda, pelvik taban kas gücünde artış ve idrar kaçırma şiddetinde azalma olduğu kanıtlanmıştır. İdrar kaçırma tedavisinde kullanılan elektriksel uyarı tedavisi genellikle haftada 3 kez, 20-30 dk’lık seanslar şeklinde, 6-8 hafta süresince yapılmaktadır.
İdrar kaçırmada akupunktur tedavisi: Akupunktur; acus-iğne, puncture-batırma kelimelerinden türetilen, çok çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılan, vücut üzerinde bulunan belirli noktalara iğne batırmak suretiyle uygulanan, bilimsel bir tedavi yöntemi olarak kabul görmektedir. Bu tedavinin temel mantığı; kainattaki canlı cansız her yerde var olan enerji akışları arasındaki birliktelik, denge ve uyuma dayanır, yani bir denge ve uyum tedavisidir.
2- İdrar Kaçırmanın İlaçlarla Tedavisi
Antimuskarinik İlaçlar: Antimuskarinik ilaçlar sıklıkla sıkışma tipindeki idrar kaçırmayı tedavi etmek için kullanılan bir grup ilaçtır. Bu ilaçlar, mesane duvarındaki kası gevşeterek sıkışma tipindeki idrar kaçırmayı kontrol etmeye yardımcı olur. Mesane duvarını kasarak mesanenin boşalmasına neden olan zamansız kasılmaları engeller veya azaltır. Kas gevşemesi nedeniyle mesanenin idrar depolama kapasitesi de artar ve hasta daha az işeme ihtiyacı duyar. Antimuskarinik ilaçlar, noktüri olarak bilinen geceleri sık sık idrara çıkma durumunu tedavi etmek için de kullanılabilir. Antimuskarinik ilaçlar stres tipte idrar kaçırma için genellikle etkili değildir, çünkü bu durum genellikle detrusor kasının aşırı aktivitesinden ziyade, idrar kanalının dirençsizliğinden ve aşırı hareketliliğinden kaynaklanmaktadır..
3- İdrar Kanalına ve Vajinaya Uygulanan Ped ve Cihazlar
Bu kategorideki uygulamalar mekanik olarak idrar yolunu baskı altında tutmaya yarayan mekanik medikal ürünlerdir.
-
İdrar kanalına uygulanan ve idrar kanalında tıkaç görevi gören yumuşak tampon benzeri, tek kullanımlık, medikal malzemedir. Bunlar geçici süre, spor yaparken veya bir aktivite süresince kullanılmaktadır. İşeme sırasında takılır, aktivite sırasında takılır
-
Pezer, vajina içine konulan ilaç, ovül, fitil, alet ve cihazları ifade eder. İdrar kaçırması olan kadınlarda vajinaya yerleştirilen ve tüm gün boyunca kalan esnek bir silikon halkalardır, idrar kanalına mekanik destek yaparak idrar kaçağını engellerler. Cihaz özellikle vajinal sarkması olan kadınlarda da kullanılmaktadır. Çok çeşitli şekil ve boyutta olan pezerler vardır, cihaz vajinaya yerleştirilir, pelvik organ sarkması nedeniyle yer değiştiren dokulara destek sağlar.
4- İdrar Kanalına Yapılan Enjeksiyonlar ve Girişimsel İşlemler
İdrar kanalında yer kaplayan ve hacim yapan madde enjeksiyonları: İdrar kanalını çevreleyen dokuya sentetik, hacim yapan ve yer kaplayan bir malzeme enjekte edilir, böylece idrar kanalının kapalı kalmasına ve idrar sızıntısının azaltılmasına yardımcı olur. Bu prosedür daha çok stres tipi idrar kaçırma tedavisine kullanılmaktadır ve genellikle ameliyat gibi daha invaziv tedavilerden daha az etkilidir ve bir kereden fazla tekrarlanması gerekebilir.
Botoks (OnabotulinumA) enjeksiyonu: Botolinum toksini, Clostridium botulinum bakterisinin ve ilgili türlerin oluşturduğu toksik bir maddedir ve kaslarda kısmi felç yapmaktadır. Botox, mesane kasına endoskop yardımı ile 20-30 farklı alana enjekte edilir, mesane kasında kısmi felç yapar, etkisi 6 ay ila 1 yıl boyunca etkisi devam eder.
Elektriksel sinir uyarıcı yerleştirilmesi: Nöromodülasyon olarak da bilinen sinir uyarımı, elektriksel titreşimleri kullanarak mesaneyi kontrol eden sakral sinirleri uyarmak suretiyle tedavi yapılan bir yöntemdir. 2 çeşit sinir uyarımı vardır: Ayak bileği seviyesinde iğne kullanılarak kaval kemiği sinirinin(tibial sinir) uyarımı yapılır, yada kalçaya yerleştirilen bir çip yardımı ile sakral sinir demeti uyarımı yapılır. Sakral sinirleri uyarmak suretiyle aşırı aktif mesane kontrol edebilir. Bu tedavi metodu diğer tedavilerin işe yaramadığı durumlarda tercih edilmektedir.
Bahsedilen iki tip sinir uyarımı şu şekildedir:
-
Tibial-kaval kemiği Sinir Uyarımı: Ayak bileği bölgesinde kaval kemiği sinirini bir iğne uçlu elektrod ile elektriksel olarak uyarmayı ifade eder. Uyarılan sinir gerisin geriye kasık bölgesindeki sakral sinir yumağını(plexus) uyarır. Bu işlem haftada bir, yarım saat boyunca, 12 seans uygulanır. Etkisi geçince tekrarlanabilir.
-
Sakral sinir uyarımı: Mesane kontrolünü sağlayan derin kasık bölgesinde yer alan sinirleri (sakral sinirler) uyarmak için ağrısız elektriksel uyarı veren implantlar kullanılmasını ifade eder. Bu amaçla kullanan iki tür cihaz vardır. Bunlardan biri kalça cildi altına bir çip(chip) yerleştirilir ve uzantısı olan ve çip ile sakral bölge arasında bağlantı kuran ince bir elektrod bel bölgesindeki sakral sinir yumağını uyaracak şekilde yerleştirilir, önce uyarı verilerek test edilir, eğer mesane cevap veriyorsa işlem sonlandırılır. Diğer tip ise vajinaya yerleştirilen istenildiğinde çıkarılabilen, yine sakral sinirlere uyarı veren cihazdır. Cihaz, mesaneye ulaşan sinirlerin elektriksel uyarımını kontrol eder. Uyarı değiştiğinde, mesane aşırı aktivitesini baskılar, işeme isteğini etkili bir şekilde baskılar, hastanın şikayetlerini etkili bir şekilde geriletir. Cip’in yerleştirildiği alanda ağrılar olabilir, çip yer değiştirebilir, pili bitebilir veya enfeksiyon nedeni olabilir.
5- İdrar Kaçırmanın Ameliyatla Tedavisi
Diğer tedaviler işe yaramadığı durumlarda hastaya cerrahi tedavi seçenekleri sunulabilir, ameliyatla tedavi seçenekler erkekte ve kadınlarda az da olsa farklılıklar arz etmektedir.
Kadınlarda İdrar Kaçırmanın Cerrahi Tedavisi
Eğer stres tipi idrar kaçırma şikayeti var ve diğer yöntemler işe yaramazsa cerrahi tedavi önerebilir. Cerrahi bir yönteme başvururken, hastanın idrar kaçırma tipi ve şiddeti, yaşı, beklenen yaşam süresi, cinsel aktif olup olmaması, genel sağlık durumu dikkate alınır.
Askı yerleştirilmesi: Askı yerleştirilmesi, stres tipi idrar kaçırması olan kadınlarda standart, en çok önerilen cerrahi tedavi yöntemidir. Karışık tipte idrar kaçırması olanlarda da zaman zaman başvurulan bir yöntemdir, ancak etkinliği stres tip idrar kaçırmada alınan sonuçlara göre daha düşüktür. Askı ameliyatında idrar kanalının ortasından silikon bant ile kemiğe veya karın duvarına asılır. Askılar pelvik taban kaslarına destek sağlar ve idrar kanalı dolu bir mesaneye karşı daha iyi bir direnç gösterir. Değişik askı türleri vardır, cerrahın bilgi, beceri ve tecrübesine , ve hastanın ihtiyacına göre seçim yapılmaktadır. Askı çeşitlerinden; sentetik, insan veya hayvan dokusundan elde edilmiş olanlar, değişik uzunluk ve kalınlıkta olanlar , dokuya tutunma şekilleri farklı farklı olanlar vardır. Asıldığı dokuya göre pubise(retropubik) ve obturator-TOT (transobturator-TOT) alandaki dokuya olmak üzere iki tipi vardır.
Burch Ameliyatı(Kolposüspansiyon): Burch Ameliyatı yine stres tip idrar kaçırmanın tedavisinde uygulanan temel bir cerrahi yöntemdir, bazı karışık tipte idrar kaçırması olan kadınlarda da uygulanmaktadır. Amaç mesane çıkışını-boynunu tekrar konumlandırarak dolu bir mesaneye karşı daha iyi direnç göstermesini sağlamaktır.
Ameliyat komplikasyonu olarak; düşük oranlarda da olsa ameliyat sırasında mesane ya da idrar kanalında, ve barsak yaralanması, kanama olabilir.
Kadınlarda idrar yoluna artifisyel(Yapay sfinkter yerleştirilmesi: Artifisyel-yapay üriner sfinkter yerleştirilmesi stres tipi idrar kaçırma için ikinci basamak tedavi seçeneklerinden birisidir. Yapay idrar yolu sfinkter yerleştirilmesinde, elle kontrol edilebilir pompası yardımıyla idrar yolu etrafına sarılmış kafın-manşonun sıkıştırılıp gevşetilmesi ile mesaneyi kontrol etmemizi sağlar, böylece idrar kaçırma engellenir, istediğimiz zaman pompayı gevşetip idrar rahatça yapılabilir. Amaç, hapşırma, öksürme, gülme, koşma gibi stres aktiviteleri sırasında idrar kaçırmayı azaltmaktır. Yapay idrar yolu sfinkteri, üretranın etrafına yerleştirilen şişirilebilir-tansiyon aleti manşonu gibi bir kaf, rezervuar ve kafı kontrol eden bir pompadan oluşur.
Artifisyel-yapay üriner sfinkter yerleştirilmesi ameliyatında; cerrah, önce karın alt bölgesinde bir kesi yapar, daha sonra idrar kanalı etrafına cihazın kaf-manşonunu yerleştirir ve uygun alana rezervuarı konumlandırır, son olarak pompa vajina dudaklarına(labia’ya) yerleştirilir ve cihazın iki parçası arasındaki bağlantı tamamlanır. Cihaz tam iyileşmenin olabildiği 4-6 hafta sonra kullanmaya başlanır, bu süre zarfında doktor tarafından aktive edilinceye kadar kaf açık halde bırakılır.
Kadında yer kaplayan maddelerle enjeksiyon tedavisi: Stres tipi idrar kaçırması olan kadınlarda idrar kanalı duvarına hacim yapabilecek ve dolayısıyla direnci kesmen artırıcı madde enjeksiyonları yapılabilir. Enjeksiyon yapılan maddeler sıvı-jel kıvamındadır, uygulama yapıldıktan sonra idrar kanalının süngerimsi yapısı içinde katılaşır ve yer kaplayan bir yapıya dönüşür, böylece idrar kanalında kısmi de olsa mesaneye karşı daha dirençli hale gelir, ancak etkisi enjeksiyonun etkisi zamanla azalabilmektedir. Yer kaplayıcı ajanlar sentetik maddelerden üretilmekte ya da sığır kollajeninden elde edilmektedir.
Erkeklerde İdrar Kaçırmanın Cerrahi Tedavisi
Eğer stres tipi idrar kaçırma şikayeti var ve diğer yöntemlerle sonuç alınamaz ise cerrahi tedavi önerebilir. Cerrahi bir yönteme başvururken, kadınlarda olduğu gibi, hastanın idrar kaçırma tipi ve şiddeti, yaşı, beklenen yaşam süresi, cinsel aktif olup olmaması, genel sağlık durumu dikkate alınır.
Erkeklerde askı yerleştirme: Askı yerleştirilmesi, stres tipi idrar kaçırması olan erkerlerde kadınlarda olduğu gibi çok tercih edilen standart cerrahi tedavi yöntemidir. Askılar, prostatektomi sonrası orta ve şiddetli idrar kaçırmanın varlığında önerilebilir. Ayrıca diğer cerrahi tedavilerinin mümkün olmadığı ya da hastanın bir cerrahi yöntemi benimsememesi durumunda askı yöntemi düşünülebilir.
Askı ameliyatı pelvik taban kaslarına destek sağlar ve idrar kanalının dolu bir mesane basıncına karşı daha iyi direnç göstermesini sağlar. Amaç, askı ile idrar kanalını veya mesane boynunu yeniden konumlandırarak stres tip idrar kaçırmayı önlemeye yöneliktir. halihazırda kullanılan İki kollu, dört kollu ve ayarlanabilir, sentetik veya hayvan dokusundan elde edilen, çeşitli askı tipleri mevcuttur. Seçim doktorun bilgi, beceri ve tecrübesine yada hastanın bireysel durumuna ve ihtiyacına göre belirlenir. Askıyı yerleştirmek için, anestezi altında, testis-anüs arası bölgeye-perineye bir kesi yapılır, idrar kanalı etrafına hamak gibi serilen iki kollu askının uçları pubik kemiğin hemen üstündeki ya da hemen komşuluğundaki dokuya tutturulur. Dört kollu askılarda ise iki uç kasık etrafındaki dokuya tutturulurken, diğer iki ucu pubik kemik etrafındaki dokuya tutturulur. Ayarlanabilir(bir kaç tipi vardır) askılar için, ayarlama yapan cihaz-rezervuar karından alt bölgesine yapılan kesiden pelvik bölgeye yerleştirilir.
Ameliyattan bir gün sonra sondası alındıktan sonra hasta taburcu edilebilir. Yaranın tamamen iyileşmesi 6 haftaya kadar sürebilir, bu dönemde pelvik bölgede ağrı, idrar yaparken yanma olabilir. İşedikten sonra mesanede kalan idrar miktarı fazla olursa hastanede kalma süresi uzayabilir.
Erkekte Yapay-suni kompresyon araç (Balon) yerleştirilmesi: Balon olarak da bilinen yapay kompresyon araçları, erkekte orta ve şiddetli stres tipinde idrar kaçırmada başlıca tedavi yöntemi olarak kabul edilmektedir. Ayrıca diğer cerrahi tedavilerinin mümkün olmadığı ya da hastanın bir cerrahi yöntemi benimsememesi durumunda bu yöntem düşünülebilir. Mesane boynunun hemen altına yerleştirilen balonlar idrar yolunun sıkıştırarak dolu bir mesaneye karşı daha iyi direnç oluşmasını sağlarlar. Balonların temel amacı hapşırma, öksürme, koşma veya ağır yük kaldırma gibi stres aktiviteleri sırasında idrar kaçırmayı engellemektir.
Bu yapay kompresyon cihazları, su tutan bir balon, küçük bir titanyum port ve balon ile portu birbirine bağlayan tüpten oluşur. Port, balon içindeki sıvının doktor tarafından ayarlanmasına izin verir. Ameliyatta perineye bir kesi uygulanır, röntgen ışını kılavuzluğunda (floroskopi), ilk balon prostatın altında idrar kanalının bir yanına yerleştirir, eğer hasta daha önce radikal prostatektomi geçirdi ise balon mesane boynunun hemen altına yerleştirilir, aynı işlem daha sonra idrar kanalının diğer tarafına uygulanır. Son olarak titanyum portları skrotuma yerleştirir ve balonlarla bağlantıları yapılır. Bu yolla, balonların hacmi kolaylıkla ayarlanabilir. Genellikle operasyondan sonra bir gün sonra idrar dası çekilir, birkaç gün sonra da hastaneden taburcu edilir, işemeyle ilgili sıkıntı olursa ya da işedikten sonra mesanede kalan idrar miktarı fazla olursa hastanede kalma süresi biraz uzayabilir. Yaranın tamamen iyileşmesi 6 hafta kadar sürebilir. Bu süre içinde pelvik bölgede ağrı ya da işeme sırasında yanma olabilir.
Erkeklerde idrar yoluna artifisyel(Yapay) sfinkter yerleştirilmesi: İdrar yoluna artifisyel sfinkter uygulaması kadınlarda olduğu gibi, stres tip idrar kaçırmada uygulanan cerrahi yolla protez yerleştirilmesini ifade eder. Yapay idrar yolu sfinkter yerleştirilmesi ile, elle kontrol edilebilir pompası yardımıyla idrar yolu etrafına sarılmış kafın-manşonun sıkıştırılıp gevşetilmesi ile mesaneyi kontrol etmemizi sağlar, böylece idrar kaçırma engellenir. Amaç hapşırma, öksürme, koşma veya ağır kaldırma gibi aktiviteler sırasında idrar kaçırmayı azaltmak veya engellemektir. Yapay idrar yolu sfinkter yerleştirmesi, ciddi ölçüde idrar kaçırması olan veya askı yerleştirilmesi sonrasında tam ya da kısmi iyileşme sağlanamadığı hastalarda önerilir. Yapay idrar yolu sfinkter yerleştirilmesi uzun süreli etkiye sahiptir ve hayat kalitesini önemli ölçüde iyileştirir. Cerrahi planlanmadan önce cihazın nasıl çalıştığını ve nasıl rahatlıkla kullanabileceğini hastaya anlatılır, çeşitli testler yapılır, ve sfinkter protezi ihtiyacı belirlenir.
Yöntem için genellikle spinal anestezi uygulanmakla birlikte, bazı hastalarda genel anestezi önerilebilir. Ameliyatta, idrar kanalı etrafına çepeçevre kaf-manşon yerleştirmek üzere perineye bölgesine kesi yapılarak bölgeye ulaşılır, kaf yerleştirildikten sonra alt karın bölgesine yapılan ikinci bir kesiden cihazın rezervuarı pelvik bölgeye yerleştirilir. Son olarak pompa testis torbasına yerleştirilir ve cihazın iki parçası arasındaki bağlantı tamamlanır. 4-6 hafta sonra aktive edilinceye kadar kaf açık halde bırakılır ve kullanıma müsaade edilmez.
Ameliyat komplikasyonları arasında; ameliyat sırasında rektum, bağırsak, idrar kanalı ve mesanede yaralanma, kanama ve enfeksiyonlar sayılabilir. Ameliyat sonrasında idrar yapamama ve/veya sıkışma tipinde idrar kaçırma riski az da olsa vardır. Cihazın zaman içinde idrar kanalında erozyon-tahriş, darlık oluşmasına neden olabilir, ayrıca mekanik olarak bozulma riski az bir olasılık olsa bile vardır.
Erkekte yer kaplayan maddelerle enjeksiyon tedavisi: Stres tipi idrar kaçırması olan erkeklerde kadınlarda olduğu gibi idrar kanalı duvarına hacim yapabilecek ve dolayısıyla idrar kanalının direnci kesmen artırıcı madde enjeksiyonları yapılabilir. Enjeksiyon yapılan maddeler sıvı-jel kıvamındadır, uygulama yapıldıktan sonra idrar kanalının süngerimsi yapısı içinde katılaşır ve yer kaplayan bir yapıya dönüşür, böylece idrar kanalında kısmi de olsa mesaneye karşı daha dirençli hale gelir, ancak etkisi enjeksiyonun etkisi zamanla azalabilmektedir. Yer kaplayıcı ajanlar sentetik maddelerden üretilmekte ya da sığır kollajeninden elde edilmektedir. Enjeksiyon tedavisi diğer tedaviler için uygun olmadığı ya da diğer tedavileri reddeden hastalarda bir seçenek olarak hastaya sunulmaktadır. İşlem, kapalı endoskopik ve günübirlik olarak, idrar kanalına yönlendirilen iğne ile direkt görüş altında yapılmaktadır. Bir gün sonra sonda alınır, hafif kanama, geçici idrar tıkanmaları gelişebilir. Düşük bir olasılık da olasa enfeksiyon ve idrar kanalında tahriş ve erezyon gelişebilmektedir.
6- İdrar Kaçırmalarında kullanılan Emici Pedler ve Kateterler
Tıbbi ve cerrahi tedaviler idrar kaçırmayı ortadan kaldıramıyorsa, idrar kaçırmanın verdiği rahatsızlığı ortadan kaldırmaya veya hafifletmeye yardımcı olan bazı endüstriyel ürünleri kullanılabilir:
Pedler ve koruyucu giysiler: Bu amaçla üretilen ürünler çoğu aslında normal iç çamaşırlarından daha hacimli değildir ve günlük kıyafetlerin altına kolayca giyilebilir ve gizlenebilir. İdrar damlaları bir damla toplayıcıda toplanır, hasta altını ıslatmadan belli bir süre sosyal yaşantısını sürdürebilir. Penisin üzerine giyilen ve sıkı bir şekilde oturan ucunda damla emici dolgu cebi olan iç çamaşırlar bulunmaktadır.
Temiz aralıklı kateterizasyon(TAK): Temiz aralıklı kateterizasyon mesanennin düzgün ve tam boşalmadığı için idrarını tutamayan taşma tipi idrar kaçıran hastalarda, mesaneyi tam boşatmayı temin etmek, hastanın kendi kendine tek kullanımlık idrar sondası ile boşaltmasını ifade eder. Hastanın ihtiyacına göre günde bir ile 6 defaya kadar bu işlemi tekrarlaması gerekebilir. Bu yöntemle hastanın idrar kaçırması engellenmekte, idrarı tam olarak boşaltmak suretiyle böbreklere olan baskıyı azaltmakta, böylece böbrek fonksiyonları korunmaktadır.
7- İdrar Kaçırmada Mesane Büyütme Ameliyatları (Augmentasyon)
İdrar kaçırma ilaçlarla ve diğer tedavilerle düzelmemişse, mesane kapasitesinin yetersiz ve küçük olmasına bağlı ise mesane büyütme-augmentasyon ameliyatı seçeneği hastaya sunulabilir. İşlemin amacı mesane kapasitenizi arttırmaktır. Bu ameliyatla mesane dolduğunda oluşan basınç azalır ve daha fazla idrarı depolayabilecek hale gelir. Ameliyat karnınızın alt kısmına bir kesiden, karın içine girilir, ince barsaklardan alınan bir parça mesaneyi büyütmede kullanılır. Bu işlem, mesane büyütmesi veya augmentasyon sistoplastisi olarak bilinir, günümüzde nadiren gerek duyulur.
Üroloji
Çocuklarda Gece Altını Islatma, Enürezis Nokturna
Gece altını ıslatma dünya çapında milyonlarca çocuğun yaşadığı bir sağlık sorunudur. Eğer 5-6 yaşını bitirmiş bir çocuk gece uykusunda idrar …
Yayınlanan
3 sene önceüzerinde
Ekim 26, 2021Tarafından
Doktor Makaleleri
Gece altını ıslatma dünya çapında milyonlarca çocuğun yaşadığı bir sağlık sorunudur. Eğer 5-6 yaşını bitirmiş bir çocuk gece uykusunda idrar kaçırıyorsa buna gece altını ıslatma (enürezis nokturna) denir. Bu yaştan önce çocukların gece altını ıslatması normal dışı bir durum olarak kabul edilmez.
Çocukların gündüz idrarı tutması genellikle 4 yaşına kadar gerçekleşir, ancak gece idrarını tutması tipik olarak daha uzun sürer ve 5-6 yaşına gelene kadar idrar tutması pek beklenmez. 4 yaşında, yaklaşık her 3 çocuktan 1’i yatağını ıslatır, ancak bu, 6 yaşında yaklaşık 10’da 1’e düşer. Bunun sebebi çocuklarda sinirsel (nörolojik) olgunluğun bu yaşta tamamlanmasıdır. Beş yaşındaki çocukların yaklaşık %15’inde gece altını ıslatma mevcuttur. Her yıl yaklaşık %15 azalarak 15 yaşında yaklaşık %1’e düşer.
Genelde gece altını ıslatma çocuğun büyümesinin ve gelişmesinin bir parçası kabul edilmektedir. Bu yüzden çocukların 6 yaşından önce altını ıslatması endişe kaynağı değildir, bu yaşlarda çocuk hala mesane kontrolünü geliştirme dönemindedir.
Ne zaman doktora görünmeli?
-
Çocuk 6 yaşından sonra hala yatağını ıslatıyorsa
-
Çocuk gece kuruduktan aylar veya yıllar sonra yatağını ıslatmaya başlarsa
-
Yatak ıslatmaya ile birlikte idrarda yanma, ağrı, kanama(pembe veya kırmızı idrar) olağandışı susama, kabızlık veya uykuda horlama eşlik ediyorsa.
-
İdrarla birlikte dışkı da kaçırıyorsa
-
Gece ıslatması ile birlikte gündüz kaçırması da oluyorsa
Bu bilgiler ışığında gece altını ıslatan çocuklar şu şekilde gruplandırılabilir:
-
Sadece gece ıslatması olan çocuklar: Eşlik eden diğer durumlar yok sadece gece idrar kaçırıyorsa buna saf-enürezis nokturna denir.
-
Kompleks gece ıslatması olan çocuklar: Gece ıslatmasına eşlik eden; gündüz idrar kaçırması, aniden sıkışarak tuvalete gitmesi/tuvalete yetişemeden idrarını kaçırması, kesik kesik işemesi, işerken ıkınması, dışkı kaçırması ve devamlı kabızlık gibi birtakım şikayetleri var ise buna tek başına olmayan-kompleks gece ıslatması(enürezis nokturna) denir.
Altını ıslatan çocukların gruplandırması şöylede yapılabilir:
-
Birincil altını ıslatma(primer enürezis nokturna): Primer enürezis, çocuk gece idrar kontrolünü hiçbir zaman kazanamamış olmasını ifade eder,
-
İkincil altını ıslatma (Sekonder enürezis nokturna): Sekonder enürezis ise, çocuğun 5 yaşını bitirdikten sonra en az 6 aylık bir kuru dönemi olduğunu, yani çocuk kuruduktan aylar ve yıllar sonra tekrar idrar kaçırmasını ifade etmektedir. Bu tip hastalarda psikolojik faktörlerin ön planda olabileceği bilindiğinden bu ayırımın da dikkatli bir şekilde yapılması gereklidir.
Gece Altını Islatma Nedenleri Nelerdir?
Yatak ıslatmanın kesin nedeni bilinmemektedir, ancak çeşitli nedenlerin gece ıslatmasında rol oynadığı bilinmektedir. Bu faktörler şunlar olabilir: İlk üçü gece ıslatmanın temel faktörü sayılmaktadır.
-
Küçük kapasiteli ve aşırı aktif mesane: Çocuğun mesanesi gece üretilen idrarı tutacak ve depolayacak kadar kapasitesi gelişmemiş ve/veya mesanede uygun olmayan kasılmalar olabilir. İdrar kaçıran çocuklarda uykudaki fonksiyonel mesane kapasitesinde bir azalma veya mesanenin gece aşırı aktivitesi altını ıslatan çocuklarda altta yatan temel faktörlerden biridir.
-
Mesanenin dolduğunu hissetmemek: Mesaneyi kontrol eden sinirlerin tam olgunlaşmamış veya olgunlaşması yavaşsa, dolu bir mesane çocuğu uyandıracak ölçüde bir uyarı vermiyor olabilir, ki bu özellikle uyku derinliği fazla olan çocuklarda ön plandadır.
-
Hormon dengesizliği: Normalde gece idrar üretimi gündüze nazaran yarı yarıya daha azdır, ve bu beyin tabanından(hipofizden) gece salgılanan ADH(antidiüretik hormon) isimli hormon tarafından sağlanmaktadır. Bu hormonun olmaması, yetersiz veya uygunsuz salgılanması gece de gündüz gibi idrar üretimi olur. Bu da gece işemelerine neden olabilmektedir.
-
İdrar yolu enfeksiyonu: İdrar yolu enfeksiyonları çocuğun idrarını kontrol etmesini zorlaştırabilir. Bu hastalarda gece ıslatması yanında; gündüz vakti idrar kaçırma, sık idrara çıkma, idrarda kanama, ve idrar yaparken yanma eşlik edebilir.
-
Uyku apnesi ve solunum yolu tıkanıklıkları: İltihaplı ve büyümüş bademcikler, adenoid denilen geniz eti ve burun tıkanıklıkları gibi solunum yolu problemleri nedeniyle çocuğun solunumunun uyku sırasında kesintiye uğradığı bir durum olan obstrüktif uyku apnesi (geçici solunum durması) gece ıslatmasını bir nedeni olabilir. Bu hastalarda horlama görülebilir ve uyku kalitesi bozuk olduğu için gündüzleri yorgunluk ve uyuşukluk saptanabilir.
-
Şeker hastalığı: Daha önce kuru olan çocukta, gece işemesi başladı ise bu şeker hastalığını ilk belirtisi olabilir. Şeker hastası olan çocuklarda ayrıca, çok miktarda(hacim olarak) idrar çıkma, devamlı susuzluk hissi-çok su içme, ve yemek iştahı iyi olmasına rağmen kilo kaybı görülebilen diğer şikayetlerdir.
-
Kronik kabızlık: İdrar yapma/tutma ve dışkı yapma/tuma da aynı kaslar kullanılmaktadır. Uzun süreli kabızlık olduğunda, bu kaslar işlevsiz hale gelebilir ve geceleri yatak ıslatmaya katkıda bulunabilir.
-
İdrar yolunda veya sinir sisteminde yapısal kusurlar: Nadir de olsa çocuğun nörolojik sistemindeki veya üriner sistemdeki kusurlara bağlı gece ıslatma problemi yaratabilir.
Gece Altını Islatma Risk Faktörleri Nelerdir?
Gece altını ıslatmanın risk faktörleri şunlardır:
-
Cinsiyet: Erkek çocuklarda, kız çocuklara göre iki kat fazla görülmektedir.
-
Stres ve kaygı: Aileye yeni çocuk gelmesi, yeni bir okula başlamak veya evden uzakta uyumak gibi stresli olaylar gece altını ıslatmayı tetikleyebilir.
-
Aile öyküsü: Çocuğun ebeveynlerinden biri veya her ikisi çocukken yatağını ıslatmış olması, çocuklarının da yatağı ıslatma olasılığını yükselttiği bilinen bir gerçektir. Gece altını ıslatmanın altta yatan bir genetik temeli olduğu bilinmektedir, ve bu durumla ilişkili çeşitli genler ortaya konmuştur.
-
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu: Dikkat Eksikliği ve/veya Hiperaktivite Bozukluğu olan çocuklarda yatak ıslatma daha yaygın bir şekilde görülmektedir, gece altını ıslatma problemi için kesin bir risk faktörü olarak kabul edilmektedir
Altını ıslatan çocukta beklenen ruhsal ve bedensel sıkıntılar şunlardır: Komplikasyonlar
Sinir bozucu olsa da, fiziksel bir neden olmadan yatak ıslatma herhangi bir sağlık riski pek oluşturmaz. Bununla birlikte, altını ıslatan çocukta beklenen bazı problemler şunlardır:
-
Altını ıslatan çocukta genelde suçluluk ve utangaçlığa bağlı kendi özgüvenine ve özbenliğe olan saygıda azalma görülmektedir. Özgüven kaybı belirgindir, bazı kişilik bozuklukları görülmektedir. Sorumluluk pek almazlar.
-
Bu çocukların sosyalleşme problemleri vardır, yatılı olarak bir yerde kalma ve kamp gibi sosyal aktivitelere katılamazlar.
-
Çocuğun poposunda ve genital bölgesinde idrar bağlı deri döküntüleri olabilir. özellikle çocuk ıslak iç çamaşırıyla uyuyorsa, değiştirmiyorsa bu tür cilt problemleri görülebilir.
Teşhisde Neler Yapılır?
Altını ıslatan çocukta, altta yatan herhangi bir nedenin olup olmadığını belirlemek için bir dizi muayene ve tetkik yapılır.Bunlar şunlardır:
-
Öykü ve aile hikayesi: Çocuğun ailesinden ve kendisinden detaylı bir sorgulama ve hikaye, teşhisin temelini oluşturmaktadır. Öncelikle sadece gece uykuda idrar kaçırmanın mı olduğu yoksa başka işeme sorunları / kabızlık gibi problemlerle birlikte mi olduğu aydınlatılmalıdır. Bunun için ailenin çocuğun gün içindeki durumuna dikkat etmesi gerekmektedir. Çocuğun, günlük sıvı alımının, aile öyküsü(diğer aile bireylerinde ve ebeveynlerde olup olmadığı), bağırsak ve mesane alışkanlıklarının ve yatak ıslatma ile ilgili sorunların tartışılması
-
Fizik muayene: Çocuğun genel fizik muayenesi altını ıslatmanın altında yatabilecek bir problem hakkında bir ipucu verebilir.
-
Mesane günlüğü ve semptom skoru formu doldurulması: Daha önce dikkat edilmemiş ise çocuğun günlük işeme alışkanlıklarını ortaya koymaya yarayan bir işeme çizelgesi(mesane günlüğü) ve işeme bozuklukları semptom skoru formunun doldurulması bu konuda değerli bilgiler verecektir.
-
Laboratuvar testleri: İdrar, rutin kan testleri ve böbrek fonksiyon testleri; özellikle diyabet ve idrar yolu enfeksiyonları açısından değerli bilgiler verebilir.
-
Görüntüleme testleri: İdrar yolunun yapısına bakmak için böbreklerin veya mesanenin ultrason, ve gerektiğinde daha gelişmiş tomografi ve MR gerekebilir.
-
Üroflowmetri ve ürodinami: Rutin testler arasında değildir, bazı problemli ve nörolojik kökenli problemleri saptamak için yapılabilir. Üroflowmetri elektronik olarak idrar akım hızını ölçen basit bir incelemedir. İnvaziv-girişimsel ürodinamik incelemede ise doktor veya hemşire, idrar yoluna ve makata(rektuma), karın içi ve mesane basıncını ölçmek için birer kateter yerleştirirler. Yerleştirilen kateterden yavaşça sıvı gönderilerek idrar torbasının olarak dolmasına benzer bir durum oluşturulur ve tüm basınçlar dolum ve boşaltım sırasında ölçülür ve kaydedilir.
Altını Islatan Çocukta Tedavi Yaklaşımı Nasıl Olmalıdır
Çoğu çocuk yatağını ıslatarak kendi kendine büyür. Erken yaşlardaki çocuklardaki şikayetler eğer çocuğun ve ailesinin hayat kalitesini bozacak düzeyde değilse, çocuk çok rahatsız olmuyor veya utanmıyorsa, bu durumun büyüdükçe geçebileceği düşünülerek tedavi bir müddet ertelenebilir. Yine bu çocuklara önerilebilecek olan ve genellikle ilk tedavi seçeneği olarak bilinen davranışsal tedavi uygulanabilir. Bunun psikolojik bir problem olmadığı ve oldukça sık rastlanan bir problem olduğu unutulmamalıdır. Daha önce bahsedildiği gibi enürezis nokturnanın çocuğun nörolojik olgunlaşma ile birlikte yıllar geçtikçe ortadan kalkacağı düşünüldüğünde bu yöntemin denenmesi mantıklı olabilir.
Hayat Tarzı Değişiklikleri
Altını ıslatan çocuk probleminde, ailenin bu problemin ne olup ne olmadığını anlaması, destekleyici ve motive edici bir yaklaşımda bulunması olmazsa olmazdır. Evde yapabileceğiniz hayat tarzı değişiklikleri şunlardır:
Akşamları sıvıları sınırlayın: Yeterli sıvı almak önemlidir, bu nedenle çocuğunuzun bir günde ne kadar içeceğini sınırlamasına gerek yoktur. Ancak, akşam-gece vakti sıvı ihtiyacını sabah ve öğleden sonra erken saatlerde almayı teşvik etmekte, akşamdan yatana kadar olan sürede sıvı tüketimini azaltmakta fayda var. Ancak çocuğunuz akşamları spor pratiğine veya egzersizlere katılma durumu varsa , akşam sıvılarını sınırlamak zarar verebilir. Bu durumda sıvı alımı gün içine eşit olarak dağıtılmalıdır.
Diyet: Kafein içeren içecek ve yiyeceklerden kaçınmakta fayda var. Kafeinli içecekler günün herhangi bir saatinde çocuklar için önerilmez. Kafein mesanede kasılmayı uyarabileceğinden, özellikle akşamları kafein tüketimine dikkat etmek gerekiyor. Ayrıca Akşam yemeğinde tuzlu gıdaların tüketiminden kaçınılmalıdır.
Kabızlıkla mücadele: Kabızlık problemi varsa bunun çözülmesi elzemdir. Bunun için bol lifli gıdalar ve yeterli miktarda sıvı alımı şarttır. Her sabah kaka yapmayı alışkanlık haline getirmek uygun bir yöntemdir ama eğer bu uygulanamıyorsa yemekten 15-20 dakika sonra çocuğun tuvalete gitmesi ve kaka yapmasını teşvik etmekte yarar vardır.
Yatmadan önce çift işemeyi teşvik: Çift işeme, yatmaya hazırlanırken bir kez, birde uykuya dalmadan hemen önce olmak üzere iki kez idrar çıkayı teşvik etmeliyiz. Ayrıca, çocuğa, gerekirse gece boyunca tuvaleti kullanmasının uygun olduğunu hatırlatmakta fayda var. Ayrıca mutlaka uyuduktan 2 saat sonra kaldırılıp işemesi sağlanmalıdır. Yine yatak odası ve banyo arasındaki yolu kolayca bulabilmesi için küçük gece lambaları kullanılabilir.
Gün boyunca düzenli tuvalet kullanımını teşvik: İşemenin düzenlenmesi de oldukça önemlidir. Gündüz ve akşam, çocuğunuzun her iki saatte bir veya en azından aciliyet hissinden kaçınmak için yeterince sık idrara çıkmasını önerin. Okulda en azından iki teseffüsde bir tuvalete gitmesini teşvik etmeliyiz, ve bunun yanında eğer klozet kullanıyorsa (alafranga tip tuvalet) ayaklarının desteklenmesinde fayda var.
Cilt ıslaklığa bağlı oluşabilecek kızarıklıkları önleme: Islak iç çamaşırların neden olduğu kızarıklıkları önlemek için çocuğun her sabah poposunu ve genital bölgesini yıkamasına yardımcı olmakta fayda var. Ayrıca, yatmadan önce etkilenen bölgeyi koruyucu bir merhem veya krem kullanılabilir. Bu ürünleri kullanırken doktora danışmakta fayda vardır.
Davranışsal Tedavi-Destek tedavisi
Çocuklar anne babalarını kızdırmak için altını ıslatmazlar. Siz ve çocuğunuz sorunu birlikte çözerken sabırlı olmaya çalışın. Etkili tedavi stratejilerinin başarılı olması zaman alabilir.
Çocuğunuzun duygularına karşı duyarlı olma: Başka bir sebebe bağlı olmayan, saf gece altını ıslatma problemi, psikolojik kökenli olmamakla birlikte çocuk üzerinde psikolojik olarak negatif bir etki bırakması beklenen bir durumdur. Tedavinin belki de en önemli gerekçesi budur. Çocuk kaygılı, stresli ve endişeli ise, bu duygularını ifade etmesi için onu teşvik edin. Bu problemin üstesinden gelmesi konusunda çocuğu cesaretlendirmek, destek ve teşvik sunmak önemlidir. Çocuğunuz kendini sakin ve güvende hissettiğinde, altını ıslatmak daha az problemli hale gelebilir. Gerekirse, stresle başa çıkmak için, ek stratejiler hakkında, hekimden destek alınabilir.
Altını ıslatmanın kolayca temizliği için plan yapma: Bu amaçla; çocuğun yatağına sıvı geçirmeyen plastik bir örtü yaymak, geceleri idrarı tutucu kalın, emici iç çamaşırı kullanmak, ilave yatak takımlarını ve pijamaları el altında bulundurmak yararlı olabilir. Ancak, uzun süreli çocuk bezleri veya tek kullanımlık iç çamaşırı kullanımı önerilmemektedir.
Çocuktan yardımı alınabilir: Çocuktan, yaşı uygunsa, ıslak iç çamaşırlarını ve pijamalarını durulamasını veya bu eşyaları yıkanmak üzere özel bir kaba koymasını istemek, çocuğun mevcut durumdan daha fazla sorumluluk almasına ve hissetmesine yardımcı olabilir.
Çocuğun çabasını kutlama ve ödüllendirme: Altını ıslatan çocuğa ailenin destek olması oldukça önemlidir.Yatak ıslatma istem dışıdır, bu nedenle çocuğunuzu yatağını ıslattığı için cezalandırmak veya kızmaz mantıklı değildir, ve varsa diğer kardeşlerin yatağını ıslatan çocukla dalga geçmesine fırsat vermemek gerekir. Bunların yerine, çocuğun yatma vakti rutinini takip ettiği ve altını ıslattıktan sonra temizliğe yardımcı olduğu için övmek lazımdır. Hatta çocuğu motive etme adına ödül sistemi kullanılabilir, şöyleki, çocuk; sizin bu durumu güvence, destek ve anlayışla karşılamanız karşısında kuru geceleri sabırsızlıkla bekleyebilir. Belli takvim aralığını belirleyerek aralıksız kuru kalma başarısını ödüllendirme yöntemi, çocukların bu konuda motivasyonlarını artırmakta ve problemin aile içinde kabul edilerek çocuğun üzerindeki psikolojik baskının azaltılmasını sağlayabilmektedir.
Altını Islatan Çocuklarda Alarm Cihazı Kullanımı
Çoğu eczanede reçetesiz satılan bu küçük, pille çalışan cihazlar, çocuğun pijamasına veya yatağındaki neme-ıslaklığı duyarlı bir pede-çarşafa bağlanır, ped ıslaklığı algıladığında alarm çalar, çocuk uyanır, idrarını tutar, ve tuvalete gider. Uykusu ağır olan, alarma rağmen uyanmayan çocuklarda, ebbeynlerler tarafından alarm çaldığında çocuk uyandırılır ve idrar yapması temin edilir.
Altını Islatan Çocukların Tedavisinde Alternatif Tıp Yöntemleri
Gece altını ıslatma tedavisinde tamamlayıcı veya alternatif tıp yaklaşımları günümüzde oldukça popülerdir.. Ancak bu gibi yaklaşımların, yatak ıslatmayı tedavi edici etkinlikleri kanıta muhtaçtır, kanıtları zayıf ve sonuçsuzdur ya da bu tür çabaların etkisiz olduğu kanıtlanmıştır. Bu yöntemleri konu alan çalışmaların güvenilirliği iyi seviyede değildir.
Bu amaçla kullanılan alternatif tıp yöntemleri şunlardır:
-
Hipnoz,
-
Akupunktur,
-
Kayropraktik terapi ve
-
Bitkisel terapi
Sonuç olarak gece altını ıslatamanın bir problem olarak kabul edilmesi ve çocuğun bu bağlamda suçlanarak değil desteklenerek problemle başa çıkılması en doğrusudur. Bu problemin ilerleyen yaş ile birlikte büyük oranda kaybolacağını bilmek önemlidir. Bunun yanında gece idrar kaçırmanın sosyal ve psikolojik olarak etkileme düzeyine geldiği durumlarda ilaç (desmopressin) veya alarm tedavisinin veya seçilmiş vakalarda iki tedavinin birlikte kullanılmasıyla bu hastaların çok çok büyük kısmı erişkin yaşlara bu problemi atlatarak gelecektir.
Gece altını ıslatma dünya çapında milyonlarca çocuğun yaşadığı bir sağlık sorunudur. Eğer 5-6 yaşını bitirmiş bir çocuk gece uykusunda idrar kaçırıyorsa buna gece altını ıslatma (enürezis nokturna) denir. Bu yaştan önce çocukların gece altını ıslatması normal dışı bir durum olarak kabul edilmez.
Çocukların gündüz idrarı tutması genellikle 4 yaşına kadar gerçekleşir, ancak gece idrarını tutması tipik olarak daha uzun sürer ve 5-6 yaşına gelene kadar idrar tutması pek beklenmez. 4 yaşında, yaklaşık her 3 çocuktan 1’i yatağını ıslatır, ancak bu, 6 yaşında yaklaşık 10’da 1’e düşer. Bunun sebebi çocuklarda sinirsel (nörolojik) olgunluğun bu yaşta tamamlanmasıdır. Beş yaşındaki çocukların yaklaşık %15’inde gece altını ıslatma mevcuttur. Her yıl yaklaşık %15 azalarak 15 yaşında yaklaşık %1’e düşer.
Genelde gece altını ıslatma çocuğun büyümesinin ve gelişmesinin bir parçası kabul edilmektedir. Bu yüzden çocukların 6 yaşından önce altını ıslatması endişe kaynağı değildir, bu yaşlarda çocuk hala mesane kontrolünü geliştirme dönemindedir.
Ne zaman doktora görünmeli?
-
Çocuk 6 yaşından sonra hala yatağını ıslatıyorsa
-
Çocuk gece kuruduktan aylar veya yıllar sonra yatağını ıslatmaya başlarsa
-
Yatak ıslatmaya ile birlikte idrarda yanma, ağrı, kanama(pembe veya kırmızı idrar) olağandışı susama, kabızlık veya uykuda horlama eşlik ediyorsa.
-
İdrarla birlikte dışkı da kaçırıyorsa
-
Gece ıslatması ile birlikte gündüz kaçırması da oluyorsa
Bu bilgiler ışığında gece altını ıslatan çocuklar şu şekilde gruplandırılabilir:
-
Sadece gece ıslatması olan çocuklar: Eşlik eden diğer durumlar yok sadece gece idrar kaçırıyorsa buna saf-enürezis nokturna denir.
-
Kompleks gece ıslatması olan çocuklar: Gece ıslatmasına eşlik eden; gündüz idrar kaçırması, aniden sıkışarak tuvalete gitmesi/tuvalete yetişemeden idrarını kaçırması, kesik kesik işemesi, işerken ıkınması, dışkı kaçırması ve devamlı kabızlık gibi birtakım şikayetleri var ise buna tek başına olmayan-kompleks gece ıslatması(enürezis nokturna) denir.
Altını ıslatan çocukların gruplandırması şöylede yapılabilir:
-
Birincil altını ıslatma(primer enürezis nokturna): Primer enürezis, çocuk gece idrar kontrolünü hiçbir zaman kazanamamış olmasını ifade eder,
-
İkincil altını ıslatma (Sekonder enürezis nokturna): Sekonder enürezis ise, çocuğun 5 yaşını bitirdikten sonra en az 6 aylık bir kuru dönemi olduğunu, yani çocuk kuruduktan aylar ve yıllar sonra tekrar idrar kaçırmasını ifade etmektedir. Bu tip hastalarda psikolojik faktörlerin ön planda olabileceği bilindiğinden bu ayırımın da dikkatli bir şekilde yapılması gereklidir.
Gece Altını Islatma Nedenleri Nelerdir?
Yatak ıslatmanın kesin nedeni bilinmemektedir, ancak çeşitli nedenlerin gece ıslatmasında rol oynadığı bilinmektedir. Bu faktörler şunlar olabilir: İlk üçü gece ıslatmanın temel faktörü sayılmaktadır.
-
Küçük kapasiteli ve aşırı aktif mesane: Çocuğun mesanesi gece üretilen idrarı tutacak ve depolayacak kadar kapasitesi gelişmemiş ve/veya mesanede uygun olmayan kasılmalar olabilir. İdrar kaçıran çocuklarda uykudaki fonksiyonel mesane kapasitesinde bir azalma veya mesanenin gece aşırı aktivitesi altını ıslatan çocuklarda altta yatan temel faktörlerden biridir.
-
Mesanenin dolduğunu hissetmemek: Mesaneyi kontrol eden sinirlerin tam olgunlaşmamış veya olgunlaşması yavaşsa, dolu bir mesane çocuğu uyandıracak ölçüde bir uyarı vermiyor olabilir, ki bu özellikle uyku derinliği fazla olan çocuklarda ön plandadır.
-
Hormon dengesizliği: Normalde gece idrar üretimi gündüze nazaran yarı yarıya daha azdır, ve bu beyin tabanından(hipofizden) gece salgılanan ADH(antidiüretik hormon) isimli hormon tarafından sağlanmaktadır. Bu hormonun olmaması, yetersiz veya uygunsuz salgılanması gece de gündüz gibi idrar üretimi olur. Bu da gece işemelerine neden olabilmektedir.
-
İdrar yolu enfeksiyonu: İdrar yolu enfeksiyonları çocuğun idrarını kontrol etmesini zorlaştırabilir. Bu hastalarda gece ıslatması yanında; gündüz vakti idrar kaçırma, sık idrara çıkma, idrarda kanama, ve idrar yaparken yanma eşlik edebilir.
-
Uyku apnesi ve solunum yolu tıkanıklıkları: İltihaplı ve büyümüş bademcikler, adenoid denilen geniz eti ve burun tıkanıklıkları gibi solunum yolu problemleri nedeniyle çocuğun solunumunun uyku sırasında kesintiye uğradığı bir durum olan obstrüktif uyku apnesi (geçici solunum durması) gece ıslatmasını bir nedeni olabilir. Bu hastalarda horlama görülebilir ve uyku kalitesi bozuk olduğu için gündüzleri yorgunluk ve uyuşukluk saptanabilir.
-
Şeker hastalığı: Daha önce kuru olan çocukta, gece işemesi başladı ise bu şeker hastalığını ilk belirtisi olabilir. Şeker hastası olan çocuklarda ayrıca, çok miktarda(hacim olarak) idrar çıkma, devamlı susuzluk hissi-çok su içme, ve yemek iştahı iyi olmasına rağmen kilo kaybı görülebilen diğer şikayetlerdir.
-
Kronik kabızlık: İdrar yapma/tutma ve dışkı yapma/tuma da aynı kaslar kullanılmaktadır. Uzun süreli kabızlık olduğunda, bu kaslar işlevsiz hale gelebilir ve geceleri yatak ıslatmaya katkıda bulunabilir.
-
İdrar yolunda veya sinir sisteminde yapısal kusurlar: Nadir de olsa çocuğun nörolojik sistemindeki veya üriner sistemdeki kusurlara bağlı gece ıslatma problemi yaratabilir.
Gece Altını Islatma Risk Faktörleri Nelerdir?
Gece altını ıslatmanın risk faktörleri şunlardır:
-
Cinsiyet: Erkek çocuklarda, kız çocuklara göre iki kat fazla görülmektedir.
-
Stres ve kaygı: Aileye yeni çocuk gelmesi, yeni bir okula başlamak veya evden uzakta uyumak gibi stresli olaylar gece altını ıslatmayı tetikleyebilir.
-
Aile öyküsü: Çocuğun ebeveynlerinden biri veya her ikisi çocukken yatağını ıslatmış olması, çocuklarının da yatağı ıslatma olasılığını yükselttiği bilinen bir gerçektir. Gece altını ıslatmanın altta yatan bir genetik temeli olduğu bilinmektedir, ve bu durumla ilişkili çeşitli genler ortaya konmuştur.
-
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu: Dikkat Eksikliği ve/veya Hiperaktivite Bozukluğu olan çocuklarda yatak ıslatma daha yaygın bir şekilde görülmektedir, gece altını ıslatma problemi için kesin bir risk faktörü olarak kabul edilmektedir
Altını ıslatan çocukta beklenen ruhsal ve bedensel sıkıntılar şunlardır: Komplikasyonlar
Sinir bozucu olsa da, fiziksel bir neden olmadan yatak ıslatma herhangi bir sağlık riski pek oluşturmaz. Bununla birlikte, altını ıslatan çocukta beklenen bazı problemler şunlardır:
-
Altını ıslatan çocukta genelde suçluluk ve utangaçlığa bağlı kendi özgüvenine ve özbenliğe olan saygıda azalma görülmektedir. Özgüven kaybı belirgindir, bazı kişilik bozuklukları görülmektedir. Sorumluluk pek almazlar.
-
Bu çocukların sosyalleşme problemleri vardır, yatılı olarak bir yerde kalma ve kamp gibi sosyal aktivitelere katılamazlar.
-
Çocuğun poposunda ve genital bölgesinde idrar bağlı deri döküntüleri olabilir. özellikle çocuk ıslak iç çamaşırıyla uyuyorsa, değiştirmiyorsa bu tür cilt problemleri görülebilir.
Teşhisde Neler Yapılır?
Altını ıslatan çocukta, altta yatan herhangi bir nedenin olup olmadığını belirlemek için bir dizi muayene ve tetkik yapılır.Bunlar şunlardır:
-
Öykü ve aile hikayesi: Çocuğun ailesinden ve kendisinden detaylı bir sorgulama ve hikaye, teşhisin temelini oluşturmaktadır. Öncelikle sadece gece uykuda idrar kaçırmanın mı olduğu yoksa başka işeme sorunları / kabızlık gibi problemlerle birlikte mi olduğu aydınlatılmalıdır. Bunun için ailenin çocuğun gün içindeki durumuna dikkat etmesi gerekmektedir. Çocuğun, günlük sıvı alımının, aile öyküsü(diğer aile bireylerinde ve ebeveynlerde olup olmadığı), bağırsak ve mesane alışkanlıklarının ve yatak ıslatma ile ilgili sorunların tartışılması
-
Fizik muayene: Çocuğun genel fizik muayenesi altını ıslatmanın altında yatabilecek bir problem hakkında bir ipucu verebilir.
-
Mesane günlüğü ve semptom skoru formu doldurulması: Daha önce dikkat edilmemiş ise çocuğun günlük işeme alışkanlıklarını ortaya koymaya yarayan bir işeme çizelgesi(mesane günlüğü) ve işeme bozuklukları semptom skoru formunun doldurulması bu konuda değerli bilgiler verecektir.
-
Laboratuvar testleri: İdrar, rutin kan testleri ve böbrek fonksiyon testleri; özellikle diyabet ve idrar yolu enfeksiyonları açısından değerli bilgiler verebilir.
-
Görüntüleme testleri: İdrar yolunun yapısına bakmak için böbreklerin veya mesanenin ultrason, ve gerektiğinde daha gelişmiş tomografi ve MR gerekebilir.
-
Üroflowmetri ve ürodinami: Rutin testler arasında değildir, bazı problemli ve nörolojik kökenli problemleri saptamak için yapılabilir. Üroflowmetri elektronik olarak idrar akım hızını ölçen basit bir incelemedir. İnvaziv-girişimsel ürodinamik incelemede ise doktor veya hemşire, idrar yoluna ve makata(rektuma), karın içi ve mesane basıncını ölçmek için birer kateter yerleştirirler. Yerleştirilen kateterden yavaşça sıvı gönderilerek idrar torbasının olarak dolmasına benzer bir durum oluşturulur ve tüm basınçlar dolum ve boşaltım sırasında ölçülür ve kaydedilir.
Altını Islatan Çocukta Tedavi Yaklaşımı Nasıl Olmalıdır
Çoğu çocuk yatağını ıslatarak kendi kendine büyür. Erken yaşlardaki çocuklardaki şikayetler eğer çocuğun ve ailesinin hayat kalitesini bozacak düzeyde değilse, çocuk çok rahatsız olmuyor veya utanmıyorsa, bu durumun büyüdükçe geçebileceği düşünülerek tedavi bir müddet ertelenebilir. Yine bu çocuklara önerilebilecek olan ve genellikle ilk tedavi seçeneği olarak bilinen davranışsal tedavi uygulanabilir. Bunun psikolojik bir problem olmadığı ve oldukça sık rastlanan bir problem olduğu unutulmamalıdır. Daha önce bahsedildiği gibi enürezis nokturnanın çocuğun nörolojik olgunlaşma ile birlikte yıllar geçtikçe ortadan kalkacağı düşünüldüğünde bu yöntemin denenmesi mantıklı olabilir.
Hayat Tarzı Değişiklikleri
Altını ıslatan çocuk probleminde, ailenin bu problemin ne olup ne olmadığını anlaması, destekleyici ve motive edici bir yaklaşımda bulunması olmazsa olmazdır. Evde yapabileceğiniz hayat tarzı değişiklikleri şunlardır:
Akşamları sıvıları sınırlayın: Yeterli sıvı almak önemlidir, bu nedenle çocuğunuzun bir günde ne kadar içeceğini sınırlamasına gerek yoktur. Ancak, akşam-gece vakti sıvı ihtiyacını sabah ve öğleden sonra erken saatlerde almayı teşvik etmekte, akşamdan yatana kadar olan sürede sıvı tüketimini azaltmakta fayda var. Ancak çocuğunuz akşamları spor pratiğine veya egzersizlere katılma durumu varsa , akşam sıvılarını sınırlamak zarar verebilir. Bu durumda sıvı alımı gün içine eşit olarak dağıtılmalıdır.
Diyet: Kafein içeren içecek ve yiyeceklerden kaçınmakta fayda var. Kafeinli içecekler günün herhangi bir saatinde çocuklar için önerilmez. Kafein mesanede kasılmayı uyarabileceğinden, özellikle akşamları kafein tüketimine dikkat etmek gerekiyor. Ayrıca Akşam yemeğinde tuzlu gıdaların tüketiminden kaçınılmalıdır.
Kabızlıkla mücadele: Kabızlık problemi varsa bunun çözülmesi elzemdir. Bunun için bol lifli gıdalar ve yeterli miktarda sıvı alımı şarttır. Her sabah kaka yapmayı alışkanlık haline getirmek uygun bir yöntemdir ama eğer bu uygulanamıyorsa yemekten 15-20 dakika sonra çocuğun tuvalete gitmesi ve kaka yapmasını teşvik etmekte yarar vardır.
Yatmadan önce çift işemeyi teşvik: Çift işeme, yatmaya hazırlanırken bir kez, birde uykuya dalmadan hemen önce olmak üzere iki kez idrar çıkayı teşvik etmeliyiz. Ayrıca, çocuğa, gerekirse gece boyunca tuvaleti kullanmasının uygun olduğunu hatırlatmakta fayda var. Ayrıca mutlaka uyuduktan 2 saat sonra kaldırılıp işemesi sağlanmalıdır. Yine yatak odası ve banyo arasındaki yolu kolayca bulabilmesi için küçük gece lambaları kullanılabilir.
Gün boyunca düzenli tuvalet kullanımını teşvik: İşemenin düzenlenmesi de oldukça önemlidir. Gündüz ve akşam, çocuğunuzun her iki saatte bir veya en azından aciliyet hissinden kaçınmak için yeterince sık idrara çıkmasını önerin. Okulda en azından iki teseffüsde bir tuvalete gitmesini teşvik etmeliyiz, ve bunun yanında eğer klozet kullanıyorsa (alafranga tip tuvalet) ayaklarının desteklenmesinde fayda var.
Cilt ıslaklığa bağlı oluşabilecek kızarıklıkları önleme: Islak iç çamaşırların neden olduğu kızarıklıkları önlemek için çocuğun her sabah poposunu ve genital bölgesini yıkamasına yardımcı olmakta fayda var. Ayrıca, yatmadan önce etkilenen bölgeyi koruyucu bir merhem veya krem kullanılabilir. Bu ürünleri kullanırken doktora danışmakta fayda vardır.
Davranışsal Tedavi-Destek tedavisi
Çocuklar anne babalarını kızdırmak için altını ıslatmazlar. Siz ve çocuğunuz sorunu birlikte çözerken sabırlı olmaya çalışın. Etkili tedavi stratejilerinin başarılı olması zaman alabilir.
Çocuğunuzun duygularına karşı duyarlı olma: Başka bir sebebe bağlı olmayan, saf gece altını ıslatma problemi, psikolojik kökenli olmamakla birlikte çocuk üzerinde psikolojik olarak negatif bir etki bırakması beklenen bir durumdur. Tedavinin belki de en önemli gerekçesi budur. Çocuk kaygılı, stresli ve endişeli ise, bu duygularını ifade etmesi için onu teşvik edin. Bu problemin üstesinden gelmesi konusunda çocuğu cesaretlendirmek, destek ve teşvik sunmak önemlidir. Çocuğunuz kendini sakin ve güvende hissettiğinde, altını ıslatmak daha az problemli hale gelebilir. Gerekirse, stresle başa çıkmak için, ek stratejiler hakkında, hekimden destek alınabilir.
Altını ıslatmanın kolayca temizliği için plan yapma: Bu amaçla; çocuğun yatağına sıvı geçirmeyen plastik bir örtü yaymak, geceleri idrarı tutucu kalın, emici iç çamaşırı kullanmak, ilave yatak takımlarını ve pijamaları el altında bulundurmak yararlı olabilir. Ancak, uzun süreli çocuk bezleri veya tek kullanımlık iç çamaşırı kullanımı önerilmemektedir.
Çocuktan yardımı alınabilir: Çocuktan, yaşı uygunsa, ıslak iç çamaşırlarını ve pijamalarını durulamasını veya bu eşyaları yıkanmak üzere özel bir kaba koymasını istemek, çocuğun mevcut durumdan daha fazla sorumluluk almasına ve hissetmesine yardımcı olabilir.
Çocuğun çabasını kutlama ve ödüllendirme: Altını ıslatan çocuğa ailenin destek olması oldukça önemlidir.Yatak ıslatma istem dışıdır, bu nedenle çocuğunuzu yatağını ıslattığı için cezalandırmak veya kızmaz mantıklı değildir, ve varsa diğer kardeşlerin yatağını ıslatan çocukla dalga geçmesine fırsat vermemek gerekir. Bunların yerine, çocuğun yatma vakti rutinini takip ettiği ve altını ıslattıktan sonra temizliğe yardımcı olduğu için övmek lazımdır. Hatta çocuğu motive etme adına ödül sistemi kullanılabilir, şöyleki, çocuk; sizin bu durumu güvence, destek ve anlayışla karşılamanız karşısında kuru geceleri sabırsızlıkla bekleyebilir. Belli takvim aralığını belirleyerek aralıksız kuru kalma başarısını ödüllendirme yöntemi, çocukların bu konuda motivasyonlarını artırmakta ve problemin aile içinde kabul edilerek çocuğun üzerindeki psikolojik baskının azaltılmasını sağlayabilmektedir.
Altını Islatan Çocuklarda Alarm Cihazı Kullanımı
Çoğu eczanede reçetesiz satılan bu küçük, pille çalışan cihazlar, çocuğun pijamasına veya yatağındaki neme-ıslaklığı duyarlı bir pede-çarşafa bağlanır, ped ıslaklığı algıladığında alarm çalar, çocuk uyanır, idrarını tutar, ve tuvalete gider. Uykusu ağır olan, alarma rağmen uyanmayan çocuklarda, ebbeynlerler tarafından alarm çaldığında çocuk uyandırılır ve idrar yapması temin edilir.
Altını Islatan Çocukların Tedavisinde Alternatif Tıp Yöntemleri
Gece altını ıslatma tedavisinde tamamlayıcı veya alternatif tıp yaklaşımları günümüzde oldukça popülerdir.. Ancak bu gibi yaklaşımların, yatak ıslatmayı tedavi edici etkinlikleri kanıta muhtaçtır, kanıtları zayıf ve sonuçsuzdur ya da bu tür çabaların etkisiz olduğu kanıtlanmıştır. Bu yöntemleri konu alan çalışmaların güvenilirliği iyi seviyede değildir.
Bu amaçla kullanılan alternatif tıp yöntemleri şunlardır:
-
Hipnoz,
-
Akupunktur,
-
Kayropraktik terapi ve
-
Bitkisel terapi
Sonuç olarak gece altını ıslatamanın bir problem olarak kabul edilmesi ve çocuğun bu bağlamda suçlanarak değil desteklenerek problemle başa çıkılması en doğrusudur. Bu problemin ilerleyen yaş ile birlikte büyük oranda kaybolacağını bilmek önemlidir. Bunun yanında gece idrar kaçırmanın sosyal ve psikolojik olarak etkileme düzeyine geldiği durumlarda ilaç (desmopressin) veya alarm tedavisinin veya seçilmiş vakalarda iki tedavinin birlikte kullanılmasıyla bu hastaların çok çok büyük kısmı erişkin yaşlara bu problemi atlatarak gelecektir.
Istanbul Obesity Center Achieves Global Success in 2024: Zero Complications in Obesity Surgery

Discover the Best Obesity Clinic in Istanbul: Istanbul Obesity Center
Vejetaryen ve Vegan Beslenme Üzerine

Maskelerin Koronavirüsten Koruma Düzeyleri

Ameliyatsız Zayıflama Yöntemi: Mide Botoksu

Kalp Kası Bandı Hastalığı (Miyokardiyal Bridge)
Trendler
-
Koronavirüs3 sene önce
Maskelerin Koronavirüsten Koruma Düzeyleri
-
Mide Botoksu4 sene önce
Ameliyatsız Zayıflama Yöntemi: Mide Botoksu
-
Kalp ve Damar Cerrahisi4 sene önce
Kalp Kası Bandı Hastalığı (Miyokardiyal Bridge)
-
Genel Cerrahi4 sene önce
Mide botoksu nedir? Mide botoksu yaptıranlar nasıl bir yol izliyor?
-
Tüm Makaleler4 sene önce
Ejakülatör Kanal Kisti
-
Tüm Makaleler4 sene önce
Penis Büyütme Nedir? İşe Yarıyor Mu?
-
Kalp ve Damar Cerrahisi4 sene önce
Küçük Kesi İle Kalp Ameliyatları
-
Kalp ve Damar Cerrahisi4 sene önce
Kalp Deliği (ASD) Hakkında Herşey